29 Ağustos 2009 Cumartesi

Sözde Derbi



Berlusconi sezon öncesi "Inter'den aşağı kalır yanımız yok, iyiyiz" dedi durdu. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Ezeli rakibin gelip kendi evinde tokadı atıveriyor. Inter 4-0 ile poker yaptı bu gece. Gattuso dayanamaz tabi. Delirip atıldı. Leonardo'nun bakışları yüreğimi burktu, Mourinho'nun ise keyfi gıcır. Bütün hafta ayarı verir artık medyaya. Maçla ilgili söyleyecek fazla sözüm yok. Bir tarafın bu kadar baskın olduğu bir Derby Della Madonnina izlememiştim son zamanlarda. Derbi gibi de değildi. İstatistiklerdeki topa sahip olma ve toplam pas rakamlarına bakmak kafi anlamak için.



MILAN-INTER 0-4

Milan (4-3-1-2): Storari 5,5; Zambrotta 5,5, Nesta 5, Thiago Silva 5, Jankulovski 4,5; Gattuso 4, Pirlo 5, Flamini 5,5 (1'st Seedorf 6); Ronaldinho 4,5 (19'st Huntelaar 5,5); Pato 5,5, Borriello 5 (1'st Ambrosini 6). A disposizione: Roma, Abate, Onyewu, Inzaghi. All: Leonardo

Inter (4-3-1-2): Julio Cesar 5,5; Maicon 7,5, Lucio 6, Samuel 5,5, Chivu 6; J.Zanetti 7, Stankovic 7, Thiago Motta 7 (14'st Muntari 6); Sneijder 7 (28'st Vieira sv); Milito 8 (34'st Balotelli sv), Eto'o 7. A disposizione: Toldo, Cordoba, Santon, Vieira, Suazo. All.: Mourinho

Arbitro: Nicola Rizzoli (Lanciano, Rossomando)

Marcatori: 29'pt T. Motta (I), 36'pt Milito (I), 46'pt Maicon (I), 22'st Stankovic (I)

Ammoniti: Flamini (M), Samuel (I), Chivu (I)

Espulsi: 39'pt Gattuso per doppia ammonizione

Etiketler:

Galacticos II Havalandı



Bazı şeyler hiç değişmiyor. Büyük bir bölümü forvete olmak üzere sezon başında transfere 250 milyon € para harcamışsın - Kaka'nın dehası müthiş elbette - ama evinde oynadığın açılış maçında ilk golü atan oyuncu yine emektar Raul. Kaptan ikinci golün de asistini yapıyor üstelik. Lass ise perdeyi kapatan isim. Galacticos II yeni sezona 3-2 ile girdi.

Yepyeni, heyecanlı ve iştahlı bir başlangıç. Zaman zaman mest ettiler, ne de olsa Dünya'nın en iyi dripling yapan hücum hattına sahipler. Kaka, Benzema, C. Ronaldo kadar delici oyuncular Barcelona'da dahi yok. Üstelik dripling yetenekleri ve süratleri bir yana fizikli ve uzunlar da. Fakat bu silahla kendi ayaklarına sıkıyorlar bazen. Bütünlük ve devamlılıktan oldukça uzaklar henüz. Bilhassa Cristiano Ronaldo ilk maçında şık bir selam verme hırsından takımdan izole Harlem takıldı. Akıllara zarar bir icraat yapmadan belli rahata da ermeyecek. Benzema ve Kaka ise daha kollektif gözüktüler. Xabi ve Arbeloa ise işlerini yaptılar.


Pellegrini'nin 4-3-3 dizilişi Real Madrid için biçilmiş kaftan. Ben olsam Sneijder'i verip Granero'yu tutmazdım ama yine de ortasahada ve hücumda rotasyon sorunu yaşama ihtimalleri yok beyazların. Dengeyi bozsa bozsa Raul bozar. Klişe olacak ama zaman ihtiyaçları var. Esas mesele savunmada. Bugün yenilen 2 gol var. Sergio Ramos ve Pepe'nin yokluğunda Garay ve Albiol oynadılar. Arada hem yetenek hem de hız anlamında büyük fark var. Garay'ın ismi güzel ama topundan birşey anlamadım. Raul Albiol ise İspanyollaştırma politikasının transferidir bana göre. En fazla bu ikisinin yokluklarında oynarlar. Lassana Diarra da iyi alıştı. Önce Rosenborg, şimdi Deportivo. 10 numara da güzel olmuş. Çok yetenekli topçudur, su kaynatmazsa Makelele filan hatırlamaz Bernabeu.

Real Madrid: Iker Casillas; Arbeloa, Raúl Albiol, Garay, Marcelo; Cristiano Ronaldo, Lass, Xabi Alonso, Kaká (Guti, m.82); Raúl (Granero, m.62) y Benzema (Higuaín, m.72).

Deportivo: Aranzubia; Laure, Ze Castro, Lopo, Filipe; Juca, Juan Rodríguez; Pablo Álvarez (Lafita, m.64), Valerón (Iván Pérez, m.69), Gardado; y Riki.

Goles: 1-0, M.27: Raúl. 1-1, M.30: Riki. 2-1, M.35: Cristiano Ronaldo, de penalti. 2-2, M.46: Valerón. 3-2, M.60: Lass Diarra.

Árbitro: David Fernández Borbalán (C. Andaluz). Amonestó a Aranzubia (m.35), Lass Diarra (m.55), Raúl Albiol (m.71) y Lafita (m.81)

Etiketler:

Manchester United 2 - 1 Arsenal



Bir tarafta Alex Ferguson'un Rooney'e destek olarak Giggs'i kullandığı 4-4-1-1, diğer tarafta Arsene Wenger'in ileri üçlüsünü bile ortasaha kılıklı oyunculardan oluşturduğu 4-3-3. Ayrıca çok da tedbirli, oyunu zorlamaktan çekinen bir anlayış. Sonuç ? İlk yarısı ortasahada sıkışan, pozisyonsuz, beklentilerimin çok uzağımda olan hatta gündüz izlediğim Mersin İdman Yurdu - Adanaspor maçından bile kötü olan bir maç. Golün 25 metreden atılan bir şutta kaleci hatasından gelmesi şaşırtıcı değil haliyle.

İkinci devrede de değişen pek birşey yoktu esasında. Oyun daha akıcıydı, daha tempoluydu belki ama pozisyon yine yoktu. 55-70 arası United rakip yarı sahada yaptığı presin sonucunda sahada daha baskın oldu ve üretmeden 2 gol buldu. Sorun şu ki; Manchester United'da solda Evra sürekli çıkıyor, fakat sağda O'Shea özverili olsa da kapasitesi bir yere kadar. Valencia ve Nani'nin de devamlılıkları ve oyuna katkıları henüz çok sınırlı. Ortadaki Fletcher ve Carrick ise bu seviye için çok düz bir ikili. Rooney'nin sırtında bir yere kadar gider Manchester United. Anderson'un ya da başka bir yaratıcı oyuncunun o ortasahaya entegrasyonu sağlanmalı muhakkak.

Maçın 2-1'den sonrası Arsenal'in telaşından ibaret. Fabregas'ın yokluğunu çok hissettiler bu anlamda. Çok hızlı değil, çok güçlü değil, çok süper şut da atmıyor. Kendisi de bunlarda hem fikir ama pas kabiliyeti, oyun zekası ve soğukkanlılığı efsane bu genç adamın. Arsenal'e çok şey katabilirdi bu maçta. Ramsey'in epey ekmek yemesi lazım. Sonuçta Wenger'in ileri üçlüye iki merkez forvet sokması bile Diaby'nın pozisyonu dışında zenginlik yaratamadı. Vidic muazzam oynadı. Geçen sene Giggs'e saygıdan ligde hakkı yenmiş ve en değerli oyuncu ödülünü alamamıştı. UEFA'da da aynı kazığı yedi ama tartışmasız şu an Dünya'nın en iyi savunma oyuncusu. Son 5 dakikadaki Berbatov ile Sion maçının son 15 dakikasındaki Guiza'yı Allah düşmanıma vermesin.

Mike Dean rezil bir hakem, en azından bugün öyleydi. İngiliz spiker "ridiculous" diyerek yine insaflı davrandı bence. Geçen sene Championship'te oynanan Cardiff - Swansea maçında atılan parayı hakettiğini bir daha gösterdi bana. Ne demek maç bitmişken Arsene Wenger'i tribüne yollamak ? Rooney'i de dalgıçların arasına yazmak lazım ayrıca. Arsene Wenger de Türkiye'de herhangi bir üç büyük büyük kulübü çalıştırsa ve Bendtner'i sağ açık oynatsa kesin kuyruğuna teneke bağlanır.

Bu maça en çok sevinen Ancelotti olmuştur. Chelsea'nin o buldozer gibi ortasahasına ve Drogba'ya dayanacak takım az EPL'de. Büyüklere karşı oynamadılar ama şansları en az % 50 olur. Bu görüntüde maviler ligi götürecek gibi. Deco'nun forvet arkasına geçmesi de Lampard'a çok yaramış. Sol içte 2 asisti koyuverdi bugün.

Etiketler:

Sünnet Çocuğu Robinho



Manchester City 3. formasını tanıtmış. 70'lerde kullandıkları retro dizaynı allayıp pullayıp yeniden satacaklar. River Plate, Peru ve bugün Gaziantepspor. Bu şerit formayı bir ben sevemedim herhalde. Bir 'maşallah'ları eksik değil mi ? Kulüp logosunun altına ufaltılarak yerleştirilen Etihad logosu iyi olmuş bu arada.

Etiketler:

28 Ağustos 2009 Cuma

Richard Dunne Aston Villa'ya ?



John Terry ile aynı dönemin oyuncusudur. O kadar kaliteli değil elbette ama Big 4 bir tarafa EPL'nin kalburüstü stoperlerinden biridir. Toure ve Lescott transferlerinden sonra kulübe gözüktü doğal olarak kaptana. Martin O'Neill cin gibi hoca. Fırsatı kaçırmamış ve Danimarkalı Laursen'in emekliliğinden sonra hem nicelik hem de nitelik olarak düşen stoper rotasyonu için Richard Dunne'a yönelmiş. İngiliz basınında geçen rakam 6 milyon sterlin. Fulham maçında sahada olursa şaşırmam. Yakışır Villians'a. Sağlam prospect taşıyan Curtis Davies'e de işin inceliklerini öğretir.

Etiketler:

Diego'nun Forması



Diego Ribas bu sezon Juventus'un en pahalı transferi. Mevkisinde kulübün herşeyi olan Del Piero var. Yaşlandı ama ölmedi. Hala efsane. Futbolsever olarak elimde bir Juventus forması olsa imzasını ilk isteyeceğim oyuncudur. Taraftarın algısı farklı tabi. Yeni yüzler görmeyi seviyorlar. Forma satışlarında Diego ikiye katlamış Del Piero'yu. Oyunu ne olacak esas mesele odur. Zira Schaaf elinde hücum oyuncuları overclock yapılmış bilgisayar gibidir. Yanıltabilir.

Etiketler:

Vagner Love Palmeiras'ta



Kokusu geçen hafta çıkmıştı bu transferin. Bir hafta gecikmeli de olsa Brezilya basını yanılmadı. Vagner Love kiralık olarak 1 seneliğine eski kulübü Palmeiras'a döndü. Tıpkı Elano transferinde olduğu gibi Dünya Kupası hayali ve milli duygular transferdeki en büyük etken. Takım Serie B'de oynarken 68 maçta 49 gol atmıştı ve kulübünü Serie A'ya taşımıştı Love. Zico için kötü, Beşiktaş için sevindirici transfer bu. Velakin o kadar tecrübeli olmasa da Tomas Necid de en az Love kadar tehlikeli adamdır. Uyaralım. Palmeiras da şampiyonluk için oldukça avantajlı konuma geçmiştir artık. Muricy Ramalho 4. kupasını alırsa Sao Paulo otursun dizini dövsün.

Etiketler: ,

Futbolun Dalgıçları



Almanların 3 Dünya Kupası var. 1954, 1974 ve 1990 yıllarında sırasıyla Macaristan, Hollanda ve Arjantin'i finallerde yenerek kazandılar. Kaybedenlerin hepsi gönüllerde taht kurmuş, kazanan Almanlar ise çoğunluk tarafından sevilmemiştir. Sebebi Almanların sıkıcı futbolunun yanı sıra 3 maçın da şaibeli olmasıdır. 1954 yılında doping - ki filmi bile çekilmiştir-, 1974 ve 1990 yıllarında da galibiyeti getiren penaltıların aslında penaltı olmadığı iddiaları var. 1954'ü bilmem ama o penaltılar penaltı değildi bana göre de. 1974 finalinde Hölzenbein'ın düşüşüne dalgıç ismi dahi verilmiştir. Oskarlık rol kesmiştir gerçekten. Daha büyük bir oyunculuk gerektiren dalgıçlığı Salı günü Arsenal - Celtic maçında Eduardo da yaptı. UEFA büyük ihtimalle ceza verecek Hırvat oyuncuya. Bizde Arif ve Selçuk Yula meşhurdur. Gilardino'nun dalgıçlıkları da seyirliktir. Başka aklınıza gelen ?

Etiketler:

UEFA Avrupa Ligi Kuraları



Kuralarla ilgili son söyleyeceğimizi ilk söyleyelim; Fenerbahçe statü değişmese 1. torba takımıydı. Bu durumda bile Galatasaray ile birlikte gruplarının doğal ikincileri durumundalar ve lami cimi yok gruplarından çıkmaları lazım. UEFA Kupası'nın hem maddi getirisinin azlığı hem de prestijinin düşmüş olmasından ötürü 5 büyük ligin takımları için öncelikli hedef değil bu organizasyon. CL takımları için rotasyon maçları bile denebilir. O yüzden son 5 senede 3 kez Shakhtar, Zenith, CSKA gibi kuzey ülkelerinin takımları kazandı bu kupayı. Panathinaikos ve Steaua Bükreş kuralarına bu gözle de bakılabilir, tam kalemimiz takımlar gözüyle de. Algı meselesi. Ben Alman takımlarını yeğlerdim.



Önce Fenerbahçe'nin grubuna bakalım. Steaua Bükreş hem kadro kalitesi, hem saygınlığı, hem de form durumuyla 1. torbadan gelebilecek en kötü takımdı. Geçen sene felaket bir sezon geçirdiler. Munteanu'nun gelişi bile farketmedi ve ligi 6. sırada bitirdiler. Bu sene İtalyan Bergodi ile yeniden yapılanıyorlar. 5 senelik performansla 1. torbaya girmelerini sağlayan takımın en önemli hattı savunmalarıydı. Radoi ve Goian oynuyordu. İkisini de kaybettiler. Radoi'yi Inter ve Milan gibi takımlar istiyordu. 6 milyon € bedelle Al Hilal'e satıldı. Goian'ı da Palermo'ya verdiler. Kaleci Tataruşanu da bu sene Bistritu takımından geldi. Stoperler Ghineau & Baciu, 35 yaşındaki solbek Marin ve sağ bekte Golanski ile Steaua'nın yumuşak karnı bu yeni savunması. Ortasahalarında geçen sene alınan ve hücuma yönelik oynayan Kolombiyalı Toja ile bu sene takıma koydukları, Romenlerin büyük beklentileri olan 19 yaşındaki Onicaş oynuyor. Takım sağ açık Nicolita ve forvet Stancu'nun sırtında. En az 4 puan çıkarmak lazım 2 maçta ama yine de ekol takımıdır. Ciddi olmak lazım.

Steaua konusunda ne kadar şanslıysa Fenerbahçe, 3. torbadan gelen Twente konusunda da o derece şanssız. Hollanda takımlarının hücumu seven yapısı, Fenerbahçe gibi oynamayı seven takımlar için şans. Velakin Twente klasik bir Hollanda takımı görüntüsünde değil. Steve McLaren geldikten sonra önemli bir dönüşüm içindeler. Pas oyunu yerine daha fiziksel ve kanatları kullanan yönelik bir takım oldular. İngiliz takımı gibi. Geçen seneki çıkışın iki önemli oyuncusu Elia ve Arnautoviç'i kaybettiler ama Chelsea'den Slovak forvet Stoch'u kiraladılar. Konfederasyon Kupası'ndan hatırlanabilecek Güney Afrikalı forvet Parker da bir diğer yeni transferleri. Yaşlı kurtlar Kenneth Perez ve takım kaptanı Blaise Kufo ile birlikte hem hızlarıyla, hem de fiziki kaliteleriyle Fenerbahçe savunmasının başına iş açabilirler. Oyun kurucu rolünde oynayacak oyuncu ise Nashat Akram ya da Neşet Ekrem. Blog arşivinde hakkında kısa bir bilgi mevcut. Irak'ın 2008 Asya Kupası şampiyonluğunun mimarlarındandı. City'nin kapısından dönmüştür. Brama, Janssen, Hersi ile birlikte ortasaha rotasyonunu tamamlıyorlar. Fenerbahçe'nin işi sıkı tutması ve hiç konsantrasyon kaybı yaşamaması lazım. Ters takım Twente.

Sheriff takımı bilmiyorum, bilmeyeyim de zaten. Şahsen bir averaj takımındansa puan barajını düşürecek daha derli toplu bir takım isterdim grupta. 10-11 yerine 13-14 civarında puan almak lazım artık gruptan lider çıkmak için. Fikstür içeride Twente ile başlıyor. Sevindirici haber bu. Sheriff'ten alınacak galibiyetle 6 puanı cebe koyup Steaua Bükreş deplasmanına gidilebilirse gruptan lider çıkar Fenerbahçe. Ki bir sonraki tur için 1.lik klasmanı önemli. Grup birincileri ve Şampiyonlar Ligi'nden gelecek en iyi 4 takım çeyrek final öncesi playoff turunda seri başı olacaklar. İlk maçlarını da deplasmanda oynayacaklar.

Galatasaray'ın grubu ise Fenerbahçe'ye göre daha dengeli. Twente - Dinamo Bükreş eşleşmesi hariç daha zor bir grup. Fakat kağıt üzerinden Galatasaray'ı arkadan zorlayacak bir takım da yok. Dinamo Bükreş'in en önemli oyuncuları Galatasaray'ın vakt-i zamanında kuyruklarına teneke bağlayıp yolladıkları Tamaş ve Bratu. Forvette iki yaşlı kurt Niculae ve Dancilescu oynuyor. Sadece savunmaları fena değil. Yeni yeni Romanya Milli Takımı'na seçilen ve gelecek vaadeden oyuncuları var. Atmosfer açısından PAO kadar olmasa da gergin bir deplasmandır ama 3 maçlık cezaları var. Galatasaray deplasmandaki maçta seyirciye karşı oynamayacak. Şayet Galatasaray fikstürde Panathinaikos deplasmanı yerine içeride son 2 torba takımından biriyle başlasaydı, gruptan lider çıkardı demek kolay olurdu. Yine de liderlik şansı büyük ama beklemek lazım. Pana maçlarında total futbol zirve yapacak (!). Tan Cate vs. Rİjkaard.

Ölüm grubu da B Grubu. Hayırlısı...

Etiketler:

27 Ağustos 2009 Perşembe

Fenerbahçe 2 - 2 Sion



Rölanti oyun başka birşeydir, konsantrasyonsuzluk ve laubalilik başka. Fenerbahçe taraftarının, geçen sezondan sonra sahada mağlubiyet dahil en son görmek isteyeceği manzaradır şu laubalilik, isteksizlik, konsantrasyonsuzluk. Gökhan Gönül bile maçın ilk 10 dakiksında 3 tembel pas yaptı. Hücuma gidince de geri dönmedi. Futbol affetmez, cezalandırır. Cezalandırdı da. Hakem olmayan penaltıyı vermese tırnak yiyerek seyredecektik. Birilerinin bu oyunculara Fenerbahçe'nin içeride oynadığı her maçın bayram olduğunu, her maçta aynı sorumlulukla ve kazanma duygusuyla sahada oynamaları gerektiğini hatırlatması lazım. Gerçi ortalama bir zeka bile tribüne bakarak anlardı bu durumu ama Emre girene kadar kılları kıpırdamadı beyzadelerin. Girilen pozisyonlara rağmen bu temposuzluk ve laubalilik sayesinde bütün coşkumun, keyfimin, umudumun da içine ettiler.


Transferini ve kaptanlığını içime sindiremesem de Fenerbahçe için Emre'nin önemi hem mental hem de teknik olarak büyük. Bu maçtan çıkan ders de Emre'nin rolüyle alakalı olmalıdır. Ön alanda yaptığı pres ile takımın mesafesi kısalıyor, kompakt bir yapı oluşuyor. Bu sayede hem geri dörtlü rahat ediyor, hem de hücumda daha fazla oyuncu oluyor. Olmadığında ise bütün defolar ortaya çıkıyor. Zira Emre hem kart görmeye hem de sakatlığa meyilli bir oyuncu. Mehmet Topuz, Özer ya da bir başkası; oraya muhakkak bir oyuncu daha hazırlanmalı. Bütün sezon Emre'nin sırtında geçmez. Aynı fikrim kaleci Volkan Demirel özelinde de geçerli.

Maçın teknik anlamda özeti ise Önder, Vederson, Selçuk ve Uğur gibi futbol zekası olmayan 4 oyuncunun buna ek olarak isteksizlikleri ve konsantrasyonsuzlukları ile yarattığı negatif farktır. Daum'un lafta değil icraatta da bu oyunculara yedek/alternatif oyuncu olduklarını bu denli hissettirmemesi lazım. Sion da rotasyon yaptı ama oynayanlar maksimumunu vermeye çalıştı. Fenerbahçeliler ise maça kerhen gelmiş gibiydi. Eğer bunlar yedeklik konusunda bu kadar rahatlarsa, o zaman da iplerini kesmek lazım. Selçuk'u mahalle maçında oynatmam. Dünya'nın en kötü, en vasıfsız ortasaha oyuncularından birinin Fenerbahçe'de oynayabiliyor ve bunu 6 senedir yapabiliyor olması mucize. Fenerbahçe kaldığı Süleyman Demirel'in siyasi hayatından daha uzun gibi geliyor artık bana. Guiza da gitsin Xerez'de filan oynasın. O golcüyse ben de Lefter'im.

Etiketler: ,

Beşiktaş Handed Tough Group



Adetim olmadığı şekilde başlık İngilizce. Bir FM klasiğidir bu tabir. Beşiktaş'ın grubu için cuk oturuyor. Gerçekten çetin bir kura. Zamanında UEFA'da 5. torbadan Tottenham'ı çeken bir kulüp için bu kurada 4. torbadan Wolfsburg gelmesi sürpriz olmadı benim için. Bir avantajı bir de dezavantajı var Wolfsburg kurasının. Eğer Beşiktaş'ın amacı gruptan çıkmaksa son torbadan gelecek abuk sabuk bir takımın süpürülme ihtimali yüksekti. Bu durumda gruptan çıkmak için puan barajı artacağı gibi Beşiktaş'ın üstündeki bir takımı altına alması gerekiyordu. Ki zor bir ihtimal bu. Armin Veh'in bu organizasyonda daha önce Stuttgart ile pek iyi bir tecrübesi yok ama çekirdek kadrosunu koruyup, önemli de takviyeler yapan Wolfsburg grubun puan barajını muhakkak düşürecektir. Beşiktaş'ın gruptan çıkabilmesi için avantajdır. Kilit performans deplasmanda alınacak beraberlikler ve içeride kazanılacak en az 2 maç. Toplamda alınacak 7-8 puan iş görebilir gruptan çıkmak adına. Dezavantaj ise bu grupta UEFA Avrupa Ligi'nin garanti olmayışı. Beşiktaş ve Denizli incinebilir yapıda karakterler. İyi başlanamaz ise adres 4.lük olur. Fikstür çok önemli bu bakımdan. Zico için Varol ile birlikte bir İnönü planı yaparız belki. Salih'in misafirperverliğine güvenimiz sonsuz. CSKA ile küçük iki not vereyim. Sol kanatta kaybedilen Zhirkov'un yerine Şilili Mark Gonzalez alındı. CSKA artık Fenerbahçe ile oynadığı dönemdeki gibi 3-5-2 değil, 4-2-3-1 oynuyor. Zico klasiği. Çek santrfor Necid ile duruma göre forveti ikiliyor Galinho. Luzhniki'de oynanacak maç da suni çimde oynanacak. Beşiktaş'ın 1-2 gün erken gitmesi lehine olur. Beşiktaş'ın CSKA maçlarında yapması gereken birinci icraat ise Dzagoev'in forvetle bağlantısını kesmek. Yolu yarılarlar başarabilirlerse.



Diğer gruplarda da ilginç detaylar var. Atletico Madrid'in Porto ile geçen seneden hesabı var. La Liga'nın Serie A'dan yaptığı iki flaş ithalat Kaka ve Ibrahimovic de eski takımlarına karşı oynayacaklar. Guardiola ile Mourinho'nun basın toplantılarını ve verecekleri fotoğrafları ayrıca bekliyorum. Milan'ın grubunda Zürih averaj takımı olur. Inter ve Barcelona'yı ise Kuzey'in sert deplasmanları bekliyor. Yine ilk iki sırayı alırlar ama puanlar 12 civarında olur gibime geliyor. Rubin Kazan ve Dinamo Kiev'in 3.lük maçlarını da kaçırmamak lazım.

S.Liege kurası Olympiakos taraftarını üzmüştür. Alkmaar sayesinde girilen 1. tur hayalleri S.Liege ile biraz törpülenmiştir muhakkak ama yine de hiç olmadığı kadar yakın Thyrlos bir üst tura. Wenger de rahat rahat yapar rotasyonunu. Urinea hakkında hiçbir fikrim yok ama Sevilla'nın seri başı olduğu G grubu organizasyonun en dengeli, en underdog grup kağıt üzerinde. Debreceni, Apoel, M.Haifa da gruplarında averaj takımı olurlar. Elenerek UEFA'yı güçlendirirler.

Etiketler: ,

Tuncay Şanlı Stoke City'de



Tuncay Boro ile kendisini 1 sene bedelsiz Fenerbahçe'ye kiralama konusunu halledip, transfer sezonunun sonunda Türkiye'ye gelecekti. Transfer sezonunun sonunun beklenmesi de Boro'nun iyi bir teklif gelme ihtimalini gözetmesi ama Tuncay bunları da reddedecekti. Fenerbahçe de bütün evraklarını hazırlamış bekliyordu. Hem Tuncay'ın kendisiyle direkt görüşebilen hem de Fenerbahçe kulübünden sızan güvenilir bir bilgiydi. Şahsen çok da heveslenmiştim ama Boro su koyuvermiş olsa gerek; Huth'un da dahil olduğu 11 milyonluk bir paketle Ada'da kaldı Tuncay. 3 yıl Stoke City forması giyecek. Huth'un ederi en fazla 3-4'tür. 28 yaşındaki Tuncay'a verilen 7-8 milyon sterlin Boro için güzel para. Stoke City bizim ülkemizde beğenilmeyecektir ama EPL'de stresten uzak, düzenli oynayabileceği ve el üstünde tutulacağı bir kariyer Tuncay için cazip. 21 gün askerlik de bonusu.

Etiketler:

La Liga'yı İzlemek İçin 10 Sebep



Flying Dutchman'den iyi olmasın ama Fransızları güzide futbol dergisi So Foot da sever Top-10 listeleri yayınlamayı. La Liga'ya eğilmişler bu kez. Neden izlemek gerektiğini yazmışlar. Kısaca özetlemek lazım.

1 - Real Madrid'in Dönüşü

Bu sene şampiyon olmak bile hayalkırıklığıdır Real Madrid için. Hedef açık: Barcelona'nın geçen sene yaptığını tekrarlamak.

2 - Altılı

İspanya Süper Kupası, UEFA Süper Kupa, Kıtalararası Kupa, Şampiyonlar Ligi, La Liga ve Kral Kupası. Barcelona'nın bu 6 kupayı kazanma ihtimali en son 2007 - 08 sezonunda Rijkaard döneminde oluşmuştu. Ronaldinho ve Deco ile yaşanan krizin de etkisiyle tam bir fiyakoyla sonuçlandı ve 0 çekildi. Rijkaard'ın yerine gelen Guardiola 2 sezon sonra bu hedefe yeniden tutunmuş durumda. Shakhtar karşısında 2/6 olabilir.

3 - Benzema vs. Zlatan

Sezon henüz başlamadı ama Karim Benzema bu resmin bir parçası. Raul ile birlikte sezon öncesinin en iyi gol ikilisini oluşturdular. Zlatan biraz daha geride ama Benzema fazla beklemeyecektir. İspanyol defansları kollarını açmış, bekliyorlar. Kaç gol mü ? Her biri için 25.

4 - Şampiyonlar Ligi Vizesi

Sevilla, Valencia, Atletico Madrid ve Villareal transfer döneminde bütün mücevherlerini korumayı başardılar. 4 takım arasındaki mücadele yine nefes kesecek. Ezeli rakipler Valencia ve Villareal ayrıca UEFA Avrupa Ligi'nde de oynayacaklar.

5 - Bir Başka Şampiyonluk

Real Madrid ve Barcelona'nın olduğu ligde 3. olmak da bir tür şampiyonluk gibi. Eskiden Deportivo ve Valencia'nın adı anılırdı 3. büyük için. Sevilla 3-4 sezondur o spot için en büyük aday. Şampiyonlar Ligi'nde 1. torba takımı olsalar da ligde oraya yükselmek zor. Luis Fabiano o kadar da iyi değil. Başkan Del Nido'nun hedefi yine 3. olmak.

6 - Espanyol

Geçen sezon küme düşmemeye oynayan Espanyol, Mauro Pochettino'nun gelişiyle birlikte ligde 3 ayda 10. klasmana yükseldi. Bu sezon yeni stadlarına geçtiler, açılış maçında Liverpool'u 3-0 yendiler ama hemen ardından kaptan Daniel Jarque'yi kalp krizinden kaybettiler. Espanyol izlenmesi gerekenlerden.

7 - Kümede Kalma Mücadelesi

La Liga'nın aşağısı kadar yukarısı da renkli. Geçen sezon 3 takımlık kontenjan için 7 küme düşme adayı vardı. Bu sene ilk aday yeni yükselenlerden Xerez ve Tenerife en büyük adaylar. İki senedir ateşle oynayan Getafe de en yakın 3. aday. Sürpriz adaylar ise Racing Santander, Valladolid ve Osasuna.

8 - 22 Mayıs 2010

Şampiyonlar Ligi finali bu sene Bernabeu'da oynanacak. Florentino Perez'in gelişi ve icraatlarıyla birlikte en doğal hedef konumunda. 10. Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu için daha iyi bir zaman olamaz.. Ama Barcelona da tetikte. 4. kupalarını kazanmak için mükemmel bir şans. 22 Mayıs'ta Real - Barça gerçek finali Dünya'nın en büyük maçı olabilir.

9 - El Clasico'lar

Başkalarını bilmiyorum ama benim ajandam 28 Kasım 2009 ve 10 Nisan 2010 akşamları için dolu. UEFA tarafından onaylandığı üzere sadece Barcelona Avrupa'nın en iyi 6 oyuncusuna sahip. El Clasico bu sene futbolun zirvesidir.

10 - İngilizler Dışarı

3 İngiliz kulübünü UCL yarı finallerinde görmek bıktırdı. Atletico Madrid, Sevilla ve Real Madrid için bu sene Barcelona'ya eşlik etme zamanı olabilir. 2010 da Chelsea'nin senesi olabilir.

Etiketler:

26 Ağustos 2009 Çarşamba

İkinci Tevez Umudu



Matias De Federico'nun ismi Beşiktaş ve birkaç İtalyan takımıyla da anılmıştı. Çok fazla izlemedim ama biraz karıştırınca Huracan'ın geçen sene yaptığı çıkışın başrol adamlarından olduğunu anlıyoruz bu yeni yetmenin. Kimileri yeni Messi bile diyor. Corinthians'ın umudu takımda ikinci bir Tevez etkisi yaratabilmesi. Önümüzdeki sene 100. yılını kutlayacak kulüp ve 5 milyon $ ödediler 20 yaşındaki Arjantinliye. Bir Brezilya kulübü için muazzam bir para bu. Vardır bir hikmeti. Arjantin ligi kariyeri 34 maçta 6 gol. Milli takımla da 1 maçta 1 golü var. Maradona iyi piyasa yaptırıyor bu gençlere.

Etiketler: , ,

Retorik



"Sadece güçlü yanlarımız üzerinde çalıştık. Bu yüzden bugün antrenmanı 15 dakikada tamamladık."

Josef Hickersberger - Avusturya Milli Takımı Teknik Direktörü

Alman Futbol Kültürü Akademisi, 2008 Yılın Demeci Ödülü

Etiketler:

Ricky Rubio Barcelona'da



Ricky Rubio bir Telekom maçında büyülemişti beni. Önceden de biliyorduk hünerlerini, ama böyle saf bir yeteneği çıplak gözle izlemek bambaşkaydı. O günden beri hastasıyım. Bu yaz hem NBA'i hem de ACB'yi karıştırdı bu ufaklık. Florentino Perez Real Madrid'e almak istiyordu. Oyuncunun kendisi Katalan ve oynadığı kulüp de Barcelona'nın arka bahçesi olan Joventut Badalona olunca olmadı o iş. Bugün ACB tarihinin transfer rekorunu kırarak Barcelona'ya transfer oldu. 3,5 milyon € alacak Badalona transferden. Ricky Rubio da en azından 2 sene sonra NBA'e gitmesi için gereken 500.000 $'ı halledecek bir mukaveleye imza atmıştır. İki taraf için de hayırlı transferdir. Barcelona'nın en kötü rotasyonuydu 1 numara. Şimdi Jaka Lakovic ile birlikte Ricky Rubio var, daha ne...

Etiketler:

Henry'nin Highbury'ye Vedası

Etiketler:

Futbolun Yaşı



Eskisi gibi 30 - 32 yaşında veda edilmiyor futbola. Sınır 40 yaşa dayandı. Garforth Town gibi projelerde daha da fazlası olabiliyor ama bu kadarı fazla. Lamberto Boragna 67 yaşında amatör Ammeto takımının formasıyla sahalara geri döndü. 1 sezon boyunca kaleyi koruyacak. Daha önce 1961 ve 83 yılları arasında İtalya liglerinde, Fiorentina, Parma, Reggina gibi takımlarda kalecilik yapmıştı.

Etiketler:

25 Ağustos 2009 Salı

Kleberson Yerine Maldonado



Kleberson milli maçta omuzundan sakatlandı, en erken 2010 yılında formasına kavuşabilecek. Milli takımın havuzu geniş ama Flamengo'nun değil. O mevkiyi doldurabilmiş değiller ve 3 haftadır kaybediyorlar ligde. Küme düşme potasının 3 basamak üzerindeler sadece. Kleberson yerine düşündükleri oyuncu Maldonado. Türkiye'de ne kadar dalga geçilse de Brezilya'da reputasyonu çok büyük oyuncudur. Ben de Chelsea maçındaki oyununu hatırlayacağım, Galatasaray deplasmanında devre sonundaki geri pasını değil.

Etiketler: ,

Sandro Ranieri Tottenham'a



Brezilya, kulüplerin oynadığı sistem gereği kanat beki,merkez ortasaha, forvet arkası ve forvet cenneti. İyi bir taramayla kulüplerin altyapılarından ve hatta Serie B'den bile önemli oyuncular bulunabilir. Tek mesele bu oyuncuların hem hayatlarını hem de futbollarını Avrupa'ya evirme süreçlerini iyi yönetebilmektir. Tottenham bu pazarın kulübü değil ama fizik açıdan ligin en Avrupalılarından biri olan Sandro Ranieri'ye dikmiş gözünü. Brezilya U-20 takımının kaptanıdır bu oyuncu. Internacional'de bu sene başından beri forma giymeye başladı. Arjantinli Guinazu'ya partnerlik eden ve takımın en eskilerinden Edinho'nun Lecce'ye satılmasının ardından dakikaları iyice arttı. Ortasahanın ortasında, 8 numara olarak oynuyor. 47 maçta 3 golü var. Boyu ( 1.88 ), fiziği ve defansif yetenekleri o bölge için çok iyi ama teknik anlamda benim tuttuğum bir oyuncu değildir. Tottenham'ın teklifi Porto Alegre yerel basınında 16 milyon € olarak geçiyor. Konfederasyon Kupası'nda Elano'dan formayı aldıktan sonra A Milli takımın bankosu olan ve sene başında Benfica'ya transfer olan Ramires'in 2 katı, ligin tartışmasız en değerli ve iyi ortasaha oyuncusu Hernanes'in de aşağı yukarı piyasa değeri bu rakam. Elinde Huddlestone, Palacios, Jenas ve O'hara olmasına rağmen Sandro'ya bu parayı veren Tottenham da; bu paraya kulübün 100.yılını gerekçe göstererek, en fazla 5 milyon edecek oyuncusunu satmayacağını açıklayan Internacional başkanı Piffero da enayiliklerine doymasınlar.

Etiketler: ,

Diyarbakırspor 1 - 3 Fenerbahçe



Futbol güzel bir oyun. Fanatizmi bile güzel. Kent olarak Galatasaray'a yakın olan Diyarbakırspor'un Fenerbahçe'yi düşman görmesi anlaşılır; ama başka meselelerin, başka açılımların hesabını sahada kesmek değil. Bıktırdı artık Diyarbakır'ın bu takım üzerinden yaptıkları. Olağanüstü liberallere dahi illallah dedirtecek hale geldi. Üstelik sadece sokakları değil sahayı da terörize ediyorlar. Böyle olacaksa; o sahada futbol oynamak yerine nevruz ateşi yakıp üstünden atlamaları, ya da Irak ligine açılmaları daha hayırlı olacaktır.

Ve maç.

Alex, Deivid ve Deniz Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadığı sezonun üç as oyuncusu. Bu maçta yoklardı. Bununla birlikte Guiza ve Semih'in bu kadar uzun süre bir arada oynayacak olması, Bilica ve Lugano partnerliğinin ilk sınavı, sezonun en büyük küme düşme adayı Diyarbakırspor'un ilk 2 haftada kazandığı puanlar maçı öncesinde ilginç kadar detaylardı.


Fenerbahçe ortasahasında yanyana oynayan Emre ve Cristian'ın görüntüsü bu kez farklıydı.Yatay değil dikey bir hat üzerinde oynadılar. Emre forvet arkası gibiydi. Galatasaray'da ilk çıktığı dönem hariç yıllar sonra böyle bir role soyundu. Diziliş de 4-4-2 değil 4-1-3-2 oldu haliyle. Rakibin direncini kırmak adına Fenerbahçe'den hızlı bir başlangıç bekliyordum ama olmadı. Daha önceki yazıların satır aralarında da var. Fenerbahçe'nin hücum hattı kontra oyunu kaldıracak bir yapıya sahip değil. Sadece topa sahip olduğu ve oyun aktığı zaman etkili olabiliyor. Diyarbakırspor'un Fenerbahçeli oyunculara yakın, pres yapan ve sert oyun karakteri maçı sürekli durdurdu. Kanarya da ilk yarı boyunca organize olamadı. 6. dakikada Gökhan - Güiza ve 19. dakikada Semih - Andre Santos'un ikiye birleri anlık parlamalar. Üstünlüğe işaret değiller. Hatta 20. dakikada Tazameta'nın karambol golüyle oyunun dengesi iyice Diyarbakırspor'a kaydı demek daha doğru olur. 29. dakika ise maçın kırılma anıydı. Önce Mendoza'nın ceza sahası içerisinde sol çaprazdan attığı şut direkten döndü. Akan pozisyonda Tazameta'nın vuruşunu Gökhan Gönül çizgiden çıkardı. Dönen topta Barış'ın ceza sahasının hemen dışından attığı şutu Volkan tokatladı.

Fenerbahçe'nin oyuna döndüğü an ise Gökhan Gönül'ün 38.dakikada attığı golle gerçekleşti. Pas trafiği oturdu. Oyun dengelendi, ve ikinci devrede rakibin tükenen nefesiyle dominasyon sağlandı. 55 ve 69. dakikalarda Kazım ve Semih'in golleri dışında bu ikilinin iki direkten dönen topu var. 75'te yine Semih'in net pozisyonda kötü vurduğu kafa, Guiza ve maç eksiği açıkça hissedilen Özer'in 3. bölgede ezdiği ve pozisyona dönüşmeyen ataklar da cabası.

Maçın ilk yarısı ne kadar olumsuzluğa sevketse de, ikinci yarısı bir o kadar umut vermiştir Fenerbahçelilere. Karakter olarak sertliğe karşı pısırıklaşıp, yılmaktansa cevap veren bir takım sevindirdi. Oyun anlamında da Gökhan Gönül'ün golü. Hem gelişimi hem de bitirici vuruşuyla bu gol, Fenerbahçe'nin oynamak istediği oyunun sahaya mutlak yansıması ve meyvesidir. Bir sağ bekin topa attığı ustaca tokattan daha çok konuşulması, Andre Santos'un Sivas'a attığı golden daha çok hatırlanması gerekir. Hepsinden kıymetlidir. 55. dakikada Kazım ile gelen gol ode kadar spekteküler olmasa da aynı anlayışın golüdür. Daum'un kanat oyunu yavaş yavaş kıvama geliyor. Maçın sonunda Fenerbahçe'nin kanatları kullanma oranının % 52 olması da buna işaret.


Maçın özelinde Fenerbahçe'nin tedirgin eden noktası ise savunma göbeği. Bilica bu maç mütemadiyen yerin dibine soktuğum Önder'i arattı. Hem toplu, hem topsuz. Hem açık hem dar alanda. Lugano'yu da bozdu üstelik. Tuncay gelecek ve Roberto Carlos böyle devam edecekse şayet; bekte Andre Santos'u kullanıp, Bilica'yı rotasyona gönderecek üst düzey bir stoper alma fikrimi daha fazla pazarlarım buradan.

Maçın hakemi izlediğim en kötü hakemlerden biriydi. Diyarbakır'ın Fenerbahçe'yi adeta dövdüğü ve 27 faul yaptığı maçta, Diyarbakırspor'a darbeye istinaden sarı kart göstermedi Suat Arslanboğa. Başta Erdal Güneş olmak üzere. İlk devre sonunda Gökhan'ın Erdal'dan söktüğü toptaki kararı bu işe ne kadar uzak olduğunu anlamak için yeterli. Ayrıca o şık üniformayla daha da güzel gözüksen de futbolda metroseksüellik sökmüyor. Hakemlere bilhassa zararı dokunuyor. Emre gibiler alıverir façanı, hiç de birşey yapamazsın. Söylemesi benden...

Etiketler: ,

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Sercan Hangi Kulübe Gidecek ?



Yakın zamanda ne Kayseri ne de Galatasaray ile oynamayacakları halde Bursaspor başkanı İbrahim Yazıcı ve teknik direktörü Ertuğrul Sağlam dün Ali Sami Yen'de 4-1 biten maçı seyrettiler. Konunun Sercan Yıldırım'a gelmemesi anormal olurdu. Galatasaray'ın Sercan'a ilgisini sağır sultan duydu. Fakat yalnız değiller. Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin de çok istediği bir oyuncu. Bursaspor takasa sıcak bakmıyor, nakit paraya ihtiyaçları var. Banka borçları, oyuncuların ödemeleri, vs... Galatasaray elindeki ıskartaları kullanmak istiyor bu transferde. 4 milyon €'yu arttırmazlarsa şansları düşük. Beşiktaş 6 milyon € + Zapo'nun bonservisini veriyor. Süper teklif ama Aydın Karabulut işi hala çözülmüş değil. Beşiktaş'ın Bursaspor'a hala borcu var. Önerilen 6 milyon da vadeye yayılacak. Fenerbahçe nakit 5,5 milyon € ödemeye hazır. Bursaspor'un istediği rakam 7,5 milyondu. Ta ki Beşiktaş'ın teklifi gelene kadar. İbrahim Yazıcı o teklife güvenerek Fenerbahçe'den 10 istiyor. Fenerbahçe resmi sitesi ilgilenmiyoruz resti çekiyor. Transfer çok güzel oyun. Manevra alanı geniş. Misyon, hedefe en yakın şekilde tamamlanana kadar herkesin de bir hamlesi var. Yakında Alex Ferguson ister Sercan'ı.

Etiketler:

Louis Van Qual



Başlığı atan TZ-Online. Van Gaal'in tam bir eziyet olduğuna dair nefis bir atıf. Zeka ürünü bir başlık. 1966 yılından beri tarihinin en kötü 2. lig başlangıcını yaptı Bayern. Mainz deplasmanında alınan mağlubiyet ile Bayern kulübü, Alman basını, forumlar şenlendi. Tıpkı gönlünde başta Hamburg olmak üzere kuzeyden bir şampiyon isteyen ben gibi. Transfermarkt sitesinde taraftarlar 6 maddelik bir de bildiri yayınlamışlar. Futbolla ilgili olan bölümlerine kısa kısa değinmek lazım, güzel özet çıkarmışlar. Kaiser'in de hem fikir olduğu şekilde Lucio'ya izin verilmesi hata. Demichelis'in Van Buyten'in arkasında beklemesi hata. Kahn'ın arkasından kaleci beğenmek, kaleye geçmek kolay değil ama en azından Kahn'ın bizzat kendisinin demeçlerine bakılabilirdi Rensing ve Butt ile yol çıkılmayacağına anlamak için. Bayern ortasahasında Van Bommel, Tymoschuk, Schweinsteiger, Hamit, Ottl gibi oyuncular var. Mücadele gücü ve devamlılığı yüksek ama yaratıcılıkları Ribery'ye sahip Bayern için az. Sosa ve Baumjohann o klasta hiç değiller. Haliyle Ribery oynamadığı ya da rakip tarafından oynatılmadığı zaman pozisyon bulunamıyor. Geçen senelerde Ze Roberto imdada yetişiyordu, bu sene ise en büyük rakiplerden birine transferine izin verildi. Van der Vaart ve Sneijder isimleri telaffuz edilmeye başlandı, fakat aynı sorunu yaşayan Inter'in de hesabı var bu oyuncular üzerinde. Bunların hepsinden önce krizden bir an evvel kurtulmaları şart. İlk adım da son şampiyon Wolfsburg'u yenmek. Ya da Beckenbauer'in deyimiyle "doğru cevabı bulmak". Daha fazlası için Robert Schwan'ın ölümü, Kaiser'in uzaklaşması ve Rummenigge'nin çapsızlığı derim ben. Yazarız bilahare...

Etiketler:

Joleon Lescott Manchester City'de



2 ay önce bir 11 çıkaracak kadar geniş forvet rotasyonuyla dalga konusuydu Manchester City
. Araplar sandığımız kadar aptal değilmiş. Arsenal ve Manu'nun zayıflaması, üstüne Gareth Barry ve Kolo Toure transferleriyle ilk 4 umut olmaktan sıyrılıp gerçeğe yaklaşmıştı. Joleon Lescott transferiyle artık ilk 4 yapmamaları için hiçbir sebep kalmamıştır bana göre. Efsane CM 01-02'de Nottingham Forest'te oynayan Michael Dawson ile birlikte Wolves'dan alır tandeme koyardım Lescott'u. Hem de üç kuruş paraya. Artık ederi 24 milyon £, ama değer. Toure, Lescott - Dunne üçlüsünden oluşan stoper rotasyonu fena. Her ne kadar bek olarak değerlendirilseler de stoper kaliteleri de yüksek olan Micah Richards ve Nedum Onuoha alternatifleri de mevcut. Bu transfer Vincent Kompany'yi de ortasaha rotasyonuna sokacaktır ama şampiyonluk için yine de iyi bir ortasaha oyuncusu lazım Hughes'a. Toffees için 2'de 0 çekmiş olmak ve - 6 averaj ile ligine dibine oturmak mı daha acı yoksa bu kadar konuştuktan sonra iğrenç adamlara oyuncunu kaptırmak mı ? Guardian biraz erken davranmış bu görselle.

Etiketler:

Mert Aydın Yanlış Biliyor



NTVSpor'da Salı akşamları izlemeye özen gösterdiğim, keyifli bir program Gol. Ersin Düzen'in moderasyonluğunda Mert Aydın ve Güntekin Onay'ı dinlemek keyifli. Programın tanıtım videosunda Mert Aydın'ın güzel bir aforizması da vardır. "Lampard ve Gerrard çok iyi birer İngiliz futbolcu ama Gascoigne bir sanatkardı" der. Gazza tanımı nefis ama bu videodan sonra Gerrard hakkındaki hükmünü bir daha düşünmeli Mert Aydın. Görüntü ilk hafta oynanan Tottenham deplasmanındaki bir korner atışı öncesinden.

Etiketler:

Miti Del Calcio ve NTVSpor



Alaaddin'in cinini bulsam dileyeceğim üç dilekten biri muhakkak Matrix vari bir yere gitmek olurdu. Bütün dilleri yükletirdim beynime ki; her dilde okuyabileyim, dinleyebileyim, anlayabileyim ve her dilde konuşup, yazıp, anlatabileyim. Oysa ne matrix vari bir yer ne de Alaaddin'in cini olmadığı gibi; bunu özümseyecek bir beyin de yok. Yine de La Gazzetto Dello Sport ile Rai'nin ortaklaşa hazırladığı ve 2005 yılında 10 seri olarak çıkan Miti Del Calcio'ya sahip olmak ama anlayarak izleyememek acı. Google translate sese el atana kadar NTVSpor bu güzelim prodüksiyona bir el atsa ne güzel olurdu. Üstelik belgesel kuşağı da boş kalmazdı. Zico da ne güzel İtalyanca konuşuyormuş öyle. Gerçi Chewbacca ile bile muhabbet etse oturup dinlenir. Dinlenmeli. Futbolun sünnetidir Zico'yu dinlemek...

Etiketler:

Prolific



Tobol maçları hariç Galatasaray'ın Avrupa Ligi ön eleme maçlarını izleyemedim. Fenerbahçe maçlarıyla çakıştı hep. Tobol maçlarının kadrosu da sezonu götürecek çekirdek kadrodan çok uzaktı. Fikir ürettirecek nitelikte maçlar değildi. Oysa ligde henüz Galatasaray maçı sektirmedim. 4-3-3, diziliş, oyun anlayışı, rakip kalitesi gibi yorumları daha sonra yaparız. Önce tabeladakini konuşmak lazım. Çünkü tabela böyle yazıldığı sürece hepsi çerçöp. Ligde 3 hafta tamamlandı. Gaziantep, Denizli ve Kayserispor maçlarında atılan 11 gol var. Maç başına 3,66 gol eder. Fenerbahçe'nin ligin gol rekorunu kırdığı 1988/89 sezonundaki gol ortalaması ise 2,86. Galatasaray an itibariyle o efsane takımdan neredeyse 1 gol fazla atıyor. Ne kadar süreceğini futbol müneccimleri söylesin ama Şampiyonlar Ligi kalitesinde bir hücum hattı var Galatasaray'ın. Her yerinden bereket fışkırıyor. 3 maçta atılan 11 golün girilen gol pozisyonuna oranı % 50'den fazla. Sadece bu lig için değil, Avrupa liglerinin de üzerinde bir ortalama bu. Erman Toroğlu jargonuyla neredeyse gerdeğe girmeden çocuk yapıyor Galatasaray. Geçen seneden kredisi olmayan, kadro ve teknik adam kalitesinden ötürü beklentinin çok yüksek olduğu, kazanmak zorunda olan bir takım için böyle bir başlangıç çok değerli. Guiza da % 20 ile gol atmaya devam etsin...

Etiketler: ,