23 Aralık 2007 Pazar

Boys Are Back In Town



Efendim bayram dolayısıyla söz verdiğimiz Derby Della Madonnina tarihçesini yazamadık, bu sözümüzü tutacağımızı belirtmekle birlikte en azından derbi sonrası izlenimlerimizi paylaşalım istiyorum.

Yazının başlığının Türkçe meali "çocuklar şehre geri döndüler". Bizzat Thin Lizzy adlı efsane gruptan arakladığımı ve maçtan önce direk bu şarkıyla motive olduğumu, maçtan sonra da aynı hırsla gaza geldiğimi itiraf edeyim. Bu maça cuk oturan başka bir cümle daha olamaz. Evet, Milano'nun Interli çocukları geri döndüler. Milano'nun efendileri artık onlar.

Onlara "non vincete mai" yani "asla kazanamayacaksınız" dediler 1989'dan beri şampiyon olamadıkları için ama unutmuşlardı kendilerinin 44 yıllık şampiyon olamama dönemlerini. Ve yine unutmuşlardı Nerazzuri'nin hiç calciopoli vb skandallara karışmadığını, hiçbir zaman Serie B görmediğini.

Yıllar boyu süren Berlusconi ve medyası ile Agnelli dayanışmasının yasal olarak da ayyuka çıkmasından sonra kavuştu Inter Scudetto'ya geç de olsa. Ertesi sene bir kez daha yaşadılar bu sevinci üstelik 28 puan fark atarak Milan'a ama bizim puanımızı sildiler dediler, sanki 29 puanlarını silmişlerdi ve sanki haybeye silmişlerdi. Sonuçta gene non vincete mai teranesi devam etti, ama non mollare mai demeye ve Inter'in peşini bırakmamaya devam etti Nerazzuri sevdalıları.

Facchetti'nin, Meazza'nın, Mazzola'nın, Bergomi'nin, Zenga'nın, Boninsegna'nın, Burgnich'in, Altobelli'nin ve Baresi'nin ( Inter'in Guiseppe Baresi'si bu efendim ) aşkına oynamaya, mücadeleye devam ettiler. 2 senedir yenilmiyorlardı zaten Milan'a ama bu kez geriden gelerek, Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kulüpler Şampiyonu ünvanlı Milan'ı alaşağı ettiler, Seedorf'ın hafta içinde verdiği küçümser mesajı ona iade edercesine. Nasıl ettiklerine gelelim isterseniz.


4-3-1-2 ile başladı Inter maça. Inter'in 4-3-1-2 si Cesar'ın önünde Maxwell, Samuel, Cordoba, Maicon'dan oluşan bir savunma dörtlüsü, onları iki yönlü olarak destekleyen Chivu, Cambiasso ve Zanetti üçlüsü vardı. Inter'in hücum organizasyonu ise genç bir Şilili olan Jimenez'in omuzlarında yükseliyordu. Cruz ve Ibra hattını beslemek, zaman zaman da onların kenarlara deplase olarak yarattığı boşluktan gol kovalamak onun işiydi.

Jimenez'in işini Rossoneri'de yapacak olan oyuncunun Kaka olması Inter'lileri partneri Shevchenko olmadığı için pek korkutmuyor gibiydi. Inzahgi ise karşısında Battaglia'dan çok daha sert ve tecrübelilerini bulunca zaten pek bir sönükleşmiş ama yine de ceza yayı üzerinde sergilediği performans ile Pirlo'ya gol yolunu açmış ve o da gerekeni yaparak Guiseppe Meazza'yı suskunluğa sürüklemişti.

Milan'ın tam da istediği şeydi lambuja bulmak. 5'i de birbirinden mahir ve has olan ortasahadan oluşan 4-3-2-1'in direncini iyice artacak ve oyunu kilitleme konusundaki becerilerini sergileyebileceklerdi fakat Jimenez'in Kaka performansı sergileyeceğini hesap etmemişlerdi, buna bir de Cambiasso'nun insanüstü oyunu eklenince Milan'ın ortasahası sararmaya başladı. Seedorf, Gattuso, Ambrossini, Pirlo ceplerinde sarıyla oynamaya başlayınca Inter'i yeterince sıkıştıramadı Rossoneri. Üstüne üstlük bir de Cruz'un 3 kişinin arasından Dida'nın kapadığı köşeden topu ağlara yollaması eklenince, Ancelotti'yi de afakanlar basıyordu haliyle.

İkinci devreye Ancelotti biraz daha ısırgan bir takım ile çıktı. Sararmış ortasahasını Emerson ile tazeleyip, Inter'in canlı bombası Materazzi üzerine de Gilardino ile gitmeye karar verdi fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Bunda hem değişikliklerin pratikte sonuç vermemesi etkiliyken hem de ilk yarı kıpırdayan ve Samuel'i hastaneye yollayan Kaka'nın ikinci devre durmasının etkisi de büyüktü.

Inter kanadında ise Ibrahimovic'e ragmen dalga dalga hücumlar devam ediyor, Jimenez Zamorano'dan sonra Nerazzuri'nin ikinci Şili efsanesi olma yolunda ilerliyordu, büyüdükçe büyüyordu. Ancelotti 58'de son kozunu oynayarak Serginho ile biraz hücum yaparak Maicon'un sürüklediği Inter sağ kanadının hızını kesmek istese de başarılı olamıyor ve Dida'nın Cambiasso'dan yediği golle Boys San grubunu coşturuyordu.

Bundan sonrası artık formaliteydi. Mancini Suazo hamlesini erken yapsaydı ve Cruz yerine Ibra yerine yapsaydı Milan için kara bir günün mimarı olabilirdi fakat tercih etmedi. Sonuçta Inter namağlup ve 7 puan farkla sürdürdüğü liderliğini iyice perçinlemiş oldu.

Artık geri döndüğünü de tamamen ispatladı.

Başta bizzat kendim olmak üzere hayırlı ve daim olsun efendim tüm Inter Milan ve derbilerde mavi kanadının sempatizanları için bu galibiyet. Maçın adamı elbette Jimenez ve Cambiasso fakat bence maçın bidonları daha ses getirecek cinstendi. Şu yukarıdaki maç afişinde Ibrahimoviç Inter adına maçın bidonuydu. Maç boyunca hiç faul alamadığını söylersek bana katılırsınız sanırım. Milan adına da bu kadar kötü oyununu görmediğim Kaka'yı seçecektim aslında ama ödül sonrası moral bozmak olmaz şimdi. Hem zaten ondan da bidonu vardı hatta kova kıvamında olan bir Rossoneri vardı sahada.

Dida.

Bu arada Italyanlar bize Morganti'yi bile iflas ettirerek tempoyu, futbol sertliğini ve fair play kavramının ne demek olduğunu 90 dakika boyunca iliklerimize kadar yaşattılar. Tartışılacak kararlara rağmen tek bir Hasan Şaş mizanseni izlettirmediler, herkesin aklı fikri futboldu.

El Clasico'nun keyfini çıkaralım artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder