13 Ocak 2011 Perşembe

Hansen'den Chelsea Yorumu



Bu notu uzun zamandır düşmek istiyordum, kısmet bugüneymiş. Önce bilmeyenlere Hansen’i kısaca tanıtalım:

Alan Hansen İskoç bir savunma oyuncusuydu. 1977’de Liverpool’a transfer oldu ve 14 yıl boyunca, futbolu bırakana kadar Liverpool’da kaldı. 14 sezonda 8 Şampiyonluk, 3 Avrupa Şampiyonluğu, 2 FA Cup ve 3 Lig Kupası kazandı, 4 kez de lig ikinciliği gördü. Liverpool’un tarihindeki iki “double”da da o vardı ve takım kaptanıydı. Gördüğü sekiz şampiyonluk bir rekordu. Kendilerine sorsanız dünyaya onlar gibisi gelmemiş bazı yorumcuların kariyerinin bunun yanında fıkra gibi kaldığını fark etmişsinizdir elbet.

Graeme Souness’tan sonra Liverpool teknik direktörlüğü için adı geçenlerdendi ancak “kulübü çok sevdiğini ama görevle ilgilenmediğini” belirtti. Sky için televizyon yorumculuğu yapmaya başladı. Kısa sürede akılcı yaklaşımı dikkat çekti ve BBC’den teklif aldı. Sanırım yirmi yıla yakın bir süredir BBC’de görev yapıyor ve “baş yorumcu” konumunda diyebiliriz. Soğukkanlı yaklaşımı ve akılcı analizleri bence önemli. Ayrıca Daily Telegraph’ta da bir köşesi var. Geçenlerde BBC’nin sitesinde bir konunun izini sürerken Chelsea hakkındaki yorumuna denk geldim. Kasım’da Phil McNulty’ye konuşmuş, linki şurada, ben de ilgimi çeken kısmın basit bir çevirisini aktarmaya çalışayım:

“Abramovic kemerleri sıktı ve bunu da yapması gerekiyordu. Ne var ki zirvede kalmak isteyen tüm takımlar için mesele oyuncuya, namına veya mevkisine bakmadan fırsat bulunduğunda her mevkiyi daha da sağlamlaştırmaya çalışmaktır.

Liverpool’da oynarken ben dahil her oyuncu, Kenny Dalglish ya da kadronun herhangi bir üyesi yönetimin yapabildiğinde (kadroyu) geliştireceğini biliyordu. Bu, takımdakilerin yenileneceği anlamına gelmezdi; kadronun tazelenmesi, rekabetin arttırılması ve kadro derinliğinin güçlendirilmesiydi.
Chelsea’nin bunu yapabildiğinden şüpheliyim ve alarm zilleri çalıyor çünkü bu onlar için uzun vadeli bir sorun.”

Altyapısını kısaca özetlemeye çalışalım: Chelsea, Uefa’nın yeni kriterlerine ayak uydurabilmek için bazı oyunculardan vazgeçmek zorunda kaldı. Örneğin Ballack ve Joe Cole gibi yüksek maliyetli oyuncular sözleşmesi bitince serbest bırakıldı, Carvalho satıldı. Bunların yerine de o boşlukları doldurabilecek potansiyelde ve daha düşük maliyetli oyuncular konamadı(Cole’un yerine Benayoun tranferi hariç).

Hansen’in söylediğini anlaması zor değil ama anlatması zor geliyor. Basitçe “Chelsea’nin tutkusu birinci öncelik olmaktan çıktı, yerine başka şeyler geldi ve oyuncular da bunun farkında, bu gerçeğin oyuncuları etkilememesi de düşünülemez. Bu da sahaya yansıyor ve yansımaya da devam edecek” diye yorumladım ben sözlerini.

İşte böyle bir yorum adama ilaç gibi geliyor. Hansen, kendi oyunculuğunda biriktirdiği deneyimleri bir süzgeçten geçirmiş ve oyuncuların da duygularını anlayarak, kimseyi günah keçisi ilan etmeden, durumun farklı etkenlerin sonucunda nasıl şekillendiğinin analizini yapmış. Ne oyuncuların özel hayatlarına girmiş, ne onları ruhsuzlukla suçlamış, ne antrenörün iş bilmezliğinden dem vurmuş, ne de yönetim ve başkanı suçlamış. Aklın egemenliğinde, uzun vadeli planlamanın öneminin de altını çizen harika bir analiz koymuş ortaya.

Çok zor görünüyor ama umarım bir gün mikrofonlara konuşanlardan biz de bu tarz yorumları Türkçe olarak sıkça duyarız.

Yalnız “çoluk-çocukla şampiyonluk kazanılmaz” meselesini unutmadık Mistır Hansen, haberiniz olsun.

Not: Tam bunu yazarken Güntekin Onay, “sanıyorum Ancelotti ile oyuncular arasında birtakım problemler var” dedi, nereden duymuşsa, nereden sanıyorsa... Beğeniriz sizi ama bu olmadı be Güntekin Bey! Bazen bazı şeyler sandığımızdan daha karmaşık olamaz mı? Bir süreç sonunda ortaya çıkamaz mı?

Linki yukarıda vermiştik, bahsettiğimiz kısmı buraya da alalım:

“Owner Roman Abramovich has tightened the belt at Chelsea, which he needed to do, but the trick for all teams who want to stay on top is that you should always try to improve every position when you get the chance, irrespective of the player, his reputation or his position.
When I played at Liverpool every player, whether it was myself, Kenny Dalglish or any member of the squad, knew the management would always improve when they could.
It did not mean those in the team were going to be replaced, but it meant the squad was freshened up, you increased competition for places and you increased strength in depth.
I am not sure Chelsea have done that and the alarm bells are ringing because I think this is a long-term problem for them.”

Etiketler: ,

1 Yorum:

Blogger AykanGulten dedi ki...

güzel yazı fakat bir şekilde fontlar beyaz galiba sadece mouse ile seçtiğimde okuyabiliyorum yoksa görünmüyor...

13 Ocak 2011 19:53  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa