26 Haziran 2010 Cumartesi

Uruguay 2 - 1 Güney Kore



Uruguay bu turnuvanın ilk maçında Fransa'ya karşı, mavilerin hücumcu beklerini kontrol eden kenar oyuncularından ötürü 5-3-2'ye dönüşen katı, defansif bir 3-5-2 tercih etmişti. Grupta liderlik için çekişmeleri muhtemel gözüken Fransa'dan 1 puanı savunmasıyla koparan Uruguay'dan açıkçası aynı diziliş ve tarzı korumalarını bekliyordum; ancak Oscar Tabarez şaşırttı. Uruguay kadrosuna göre daha sınırlı imkanlara sahip olan Meksika ve ev sahibi Güney Afrika'ya karşı kariyeri boyunca pek fazla kullanmadığı, hayli ofansif ve Forlan'ın supporter oynadığı 4-1-2-1-2 dizilişiyle oynattı takımını. İki rakibini de gol yemeden yenen Uruguay, 16 turunda Güney Kore'ye de benzer ile sahaya çıktı. Forlan biraz daha cezasahasına yakındı ama hedef oyuncu değildi, yine serbestti. O yüzden 4-3-3 değil 4-1-2-1-2 diyorum.

Güney Kore gibi 4-2-3-1 oynayıp, kanatları 2'şer oyuncuyla tutan ve tempolu hücum edebilen takımlara karşı bu dizilişin çökmesi en olası senaryodur; ancak Tabarez'in taktik tahtasındaki ustalığı sayesinde Uruguay çökmek bir yana maçı ilk yarı kontrolü altında tuttu.

Tabarez son Meksika maçından farklı olarak G. Kore karşısında Cavani ve Suarez'in arasındaki mesafeyi geniş tutarak kenarlara yaklaştırdı. Devamlılıkları ve pres özellikleri olan bu ikili Güney Kore beklerine yakın oynayarak, kenarlarda oynayan Ji Sung Park ve Lee Chung Yong arasındaki bağlantılarını kopardı. İç gibi gözükse de, hücum esnasında oyun içerisinde sürekli sol kanada kayarak oynayan Alvaro Pereira'nın bölgesinden doğabilecek savunma sorunları da böylece ortadan kalktı. Forlan'ın da cezasahasına bir nebze daha yaklaşması, G.Kore önliberolarını geriye itti. Uruguay içleri Diego Perez ve Alevaro bu sayede ortasahayı domine etmekte zorlanmadılar. G.Kore mecburen geniş alanda ve uzun oynamak zorunda kaldı. Tek santrfor oynayan Park Chu Young da haliyle Lugano ve Godin arasında sıkışarak, etkinliğini yitirdi.

Oscar Tabarez işin hücum tarafında da oldukça yaratıcıydı. Sağ bek Maxi Pereira bindirdiği zaman Cavani'yi forvete sokarak dizilişi 3-4-3'e, sol iç Alvaro Pereira'yı da hücumda sol forvet rolüne soyundurarak dizilişi 4-2-4'e çeviriyordu. 8. dakikada Luis Suarez'in attığı golle Uruguay'ın işi daha da kolaylaştı. Güney Kore'yi bu golden sonra fazla zorlamadılar, gol pozisyonu için kasmadılar ama yukarıda anlattığım genel stratejiye devre boyunca bağlı kalıp, oyunda tempoyu düşürerek rakibinin oyunda denge kurmasının önüne geçtiler.

İkinci devrede ise Tabarez ilk devredeki stratejiyi değiştirdi. Uruguay oyunun merkezini rakip yarısahadan kendi yarısahasına çekti ve ilerideki oyuncularının hız ve hamle üstünlüklerine güvenerek kontra aramaya başladı. Kaybedenin eleneceği bir maçta, takım savunmanıza güveniyorsanız, kabul edilebilir ve kabul görmüş bir anlayıştır. Kontra topu atabilecek oyuncunuz varsa tabi. Oscar Tabarez'in elinde Lodeiro dışında bu işi yapabilecek oyuncusu yoktu. O da sahada olmadığı için, Uruguay bu planı doğal olarak işletemedi. Cavani ve Forlan'ın ortasahaya çok fazla yaklaşması yüzünden, Luis Suarez ileride tek kaldı. Bu yüzden Güney Kore ortasahasının ve beklerinin öne çıkışını değerlendiremediler. Üstelik; maçın başındaki plana bağlı kalındığı takdirde sırıtmayacak Victorino - Godin değişikliği, ilk devrenin etkisiz elemanı Park Chu Young'un ortasahasından aldığı destek ile daha fazla sergileme imkanı bulduğu yıpratıcılığıyla birleşti. Uruguay'ın savunma uyumu bozuldu. Jung Moo geriye yaslanan Uruguay'a karşı ortasahasından Kim Jae Sung'u çıkarıp Lee Dong-Gook ile forvetini takviye etti. Güney Kore maçın direksiyonunu ele alıp, hücumda çoğalmaya ve pozisyon bulmaya başladı. 68. dakikada Lee Chung Yong ile beraberlik golü geldi. Golde kalesini terkeden Muslera'nın da hatası büyüktü.

Oscar Tabarez eğer daha fazla bekleyip Lodeiro'yu oyuna sokmasaydı G.Kore 2. golü de bulabilirdi ama Uruguay 74'te Lodeiro'nun girmesiyle tekrar oyunun momentumu eline aldı. Bu kez hamlede geciken Güney Kore teknik direktörü Jung Moo idi. Tek kişilik ortasahasına bir oyuncu alsaydı o baskıyı yemeyebilirlerdi. Luis Suarez'in 80. dakikada yayın solundan attığı şahane plaseyle Uruguay 2-1 öne geçti. Tabarez daha sonra Luis Suaraz'i oyundan çıkarak hem alkışlattı hem de yerine soktuğu Alvaro Fernandez ile ortasahasını kalabalıklaştırarak oyunu tuttu ve kalesinde görmedi. Maçı da 2-1 kazanarak çeyrek finale çıkmayı başardılar.

Uruguay 1970'den bu yana ilk kez bir Dünya Kupası'nda çeyrek final gördü ve doğrusu hakettiler de. ABD - Gana eşleşmesinden kim gelirse gelsin, Uruguay yarı finalin de bence en büyük adayı.

2 yorum:

  1. Forlan şarap gibi! Cavani kadayıf! Suarez de kaymağı!

    YanıtlaSil
  2. 3.5 milyonluk Uruguay'ın Cesur Yürek Tota sayesinde Türkiye'de 20 milyon taraftarı var.Belki Arjantin ve Brezilya karşısında hiç şansları yok ama kalbimiz Uruguay'la.

    YanıtlaSil