Türkiye 84 - 76 Litvanya
Futbol, basketbol, ve benzeri rakip faktörünün önemli olduğu sporlarda karşı tarafın yapısı ve ne durumda olduğu önemlidir şüphesiz. Bu bağlamda Litvanya'nın kadrosunda olmayan Jasikevicius, Siskauskas, Songaila, Macijauskas, ve Jankunas üzerinden şu galibiyet küçümsenebilir. Turnuvayı kazanacak bir ilk beş bu ama unutulan detay bizim de çok önemli oyuncularımızın olmayışıdır. Mehmet Okur, Kaya Peker, Serkan Erdoğan, Kerem Gönlüm ve Ömer Onan da bizim yapımızı, oyunumuzu geliştirebilecek çok büyük parçalar. Bu galibiyeti Tanjevic önyargısından ötürü küçümseyecekler önce sahadaki oyunculara haksızlık yaptıklarının farkına varsınlar ve kalemlerini ona göre oynatsınlar.
Rol artık takım sporlarında dizilişin ve mevkilerin önüne geçmiş bir kavram. Türkiye yapısal eksiklerinin yanı sıra bu belirsizliklerin içinde boğulup duruyordu. Kim lider oyuncu, kim yardımcı oyuncu karmaşası büyüktü. Sadece rotasyonun değil, rollerin da dağılımında da başarısızdık. Eurobasket 2009'un başlangıç maçı özelinde bu sorunlar ortadan kalkmışa benziyor. Hidayet Türkoğlu ve Ersan İlyasova takımda, insiyatifi paylaşma gibi önemli bir karaktere de sahip olan iki lider oyuncu. 25 dakikanın üzerinde süre vermeme gibi bir huyu olan Tanjevic bu oyunculara ortalama 30 dakikanın üzerinde süre verdi. Bunun ne demek olduğu açık. Kaldı ki; savunma gayretimizle oyunda tutunduğumuz, hücumda üretemediğimiz ve 39 - 39 biten ilk devre boyunca bu iki oyuncunun sırtında yürüdük. Diğer oyuncular da takıma karşı büyük bir aidiyet hissederek boşlukları mükemmel doldurdular ve takım halinde şaşmaz bir konsantrasyon ve iyi oynayarak Litvanya karşısında 84 - 76 kazandık. Avrupa Şampiyonası tarihimizde Litvanya'ya karşı ilk galibiyetimiz bu. Detaylara bakalım.
Tanjevic'in ikiz kule vs. 4 numara Ersan seçimi önemliydi. Ersan bana göre tipik bir 4 numara olmasa da orada oynadığında bizim takımda herşey daha dengeli ve olumlu gidiyor. Fiziksel olarak yeterince iri ve sert olmasa da ribaund alabiliyor, sıkıştığı zaman şutu var ve oyunu okuyup doğru adama doğru pası atabiliyor. Futbolda topu iyi kullanan stoper tarifinin basketboldaki uzun karşılığıdır bu. Ersan ile sadece şut değil, top ve dripling hakimiyetimiz de arttı. Daha dinamik bir takım görüntüsüne kavuştuk. Lavrinovic'in bize yaratacağı sorunu biz ilk dakikalarda Ersan ile Litvanya'ya karşı yarattık. Litvanya'nın hayli zayıflamış kısa rotasyonuna iyi de baskı yaptık. Yengeç gibi oynayan 1 numaraları Mazutis ve pota dibinde akrep varmış gibi davranan uzunu Javtokas da, Litvanya'nın en korktuğumuz özellikleri olan pick n roll ve pick n pop organizasyonlarını törpüledi. İlk 3 dakikayı 11-6 önde geçtik.
Hemen ardından da rakip koç Butautas'ın hamleleri geldi. Son hazırlık maçında İspanya'ya karşı coşan Delininkaitis ve Petravicius'un oyuna girmeleriyle oyunun gidişatı değişti. Delininkaitis daha korkusuz ve delici bir oyuncu. Petravicius da potayı daha fazla zorlayan cinsten bir uzun. Faul problemine giren uzunlarımız, Kerem'in yavaş ayakları ve Ersan'ın defosunu ortaya çıkardı bu değişiklikler ve Litvanya ekolü işlemeye başladı. Oğuz Savaş, Sinan Güler ve Ender Aslan hamleleriyle Tanjevic oyuna doğru müdahalelerde bulundu. Velakin Delininkaitis ve Petravicius ikilisinden 10 sayı yemekten kurtulamadık. Çeyrek sonunda kenara 22 - 17 geride geldik. O değişiklikler kısa bir kuluçka döneminin ardından ikinci çeyrekte etkisini gösterdi. İlk 2,5 dakikası her iki takım için de sayısız geçen ikinci çeyrekte savunmamızı oturttuk. Ersan ve Hidayet'in peşpeşe gelen 12 sayısıyla oyunda dengeyi sağladık. Soyunma odasına da 39 - 39 berabere girdik.
Doğrusu hem Fenerbahçe hem de Türkiye ile klasik haline gelen 3. çeyrek sendorumundan korkuyordum ama kuruntum boşa çıktı. Tanjeviç Kerem Tunçeri ve Ömer Aşık yerine Ender ve Oğuz ile başladı. Litvanya'nın Petravicius silahını yavaşlatmayı başardık. Hücumdaki manevra yeteneğimiz ve becerimiz de artttı ama farkı yaratan oyuncu Sinan Güler oldu. Üstelik tam da ben "Fenerbahçe olsa kimbilir kaç kez bakmıştın potaya" derken 2 üçlük yolladı. Utandırdı. Ender, Oğuz ve Hidayet'in de katkılarıyla çeyreği 5 sayı farkla 63 - 58 önde kapattık.
Son çeyrekte Ömer Aşık'a ayrıca bir parantez açmak lazım. Tecrübesiz, karar verme ve denge problemleri var. Hücum da neredeyse etkisiz eleman. Çok da çabuk faul alabiliyor ama skoru koruması gereken bir takım için yaptığı savunma ve taşıdığı blok tehdidi bulunmaz nimet. Hele de klasiklerinin aksine pota altı daha iyi olan bir Litvanya takımı karşısında. Ömer Aşık'ın oyunu son çeyrekte Litvanya'yı dışarıdan, spontane ve setten uzak şut atmaya itti. Jasaitis dışında da takım halinde potayı dövdüler. Lavrinovic biraderler, Kleiza ve Delininkaitis'in maç genelindeki 3 sayı isabetleri 2/15. Son çeyrekte de 0/6. Bunun yanı sıra ribaundlardaki hakimiyetimiz ve Ender - Hidayet ikilisinin yüzdeli serbest atışları sayesinde son çeyrekte koparılan ve umut veren bir galibiyet. 8 sayılık fark da olası bir üçlü averaj durumunda hayli önemli. Turnuvaya underdog gitmenin de üzerimizdeki baskıyı aldığı ve işimize daha çok geldiği de aşikar.
Savunmamız çok önemli ama maçı kazandıran detay hücumdaki performansımızdı bana göre. 2 - 3 sayı dengesini iyi kurduk. Ersan'ın bir kaç hatası dışında genelde doğru tercihlerde bulunduk. Yüzdeli attık. Hele serbest atışlar efsaneydi. Asist sayımızı da ikinci devrede ikiye katladık. Toplamda 12 yetersiz ama bizim standardımız için, hele de Litvanya'ya karşı hiç de fena değil. Ender oyunun bu tarafında maçın kahramanı.
Artık hedef Bulgaristan. Kuşkusuz iyi şutörler ama ilk maçlarında Polonya'ya karşı tutukluk yaptı bu silah. Üstelik pota dibinde bize karşı durmaları da imkansız. Hala Evtimov ile idare etmeye çalışıyorlar ki, kılları kadayıf oldu artık. Gortat sayesinde Shaq gibi oynadı. Litvanya karşısında takımın tek çürüğü olan Semih morallenebilir bu maçta. Eğer konsantrasyon kaybı yaşamaz ve bugünün yarısı kadar kısalarına baskı yaparsak güle oynaya götürürüz maçı. Ne Stoykov ne de Videnov el üstü şut atan oyuncular değiller. Rowland'a dikkat etsek kafi. Ömer Onan hazır olursa mükemmel olur. Finali de Polonya ile yaparak Sırbistan - İspanya - Slovenya grubuna firesiz gidebiliriz.
Oğuz Savaş ve Ender Aslan'ın bu geceki performansları, Tanjevic'in kusursuz rotasyonu, savunmadaki gayretimiz, istikrarımız ve agresif oyunumuz turnuva geneline yayılırsa çapı hayli düşen turnuvada madalyaya oynamamız sürpriz olmaz. Yeter ki; 2001'in intikamı peşinde koştuğu hissi veren, Hırvat Radovic türünden hakem müsvetteleri çıkmasın yolumuza.
Eyvallah 12 Dev Adam.
Etiketler: Basketbol, Eurobasket 2009
6 Yorum:
22'de 20 serbest atış.
Takım gerçekten baya iyiydi.
8. maddeye kesinlikle katılıyorum abi. artık kimler, hangi maçta çıkar ama, her maç bir ikili çıkıp ufaktan etkili olmalı böyle.
+
Oynamayan Ömer ve 2 dakika süre alan Barış Hersek dışında takımın geri kalanının hepsi skor üretti.
ender ile oğuz'u ayrı tebrik etmek lazım.kim ne der ne düşünür bilmiyorum ama benim elimde oğuz savaş varsa onu kullanırım onla başlarım.
hido ile ersan ise bu takımın vazgeçilmezleri olduklarını kanıtladılar yine.
mükemmeldik bu akşam.son 4 saniyede 8 sayı fark varken bile ender ile kerem topa atlıyordu.
müadeleyse mücadele,hırssa hırs,savunmaysa savunma...herkes herşey süperdi akşam.keyif dolu bir akşam yaşattıkları için hepsine ayrı ayrı teşekkürler.
2010 biletinin cepte olması kafaların daha rahat olması en büyük artımız olacak herhalde.
rabbime sordum madalya dedi az evvel:) du bakalım ne oalcak?
Murathanoğlu'nu özlemişiz hakkatende. Ama biraz hakemlere fazla takıyor gibi.
Murat Murathanoğlu Basketbol spikerliğinin efsane ismidir. Ancak gönlünün kaydığı takımların maçını anlatırken hakemlere inceden sallar. Anlattığı bir UTAH maçı vardır ki LA ile orda da acaip sallamışı. Gene de Osman Sakallığlu'ndan çok daha iyi bir tercih , birde Yiğiter Uluğ olsa çok daha güzel olacaktı ya İhsan koçta idare edeceğiz
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa