18 Nisan 2009 Cumartesi

Wolfsburg ve Leverkusen



Bundesliga'da oyununu her zaman beğendiğim Leverkusen ile ligin istim üzerindeki takımı Wolfsburg'un maçı beklediğime değdi. İlk 15 dakikayı bir kenara koyarsak tempolu ve doyurucu bir oyun vardı sahada. Wolfsburg'un Benaglio - Barzagli - Josue - Misimovic ve Grafite'den oluşan ve parmak ısırtan bir omurgası var. Yanlarındakiler de kaliteli ama bu 5 oyuncunun hepsi oynadıkları bölgeye liderlik ediyorlar. Her zaman oyuna dahiller. İyi oynadıkları zaman Wolfsburg'un kazanması işten bile değil. Forvette Dzeko, ortasahada da Gentner'in katılımıyla durdurulamaz bir takım oluyorlar ki ilk yarıda neler yapabileceklerini gösterdiler bu minvalde. Fakat Magath'ın kadrosu dar bir kadro. Josue ve Grafite hep böyle oynayamazlar, iyi birer forvet ve ortasaha şart kulübeye. Şampiyonlar Ligi için de kenarlarda oynayan oyuncuların birer gömlek fazlası lazım.

Labbadia'nın takımı Leverkusen de gördüğüm en dinamik takımlardan biri. Bana kalırsa Wolfsburg'dan daha iyi ve daha seçenekli bir kadroları var. Rolfes'in önündeki Augusto, Vidal, Kroos üçlüsü ideal. Daha Barnetta var. Zdebel, Schneider gibi iki profesyonele sahipler. Kiessling Grafite kadar iyi bir oyuncu, Helmes oyunda sadece vuruş anında gözükse de gördüğüm en iyi bitiricilerden. Bugünkü performansı istisnaydı. Sol bek Kadlec ile sağbek Henrique daha yerel birer yetenekken bu bloga potansiyelleriyle konu olmuş savunmacılar. Sinkiewicz'in de aşağı kalır yanı yok. Friedrich tecrübeli.Kaleci Rene Adler için spiker Aykut İnce az bile söyledi. Velakin bir harmoni sorunları var. Labbadia öyle bir rol dağılımı yapmış ki hiçbiri öne çıkamıyor bu adamların. Birey olarak her biri iyi ya da üstü olan bu oyuncular takım haline geldiklerinde o seviyede olamıyorlar. Tanjeviç'in Fenerbahçe Ülker'i gibiler. Hepsi de saygılı çocuklar, Solomon gibi deli dolu olmadıklarından tıkanıyor Leverkusen.

Kimden başlamalı Labbadia derseniz, Renato Augusto sağ kanada hapsedilecek bir oyuncu değil derim ilk olarak. Kaka kadar zarif top sürebilen, temiz şutu olan, pas yapabilen ve savunmasına yardımcı olup mücadele eden bir oyuncuyu Labbadia oyunun merkezine yerleştirmeli. Kiessling ve Helmes'in arkasında oynatmalı. Wolfsburg'da Misimoviç'in aldığı rolü almalı. Emin olun Ribery'den bile daha fazla konuşulacaktır. İkinci devrenin başında forvetin arkasına ve ortasahanın ortasına biraz yakınlaştı Leverkusen'in çehresi değişti zaten. Vidal de sol/sağ iç oynasın. Henrique'yi de ben olsam tandemde oynatır, sağ beke daha hücumcu biri tercih ederim. Çok özverili ve cesur olsa da o mevkinin gerektirdiği üretkenliğe sahip değil Henrique. Üstelik dönüşlerinde çabuk olamadığı için Leverkusen'e o bölgede sorun yaşatabilecek bir isim. Grafite o alanı çok güzel kullandı mesela bugün. Yaptırdığı penaltı, attığı gol hep sağdan katettiği zaman geldi. Birkaç da tartışmalı ofsaytla güme giden pozisyon var. İkinci devrenin başında da Leverkusen'in maçı çevirecek pozisyonları oldu.

2-1'den çok daha fazlası olabilirdi ama bu sezon izlediğim en doyurucu maçlardan biriydi. Hakemin 3 tartışmalı kararı vardı. Adler ile Grafite'nin pozisyonuna devam diyerek doğru karar verdi bana kalırsa. Keza maçın sonundaki el pozisyonuna da. Penaltıyı ise Arman Hoçça vermese de, ben verirdim.

Etiketler:

3 Yorum:

Blogger Lev Kom dedi ki...

Wolfsburg, ligin omuz omuza oyunda en güçlüsü gibi gözüküyor. Grafite'nin sarkmadaki başarı yüzdesi de Leverkusen gibi savunmasını biraz ilerde kuran takım için sıkıntı yarattı. Gollerin artacağını düşünüyordum ama olmadı. Henrique en büyük hayal kırıklığımdan biri benim de ve Barcelona'da oynaması imkansız gibi gözüküyor. Palm.'de Gustavo ile mükemmel bir ikili oldular ve sonucunda Brezilya formasını giydi. Elder Granja'dan umarım bir şey öğrenmiştir desem de goldeki hata zincirini başlatan biri olarak pek de iç açıcı bir performans sergilemiyor.
Leverkusen'in yediği gol de Friedrich'in yaptığı hata Udineseli Zapata'nın Werder'e karşı yaptığı hatayı hatırlattı buradan varsayımda bulunacak olursak kendisi Perşembe akşamı maçı izlemedi ama ikinci yarıda Kroos'un topu yakın direğe atması Liverpool maçını dolayısıyla Fabio Aurelio'nun golünü hafızasına yerleştirdiğini düşündürüyor bana bu da iyi futbolcu olma konusunda ufak bir işaret.
Leverkusen, forvetlerine Grafite tarzı hızlı ve defans arkasına zamanlamalı koşular yapabilecek bir adam bulması dahilinde seneye şampiyonluk adaylarımdan. Helmes çok iyi bir oyuncu ve bana nedenini bilmesem de Paul Merson'u anımsatıyor.
Adler'in pozisyonunda ben sarı kart verirdim pek masum gelmedi ki iki defans elemanı kırmızı kart olmaması için kaleyi kapattılar ayrıca onsekiz çizgisini taşırdığı bir degaj da yan hakem hatasıdır.
Son dakikadaki pozisyona penaltı vermemek bana çok şey düşündürtür.(düşünsem ne olacak!)
ayrıca bu yorumdan öte yazı oldu bloga taşıyayım devamını...

18 Nisan 2009 22:53  
Blogger Alper Öcal dedi ki...

@Lele

Henrique'nin asıl mevkisi stoper ve tam Barcelona'nin kalemi oyuncu. Ama stoper oynarsa. Hızı stoper için ortalamanın üzerinde, tekniği iyi, oyun kurabiliyor. Devamlılığı yüksek. Gerektiğinde agresif ve sert oynayabiliyor. Kademesi, kesiciliği filan da iyi bana kalırsa.

18 Nisan 2009 23:34  
Blogger Erk dedi ki...

Wolfsburg da değişen bişeyler olduğu kesin.
Oyun anlamında daha oturmuş, güçlü bir oyun yanısıra, deplasmanda kazanmayı öğrenmeleri asıl mesele.
Ligin 7. haftasında itibaren takip ediyorum, son 3 haftaki oyunlarını hiçbir maçta sergileyememişlerdi. Birde UEFA Milan maçları.
Liderlik psikolojisi ağır gelir diye düşünüyorduk ancak olmadıda. 2 haftadır liderliğe devam ediyorlar. Yanlız ikinci yarının ortalarında Bayern Münih'in gol haberi ile 1-1 skor birleştiğince ciddi şekilde oyundan koptular.

Grafite'nin pozisyonunda kalecinin topla hiç alakası olmadığını ve kırmızı olduğunu, elle oynamanında kasıtlı olmadığını düşünüyorum.

19 Nisan 2009 05:08  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa