23 Ocak 2008 Çarşamba
Doğal Uyum
Söz konusu futbol olunca uyumu tarif etmek için kullanılan kimya, harmoni, doku gibi fen, müzik ve tıbba ait olan kelimeler yetersiz geliyor sahada yapılanları görünce. Tabi zıttı olan uyumsuzluk durumunda da yetersiz geliyor o kelimeler. Kolay değil uyumu yakalamak, hem edebi hem sportif olarak.
Fenerbahçe yakaladı; kimileri çete dese de Brezilyalılar ile yakaladı. Tarihinin en verimli sezonunu geçiriyor o çeteyle. Nasıl çeteyse hem, anlamadım… Huyları güzel; bir tanesinin kavga ettiğini görmedim. Sürekli gülüyorlar; oyunun içinde bile gülmesini biliyorlar. Kimisi Edu gibi kendi takım arkadaşı Roberto Carlos’un şaşkınlığına, kimisi Alex gibi Inter maçında vurduğu enfes bir kafayı çıkaran vatandaşının şansına.
Oynadıklarından keyif alıyorlar, mutlu olmanın ve kutlamanın yollarını düşünüyorlar soyunma odalarında ve idman sonralarında. Ve mutluluk anında o şirin danslarını yapıveriyorlar hep beraber, uyumları o dansta da var ve üstelik aralarında Semih de var. Semih’le de uyum sağlayabiliyorlar, Gökhan Gönül’le de, hatta gerekirse Kemal ile de.
Türkler ile de, kültürü ile de, İstanbul ile de, Fenerbahçesi ile de, taraftarları ile de…
En önemlisi bu uyum.
Daha önce Didi ve Parreira ile de yaşanmış bu uyum. Sonrasında gelen Zico da geleneği bozmadı, sadece Lazaroni var ıska geçen. Sene sonu beklense belki de o da ıska geçmeyecekti. Gerson’dan Deivid’e, Luciano’dan Alex’e neredeyse tüm oyuncular keyif veren izler bırakmışlar.
Doğal bir bağ var sanki Kadıköy ile Rio arasında…
Kim ne derse desin Fenerbahçe’nin en büyük doğrularından biri yabancılarını Brezilya’dan seçmesi, hatta özellikle orada çok başarılı olmuş bir takımdan.
Bunu eloğlu da yapıyor. Barcelona’da da Hollandalı, Arsenal’de Fransız, Inter’de Arjantinli, Galatasaray’da Romen emsalleri vardı Fenerbahçe’deki Brezilyalıların uyumunun.
Keşke diğer takımlarımız da bulabilseler emsallerini.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder