Bu sıralar kamuoyu Şekip Mosturoğlu’nun geçen sene Beşiktaş maçının ardından Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Türkiye Kupası vizyonu hakkındaki açıklamayı, Yıldırım Demirören’in bu sene yaptığı meşhur PAF açıklaması bir tutmakta. Genelde olaylara yüzeysel bakmayı alışkanlık edindiğimizden bir takım önemli detaylar atlanıyor.
Örnek vermek gerekirse Beşiktaş’ın açıklamasında sunduğu yöntemin ne idari, ne ekonomik ne de vicdani olarak uygulanabilme ihtimali sıfırdı ve uygulanamadı da.
Oysa Fenerbahçe’nin açıklamasında sunduğu yöntem uygulama açısından zorluk yaratacak cinsten değildi. Gayet kolay bir şekilde birkaç PAF takviyeli rezerv takımla oynayabilir ve bunun vebali de 24 yıldır alınamayan kupa için 1 sene beklemek olurdu.
Nitekim çok büyük kulüplerin bile Federasyon kupalarında basireti bağlanabiliyor. Misal birkaç sene öncesine kadar Milan 26, Inter 24 beklemişti İtalya kupasını kaldırmayı; 6 senedir üst üste Ligue 1 şampiyonu olan Lyon 35. senedir bekliyor Fransa Kupası zaferi için.
Bu 1 sene kesinlikle tolere edilebilirdi.
Bütün bunlar, arada fark olsa bile elbette her iki açıklamanın da hoyratça olduğu gerçeğini değiştirmez fakat burada gözden kaçan daha önemli bir husus var.
Hatırlarsanız Zico’nun bilgeliğini yazmıştım çala kalem son yazımda. Nedense bu özellik bizde genelde yumuşak yüzlü, otorite yoksunu, her istenilenin yaptırılabileceği ak pak yüzlü kişileri çağrıştırıyor. Onların kudretli de olabileceğini pek kimse düşünmüyor çünkü kudretin timsali olarak görülen şeyler başka.
Del Bosque’ye Yeniköy Kasabı denip Fatih Terim’e İmparator denmesinin altında yatan sebebi havsalam başka türlü almıyor zira.
Zico’ya da böyle yaklaşıldı, en büyük bombayı ise Erman Toroğlu Azizsilin ile patlattı. Sonra Gürcan Bilgiç devam ettirdi hikayeyi, denmedik laf kalmadı.
Ama kimse Fenerbahçe’nin Fortis Türkiye Kupası maçına olabilecek en as kadrosuyla çıkmasının ardında yatan sebebin Zico’nun bu kupaya verdiği değerin yanısıra, O’nun hedeflerinden, yarışmacı ve sportmen kimliğinden ötürü bu kararı Fenerbahçe yönetiminin kararına rağmen uygulamamış olabileceğini dikkate almadı.
Çünkü kendi yarattıkları imaja ters geliyor.
Ve zaten unutuyorlar Zico’nun bu karar açıklanırken Fenerbahçe yönetiminin yanında, Yıldırım Demirören’in yanındaki Ertuğrul Sağlam gibi durmadığını hatta yanlarında bile olmadığını.
Ertuğrul Sağlam da bu kararı güle oynaya karşılamadığı, şampiyonluk yarışında varolduğu halde bu karar sayesinde hedeften kopacağından ve parlak kariyerinin sekteye uğrayacağından ötürü keyifsizliği açıktı. Lakin ne sözleriyle ne de hareketleriyle karşı çıkma kudretini de gösterememişti.
Zico gösteriyor oysa.
Bilgeliğinin yanı sıra kudretinin de sergiliyor.
Ve hem saygım hem de güvenim gitgide büyüyor Zico’ya, yönetiminin üstelik taraftarının da destek verdiği hoyratlığa esir olmadığı için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder