22 Ekim 2008 Çarşamba
Bir Bükreş Hikayesi
Avrupa'da kazıyarak geldiği noktadan tepetaklak olan tek takım değil Fenerbahçe. Bükreş'te de benzer bir gidişat var. Sezon başındaki UEFA klasmanı 28.lik olan Steaua Bükreş 3 maçta sadece 1 puan alabildi Şampiyonlar Ligi'nde. Romen Ligi'nde de ilk 2 içerisinde değiller ve teknik direktör Marius Lacatus görevi an itibariyle bırakmış durumda. Kulübün sahibi Becali'nin son 5 senede çalıştığı 8. teknik adam olacak yeni gelecek kişi. Bu noktada geriye dönelim ve şöyle bir bakalım hem Becali'ye hem de Steaua Bükreş'e.
Sene 2003, Gigi Becali uzun yıllar yöneticilik yaptığı kulüpte bütün iştirakçileri elimine ederek kulübü satın almış. Romanya'nın en zengin adamıdır ve politik bağlantıları da çoktur. Faşist söylemleri vardır. Komünizmin yıkılmasından sonra fırsatları değerlendirip multimilyarder olanlardandır. Neyse... O zaman kadar Steaua'nın 5 senelik lig performansındaki şampiyonluk sayısı sadece 1. Aynı dönemdeki Avrupa performansı da bizim ligimizin ortasıra takımları olan Ankaragücü, Antalyaspor, Gazintep ve hatta Gençlerbirliği'nden dahi kötüdür ve UEFA sıralamasında 163. durumdadırlar. 0 163.lük de Galatasaray'ın şampiyon olarak kapadığı UEFA 99-2000 sezonunda gelinen 3.turun eseridir. Diğer sezonlarda 2 kez UCL 3. önelemesinde elenilir, hemen akabinde katılınan UEFA ilk turunda 1. turlar geçilemez ve 2 kez de lig klasmanı yetersiz olduğu için hiçbir kupaya katılamamıştır Steaua.
Becali'nin ilk hamlesi 2004 - 2005 sezonuna efsane İtalyan kaleci Walter Zenga ile girmek olur. Takıma Dica, Goian, Ghionea, Marin Petre, Baciu, Cristea gibi bazıları hala forma giyen ve zamanla hem Steaua'nın hem de Roman Milli Takımı'nın temeli olacak genç isimler alınır. Walter Zenga'nın takımı o sezon ezeli rakip Dinamo'nun 1 puan önünde şampiyon olarak tamamlar. Daha da önemlisi 11 sezon sonra ilk kez Avrupa'da bahar ayını görmüştür Steaua. UEFA Kupası'nda Beşiktaş, Atletic Bilbao, Parma ve Liege'in olduğu gruptan çıkarlar, son UEFA şampiyonu Valencia'yı penaltılarla elemelerinin ardından bir başka İspanyol Villareal'e 0-0 ve 2-0 elenirler. Taraftarların unutmayacağı ve iyi anılarla süslü bir sezsona rağmen Becali, Zenga'yı kovar.
Yerine getirdiği isim Oleh Protasov olur. En büyük transfer ise kağıt üzerinde bir önceki sezon Romanya'nın iyi golcülerinden Victoraş Iacob'dur; velakin 2.ligden alınan ve Tuncay Şanlı vari bir stili olan Banel Nicolita damgasını vurur sezona. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Rosenborg'a elenen takım, UEFA Kupası'nda Lens, Sampdoria, Hertha Berlin'in olduğu gruptan lider çıkar. Hem de kalesinde tek bir gol dahi görmeden. Gruplardan sonra takımı bırakan ve memleketi Ukrayna'ya dönen Protasov'un yerine Cosmin Olaroiu geçer. Takım UEFA'ya kaldıkları yerden devam eder ve aynı şekilde Real Betis'i de gol yemeden eleyerek UEFA Kupası'nda çeyrek final oynarlar. O sezonun bir başka Romanya sürprizi olan Rapid'i çeyrek finalde eleyip Middlesbrough'un rakibi olurlar yarı finalde. Boro'ya karşı ilk maçı 1-0 kazanıp deplasmandaki maçın başında da 2-0 öne de geçerler ve final yolunu açarlar. Ama takımın tek yabancısı olan kaleci Fernandes sahneye çıkarak Boro'ya hediye eder finali. 4-2 kazanır Boro ve Steaua elenir. Ligde şampiyon olunur gene ama kaleci Fernandes'in ipini keser Becali. Onu almak isteyene yapacağı iyilikten ötürü kişisel olarak 100,000 $ ödemeyi taahhüt etmiştir.
Teknik adamı ise görevden almaz. 2006 -2007 sezonunda Steaua Bükreş tam 10 sene sonra Şampiyonlar Ligi'ne girer. Real Madrid ve Lyon grubundan doğal olarak çıkamazlar ama daha önce UCL önelemesinde geçemediği Dinamo Kiev'den 2 maçta 4 puan alarak ve Kiev'de 4 atarak UEFA Kupası'na katılma hakkı kazanırlar. Velakin o sezon UEFA'yı kazanacak olan Sevilla'ya 2 maçta da gol atamadan elenirler. Lig de ezeli rakip Dinamo'ya kaptırılınca teknik direktör Olaroiu yolun sonuna gelir. Yerine getirilen isim ise Hagi olur. Şampiyonlar Ligi vizesini Bate'yi eleyerek alırlar ama Becali'nin sürekli işine karışmasından, hangi oyuncuyu oynatması gerektiğinden bıkan Hagi 2 ay sonra istifa eder.
Zenga'nın uzun süre yardımcılığını yapan Pedrazzini geçici olarak göreve gelir ama 1 ay sonra kovularak bugün istifa eden Lacatus'un yardımcılığına getirilir. Steaua o sezon UCL'de SIFIR çekmekten son anda kurtulur.. Slavia Prag'dan kendi evilerinde aldıkları 1 puan ile sonuncu olurlar grupta. Ligi de bu kez Cluj'a kaptırırlar. Ama ilginçtir Becali, Lacatus ile başlar 2008 -2009 sezonuna. Ve bu zaman kadar yapmadığı birşeyi yaparak takıma yabancı oyuncular transfer eder. Kapetanos, Tiago Gomes, Toja, Dayro Moreno, Pedriel gibi uluslararaso arenada ismi bilinmeyen ama kendi ülkelerinin ümit milli takımlarında oynayan isimlerdi bunlar. Çok çok iyi bir kadro kurmuş olan Galatasaray'ı UCL önelemesinde eleyerek iyi de başlarlar sezona ama Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk 2 maçta gol atamayarak 1 puan alırlar. 3. maçta dün nihayet Lyon'a 3 tane atmayı başarırlar lakin bu kez de 2 maçta 1 gol yiyen takım 5 gol görmüştür kalesinde. Buna son 3 lig maçında alınan 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik de eklenince Lacatus başarılı olmadığını söyleyerek istifa eder.
Steaua'nın 5 yıllık süreçte yaşadıkları böyle. Görünen odur ki, bugünkü konumları tamamen bir tek adamın, Gigi Becali'nin iyi veya kötü yaptığı şeylerin eseri. Zira sadece finansal ve idari işlerle ilgilenmez rakiplerle ilgilendiği söylenir. Birçok kez ismi şike skandallarında geçmiştir. Politik bağlantıları her zaman tartışılmıştır. Sadece bu da değil, kendi takımıyla da teknik olarak ilgilendiği hep söylenilir Becali'nin. Takımın Dica gibi önemli bir ismini kaçırmıştır. Üstelik 7-8 milyon € değer biçildiği halde sadece 2 milyon € karşılığında. Görevine son verdiği her teknik adam da benzer şeylerden şikayet etmiştir. Bir süre görünüşte daha profesyonelleşse de Lacatus gibilerin kararlarının da sorumlusunun Becali olduğu açıktır. Bayern Münih maçından sonra Lacatus için söylediklerini hatırlamak yeterli. "Lacatus'u asla kovmayacağımı söyledim ve sözüme saygılı olacağım, onu boğulana kadar kendi haline bırakıyorum"
Lacatus boğuldu sonunda, bakalım Becali gibileri ne zaman boğulacaklar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder