12 Haziran 2008 Perşembe
Bir Futbol Masalı
Bu maçın yazısı diğerleri gibi olmaz, olmamalı da. Hava maçın ortasında su koyvermişti bir kere. Sonra biraz kan boşaldı. Türkiye sahadaki 3 Türk'e karşı oynuyordu üstelik. Basının istedikleri oynuyordu bizim tarafta, Arda Turan başta. Diziliş belki daha netti önceki maça göre ama oyunda değişen birşey yoktu. Sadece dizilmişlerdi. Üretim yerine panik vardı. Hamit gene sağ bek, ileride gene Nihat Kahveci tek başına, Nihat ile Tuncay gene topu paylaşamıyordu. Volkan yine kurtarıyordu ama bir yere kadar.
Eren Derdiyok getirdi, Hakan Yakın boş kaleye yuvarladı. Yeni bir Podolski hikayesine hazırlamıştık kendimizi.
Yağmurla birlikte nakavt için herşey hazırdı. Yine boş bir kale, Hakan Yakın ve top. O topun gelişine bilinçli bir şekilde dışarı vurmak istesen vuramazsın. Ama Hakan Yakın vurdu. Belki de bu şampiyonanın kontenjanı 1 Podolski'ydi.
Terim ise yağmur kadar net olan felaketi devre sonuna kadar izlemekte karar kıldı. Devrede Semih girdi, girer girmez başkalaştı Türkiye. Şükür'ün Almanya'da Juventus'a attığı golün benzerini attı süper yedek. Yağmur da dinmiş ve sahadaki şey yine futbola benzemeye başlamıştı üstelik. Bu sırada Aurelio ile golü teptik.
Aurelio kaçırdıktan 3 dakika sonra maçın ikinci kırılmaz anı geldi. Korner dönüşü 4'e 1 yakalandı ayyıldızlılar. İsviçre yine Türklerle geldi. Derdiyok getirdi, Hakan Yakın vurdu Volkan muazzam tokatladı. Devamında da Gökhan Inler'in ayaklarına kapandı. NBA "where amazing happens" diyor buna.
Sonrasına ise başka bir slogan lazım. "Where drama happens" en uygunu gibi. Dramanın baş aktörü ise Arda Turan. Old Trafford'daki Boliç gibi vurdu. David May'in yerinde Muller, Schmeichel'in yerinde Benaglio vardı.
Güzel bir hikaye. Tam bir futbol masalı ama fazlası değil. Sonunda uyanacağız. Zira Baros, Hakan Yakın kadar torpil geçmeyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder