19 Eylül 2008 Cuma
Seni de Hatırlamayacaklar
Çin'de düzenlenen Paralimpik Olimiyatları'nda okçuluk dalında altın aldı Gizem Girişmen. Bundan önce kimse tanımıyordu oysa şimdi şimdi tüm Türkiye tanıyor Gizem'i. Paralimpik kelimesinin anlamını dahi bilmeyenler şimdi gurur duyuyorlar onunla. Televizyon ve gazetelerde çarşaf çarşaf haberler, röportajlar, oturduğu eve gitmeler, antrenman tekniklerini incelemeler, GSGM Başkanı Mehmet Atalay'ın o yapmacık, robotik gülümseme...Bunlar normal. Anormal olan bundan sonra 4 sene boyunca kimsenin Gizem'i hatırlamayacak olması. Çünkü sevindikleri şey fiziksel engeli olan bir genç kızın spor yapması değil, bilmem nerede aldığı madalya. O madalya üzerinden kasım kasım kasınabilmek, tiraj yapabilmek. Tıpkı bundan yaklaşık 1 sene önce gündeme oturan Ampute Milli Futbol Takımı gibi. Sahi ne oldu onlara şimdi ?
Ntvspor haberlerinden:
YanıtlaSil''Ödül töreninde kaldırım engeline takılan Gizem Girişmen 'işte Türkiye'nin bizlere verdiği değer' şeklinde tepki gösterdi''
Unutmak için zamanın geçmesini bile beklememişler..
Macar basını ne yazmış onunla ilgilenmekteler. Bu aralar moda, orta avrupa medyasının manşetlerini aktarmak.
YanıtlaSilTrt nin olimpiyatların son gününde bir pasta töreni vardı.Tv den de canlı yayınlanan. Güreş federasyonu bilmemnesi kendilerini başarılı addediyordu 1 altın madalya kazandıkları için.En başarılı grupta kendileriymiş,tek altın madalyayı onlar getirdiği için.Pratikte söylem doğruydu tabii ki.
Birisi ,Trt spikerinin 2 numara ince fırça darbeli sorusundan sonra bayrağı Elvan'a nasıl veremediğini açıklıyordu hüzünlü bir modda.
25 yaşında ki bir atletimiz esas hedefinin 2012 olimpiyatları olduğunu açıklıyordu.
Süreyya koşsaydım kazanırdım filan diyordu, bende KOP'ta gel demiştim içimden.
Arka planda tayt giymiş kanocularımızı ellerinde kürekle bir grup saldırgan kovalıyordu.
Elvan bu olimpiyatlara hazırlık evresinde ayı saldırısına maruz kaldığını,bu saldırının kendisinin dayanıklılığını arttırdığını belirtirken,bir dahaki olimpiyatlara çita ve jaguarı bol bir yerde hazırlanacağını,bunun çok eleştirilen sprint eksikliğine de faydası olacağını söylüyordu mikrofonlara.
Biz spor ne demek biliyor muyuz ki ampute,paralimpik ne demek bilelim. Tekerlekli sandalye basketbol maçını Trt de gören birisi,n.ş.a da "ya bunlar ne azimlidir" diye düşünmez bu memlekette . "Hiç çarpışıp düşmüyorlar mı,o zaman ne oluyor acaba" sorusu gelir aklına.
Kavganın gürültünün legalleştirilmiş halidir spor bizim için.Futboldur,birazda basketbol,o kadar..