30 Temmuz 2009 Perşembe

Elano Galatasaray'da



Elano, bir Brezilya futbolu sevdalısı olarak, bu oyunda en beğendiğim ve en sevdiğim oyuncuların başında gelir. Blogun üstündeki banner size birşey ifade eder belki. O banner için kullandığım fotoğrafı Galatasaray'ın transferini değerlendirirken kullanacağımı düşünmezdim doğrusu. Galatasaray ve Haldun Üstünel çok önemli bir transfere imza attılar. Çok önemli bir kariyeri ve yeteneği Türkiye'ye getirdiler. Benim Elano sevgimi de askıya aldılar bir Fenerbahçe taraftarı olarak. Türk futbolu için de önemlidir bu transfer. Tıpkı Fenerbahçe'nin yeni transferi Andre Santos'ta olduğu gibi ismi İtalya'nın babalarıyla geçiyordu Elano'nun ama Galatasaray bitirdi işi. Türkiye'nin transferdeki itibarı, kredibilitesi, hele de EPL'den alınması dolayısıyla daha da yükselmiştir.

Elano Blumer, 2001 - 2004 döneminde Emerson Leao'nun teknik direktörü olduğu, ligde iki şampiyonluk kazanan ve 2004 Copa Libertadores finalinde Boca Juniors'a kaybeden çok başarılı Santos takımının underrated oyuncularından biriydi. Robinho, Ricardo Oliveira, Diego, Alex Costa, Renato gibi şu an İtalya, İngiltere ve İspanya liglerinin önemli takımlarında oynayan/oynamış ve önemli rolleri olan oyuncuların gölgesinde kalırdı. Bu sayede Shakhtar transferi gerçekleşti ama geç de olsa EPL'ye transfer olarak gerçek değerini buldu. Son dönemde yerini yavaş yavaş Ramires'e bıraksa da her daim Dunga döneminde Brezilya Milli Takımı'nın as oyuncusu olmuştur. Brezilya kariyerinde, sistemde açık kültürü olmadığından, ileri ikilinin arkasındaki iki hücuma dönük ortasaha oyuncusundan biri olurdu Diego ile birlikte. Sağ tarafa yakın oynadığından Shakhtar Elano'yu hep sağ açık oynattı ama esas mevkisi forvet arkasıdır. Tipik Brezilyalı forvet arkası oyuncularının aksine topu paylaşan, fiziki devamlılığı olan, temastan kaçınmayan , savunmasına yardım edebilen, her türlü pası verebilen ama bilhassa araya iyi oynayan, oyun zekası yüksek, sürati ortalamanın üstünde ve çok da iyi frikik atan bir oyuncudur. Galatasaray taraftarı artık Sabri'yi duran topların başında görmeyecek. Bu kesin. Hareketli toplara da her iki ayağıyla çok iyi vurur Elano. Galatasaray sanırım 4-3-3 yerine 4-2-3-1 takımı olacak. Eldeki kadro ve bu transfer 4-2-3-1 için daha uygun.

Elano'nun zorlarsanız bahsedilebilecek tek defosu, takım performans olarak düştüğünde buna karşı koyacak mental gücü, yetenekleri doğrultusunda gösteremeyişidir. Çok da büyütülecek birşey değil, her oyuncu lider doğmuyor. Aynı sorun daha yıllarca Türkiye'de oynamasını istediğim Alex De Souza için de geçerli. Elano biraz daha içe kapanır oyunda. Saha dışındaki takımdaşlığı, çevre uyumu konusundaysa alınabilecek en iyi Brezilyalı oyunculardan biridir. Ukrayna ve İngiltere gibi Brezilyalıların tutunmakta zorlandığı soğuk ülkelerde fire vermeden oynamış olması ve oyununu o liglerin dinamiklerine göre değiştirip, adapte edebilişi bu minvalde alınabilecek en iyi referanstır. Hiç olmadı boğazın öte yakasına uğrar, hasretini giderir.

Etiketler: ,

16 Yorum:

Blogger Schumy dedi ki...

Analiz için teşekkürler. Fenerbahçeli olmanızdan değil de Brezilya sevdalısı olmanızdan dolayı girip acaba ne yazdınız diye merak etmiştim. Galatasaray' ıma hayırlı olsun.

30 Temmuz 2009 11:26  
Blogger Her Yol Roma dedi ki...

Ben de hep bannerdakini Pato zannederdim yahu..

30 Temmuz 2009 11:58  
Blogger memduh95 dedi ki...

En iyi hücum hattı Gs'de olmuş oldu böylece.

30 Temmuz 2009 12:49  
Blogger Sacit Tekin dedi ki...

Bende Lambuja'nın yazdığı referans alınır die girdim malum Brezilya takipçiliğinden dolayı, gayet doyurucu bildiler var teşekkürler

30 Temmuz 2009 13:03  
Blogger hadesperado dedi ki...

analiz için teşekkürler,
yerinde bilgiler yer alıyor...

zaten brezilya futboluyla yakından ilgili olduğunu düşündüğüm birinden de bu beklenirdi... santos ve cristian yazılarınızı da okumuştum...

Galatasarayımıza hayırlı olsun...

bu arada banner değişecek mi? :)

30 Temmuz 2009 13:12  
Blogger nikolatesla dedi ki...

keşke her fenerbahçeli sizin gibi olsa.. tabi her galatasaraylıda bülent abi gibi :)

30 Temmuz 2009 13:26  
Blogger Alper Öcal dedi ki...

@hadesperado

Banner değişmez, Galatasaray'a bir sevdiğim adamı daha yollamam bannerla :)

30 Temmuz 2009 13:28  
Blogger Unknown dedi ki...

Sizin gibi bir Fenerbahçe sevdalısının blogunda gs li bir oyuncunun banner da yer alması bizi üzüntüye boğacaktır.Bu bir tesadüftür yerine koyacagınız oyuncunun gs ye transfer olacagını zannetmiyorum.lüütfen :))

30 Temmuz 2009 13:48  
Blogger burusvilis dedi ki...

biraz -yediğimizden fazlasını atalım- mantığında takım oldu galatasaray bence.
üst olur her maçı

30 Temmuz 2009 13:51  
Blogger vendetta dedi ki...

Başarılını analiziniz için öncelikle teşekkür ediyorum. Bir Galatasaray'lı olarak evet en iyi hücum hattına sahip olduğumuzu ben de düşünüyorum ama hücum ile defans arasında da bu kadar uçurum olmamalı. Defansın göbeğine bir yabancı ve kaliteli kesinlikle defans gerekiyor. Artık böyle bir kadro kurduysak hedefimiz 2-3 yıl içinde bi Şampiyonlar Ligi olmasa da Avrupa Kupası'nı kazanmak olmalıdır ki kazanmalıyız da yani... Ama Emre Güngör'le, Gökhan Zan'la olacak iş değil bu. Ayrıca bir de yerli forvet almamız lazım, Milan Baros sakatlansa yerine kim oynayacak...

30 Temmuz 2009 13:53  
Blogger A. Eren Logoglu dedi ki...

İlginç bir tesadüf vuku bulmuş yine. Bu tesadüf sözcüğü daha çok dolanır kara bulut gibi Fenerbahçe'nin üzerinde. Blogun logosu şekline gelmiş bir fotoğrafa bir oyuncu koy, onu da ezeli rakibin alsın, inanılacak şey değil!

Bannerin değişeceğini zannetmiyorum, yazılarında tarafsız olmaya çabaladığını ısrarla vurgulayan bir yazarın, bunu gösterebilmesi açısından çok güzel bir fırsat olmuş bu fotoğraf, kalsın bence de. :)

Eren.

30 Temmuz 2009 14:53  
Blogger Unknown dedi ki...

hiç gerek yoktu bu transfere ya mecidiyekoyde brezilyali mi olurmuş:)

30 Temmuz 2009 15:15  
Blogger dusendeli dedi ki...

Elano'yu bugüne kadar ben tanımıyordum ama mutlaka iyi bir oyuncudur; Kimseyi Brezilya milli takımında bedavaya oynatmazlar. Ancak iyi bir hücum hattı kurmak başarılı olmak için yeterli olmuyor. Galatasaray 2007-08'de şampiyon olan kadrosuna Baros ve Kewell'ı transfer ettikten sonra ligi ancak 5. bitirdi. Eğer Galatasaray bu sezon 4-3-3 oynama konusunda ısrarlıysa ortadaki üçlünün oyunu iki yönlü (hem ofansif hem defansif) oynaması gerekiyor. Arda böyle bir oyuncu değil, Kewell da değil. Anladığım kadarıyla Elano da hücum ağırlıklı bir oyuncu. Baros, Kewell, Arda, Keita, Elano beraber oynadığında çok yumuşak bir takım ortaya çıkacaktır. Bunun ceremesini çekmek zorunda kalabilir Galatasaray. Açıkcası ben Galatasaray'ın dengesiz bir kadro kurduğunu düşünüyorum, sezon içinde sıkıntı çekeceklerdir.

30 Temmuz 2009 15:50  
Blogger Cenky dedi ki...

Sevgili Öcal benim tahminim Sabri ve Elano arasında şunlar yaşanır :D

http://cobansalata.blogspot.com/2009/07/sabri-vs-elano.html

30 Temmuz 2009 16:35  
Blogger Hayatımız Futbol dedi ki...

Çağdaş futbolun tüm güzelliklerini sahada sergileyen,iki ayağını da kullanan,güçlü bir oyuncu Elano.Hepimiz onu Shaktar formasıyla tanıdık.Çok fazla gol atmaz ama attımı da ağızları açık bırakır.Çok klas golleri vardır.28 yaşında kariyerinin zirvesinde bir oyuncuyu ülkemize getirdiği için helal olsun Haldun Üstünel'e.Bonservisine 7 milyon avro ödenecekmiş 3 yıl vadede.Fiyatı da gayet uygun.Ama şunu düşünüyorum.; paraya ihtiyacı olmadığı için böyle ucuza satıyor City.Yoksa Elano 12 milyondan 1 kuruş aşağı satılmaz.Taraftar şimdiden çıldırmış durumda.Hiç bi halt yapmayıp senelik 3,5 milyon avroları cebe indiren Lincoln'e ne kadar taptığını hatırlarız Galatasaray'lıların.Artık Elano'yu hayal bile edemiyorum.

30 Temmuz 2009 17:13  
Blogger Fabio Luciano dedi ki...

@eren

nasıl bir adamsın çözemedim seni.galatasaray iyi bir transfer yapar kendi blogunda fenerbahçe'ye saydırır gelir burada dokundurmadan geçemezsin.

sivas anderlecht'ten 5 gol yer bütün yazını fenerbahçe üzerine döşersin.

nasıl bir hastalıklı yapıya sahipsin harbiden ruh hastalıkları uzmanlarına tez olursun...

kağıt üstünde iyi bir transfer yapmışsın çıkar işte keyfini.ama bilinç altındaki fenerbahçe nefreti izin vermiyo işte bunlara.mutlaka bir bağlantı yakalaman lazım.nefretin beyninde onarılmaz tahribatlar bırakmış.

30 Temmuz 2009 18:47  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa