11 Ocak 2008 Cuma

Fenerbahçe Artık Geçmişinden Öğreniyor




Transfer dönemlerinin hiç tartışmasız en popüler, en renkli kulübüdür Fenerbahçe. Doğru ya da yanlış sürekli bir devinim, canlılık hakimdir. Birileri gelir, birileri gider ve bu hep herkesin gözü önünde cereyan ederdi. Davullu, zurnalı düğün dernekten farksızdı.

Böylesine uzun süreli bir alışkanlığın aniden saraydan kız kaçırma kıvamında ketumlaşması doğru mu yanlış mı başka bir konu; fakat bir gerçek var ki, bu durum fazlasıyla olağan dışı.

Nihayet bu suskunluğu Zico’nun açıklaması dağıttı.

İki önemli husus var Zico’nun açıklamasında:

1) Zico’nun Semih ve Kezman’ı bir arada kullanmayı düşünmediği,

2) Ortasaha için yerli bir oyuncunun gerekliliği.

Beni ilgilendiren kısım Semih ile Kezman’ın bir arada oynamayacak, diğer bir deyişle ileride tek santrfor oynanmaya devam edilecek olması.

Fazla değil, 15 -20 senelik yakın geçmişe baktığınız zaman Fenerbahçe’deki en temel sorunlardan birinin yıllar boyu kadroda yetenekli, kariyerli ve çok sayıda forvet bulundurarak sağlıksız bir kadro paylaşımına sahip olunmasının ve saha içerisinde bunlardan vazgeçilememesinden ötürü oynanan çok forvetli, fakat verimsiz futbol olduğunu göreceksiniz.

Verebileceğim en yakın örnek 2004 – 2005 sezonundan.

O sezon Fenerbahçe’nin elinde Van Hooijdonk, Nobre, Serhat, Tuncay, Semih, Murat Hacıoğlu ve hatta kariyerine forvet olarak başlayıp sonradan sağ kanat oyuncusu olan Mehmet Yozgatlı gibi forvetler varken tutup üzerine bir de Anelka getirilmişti.

Tuncay ve Serhat kanatlara monte edilmiş, ileride de Hooijdonk’un sakatlığı sebebiyle eğrisi doğrusuna gelerek, ileride tek Nobre ile 4-2-3-1 oynuyordu Fenerbahçe. 42 gol atıp ve sadece 9 gol yiyerek sezonun ilk devresinde 43 puan toplayan Fenerbahçe, Anelka’nın gelişiyle dizilişini ve oyun anlayışını bozmak zorunda kalmıştı. Sezonun ikinci devresinde, üstelik 2 santrfor oynamasına rağmen, attığı gol % 16,6 düşerek 35’e inmiş, yediği ise % 66,6 artarak 15’e çıkmıştı Fenerbahçe’nin.

Şayet Gençlerbirliği, Galatasaray’a Ali Sami Yen’de çelme takmasaydı, belki şampiyon olunamayacaktı o sezon.

Şu anki düzene uymayan Ronaldo ya da o kalibreye yakın olan benzer futbol karakterindeki bir oyuncu marka değeri açısından Fenerbahçe’ye çok şey katacaktır şüphesiz. Lakin bu, aynı geçmişteki gibi, Fenerbahçe’nin alışmış olduğu düzenden kopmasına ve kazandıklarını yitirmesine ya da istediği seviyede alamamasına da sebep olabilir.

Albert Einstein’in “Dünden öğren, bugün için yaşa, yarın için hayal kur” diye bir sözü vardır. Zico’nun tek santrfor düzeniyle devam edecek olması, zaten bugünü yaşayan ve geleceğini hep hayal eden Fenerbahçe’nin artık geçmişinden, dününden de öğrendiği anlamına geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder