27 Kasım 2008 Perşembe

Unutulmaz Maçlar: Aberdeen-R.Madrid

1983 yılının Mayıs ayında, Göteborg’un meşhur stadı Nya Ullevi’de 17 bin civarı taraftar, o senenin flaş takımı Aberdeen ile yılların efsane takımı Real Madrid’in Kupa Galipleri Kupası final mücadelesini izlemek için toplanmıştır.


Aberdeen kadrosunda şu anda Celtic takımının teknik direktörlüğünü yapan Gordon Strachan, bir dönem Iskoç milli takımının başında olan Alex McLeish, 40 yaşına kadar Iskoç milli takımının kalesini korumuş olan Jim Leighton’un yanı sıra, Eric Black, John Hewitt gibi isimler vardır. Ama bu kadronun bir araya gelip, kaliteli bir oyun sergilemesinde en büyük katkı hiç şüphesiz Alex Ferguson ve yardımcısı Archie Knox’a aittir. 


Real Madrid cephesinde ise, ileride Ispanya milli takım teknik direktörlüğü yapacak olan Camacho, uzun yıllar Alman milli takımı formasını giymiş olan Uli Stielike, Ispanyol futbolunun en büyük golcülerinden Carlos Alonso González, nâm-ı diğer Kral Santillana ve 1992 yılında Braga takımının teknik direktörlük görevini yerine getirirken bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Juanito’nun yanı sıra teknik direktörlük koltuğunda da bir zamanların efsanesi Alfredo Di Stefano oturmaktadır. Gerçekten korkutucu bir güce sahip olan Real Madrid, kağıt üzerinde maçın favorisidir. 

Turnuva başlarken hiç kimsenin adını kupayla birlikte anmadığı Aberdeen, ilk turlarda Isviçre’den Sion ve Arnavutluk temsilcisi Tirana’yı saf dışı bırakır. Ilk 2 turdaki bu rakiplerden sonra karşılarına çeyrek finalde Bayern Münih gelir. O dönemde kadrosunda Karl-Heinz Rummenige, Paul Breitner gibi yıldızları barındıran Alman takımıyla Almanya’da 0-0 berabere kalmayı başaran Iskoçlar, kendi evlerindeki mücadelede son dakikada John Hewitt’in attığı golle maçı 3-2 kazanırlar ve bir sonraki tura adlarını yazdırırlar. Bu galibiyet bütün dünyanın dikkatlerini onlar üzerine yoğunlaştırmasına neden olur. Yarı finalde Belçika temsilcisi Waterschei’i güle oynaya 5-1 ve 0-1 lik skorlarla saf dışı bıraktıktan sonra finale ulaşırlar. Rakip Real Madrid’dir.

Real Madrid turnuvanın finaline gelene kadar, Romen takımı FC Baia Mare’yi 5-2, Újpest FC’yi 4-1, Inter Milan’ı 3-2 ve yarı finalde de Austria Wien’i 3-2 ile saf dışı bırakır. İşlerin hiç de Madrid’lilerin planladığı gibi gitmeyeceğinin sinyalini, çeyrek finalde Aberdeen, Bayern Münih’i eleyerek vermiştir. Real Madrid belki de İsveç’e kaçınılmaz sonu yaşamaya gelmiştir.

Maçın henüz başlarında, şu anda Birmingham takımında görev yapmakta olan Eric Black, takımını öne geçiren golü atar ve Real Madrid bir anda neye uğradığını şaşırır. Çok çabuk toparlanan Real Madrid, Santillano’nun kazandırdığı penaltıyı Juanito’nun gole çevirmesiyle 1-1 eşitliği yakalar. Maç çekişme içinde geçer ve sonunda uzatmalara gidilir, defansın göbeğinde oynayan Alex McLeish ile kaptan Willie Miller ikilisi ve kalede Jim Leighton penaltı dışında müthiş bir direnç gösterirler ve Real Madrid’e gol şansı vermezler. Uzatmalarda yine o adam sahneye çıkar “John Hewitt”. 87. dakikada oyuna takımının ilk golünü kaydeden Eric Black’in yerine dahil olan Hewitt, tıpkı Bayern Münih karşısında yaptığı gibi, 112. dakikada takımına turu getiren golü kaydeder.

Çeyrek finalde ve finalde attığı goller ve getirdiği turlar ona “Süper Yedek” denmesini sağlar. 

Kupayı kaldıran Aberdeen’de Alex Ferguson :

 “Şimdi geri dönüp ve kendi kendime diyorum çeyrek finalde Bayern Münih’i ve ardından favori Real Madrid’i nasıl yenmeyi nasıl başardık ? Bu başarı bizim için çok önemliydi çünkü biz küçük bir takımdık. Ofisimde çalışan biri sekreter olmak üzere iki kız, günlük işleri yapan bir grup adam, yardımcım Archie Knox, rezerv takım koçum ve bir de fizyoterapistim vardı. Bütün teknik kadro bundan ibaretti.” şeklinde bir açıklama yapar. Real Madrid teknik direktörü efsane DiStefano ise Aberdeen'in takım ruhundan ve maneviyatından inanılmaz etkilendiğini söyler.

Aberdeen, hiç kimsenin beklemediği bir şekilde Real Madrid’i yenerek kupaya uzanır. Takım Aberdeen’e döndüğünde muhteşem bir coşkuyla karşılanır. 

Bu zaferden tam 25 sene sonra aynı tarihte o müthiş günü yaşatan oyuncuların seyirci olarak katıldığı bir maçta, Ferguson ve şu anda yönettiği Manchester United takımı, Aberdeen’in sahasında adlarına düzenlenen bir dostluk maçında onurlandırılırlar. O günkü isimler belki sahada değillerdir ama kesin birşey var ki, o da isimlerinin stadyumda anons edilmesi bile onları yeterince memnun etmiştir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder