15 Kasım 2008 Cumartesi

Octopus

Etiketler:

Besle Kargayı



Fenerbahçe'nin Fatih Terim Fiorentina'da görev yaparken Rui Costa'yı istediğini ve alacak gücü olduğunu düşünün. Cevabı ne olurdu sizce ? Bence Damien Comolli'nin ki ile aynı olurdu. Tottenham'ın kovulan, St. Etienne'in yeni futbol direktörü Damien Comolli, Arsene Wenger'in Matuidi ve Dabo transferi için "olmaz" dedi ve Fransız gençlerden elini eteğini çekmesini salık verdi. Olabilir, ama bu Comolli'nin bir özelliğini daha söylemezsek olmaz. Postun esprisi orda asıl. Damien Comolli zamanında Arsene Wenger için 7 sene Fransa Ligi'ni tarayan; Clichy, Eboue ve Kolo Toure gibi oyuncuları Arsenal'e kazandıran isimdir. Koynunda yılan beslemiş Wenger...

Etiketler:

14 Kasım 2008 Cuma

Paris Kurbanları



Sezon başında 10 milyon € civarında bir paraya alınan ve takımın şu an maestrosu olan Sessegnon BMW'sini alkollü ve geçersiz bir ehliyetle kullandığı için bir hafta önce geceyi nezarethanede geçirmiş. 400 € kefaret ile serbest bırakıldıktan sonra da antrenmana geç kalmış. En büyük cezası bir süre araç kullanamamak olacak ama PSG'nin vereceği ceza bekleniyor. Daha önce de 17 yaşındaki Sakho ehliyetsiz araç kullanırken yakalanmış, Monaco zamanlarında büyüleyici bir futbol oynayan Jerome Rothen de Porsche marka aracıyla 245 km/ h yaparken durdurulmuş; 5 ay trafikten men edilmiş ve 1500 € ceza ödemişti. Paris'in büyüsünden midir yoksa Paris Saint Germain'in uğursuzluğundan mıdır nedir kapısından girene bir haller oluyor.

Etiketler:

Tottenham Savunması


Etiketler:

13 Kasım 2008 Perşembe

Redknapp Usulü Tottenham



Harry Redknapp bitkisel hayatta olan Tottenham'a nefes verdi. Son 5 maçta alınan 4 galibiyet ve 1 beraberlik var. Maç başına atılan gol ortalaması 3'e yakın. Birkaç hafta önce herkes Tottenham ile olan randevusunu öne almak isterken şimdi ertelemek niyetinde. Ölmekte olan bu kadar kısa zamanda hayat bulması inanılmaz gerçekten. Peki fark nerede ? Öncelikle iletişim ve insan yönetimi. Redknapp'ın en iyi yaptığı, Juande Ramos'un ise olmayan İngilizcesiyle yapamadığı şeyin ta kendisi. Bu konudaki başarısı için geçtiğimiz sene Portsmouth FA Cup kazandıktan sonra Kanu'nun demecini okumak yeterli aslında.

"He tells you what you want to hear, he tries to talk you up, he tries to give you the belief and you go there to do the work for him. He knows what I can do. Before the game he told me 'King, listen to me, do your magic - you are the best'. When you hear that from your coach, you want to do something for him."

Kısaca "Redknapp duymak istediklerinizi söyler ve bunları koçunuzdan duyduğunuz zaman onun için birşeyler yapmak istersiniz" diyor. Tottenham gibi genç bir takım için bu özellik çok kıymetli. Bu oyunculara, hele de başlar düştüğü zaman omuz ve moral vermek ilk yapılması gerekenlerden. Redknapp'ın bu farkını Darren Bent'te rahatlıkla görebilirsiniz. Dışlanmış ve balon muamelesi gören bir forvetken son 5 haftada attığı golleri sayamadım. Onu Tottenham'a getiren performansın bile ötesinde şu an.

Sadece yiğidim, aslanım, koçum değil tabi bu diriliş. Arkasında futbola dair hamleler de var. Takımın gol kısırlığına çare bulmak ve daha verimli son vuruşlar için Les Ferdinand'ı santrfor antrenörü olarak işe aldı. Diziliş tercihini ise 4-2-3-1 / 4-4-1-1'den yana kullandı. Maçına göre ilerideki tek santrforu Pavlyuchenko veya Bent oldu; ama asıl önemlisi takımın en yaratıcı ayağı olan Modric'i daha önde, serbest olarak kullanmaya başladı. Bentley'i asıl mevkisi olan sağ açığa yerleştirdi. Kırılgan olan ortasahayı Ramos döneminin bir başka dışlanmış elemanı Huddlestone ile sertleştirdi. Zokora ve Huddlestone ile taş gibi bir ortasahaya ve eskisine göre daha iyi bir takım savunmasına sahipler. Benim en beğendiğim kalecilerden biri olan Gomes'in o ürkek halinin yerinde yeller esiyor artık. Daha atılgan ve kararlı bir performansı var.

Redknapp takımın bu formunu 4 hafta sonraki Man Utd maçına kadar koruyabilir ve devre arasında ahı gitmiş vahı kalmış Woodgate'in yerine daha sağlam bir oyuncu alır, stoper rotasyonunu güçlendirirse UEFA Kupası için oynaması işten bile değil Tottenham'ın

Etiketler:

Youtube Starları



Eskiden kasetten izlenirdi futbolcular, şimdi teknoloji ilerledi Youtube başta birçok video sitesinde futbolcu klipleri dönüyor. Football Manager oyunu ile kendini iyiden iyiye scout sanan gençler bu 3-5 dakikalık videoları ilham alarak tuttukları takımın yöneticilerine akıl hocalığı dahi yapabiliyorlar. Üstelik klipleri dönen ve izledikleri oyuncuların çoğu da çocuk. Geçen ay Milan'ın göz hapsinde olan Meksikalı Gato'nun videoları dönüyordu, şimdilerde ise son gözde Madin. Ona yeni Zidane diyorlar. Sadece tarzından ötürü değil, aynı zamanda Fransa - Cezayir melezi olmasından ötürü. 6 yaşında. İsmini bir daha ne zaman duyacağız bakalım. Adu gibi sıradanlaşmazlar umarım...

Etiketler:

Direktör Olmak Varmış



İngiltere'de Fair Pay Network isminde bir kurumun araştırmasına göre Londra'da sadece yaşamak için kazanmanız gereken para saatte minimum 7,45£, Londra dışında bu rakam 6,80£. Günde 8 saat, haftada 6 gün çalışanlar için ayda 1500£ dahi değil. Buna rağmen İngiltere Premier Lig kulüplerinin çalışanları için verdiği saatlik maaş 6£ üzerine çıkmıyor. Paranın bu kadar har vurup harman savurulduğu bir organizasyon için bu pintilik ilginç geldi bana. Bir de bunların direktörleri vardır, futbolculardan dahi fazla maaşları olabilen. Varın siz düşünün adaletsizliği.

Arsenal Keith Edelman £2.72m

Aston Villa Doug Ellis £490,914

Blackburn John Williams £285,477

Bolton Allan Duckworth £418,000

Chelsea Peter Kenyon £1.9m

Everton Keith Wyness £466,000

FA Brian Barwick £654,000

Fulham Unnamed £275,500

Hull City not disclosed

Liverpool Rick Parry £1.12m

Man City Alistair Mackintosh £293,000

Man United David Gill £1.48m

Middlesbrough Steve Gibson - not paid

Newcastle Douglas Hall £1.62m

Portsmouth Unnamed £907,175

Premier League Richard Scudamore £1.21m

Stoke City No directors were paid

Sunderland Unnamed £1.06m

Tottenham Hotspur Daniel Levy £950,000

West Brom Jeremy Peace £309,000

West Ham Paul Aldridge £649,000

Wigan Brenda Spencer not disclosed

Etiketler:

White Heart Pain



Liverpool bu sene Tottemham'a 2 kez yenilen tek takım oldu. White Hart Lane'de toplam 6 gol yediler. 6 gol yüzünden şimdilik liderlikten ve külliyen Carling Cup'tan oldular. Benitez bu gidişle çok bekler yeni sözleşmeyi.

Etiketler:

Maradona ve Pele



"Rio, 1979"

Etiketler:

Cristian Villagra



Cristian Villagra. 22 yaşında ve sol bek oynuyor. Zorunluluktan sağ bek oynamışlığı da var. Apertura 2008'de dökülen River Plate'in Buaononette ile birlikte bana göre elle tutulur tek oyuncusu. Maradona'nın 19 Kasım'da oynanacak İskoçya maçı için hazırladığı kadroda da var. Velez'den Papa ve Independiente'den Montenegro ile birlikte Arjantin kontenjanından kadroya alınan 3 oyuncudan biri. Riquelme ? Boca şampiyonluğa koşuyor ve lider San Lorenzo ile oynanacak kritik maçtan ötürü anlaşmalı olarak kadroya dahil edilmedi.

Etiketler:

12 Kasım 2008 Çarşamba

Mehmet Aurelio



Liverpool'un eski oyuncularından Jason McAteer hakkında bir anektod vardır. Birgün Jason McAteer kredi kartı başvurusu yapmaktadır ve başvuruyu yapan takım arkadaşı şirket pozisyonu kısmına ne yazması gerektiğini sorar. McAteer "ortasaha oyuncusuyum ama hoca beni sağ bek oynatıyor" der. Mehmet Aurelio'nun hikayesi de böyle başlıyor aslında. O da bir santrfor arkası ve sağ kanat oyuncusuydu Trabzonspor'da, Fenerbahçe'ye geldiğinde hocası Daum onu ortasahada oynatmaya başlayınca hayatı değişti. O kadar başarılı oldu ki yeni pozisyonunda önce Fenerbahçe fırsatı kaçırmayıp onu Türk vatandaşı yaptı, sonra da Terim milli takımda vazgeçilmezi yaptı. Fenerbahçe'nin UCL'de son 8, Milli Takım'ın da Euro 2008 sonrası son 4 yapmasının ardından soluğu İspanya'da aldı. Fenerbahçe'nin birkaç askerinden biriydi, Betis'te general oldu. Helali hoş olsun...

Etiketler: ,

Antonio Cassano



Futbolda deli dolu adamları tanımlamak için kullanılan "yaramaz çocuk" diye bir laf vardır bizde. X'lerin yaramaz çocuğu vs... Antonio Cassano da İtalyanların yaramaz çocuğu. Romalılar ondan hala nefret ediyorlar, Real Madrid için de zaman kaybından öte anlam ifade etmedi. Capello'ya saygısızlıktan ceza aldı, aldığı her fazla kilo için ceza yedi ve sonunda kendisini Sampdoria'da buldu. Orada nihayet futbolu da bulmayı başardı ve eski günleri birbir açıkladı. Biz henüz sadece satırbaşlarını biliyoruz. Mesela çocukken kendi oynadığı takıma 5, 10, 15 liretlik bahisler yapması, şu ana dek 600 - 700 farklı kadınla seks yapması gibi, bunlardan birini 4-0 aldıkları Juventus maçından önce yapması gibi. 19 Kasım'da Vi Dico Tutto ismini verdiği biyografisi çıktığında öğreneceğiz detayları. Madrid'deki otel maceralarını Ramon biliyordur aslında...

Etiketler:

Luiz Felipe Scolari



Luiz Felipe Scolari'nin en büyük şansı Avram Grant'tan sonra gelmekti, iyi değerlendirdi. Doludizgin gidiyor Chelsea. Grant'ın o hantal takımı gitti, dinamik ve golcü bir takım geldi. Üç aşağı beş yukarı aynı oyuncularla üstelik. Anelka dahi gol atmaya başladı. Luiz Felipe Scolari'nin keyfi de yerinde. Londra'da ülke tanıtımına katkıda bulunmak amacıyla fuar geziyor.

Etiketler: ,

Avai Futebol Clube ve Kocaelispor



Avai kulübü 29 sene sonra Brezilya'nın 1.liginde mücadele edecek. Üstelik en golcü oyuncuları olan Vandinho'yu sezon ortasında Flamengo'ya kaptırmalarına rağmen. Bu çıkışın özel olması ve bu blogda yer almasının sebebi ise bir tür Kocaelispor olmaları. Ülkenin önemli kulüplerinde ya da Avrupa'da forma giymiş ama değeri eskisi kadar olmayan oyunculardan kurulma toplama bir takım Avai.



Takımın şu an en golcü oyuncusu olan Evando 3 sezon Portekiz'in vasat takımlarında oynamış, Brezilya'da da Santos ve Fluminense gibi köklü takımlarında forma şansı bulmuş ama tutunamamış bir oyuncu. 31 yaşındayken esasoğlan oluyor. Serdar Topraktepe vari bir kariyer. William ve Abuda ise takımın Evando'dan sonra gelen hücum silahları. İkisinin toplam 15 golü var. 25 yaşındaki William Brezilya Milli Takımına dahi seçilmiş bir oyuncu. Fransa ve Portekiz denemeleri var. Abuda'nın da Wolfsburg ve Germinal Beerschot ile kötü biten 2 Avrupa macerası mevcut. Brezilya'nın U-17 takımında da forma giymiş bir oyuncu. Brezilyalıların yaşları daha genç ama Serhat Akın ve Murat Hacıoğlu kariyerleri ile epeyce paralel yönleri var. Ortasahanın yaratıcı isimlerinden Marquinhos ile Kemal Aslan'ın kariyerleri arasındaki yegane fark oynadıkları takımların gösterdikleri sabır. Kemal Aslan şanslı bu konuda, Kemal ile aynı yaşta olan Marquinhos ise 10 transfer yapmak zorunda kalmış. Flamengo, Sao Paolo, Atletico Mineiro gibi önemli transferler de var kariyerinde. Bunun dışında her zaman ümit beslenen oyuncular. Marquinhos'un kariyerinin başında bir de Leverkusen denemesi var. Savunmada beraber oynayan Turatto ile Emerson ise Tolga Seyhan ile Özgür/Ufuk gibi. Birinin içi geçmiş, diğerinin önü açık. Böyle bir takımla 1. lig seviyesinde ne kadar tutunacaklar kestirmek zor ama Brezilya her zaman sürprizlere açık olmuştur. Umarım gerçekleştirirler o sürprizi de Gustavo Kuerten'i üzmezler...

Etiketler: , ,

Mourinho Pes Eder Mi ?



Manchester City bu sezon transfere ne kadar para harcadı ? 100 milyon € üzeridir sanırım. Peki ne kazandılar karşılığında ? Şu ana kadar hiç. Ligde 12. durumdalar, yapılan bütün flaş transferlere rağmen evlerinde Liverpool, Chelsea ve Tottenham'a karşı kaybettiler. Yağı bol bulunca kıçına süren Araplar arayışa başlamış hemen. Jose Mourinho'nun peşindeler. Şu an Inter'den aldığının iki mislini, yani tam 18 milyon € teklif etmişler senelik. Bunun değip değmeyeceği ayrı bir konu, oligarkların futbolu bu şekilde manipüle etmesi de. Benim derdim Jose Mourinho'nun bu teklife nasıl baktığı. İtalya'nın onu açmadığına eminim. Takımının son birkaç maçtır çekirge misali 90. dakikada kazanmasından da. Premier Lig'e geri döneceğini de söylemişti daha önce ama ben yine de Inter'de başarmadan ve İtalyan basınına şöyle en hasından bir ders vermeden gideceğini sanmıyorum.

Etiketler:

Jeremy Menez



Fransız futbolcular Serie A'da epey popülerdir, çok ekmek yemişlerdir İtalya'dan. Deschamps, Zidane, Henry, Trezeguet, Zebina, Desailly, Papin, Dugarry, Cauet, Blanc, Dacourt, Giuly, Candela, Micoud, Thuram ve Frey kardeşler ilk aklıma gelenler. Henry hariç bu oyuncuların tamamının iz bırakan performansları var İtalya'da. Son dönemde ise Arsene Wenger etkisinden ötürü ilk adresleri İngiltere oluyor Fransızların. İtalyanların Mexes, Menez ve Gourcuff dışında parlak ithalatlarını hatırlamıyorum son dönemde. Bunlardan sadece Mexes kalıcı olmayı başardı. Yeni Zidane olarak lanse edilen Gourcuff bu özelliklerini Milan'da pek gösteremedi ama kiralık gittiği Bordeaux'da bütün yeteneklerini sergiliyor. Menez ise Roma ile birlikte eriyor. Kendini bulması için devre arasında kiralık verilecek. İlk taliplisi Alan Perrin'in St. Etienne'i. Gomis, Ilan, Perrin, Matuidi ve Menez. Arsenal su koyuvermezse güzel bir hayal ASSE taraftarları için.

Etiketler:

Jack The Ripper



Arsenal bir süredir Carling Cup turnuvasında yedek dahi değil, PAF denilebilecek bir takım kullanıyor. Kimileri bunu turnuvaya yapılan bir saygısızlık olarak görüyor ama Arsenal kazanmaya devam ediyor. Çoluk çocuk denilen takım Sheffield'6, Wigan Athletic'e 3 gol attı. En gençleri Jack Wilshere. 16 yaşında. 17 yaşına gelmeden önce Arsenal ile profesyonel kontrat imzalayamıyor. Bırakın kontratı Londra'da bir barda içki içmeye, araba kullanmaya hatta bir paket sigara almaya dahi ehil değil ama sözkonusu futbol olunca binlerce taraftarın alkışına mazhar olabiliyor. Can Bartu hep kızardı 20-25 yaş civarı oyunculara genç yıldız denilmesini. 17-18 yaşında yıldız olacak oyuncu belli eder derdi kendisini. Jack Wilshere bu tanıma birebir uyuyor. Şimdiden de takımın 21 yaşındaki as oyuncusu Cesc Fabregas ile karşılaştırılmaya başlandı bile...

Etiketler:

Kriz

Uzak ara en sevimsiz bulduğum kelimelerin başında gelir kriz. Hele bir de eğlenme amaçlı takip edip, izlediğiniz birşeyi sarmışsa. Real Madrid için İspanyol basını kriz başlıkları atmaya başladı. Geçen sene bir aralar Dünya'nın en iyi savunması olarak gösterilen takımın savunması gol yeme rekorları kırıyor. Bu sezon 18 resmi maçta 32 gol yediler. 7 tanesini La Liga'ya bu sene çıkan Numancia, Malaga ve Gijon'dan kendi evlerinde yemişlerdi, dün gece 3. lig takımı Real Union'den yedikleri 3 gol ve 15 senedir kazanamadıkları Kral Kupası'ndan eleniş tuzu biberi oldu.



Geçen sezonun mutlu mesut adamı Schuster ise çaresiz. Bu haftasonu oynanacak Valladolid maçını kazanamazsa kovulacağı yazılıyor. Yerine geçici olarak bakacak isim ise Miguel Angel Portugal. Koca bir transfer sezonunu Cristiano Ronaldo fantazisine harcayanlar için şaşırtıcı bir hamle değil.

Etiketler:

10 Kasım 2008 Pazartesi

Chelsea'nin Stadyum Kaosu



Chelsea'nin iki senedir yapmak istediği bir stad var. 65-75 Bin kişilik bir stad. Stamford Bridge'in 5 km ilerisinde bir alan üzerinde anlaşıldığına dair yazılanlar da var. Velakin daha ortada ne lansmanı yapılmış bir proje var ne de başlangıç için bir tarih görebiliyoruz. Bunun sebebi finansal bir kriz değil, Chelsea Pitch Owners adındaki bir kuruldan alınması gereken izin. Zamanında Galatasaray'ın logosunu kullanamaması gibi bir hikaye. Chelsea de kendi stadını ve haklarını alabilmiş değil bu kurum yüzünden. Alamadığı için orada yapacağı 1100 konutluk proje de tıkanıyor ve süreç uzuyordu. Bir gelişme daha oldu bugün. 500 milyon sterlin maliyetle HOK firması tarafından yapılacağı belirtiliyordu stadın ancak Chelsea kulubü HOK haberlerini yalanladı. HOK'un web sitesindeki projeler bölümünde ise Chelsea'nin stadının ismi gözükmekte. Gel de çık işin içinden...

Etiketler:

Kelepçeciler



Gol sevinçleri ile ilgili bir yazı yazmıştık. Kelepçecileri atladığımızı bugünkü bir haberle atladığımızı anladım. İngiltere'de alkol, taciz, kavga vb. sebeplerden tutuklanan ve mahkum edilen çok futbolcu var. Bunlardan biri de Ipswich Town kalecisi Luke McCormick. Alkollü araç kullanırken 2 kardeşi ezerek öldürdüğü için 7 seneye mahkum edilmişti. Takım arkadaşı David Norris de Blackpool'a attığı golden sonra eski takım arkadaşını böyle selamladı. Ne kadar etik olduğu tartışılır, ölen kardeşlerin ailesi de hemen tepkisini göstermiş "iğrenç" diyerek. Hatta ceza verilmesini istemişler David Norris'e. Haklılar da. Velakin ne olursa olsun dostlarını unutmayan adamları da severim ben, hele de böyle zor zamanlarda...

Etiketler:

Kime Niyet Kime Kısmet


Marca internet sitesinin manşetine taşımış Alipio Duarte adlı 16 yaşındaki Brezilya doğumlu Portekizli oyuncunun Real Madrid'e transferini. Yeni Cristiano Ronaldo geldi demişler. Gerçeğini o kadar uğraşıp getiremedikten sonra nafile. Yine de Portekiz'de çok etkili lobisi ve ilişkileri olan Chelsea ve Manchester United'ı safdışı ederek böyle bir genç yeteneği transfer etmek önemli. Oyuncu Rio Ave'de oynuyor bu arada. Hiç izlemedim ancak CR7'den daha potansiyelli olduğu yazılmış. Öyleyse gerçekten, 18 yaşında giyer Real Madrid formasını. Bir daha da vermez...

Etiketler: ,

Kasım'da Aşk Başkadır



Türk futbolu ile ilgili yazarken daha hassas, daha dengeli olmaya dikkat ediyorum. Fenerbahçeli olmanın rüzgarına kapılmamaya, futbolun dışına çıkmamaya çalışıyorum. Galatasaray maçlarının öncesi ve sonrasında bunu yapmak gerçekten çok zor. Ama ilk defa yakındım buna. Zira Cuma akşamına kadar içimde neredeyse sıfır ümit taşıyordum. Sezondan sıfır ümit taşıyan bir taraftar için, derbi maçının halet-i ruhiyesinin böyle olması felaket birşey. Ama öyleydi, alıkoyamıyordum kendimi. Takımların teknik ve moral değerlendirmelerini objektif bir beyin ile yaptığımda Saraçoğlu'nda senelerdir yaşanan kaderin artık değişeceğini düşünüyor ve kendimi bir Galatasaray mağlubiyetinin hüznüne hazır hale getirmiştim. Sakin ve soğukkanlı bir şekilde olası sonu bekleyecektim. Metin olacaktım. Bu halet-i ruhiye Cumartesi günü GS Store'un çıkardığını öğrendiğim çıldırın geliyoruz t-shirtleri ile değişti. Süt dökmüş kediden farksızken gerildim. Fenerbahçe'nin Galatasaray galibiyetlerindeki en büyük sihirlerden birisine sahiptim artık. Galibiyet için motivasyon gerekiyordu ikinci olarak. Fenerbahçe'nin bu görüntüsüne rağmen kazanmaya motive olabilmek zordu. Sevgili Bozkurt K Yılmaz'ın enfes kitabı "Bu Aşk Bizi Canlı Tutacak" gözüme çarptı kütüphanenin rafında. Rastgele birkaç paragraf okudum, 1-0 iken 3-1 olan Ankaragücü maçının devre arasını anlatan bölümü denk gelmişti tesadüfen. Canlandım.



Ama yetmezdi, kazanmaya inanmak için fazlasına ihtiyacım vardı. Aklıma Nick Hornby'nin Fever Pitch kitabı geldi. 18 yıl sonra şampiyon olmak için Liverpool deplasmanında 2 golle kazanmak zorunda olan Arsenal'in bir Arsenal taraftarının kaleminden hikayesi. Velakin okumakla olmazdı o iş, hissetmek lazımdı. Filmi koydum dvd playera. İşe yaramaz Michael Thomas golü attığında Paul Ashworth'u görmem bu işin olabileceğine dair inancımı biraz daha arttırdı. Fenerbahçe'nin de işe yaramazı çoktu nasılsa. Acaba kim utandıracak diye düşünmeye başladım. Doğrusu bunun Selçuk olacağına hiç ihtimal vermiyordum. Ama oldu. Lugano kafayı vurduğunda ise bu iş bitmişti. Sonrası ise yemeğin üzerine yenen tatlı gibiydi. Deivid'in golü, çıldırtmaya gelenlerin çıldırma anlarını izlemek mesela. Arda'nin ağlamaklı suratı, Ayhan'ın çaresiz bakışları... Kasım'da bu aşk hakikaten bir başka. Büyüleyici ve mutlu. Mayıs mı ? Ben Zico gittiğinden beri hayal kurmuyorum ki 2009 Mayıs'ı için. Kuranlar düşünsün, Jethro Tull'dan "A New Day Yesterday" dinlemeye başlasınlar.


"it was a new day yesterday
but it's an old day now."

Etiketler: ,