23 Ocak 2010 Cumartesi

Fenerbahçe 3 - 1 Denizlispor



Türkiye'de bu kadar pahalı olup, bu derece gündemi meşgul eden ama 33 gün tatil yapılan bir tane daha endüstri kolu söyleyebilir misiniz ? Fikstür işi benim Türkiye'de kafamın basmadığı konuların başında geliyor. Sene sonunda katılamayacağımız ve bu ligden hayli az sayıda oyuncunun boy göstereceği bir Dünya Kupası varken, lige bu kadar ara vermek akıl işi değil. Ligler başladığında Güney Afrika'ya gitme şansımız vardı diyenler olacaktır; ama fikstür dediğin Allah kelamı değil ki. Değiştirilir.

Fenerbahçe'nin İstanbul'da daha fazla maç yapmak ya da ikinci devredeki ilk 5 maçın 4 tanesini ligin son 5'i içerisindeki takımları ( Denizli, Sivas, Diyarbakır ve Manisa ) ile oynayacak olmak gibi fikstür avantajları da futboldan bu kadar süre uzaklaştıktan sonra bir anlam ifade etmiyor açıkçası. Maça geçelim.

Kimilerinin yıllardır hayal ettiği Alexsiz çift santrfor hayalinin gerçek olduğu bir maçtı. Alex yokken normal şartlar altında Fenerbahçe'nin hücum kapasitesinin ve pas kalitesinin düşmesini beklersiniz. Oysa şartlar olağanüstüydü. Bu zemin Alex'in zemini değil. Bu yüzden duran toplar dışında Alex çok da fazla aranmadı. Hatta Güiza ve Semih'in beraber oynamasından ötürü Alex'in yokluğu ileride sayıca fazla olmak gibi bir avantajı da yanında getirdi. Denizlispor gibi savunma yapmayı ve pozisyon almayı bilmeyen bir takım karşısında daha fazla üretkenlik sağlanabilirdi. Fenerbahçe ilk yarıda oyuna hükmetse de beklediğim pozisyonları - Guiza'nın müsait durumda kötü vurduğu kafa ve klasik olduğu üzere karşı karşıya kaçırdığı pozisyon dışında - bulamadı. Bunun en büyük sebebi takımı ileriye taşıyan tek ortasaha oyuncusu olan Emre'nin vasat oyunu ve Andre Santos & Vederson ikilisi ile sıkkullandığı sol kanadın balçık tarlası zeminden ötürü verimsizleşmesiydi.

Saha değişimi olacağından ikinci devre sol kanadın fark yaratabileceğini düşünüyordum. Yarattı da. 50 ve 70. dakikalar arasında, Özer'in oyuna girmesi ve Emre'nin zorlamalarının da katkısıyla, Fenerbahçe sol kanattan ciddi pozisyonlar üretti. 58. dakikada Guiza'nın direkten dönen topu, 50 ve 70. dakikalarda Semih'in kaleci ile karşı karşıya pozisyonda yaptığı iki plase, 61'de Emre'nin Özden'den kalan şutu akılda kalanlar. Zemine takılıp da pozisyona dönüşmeden biten sayısız atak da cabası. Fakat bu baskıdan gol çıkmaması Fenerbahçe için maçı kilitledi. Denizlispor teknik direktörü Hakan Kutlu'nun santfor Angelov'u çıkarıp önlibero Fatih Yiğeni almasından sonra Daum son kozunu oynadı. 77. dakikada sağ bek Bekir yerini yeni transfer Gökhan Ünal'a bıraktı. Semih biraz daha kendini geriye atıp Alex'in rolüne soyundu. Sırtı dönük aldığı bir topu kullanmak üzereyken, kazandırdığı duran top ile de gole katkı yaptı. Andre Santos'un şandel frikiği çok etkili değildi; ama maçın başından beri Denizli'ye çalışan zemin azizliğini bu kez Özden'e yaptı. Kendisinin de hatası su götürmez elbette.

1-0'dan sonra, bu sene alışıldığı üzere ve üstelik dakika da 80 olmuşken, Daum'dan santrforlardan birini çıkarıp Deniz'i oyuna sürmesini bekledim. Youla'nın attığı golde sağ bekin rolü yok, hata Bilica'nın. Velakin değişiklik yapılsaydı Fenerbahçe o pozisyonda daha konsantre durabilir ve daha tedbirli olabilirdi. 3 Denizlispor oyuncusunu 3 kişiyle beklemeyebilirdi. Bu kez eğrisi doğrusuna geldi, hücumdaki kalabalık Özer'in golünü getirdi. Golde Gökhan, Semih, Guiza ve Özer'in takipçiliği ve inadı izlenmeye değerdi. Daha önce sadece deplasmadaki Diyarbakırspor ve Bursaspor maçlarında bu karakteri görebilmiştim. Bu maç ile hat-trick yapıldı. Maçın taraftarı en çok memnun eden yönü de budur. Fenerbahçe bu karakteri ne kadar fazla maçta, ne kadar uzun süre sergilerse bu ligdeki şansı o kadar artar. Bu gece teknik olarak da iyiydiler. Takım halinde hem de.

Fenerbahçe adına maçın ekşi gelişmesi haftaya Sivas maçında 4 önemli as oyuncunun yokluğu. Lugano ve Andre Santos'un kartlarına itirazım yok ama Bünyamin Gezer'in Cristian ve Emre'ye gösterdiği kartlara katılmıyorum. Faul kararları bile tartışılır bence. Cristian'ın savurduğu ayak Braga'yı teğet geçiyor, Braga topa basıp düşüyor. Emre'nin pozisyonu ise hemen hemen her üst düzey ligde görülebilecek türden bir mücadele. Sivas maçında Selçuk'un olduğu bir ortasaha rotasyonu uykularımı kaçırıyor.

Yazıyı Andre Santos ile bağlayalım. Transfer olduğu gün savunmada yerini çok kaybetmesi ve sahip olduğu üstün teknik vasıflar, oyun zekası ve hızı sebebiyle Daum'un onu sol açıkta değerlendireceğini düşünmüş ve bunun daha isabetli bir tercih olacağını savunmuştum. Daum beklediğini yaptı ama Andre Santos'un performansı beni yanılttı. İlk 4-5 maç dışında hayli kötüydü. Brezilya Milli Takımı'ndaki yerini de kaybetti. Bir ara kulağıma "bek oynatmayacaksanız kiralayın" dediği dahi geldi. Ligin son birkaç maçında beke geçtikten sonra biraz daha kıpırdandı. Devre arasında idmanı yiyip, fizik olarak toparlanınca kendini bulmuş. Daha sıkı maçlarda değerlendirmek daha doğru olur; ama bugün sadece ofansif açıdan değil savunmada olarak da başarılıydı. Maçın adamıydı.

Nazar değmesin...

Etiketler: ,

14 Yorum:

Blogger Beercholic dedi ki...

cristian adamı tekmeledi, doğruydu..
emre'de çok sert fauller yaptı, çok hırçındı, hakemin üst üste uyarılarına rağmen sert faullerini kesmedi, o da doğruydu bana göre..

23 Ocak 2010 04:25  
Blogger brdfckr dedi ki...

Saha zemini icin bir 10 gun kadar once cok pozitiftiniz?

Bu zemin anca 70bin kisilik yeni stadinizda cozulur.

23 Ocak 2010 05:57  
Blogger Tuğberk dedi ki...

Abi Santos'un golünden sonra Deniz hemen soyundu , oyuna girmek için kulübüde son taktikleri alırken yedik golü..

Yoksa Daum anında hamleye gitmişti..

23 Ocak 2010 08:41  
Blogger torres dedi ki...

Lugano'nun hareketi kırmızılık, Emre'nin maç içindeki genel tutumu göz önüne alınırsa sarı alması gerektiği açık, Cristian- Santos'un kartları da doğru...

23 Ocak 2010 12:29  
Blogger TA dedi ki...

hakem 10 numara bir maç yönetti.kusursuz.

23 Ocak 2010 12:31  
Blogger barış dedi ki...

christianın pozisyonunu bir daha izleyin bence, braga topa basıp düşmüyor, hafif de olsa christian ın tekmesini hissediyor ve abartarak yere düşerken topa dokunmuş oluyor ama kesinlikle düşmesinin nedeni topa basması değil. ha, bence teğet de geçmiyor, hafif de olsa savurduğu tekme gelmiş adama, sert bir şekilde gelse kırmızı olurdu zaten. bence bu pozisyon tartışılmayacak şekilde açık, teğetlik bir durum göremedim.

23 Ocak 2010 12:32  
Blogger admin dedi ki...

Takıma estetik açıdan çok duygusal anlamda bağlı bir taraftar olarak mücadele görüp her maç yenilmek beni üzmez. Şampiyonluk çok da önemli değil; sen Fenerbahçe'sin zaten, 3 yıl olmazsan 4 yıl mutlaka oluyorsun. Ancak sahada verilen mücadele, şampiyonluğa inanç, oyun karakteri gibi faktörler beni memnun ediyor. Bugün takımdan memnunum. Güiza'nın kaçırdıkları bile bu memnunluğuma engel olmuyor. Benim görmek istediğim Fenerbahçe bu. Her ne kadar Denizlispor bu lige yakışmayan dandirik bir oyun ortaya koysa da Fenerbahçe adına olumlu şeyler gördüm ben maçta.

Eğer Andre Santos fizik olarak biraz daha kendini geliştirse adını Fenerbahçe tarihine altın harflerle yazdırır. Emre'den de ben çok umutluydum ancak anlaşılmaz bir şekilde çabuk yoruluyor. Yahu sen profesyonel futbolcusun, yaşın da daha 30, Lampard'lar Ballack'lar Gerrard'larla aynı yaştasın, biraz daha çabala be Emre...

Son olarak şunu söyleyebilirim; eğer Fenerbahçe bu mücadelesini sürdürürse çok rahat maç kazanır. Bir de üzerine iyi oynarsa şampiyonluk rahatça gelir.

23 Ocak 2010 12:42  
Blogger drogba dedi ki...

Cristian itiraz bile edemez zaten de etmemeliydi topla alakası yok tekmeyi savurdu direk rakibe vuruyor
Emrenin ilk yarıda bragaya çift taban dalması zaten sarı kartlıktı

23 Ocak 2010 13:07  
Blogger dncrdnc dedi ki...

brdfckr.

stadın kapasitesiyle zeminin ne alakası var fenerbahce stadında yapılan yenlik türkiyede tek calşmaya başlayalı 10 gün oldu daha.

23 Ocak 2010 13:45  
Blogger Unknown dedi ki...

alper hocam dentinho ile ilgili yazınızı bekliyoruz :))

23 Ocak 2010 14:19  
Blogger sallanyuvarlan.blogspot.com dedi ki...

Özer'in girmesinden sonra oyunun açıldığı doğru. Emre,oyundan atılabilirdi. ucuz yırttı. böyle hareketlere gerek yok. Zemin'in berbat olduğunuda ekleyelim.yorumlardan okuduğum kadarıyla sadece bizim attığımız tekmeler söylenmiş. onlar masum doğru. o denizli akşamını hatırlamak dahi istemiyorum.düşşünler.Kümeye Denizli..

sallanyuvarlan.blogspot.com

Cem


Selamlar

23 Ocak 2010 20:36  
Blogger jeregne dedi ki...

Transfer adayları adına yazı gelmedi, 2 gündür bekliyoruz.
Taison hakkında 2-3 kelam da ederseniz sevinirim :)

23 Ocak 2010 21:56  
Blogger BuRaK dedi ki...

haftaya takımın iskeleti yok. sivasta şartlar daha ağır olacak. ordan alacağımız 3 puan şampiyonluk sinyali olabilir. en zor maç diyebilirim sivas maçına.

gökhanın olmadığı zamanlar sağbekte bekir yerine mehmet oynasa daha iyi olur gibi. mehmetin sağbek oynayabileceğini düşünüyorum

24 Ocak 2010 15:47  
Blogger varol döken dedi ki...

2. gol mutluluktur, evinde tek başına yorgan altında tek başına maç izleyen adamı yerinden kaldıran, bağırtandır... gerisi de laf-ı güzahtır...

25 Ocak 2010 11:46  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa