Rus Ligi'ne Bir Bakış
Biraz geç kalsak da, yine de şöyle kim ne transfer yapmış, ligde kim ne yapar gibisinden kısa bir özet geçelim.
İlk olarak geçen sezonu birinci sırada bitiren Rubin Kazan'dan başlayalım. Geçen sezonun şampiyonu Rubin Kazan gerçekten beklenmeyeni gerçekleştirdi ve büyük şehir takımlarının yıllardır egemen olduğu bu ligde ilk şampiyonluğunu aldı. Rus otoriteler, Rubin'in bu sene Avrupa'da da mücadele edecek olmasından dolayı bu ünvanı koruyamayacağını düşünüyorlar. (Sanki geçen sene şampiyon olacaklarını biliyorlardı ya? ) Defansın ortasına, sağ ve sol kanada hücuma yönelik transferler yapan Kazan, transferin son günlerinde 2 senedir Zenit'te oynayan eski oyuncuları Alexander Dominguez'in geri dönmesiyle rahatlamış gözüküyorlar. Süper Kupa maçında bekleneni veremeyen Cesar Navas, hazırlık maçlarında hepimizin yakından tanıdığı Stepjan Tomas ile gereken uyumu sağlayamadı. Pyotr Bystrov ise tecrübesiyle kanada iyi bir yedek olabileceğini gösterdi. Rubin, orta sahada Sergey Semak ve Sergey Rebrov'un tecrübesinden, Gökdeniz ve Noboa gibi isimlerin de çevikliğinden ve süratinden yararlanmayı planlıyor. Forvette ise Buharov, Kabze ve Adamov gibi kaliteli isimlere sahip olsalar da, en büyük sıkıntıları bu isimlerin istikrarsızlığı.
CSKA'ya gelecek olursak, Gazzaev'in ayrılmasından sonra teknik direktörlüğe Zico'yu getiren Kırmızı-Siyahlı takım, her kulvarda şampiyonluğu hedefliyor. Rubin'i ekarte ederek Süper Kupa'yı alan ve Aston Villa'yı eleyerek UEFA'da son sürat yoluna devam eden takımda en büyük sıkıntı maddi konularda yaşanıyor. Takımın en büyük sponsoru olan Vneshtorgbank, takımın bu sene sponsoru olmayacağını açıkladı. Takıma yeni katılan Necid, hazırlık döneminde ve sezon açılışında oynanan kupa maçında herkesin beğenisini kazanan bir performans gösterdi. CSKA'nın 2005 UEFA şampiyonluğunda en büyük paylardan birine sahip olan Daniel Carvalho'nun Zico tarafından ikna edilip takıma geri kazandırılması, takımın hücum gücüne önemli katkılar yapacak. Zico'nun takımı Gazzaev'in oynattığı 3'lü defans sisteminden 4'lü sisteme çevirmesi de dikkatlerden kaçmaması gereken bir detay. Yazın transfer sezonunda ayrılmasına kesin gözle bakılan 2 isim var. Italyanların gözdesi Yuri Zhirkov ve Ingiliz Ligi'ne göz kırpan Vagner Love. Eğer ayrılırlarsa, bu ikilinin yerinin nasıl doldurulacağı tamamen soru işareti. Ayrıca Dzagoev ve Krasiç de Avrupa takımlarının gözdelerinden. Avrupa transfer dönemi geçtikten sonra ligi nerede bitirebilecekleri konusunda daha net bir fikir elde edebileceğiz ancak mevcut kadroyu korumayı başarırlarsa, şampiyonluk için en büyük favoriler.
Geçen sene ligi 3.sırada bitiren Dinamo Moskova, her başkent takımı gibi zirveyi hedefliyor. Ancak görünen o ki, geçen sene başında kurdukları Danny, Shemsov ve Khokhlov'dan kurdukları orta saha üçlüsünden Shemsov ve Danny'i Zenit'e kaptırdıktan sonra yerlerini dolduramamaktan epey dertliler. Orta sahayı Rumen Ropotan ve genç oyuncu Yusupov ile güçlendirseler de eski etkinliklerini gösteremeyecekleri bir gerçek. Defansta Fernandez ve Denis Kolodin, orta sahada Khokhlov ile birlikte ikiz kardeş Kombarovlar ve ileride de Kerzhakov, Moskova ekibinin en önemli kozları.
Geçen seneyi Zenit'in önünde 4. sırada bitiren Amkar'da bu sene işler geçen seneki kadar iyi gitmeyecek gibi. Takımın geçtiğimiz sezon ligin en az gol yiyen takımı olmasında büyük rolü olan Rahimov, Lokomotiv Moskova'nın başına geçti. Rahimov ile birlikte orta sahanın önemli isimlerinden Duimovich de Lokomotiv yolunu tutan başka bir isim. Defansa Brezilyalı William ve forvete de Brezilyalı Jean Carlos'u transfer eden Amkar'da bu sene beklentiler çok yüksek değil. Tehlikeli bölgenin civarına yaklaşırlar ancak düşeceklerini sanmıyorum.
2007-2008 sezonu sonunda 5.sırayı alması büyük şaşkınlıkla karşılanan Zenit St. Petersburg, CSKA ile birlikte ligi Avrupa mücadelesiyle birlikte sürdürecek diğer bir Rus takımı. (İtalya'da aldıkları 2-0 yenilgiden sonra ne kadar uzun olur tartışılır.) Kadrosunda bu sene değişiklikler gözlenen Zenit'te en büyük kayıp Rus futbolunun son yıllardaki en büyük yıldızlarından olan Arshavin. Geçen sene sonunda Zenit'in kendisini satması gerektiğini söyleyerek isyan bayrağını açmış olan Arshavin, epey olaylı bir şekilde olsa da muradına ererek Arsenal ile sözleşme imzaladı. Ukraynalı kaptan Tymoschuk ise Avrupa transfer dönemi başlar başlamaz Bayern Münih ile sözleşme imzalayacak. Bunun yanı sıra geçen sene bekleneni veremeyen Pyugrenier Bolton'a kiralandı. Dominguez eski takımı Rubin'in yolunu tutarken, Lee Ho da Kore'ye geri döndü. Zenit bu kayıplarının yerini doldurmak için Dinamo'dan Rus milli oyuncu Denis Shemsov'u, Hannover'den Macar oyuncu Szabolcs Huszti'yi ve transferin son günlerinde de hepimizin bildiği üzere Galatasaray'dan Fernando Meira'yı transfer etti. Teknik direktör Advocaat, Arshavin'in İngiltere transferi ve Tymoschuk'un ayrılmasının kesinleşmesinden sonra yaptığı açıklamalarda takımın son sürat yoluna devam edeceğini, hedeflerinden en ufak sapma olmayacağını açıkladı. Meira'nın transferinin takımı için çok önemli olduğunu belirten Hollandalı, hep birlikte kaptanın eksikliğini gidermeye çalışacaklarını dile getirdi. Bu kayıplardan sonra, kulüpten güven tazeleme adına yapılan açıklamalara göre ilerleyen günlerde Avrupa'nın üst düzey kulüplerinden transfer yapmayı hedefliyorlarmış. Buna gözüken en büyük engel ise kulüp sponsoru Gazprom'un %10'luk bir bütçe indirimine gitmesi. CSKA'dan sonra şampiyonluğun en büyük adaylarından.
Geçtiğimiz sezonu ilk 5 sıradaki takımını detaylı inceledikten sonra, diğer takımlara da şöyle bir göz atarsak, en dikkat çeken takım Lokomotiv Moskova oluyor. Hiçbir önemli oyuncusunu kaybetmeden yoluna devam edecek olan Lokomotiv'de, yapılan teknik direktör değişikliği takıma büyük bir moral getirmiş durumda. Takımın başına geçen Rahimov beraberinde etkili orta saha oyuncusu Dujmovich'i de getirdi. FC Moskva takımından gelen Ivanov ve Kuzmin de takıma güç katacak diğer isimler. Forvete yaptıkları katkı ise gelecek için hayırlı bir yatırım olarak gözüküyor. Randers formasıyla Fenerbahçe'ye karşı da mücadele etmiş olan Djiby Fall artık Lokomotiv için ter dökecek. Moskova'nın bir diğer temsilcisi, 90'lı yılların Rus liginde en başarılı takımı olan Spartak ise pek iyi günler geçiriyor diyemeyiz. Takımın başına geçen Michael Laudrup'un takıma görünür bir katkısının olmaması endişe verici. Takımın geçen sene aldıkları en tatmin edici sonuç CSKA'ya karşı 7 senedir galibiyetsiz geçen seriyi sona erdirmeleri oldu. Pavlyuchenko'yu kaybettikten sonra hücum gücünde bariz bir azalma görülen Spartak'ta, Laudrup'un Brezilya'dan getirdiği Alex'in bu sene takıma neler katabileceğini hep beraber göreceğiz.
Rus Ligi'nde bu sene getirilen yabancı sınırlamasıyla artık takımlar sahada 6 yabancıyla mücadele etmek zorunda. Bunun getirisi ne olacak bilmiyoruz ancak şu anda yabancı kaynayan ligden epey kelepir mal toplamak mümkün olabilir. Rusya'nın Euro 2008'te gösterdiği performans sonrası, lige olan ilginin tekrardan artması söz konusu. Setanta Sports yayın organı, Mart'tan Kasım ayına kadar sürecek olan Rus ligi'nden Amerika'da ve Kanada'da bu sene en az 60 maç gösterecek. Geçtiğimiz yıllarda gelen giden oyuncularla, teknik adamlarla dikkatimizi çekmeyi başaran Rusya, umarım krizden her ülke gibi paçasını kurtarır ve liginin gelişimi sürer.
Bu da müessemizin ikramı olsun.
Etiketler: Daniel Alves, Futbol
3 Yorum:
antrenmanda tercümana frikik attırmayıp dalga geçmeseydi! zico şu an wagner love ile ait olduğu takımın başında olurdu!
nazdrovya cska moskova ne diyim artık...
jean carlos şu 6 yaşında internette efsanevi videoları dolaşan jean carlos değildir sanırım:)
:)
levski sofya'dan geldi jean carlos amkar'a.
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa