14 Ekim 2008 Salı
Rahat Batanlar
Kariyer planlaması lafını kim icat etti bilmiyorum ama neredeyse her mesleğe hitap ediyor. Hele kariyeri 15 sene civarı olan futbolcular için çok daha fazla şey ifade ediyor. O kariyeri kötü planlayan, ağır ve başarılı olduğu yerde rahat batıp da başka maceralar arayan futbolcularu şöyle bir hatırladığımda benim aklıma ilk gelendir mesela Brian Laudrup. 1992 yılında FIFA tarafından en iyi oyuncu olarak addedilmişken Bayern Munih'ten Fiorentina'ya gitmesi tam bir faciaydı. Fiorentina küme düştü o sezon, Laudrup taraftarın elinden zor kurtuldu. Milan da kiralık olarak süründü ve Rangers'a gitti. Orada tekrar kendini bulmuşken Chelsea'ye gitmesi ise kariyerini bitirmiştir daha 30 yaşında. Aşil tendonundaki sakatlığının da payı büyük gerçi. Yakın zamanda Chelsea kurbanı olan bir başka kuzeyli ise Shevchenko.
Ivan Zamorano'yu da unutmamak lazım. Real Madrid'de kraldı Şili'li. Sonra yapılabilecek en kötü tercihi yapıp Inter'e gitti. Inter'in en kötü zamanında üstelik. Ortalaması 20 gol iken, Inter'de sezonda 10 golü göremedi. Kazanacağı çok şey kazanamadı. Inter'den gelen Roberto Carlos'un evinde ise küçük bir müze vardır sanırım.
Bir başka Latino Roque Santa Cruz da benzer bir hatanın eşiğinde. Bayern'e geldiğinde 18 yaşındaydı. Dönemin harika çocuklarından biriydi. Bavyera yaramadı ona. 8 sezon kalıp da iz bırakamadan giden ender adamlardan oldu Bayern'de. İngiltere'nin yolunu tuttu. Blackburn Rovers ile kendini buldu ama Arap Şeyhlerinin oyuncağı durumundaki City ile flört ediyor şu an. Rahat batıyor cidden. Ne işe yarar bu menajerler ? Sadece para kazanıp kazandırmakla işlerini iyi mi yapmış oluyorlar ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder