Viva España
Maçtan önce Almanya'nın bu maçta İspanya'nın zaman zaman forvet gibi oynayan hızlı ortasahasına karşı neler yapabileceğinin maçın kazananını belirleyeceğini düşünüyordum. Almanlar hiçbirşey yapamadı. Löw'ün tercihlerinin de etkisi vardı bunda. Diri olmayan Frings ve Ballack'ın yanına bir de sahada hayaletten farksız olan Schweinsteiger ile Podolski eklenince İspanyol ortasahası ilk 10 dakika dışında cirit attı Almanların arasında. Dar alanda o kadar isabetli, etkili ve zarif paslaştılar ki hayran olmamak elde değil. İspanyolların hızıyla başa çıkamadılar Almanlar, en çabukları olan Lahm dahi Torres'in rüzgarına yetişebildi ancak.
O Torres benim maçın adamı adayımdı ve oldu da. Attığı gol bir yana, Mertesacker ve Metzelder'i eskilerin tabiriyle hallaç pamuğu attı. Löw ikinci devre hücumu hiç olmayan Friedrich'i oyundan alıp Lahm'ı o kanada yollasa Almanların şansı olabilirdi ama bunu yapmadığı gibi, takımın tek vasatüstü oyuncusu Hitzlsperger'i de oyundan aldı. Aragones de karşı hamle olarak ortasahasını güçlendirşnce sahadan tamamen silindi Almanlar. Birşey yapamayınca da sinirlendiler, oyunu çirkinleştiler. Sonrası ise oyun olarak kedi fare kovalamacasından farksızdı. İspanyollar işi biraz dalgaya ve şova vurmasalar Almanların oyun içerisindeki acziyeti skora da yansıyacaktı ama olmadı.
Hülasa İspanyollar hakettikleri bir şekilde, 44 senelik özlemi sonlandırdılar. Her maçta standartlarını korudular ve geçen turnuvada Yunanistan'ın kazandığı şampiyonluğun ardından seyri değişen Avrupa futboluna başka bir ufuk kattılar. Sadece bunun için bile teşekkür edilir çiçeği burnunda Fenerbahçe hocası Luis Aragones'e. Palop'un Arconada'nın 24 sene önceki kaleci kazağını giymesi de kupa seramonisinin güzelliğiydi. Marca'nın dediği gibi onlar artık Avrupa'nın Kralı. Viva España...
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa