20 Kasım 2008 Perşembe
Hazırlık Maçından Fazlası
Ne Fatih Terim'in ne de oyuncularımızın standardı olmadığından; bu maçta olanların üzerinden bir sonuca varmak, geleceğe dair beklentiye girmek yersiz. Üstelik dünkü maçta Eren'deki pırıltı, Tuncay'daki ustalık dışında göz okşayacak birşey de yoktu. Benim tüm dikkatim bir noktadan sonra tribünleri dinlemeye yoğunlaştı. O noktanın ilki Tuncay'ın golüne "ja woll" diye sevinen, elinde Beşiktaş kaşkolu olan bir gurbetçinin tribündeki portresiydi. Arada kalmış bir kuşağın temsilcilerinden besbelli. Velakin Türkiye için özlem duyduğu ve tutkulu olduğu her haliyle ortadaydı. Yaşadığı yerde kendisi gibi olanların çokluğuna rağmen belli ki o tutkuyu yaşaması o medeniyette pek mümkün değildi. Hayata 1-0 yenik başlayanları biliyorum, güzel ülkemde de birçoğumuzun kaderi. Ama hayatı 1-0 yenik kapatmıştı sanki o genç ve yaşayabileceği her sevinci, her coşkuyu, her galibiyeti ölesiye kovalamaya and içmiş gibiydi. Bunun tribündeki kadar saf olanını da bulmak zor. Durduk yerde meşaleler yakıldı, "auf wiedersehen" tezahüratı dakikalarca ve "nasıl koyduk" der gibi yapıldı. El hareketleri de kaba değil, medeni hayatta onlara atılan bakışlar gibi alaycıydı. Bir maçtan hele de hazırlık maçından fazlasıydı, kendilerini tutamayıp sahaya girecek kadar damarları hırs dolmuştu. Türkiye ve Türkler oraya gidişinde de böyle olacak. Olsun da, başka türlü çekilmez yoksa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder