4 Şubat 2009 Çarşamba

Jimmy Hartwig


Balili'nin Galatasaray tribünlerinin ırkçı tezahüratına maruz kalmasının ve haftasonu oynanan Bayern Münih - Hamburg maçının ardından aklıma düştü Willim "Jimmy" Hartwig. Hikayesini hatırlamak lazım.
Soğuk savaş döneminde Batı Almanya'da forma giymeye başlamış, Hamburg'un efsane olduğu 80'li yıllarda Almanya'da siyah tenli futbolculara yönelik yapılan ırkçılıktan çok ciddi etkilenmiştir. Annesi bildiğimiz Alman, babası ise Afro Amerikan bir asker Hartwig'in. Offenbach'da başladığı futbol yaşamına, 1860 Münih ve ardından Hamburg ile devam eder. 6 senesini geçirdiği Hamburg kariyerinin zirve noktasıdır. Hrubesch ve Magath'ın sürüklediği ve Udo Lattek'in hocalığını yaptığı takımın önemli parçalarındandır. Dizinden sakatlanıp futbolu bırakana kadar şimdilerde çok popüler olan çift yönlü ortasaha oyuncusu denince verilebilecek süper bir örnektir. Kendi tabirine göreyse tüm zamanların en iyilerinden. Haksız da sayılmaz hani. Savunma görevlerini eksiksiz yerine getirirken 30 maçta 14 gol atabilecek kadar iyi bir oyuncudur. Bunda "kariyerimde çalıştığım en iyi teknik direktör" dediği Udo Lattek'in katkısı yadsınamaz elbette. Hem hayat hem de futbol anlamında ciddi formasyon almıştır Lattek'den. Muazzam oyununa rağmen Almanya forması giyemediği dönemlerde en büyük destekçisi olmuştur. Ondan aldığı cesaretle Derwall'i yerin dibine sokmuşluğu vardır.


Hadise şampiyon kapatılan 1981 - 82 sezonunun 29. haftasında oynanan Bayern Münih maçının ardından gerçekleşir. Hamburg 78000 kişinin izlediği maçta 2-1 geriden gelip Rummenigge, Breitner gibi yıldızlarla dolu olan takımı 4-3 yener. Hartwig maçta 1 gol atar ve Lattek'in tutmasını istediği Rummenigge'ye de adım attırmaz. Maçtan sonra, Almanya'da halen süren, "
Aktuellen Sportstudio" programına davet edilir. Programın konuklarından biri de Derwall'dir. Hartwig'in canına tak etmiştir. Derwall'i programda kendisini milli takıma almadığı için eleştirir. Derwall Hartwig'i beğendiğini, ama sabırlı olması gerektiğini zira elinde o bölgede çok sayıda oyuncu olduğunu söyler. Hartwig'den tarihe geçecek bir kontra gelir. "Maalesef benim bir kardeşim ve sarı saçlarım yok" der. Sarı saçlar lafının gittiği yer açık, kardeşle kastettiği ise o dönem Stuttgart'ta oynayan ve çok popüler olan Förster kardeşlerdir. Derwall'in Euro 80 ve 1982 Dünya Kupası'nda tercihleri bu iki kardeştir. Hartwig bu yüzden sadece 2 kez Almanya Milli Takımı formasını giyebilmiştir.


Ailesindeki huzursuzluklar, futbolculuğunda maruz kaldığı dışlanmışlık yüzünden uyuşturucuya vermiştir kendini. Hamburg'un gece hayatının döndüğü Reeperbahn'da sayısız kez sabahlamıştır. Bütün bunların birikimiyle midir bilinmez ama 3 kez kanserle mücadele etmek zorunda kalır. Eşinden boşanmasına rağmen üçünden de galip çıkar. Lance Armstrong, Tony Adams örneklerinin çok ötesinde bir adamdır aslında. 1-2 kuşak eski sporcu olması ve iletişimin şimdiki kadar güçlü olmamasından olabilir uluslararası düzeyde bu mücadelesi pek bilinmez. Ama Almanya'da kanser vakıflarının umut programlarında aranan adamdır. 1994 yılında hem özel hayatında hem de futbolculuğunda yaşadıklarını "Meine Kindheit, meine Karriere, meine Krankheit" yani "çocukluğum, kariyerim, hastalığım" ismiyle kitaplaştırır. Ancak hastalık yakasını bırakmaz Hartwig'in. Bu kez de beyninde tümör bulunur. Lakin onun da üstesinden gelir. 2008 yılında ise biyografisini "Eine Legende liegt auf der Couch" ismiyle tiyatroda bizzat kendisi oynar. Artık popüler kültür simgelerinden biridir Hartwig ( Hamburg yıllarında futbolcuların single çıkarma modasına uyup çıkardığı Mama Calypso albümünü saymıyorum ) Şimdilerde ise aktörlük ve tiyatro dışında zaman zaman futbol programlarında moderatörlük ve gazetelerde köşe yazarlığı da yapıyor.

Etiketler: ,

1 Yorum:

Blogger aşkın dedi ki...

İlk kez sayende duyuyorum sayın abim ve postun güzelliğini belirtmeden geçemiyorum.
20 yıl sonra Asamoah ulusal formayı giyince belki de küfretmiştir.

4 Şubat 2009 21:36  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa