26 Ocak 2008 Cumartesi

St. Etienne - Lyon Derbisi #1



Fransa'nın en baba derbilerindendir Platini, Revelli kardeşler gibi oyuncularıyla ve tarihiyle bir efsane olan Les Verts (Yeşiller) lakaplı St. Etienne ile Fransa'yı milenyum sonrası domine eden, uluslararası alanda en iyi temsil eden, milli takımın nüvesini oluşturan Olympique Lyon arasında oynanan maçlar.

Rhone nehri ile Alp dağlarının belirlediği bölgede maden işçilerinin şehri olan St Etienne ile, aynı bölgenin metropolü olan, ülkenin Paris'ten sonra en büyük ve zengin 2. şehri olan Lyon arasındaki sınıfsal nefret ve bunun derbiye yansıması izlenmeye değer doğrusu.

İki takım yarın saat 22:00'de St. Etienne'de karşılaşacaklar. Maçı Kanal A naklen verecek. St Etienne'de en etkili oyuncu olan Feindouno, Lyon'da ise Kader Keita Afrika Uluslar Kupası'nda Milli takımları için oynadığından ötürü olmayacak. St Etienne son 5 maçında 3 puan, Lyon ise 7 puan alarak çok kötü bir dönemden geçiyorlar.

Sadece bu bile, derbinin dopdolu geçmesi için başlıbaşına bir sebep.

Derbiye rakamsal ve taktik bakışı ise L'Equipe'in grafiği eşliğinde bir dahaki mesajda yapacağız.

Etiketler:

8 Maç 88 Gün



Bir La Liga maçı söz konusu ise Mestalla Stadı'ndakilerin Valencia'nın attığı bir gole sevinmesinin üzerinden 88 gün geçti. En son David Villa'nın 10 Kasım 2007'de Murcia kalesine attığı bu şutla sevinebildiler. Bu maç aynı zamanda Valencia'nın La Liga'da kazandığı son maç. Bu maçın üzerinden de 8 maç geçti.

Gol atması gerekip atamayanlar da Villa, Morientes, Zigic, Arizmendi, Mata, Vicente ve Joaquin. Bu golün organizasyonundan sorumlu olup da bu isimlerden gol üretemeyen kişi ise Koeman. Başarısız diye gönderilip Florez'in koltuğuna oturan ve şu ana kadar selefinden 17 puan az toplayan, takımın 3 emektar oyuncusunun ipini kesen Koeman.

En son Madrigal'de 3 yedi Koeman'in öğrencileri, yarın da klasmanda 1 puan ile 2 sıra önünde yer aldıkları Almeria'ya karşı bu seriyi sürdürürlerse Koeman'in kılıcı kendine saplama vakti gelmiştir artık.

Etiketler:

Nashat Akram



Irak'ın Asya Şampiyonu olması geçen senenin en sürpriz olaylarından biriydi. O sürprizin mimarlarından biri de, aynı zamanda Asya'da 2007'nin en iyi 3. oyuncusu seçilen 24 yaşındaki Nashat Akram.

Suudi Yasser Al-Qahtani'den sonra Sven'in göz diktiği 2. Arap futbolcu Nashat. Zekası, tekniği, pasları ve bunlara eklediği defansif yetenekleriyle modern bir ortasaha oyuncusu. Zaten City de 2,5 yıl sözleşmeyi bu yüzden imzalayıverdi hemen ama bu transfer şu an İngiltere'deki yönetmelikler yüzünden olmadı.

Nashat 60'tan fazla milli olmasına rağmen Irak FIFA sıralamasında 71. olarak ilk 70'in dışında kaldığı için İngiltere'den çalışma izni alamadı ve hala Birleşik Arap Emirlikleri'nde.

Bu bekleyiş fazla sürmez de, biz de Nashat'ı daha sık izleriz umarım.

Etiketler: ,

25 Ocak 2008 Cuma

Afrika Uluslar Kupası Tribünleri # 2







Etiketler:

Liverpool Stadına Kavuşuyor






Liverpool'da Amerikalı sahiplerinin icraatlarından kaynaklı huzursuzlukların şiddeti yavaş yavaş düşmeye başladı. Liverpool daha önce bütçedeki açıktan ötürü askıya alınan Stanley Park'da yapacağı stad için resmi duyuruyu yaptı. 18,500 koltuğu KOP için ayrılan, toplam 71,000 kişiyi ağırlayacak olan stad 300 Milyon Sterline mal olacak ve HKS tarafından inşa edilecek. Açılışı ise 2011-2012 sezonundan önce Ağustos ayında yapılacak. Hicks ve Gillet sadece bununla da kalmadı Rafa Benitez'e güvenoyu verdi ve Mascherano'nun kulüpte kalması için de gerekenin yapılacağını açıkladı. Bu hamleler Liverpool taraftarının Amerikalı nefretini törpüler mi bilemiyorum ama bir süreliğine de olsa camiada huzurun hakim olacağı kesin...

Etiketler:

Premier Lig'de Seyirci Patlaması


İngilizlerin Heysel ve Hillsborough facialarından çıkardıkları dersler sonrası izlenen politika ile doğru pazarlama birleşince Premier Lig inanılmaz bir noktaya geldi. The Independent gazetesindeki bir habere göre İngiliz tribünleri tarihinin en kalabalık dönemini geçiriyor, üstelik gelişmiş yayın seçeneklerine rağmen.

80'lerde holiganizm ile düşen seyirci ortalaması bu sene 36,000 seviyesini aştı. En yüksek ortalama 75,612 ile Manchester United'a en düşük ortalama ise 18,515 ile Wigan Athletic'e ait. 20 takımlı ligde seyirci ortalaması düşen kulüp sayısı sadece 3. Tuncay Şanlı'nın Boro'su ve Reading'in 1-2 puanlık bir düşüşü var fakat Big Sam'i kaybeden Bolton stadyum seyircisinin % 13'ünü kaybetti bu sene.

En büyük artışı ise % 51 ile Sunderland, % 35 ile Derby County ve % 25 ile Birmingham'da görülmüş. City, Villa, Fulham, Blackburn gibi kulüpler ise uyguladıkları politika ile stadyum seyircisini %5 ile % 15 civarında arttırdı, öyle ki Villa Park son 58 yılın en dolu günlerini geçiriyor.
Lig kalitesinin bunda payı çok büyük ama başke sebepler de var.

Bu artışın somut sebeplerine City ve Villa'nın 2 kampanyasıyla değinelim kısaca. Manchester City 16 yaş altı taraftarları için "Live 4 City" sloganıyla harekete geçmiş. 16 yaş altındaki City taraftarları 96£ karşılığında stadın her yerinden senelik kombine alabiliyorlar, sadece bu da değil. Çocuklara Noel öncesi ve sonrasındaki 2 günlük dönemde 4 bilet bedava verilmiş. Tabi el oğlunun fikstürü sene başından belli ve alabiliyor biletini, biz son 2 güne kadar kıvranıyoruz. Bu sayede 47,000 civarı ortalaması olan stadın % 20'si bu yaş grubundaki, coşkulu, dinamik taraftarla dolmuş.

Aston Villa ise başka birşey yapmış. Taraftarının zaman geçirebileceği sosyal alanlarda düzenleme ve yenilemeye gitmiş. Stad içinde ve çevresinde vakit geçirebilecekleri alanlara önemli yatırım yapılmış, Holte Pub gibi mesela.

Bizde bu işleri bu seviyede yapabilen sadece Fenerbahçe var. Stadları yenilenecek olan kulüplerimiz umarım bu tür hikayeleri atlamazlar...

Etiketler:

24 Ocak 2008 Perşembe

PELADA - Hayat Futbol



Tayland'ın Phuket Adası, eğlencenin Asya merkezlerinden birisi fakat bu fotoğraf bir tsunami felaketinin ardından Patong Plajı'nda çekilmiş. Tsunamiden sonra hem Phuket hem de bu plaj eskisinden farklı, hayat da öyle ama o an için hayatı futbol olan çocuklar hariç.

Onlar peladaya tsunamiye rağmen devam ediyorlar, belki şu an bile...

Etiketler:

FulhAmerica




Fulham takımının kadrosundaki düzenli olarak forma giyen İngiliz oyuncular Konchesky, Murphy, Bullard ve Pearce. Aynı kefedeki Amerikalılar ise Keller, Bocanegra, Dempsey ve McBride.

Amerikalılar kadrosuna Kansan diyarlarından Eddie Johnson da eklendi. ABD'den yurtdışına transfer olan en pahalı oyuncu oldu 6 Milyon $ tutarındaki bonservisiyle. Fulham'ın sıradaki transferi Jozy Altidore olursa hiç şaşırmam.

Bir de Amerika futboldan anlamaz, İngiltere futbolun beşiği derler.

Etiketler:

30 Yıl Sonra Neden Olmasın...


O zamanların ünlü ve daha hala yeri dolmayan spor mecmuası Hayat Spor'un verdiği bu poster Adana Demirspor'un 1977-78 sezonuna ait. O sezon Türkiye Kupası'nda final oynayıp, dönemin fırtına takımı Trabzonspor'a kaybetmişti mavi şimşekler. Tam 30 yıl sonra aynı kupada final görme şansları var. Zaten Fener'in kupada şansı tutmuyor, yakışır mavi lacivertlilere...

Etiketler: ,

Teemu Pukki



Doğrusunu söylemek gerekirse hiç izlemedim ama Sevilla izlemiş ve Chelsea'nin elinden kapmış Litmanen'in varisi olarak gösterilen Finlandiyalı forvet oyuncusu Pukki'yi. Bu tür transferler Sevilla'nın düzenli olarak Avrupa ve İspanya'da var olacağının işaretidir artık.

Bu arada Pukki henüz 17 yaşında ve 16 yaşından beri hem Milli Takımı'nda hem de adını bırakın söylemeyi yazmayı bile beceremediğim Finlandiya takımında düzenli olarak oynamaktaymış. Bir süre Sevilla'nın genç takımı olan Sevilla Atletico'da ısınma turu attıktan sonra; kendisini aniden Pizjuan'da Biris Norte'nin tezahüratları arasında genç Endülüslü Alfaro ile birlikte La Liga'da izleyebiliriz.

Etiketler: ,

Afrika Uluslar Kupası Tribünleri # 1









Etiketler:

Rolando Bianchi


Rolando Bianchi İtalya'nın ve futbolseverlerin beklenti içerisinde olduğu önemli bir santrfor. Bu beklenti Atalanta'da henüz 20 yaşındayken oluşmaya başladı; fakat işler hiç de beklendiği gibi gitmedi Bianchi adına. Atalanta kariyerinde gol açısından koskoca bir 0 çekti.

Cagliari'ye kiralık verildi, orada da pek varlık gösteremedi, oyunu bir türlü olgunlaşmadı ve Atalanta umudu kesip Bianchi'yi Reggina'ya sattı. Bianchi'nin aranan oyuncu konumuna yükselmesi de böylece başlamış oldu. İmrenilen santrfor fiziği ve tekniğine performansı da ekleyince soluğu hemen Eriksson'un City'sinde aldı Bianchi. Fena da başlamamıştı aslında ama sonu iyi bitmedi.

Resimde City taraftarlarına desteklerinden ötürü teşekkür etmesi sanki kiralık değilde temelli Lazio'ya gidiyormuş ve veda ediyormuş izlenimi uyandırdı ben de. Eğer öyle olursa Pandev'in Lazio'daki ömrü de fazla uzun sürmeyecek gibi.

Etiketler:

23 Ocak 2008 Çarşamba

İstanbul Hatırası


Urfa’dan Fener geçti türünden başlıklar çok kullanılır medyamızda. Keşke olsaydı, ama şartlar gereği böyle bir şey olamadı; belki Urfa 1993’ten beri bitmeyen stadını bitirdiğinde Fenerbahçe’yi ağırlarsa olur. Fakat işin doğrusu şu ki Kadıköy’den Urfa geçti…

Amigoları, taraftarları, dupduru sevgileri, türküleri, sahada ter döken oyuncuların tertemiz coşkuları, keyfini çıkararak oynamaları, Abdullah ile Hayrullah’ın Roberto Carlos’a karşı mücadeleleri, forma renkleri, her şeyleri güzeldi.

Ama hafızaları ve çektikleri fotoğraflar dışında maça dair bir anısı yok Şanlıurfasporlu taraftarların. Ve Fenerbahçeli taraftarların da… Fenerbahçeliler’in Inter galibiyetinden, ya da CSKA Moskova maçında galip gelip üst tura çıkmasından da yok mesela hatırası.

Fena mı olurdu pazarlama alanında hakikaten farklı olan Fenerium’un maça özel kaşkollar hazırlaması? Mesela yıllar sonra Şanlıurfaspor maçının bahsi geçtiğinde çıkarıp kaşkolu göstermemiz iyi olmaz mıydı ?

Etiketler: , ,

Doğal Uyum



Söz konusu futbol olunca uyumu tarif etmek için kullanılan kimya, harmoni, doku gibi fen, müzik ve tıbba ait olan kelimeler yetersiz geliyor sahada yapılanları görünce. Tabi zıttı olan uyumsuzluk durumunda da yetersiz geliyor o kelimeler. Kolay değil uyumu yakalamak, hem edebi hem sportif olarak.

Fenerbahçe yakaladı; kimileri çete dese de Brezilyalılar ile yakaladı. Tarihinin en verimli sezonunu geçiriyor o çeteyle. Nasıl çeteyse hem, anlamadım… Huyları güzel; bir tanesinin kavga ettiğini görmedim. Sürekli gülüyorlar; oyunun içinde bile gülmesini biliyorlar. Kimisi Edu gibi kendi takım arkadaşı Roberto Carlos’un şaşkınlığına, kimisi Alex gibi Inter maçında vurduğu enfes bir kafayı çıkaran vatandaşının şansına.

Oynadıklarından keyif alıyorlar, mutlu olmanın ve kutlamanın yollarını düşünüyorlar soyunma odalarında ve idman sonralarında. Ve mutluluk anında o şirin danslarını yapıveriyorlar hep beraber, uyumları o dansta da var ve üstelik aralarında Semih de var. Semih’le de uyum sağlayabiliyorlar, Gökhan Gönül’le de, hatta gerekirse Kemal ile de.

Türkler ile de, kültürü ile de, İstanbul ile de, Fenerbahçesi ile de, taraftarları ile de…

En önemlisi bu uyum.

Daha önce Didi ve Parreira ile de yaşanmış bu uyum. Sonrasında gelen Zico da geleneği bozmadı, sadece Lazaroni var ıska geçen. Sene sonu beklense belki de o da ıska geçmeyecekti. Gerson’dan Deivid’e, Luciano’dan Alex’e neredeyse tüm oyuncular keyif veren izler bırakmışlar.

Doğal bir bağ var sanki Kadıköy ile Rio arasında…

Kim ne derse desin Fenerbahçe’nin en büyük doğrularından biri yabancılarını Brezilya’dan seçmesi, hatta özellikle orada çok başarılı olmuş bir takımdan.

Bunu eloğlu da yapıyor. Barcelona’da da Hollandalı, Arsenal’de Fransız, Inter’de Arjantinli, Galatasaray’da Romen emsalleri vardı Fenerbahçe’deki Brezilyalıların uyumunun.

Keşke diğer takımlarımız da bulabilseler emsallerini.

Etiketler: , ,

Give Me A High Five



Açık söyleyeyim sevmem kırmızıyı pek, derbilerde hep maviyimdir. Tottenham bizi 1999'dan beri sevindiremiyordu. 22. maçta bir patladılar pir patladılar. Sadece galibiyet de değil, en son 1983'te yaşamaışlardı Arsenal karşısında beşlik bir galibiyeti. Sonunda seyirci de çıldırdı, Robbie Keane de.

En sakinleri Jenas idi, en mağrurları da Juande Ramos.

İngiltere'de pek kolay değildir bu işler ama yakındır Hall of Fame olması Ramos'un. Şunun şurasında geleli birkaç ay olmasına rağmen, boru değil Wembley'e çıkacak Şubat ayında. Bir de 3. kez peşpeşe UEFA'yı alırsa...

Etiketler:

22 Ocak 2008 Salı

Nouma Yerine Lell



Biraz magazin yapalım istedim zira İlhan Mansız'ın koltuk değnekleriyle Laila'ya gitmesinden beridir şöyle sarsıcı bir futbol magazin haberi düşmedi gündeme. Zamanında gazetelerimiz sürmanşet bile atarlardı futbol adamlarının yediği naneleri, o derece maharetliydiler Türkiye'deki futbol adamları ve pek gizli saklıları yoktu Guus Hiddink gibi tuzağa düşenler olsa bile.

Almanların tabloidi olan Bilds de pek sever böyle reytingli işleri, değişik bir haber gördüm geçen gün. Fazla eskimeden paylaşayım istedim.

Almanların genç kuşak oyuncularından Lell bir diskoda ortalığı birbirine katmış, eski kız arkadaşını görünce. Normalin çok üzerinde aldığı alkolün ve eski manitayla olan konuşmaların neticesi polis tekmelemek olmuş.

Münih'inMarbella'daki kampında sormuş basın tabi; fakat Lell hatırlamadığını söylemiş. Hatırlamaz tabi zil zurna sarhoş adam. Savcılıktan tebliği edilecek olan 100 Bin € üzerindeki cezayı görünce aklı başına gelir belki.

Bu haliyle Çarşı'nın Nouma'dan beri özlediği adamdır kendisi artık.

Etiketler:

Brezilya Aday Kadrosu



Brezilya'nın İrlanda ile Dublin'de oynayacağı maçın aday kadrosu açıklandı. Dunga'nın seçimlerinde yine değişik isimler var. Bunlardan birisi Brezilya'nın yükselen yıldızı ve burada daha önce de bahsettiğimiz Thiago Neves.

Takip etmeyenler için ilginç gelecek diğer iki isim ise Liverpool'da forma giymekte zorlanan ama gelişimi kusursuz olan Lucas Levia, Sao Paolo'nun ortasaha oyuncusu Raicharlyson ve eski Sao Paolo'lu ve yeni Bavyeralı Breno.

Pato'yu normal karşılıyoruz artık.

Tam kadro şöyle:

Kaleciler:
Júlio César (Inter)
Renan (Internacional)

Savunma:
Lúcio (Bayern Münih)
Luisão (Benfica)
Breno (Bayern Münih)
Alex (Chelsea)
Maicon (Inter)
Rafinha (Schalke 04)
Marcelo (Real Madrid)

Ortasaha:
Kaká (Milan)
Gilberto Silva (Arsenal)
Hernanes (São Paulo)
Josué (Wolfsburg)
Lucas (Liverpool)
Richarlyson (São Paulo)
Anderson (Manchester United)
Thiago Neves (Fluminense)
Júlio Baptista (Real Madrid)

Forvet:
Robinho (Real Madrid)
Luis Fabiano (Sevilla)
Rafael Sobis (Bétis)
Alexandre Pato (Milan)

Etiketler: ,

Anladıysam Arap Olayım


Fotoğrafta gördüğünüz üzere taraftarlar takdirini Araplardan ve Benitez'den yana kullansa da, Steven Gerrard'ın durumu farklı. Kulübün Arapların mı yoksa Amerikalıların mı insiyatifinde olacağını, Rafa Benitez'in gidip gitmeyeceğini kestiremiyor kaptan ve çalışma arkadaşları. Anladıysam Arap olayım modundalar ve bu belirsizlikten etkilendiklerini söylüyorlar. Fener'i 80'lerde böyle görmeye alışmıştık ama Liverpool'u değil. Hayırlısı olsun diyelim...

Etiketler:

21 Ocak 2008 Pazartesi

Brezilya'da Bu Hafta - #2



Carioca Şampiyonası da start aldı Brezilya'da. Paulista ile birlikte en güçlü takımlar burada ter dökecekler Brezilya Serie A başlayana kadar. Bu senenin kuşkusuz en flaş takımlarından biri Fluminense Brezilya'da. Yıldızları Thiago Neves'in kontratını uzatmakla yetinmediler aynı zamanda Gustavo Nery ve Leandro Amaral gibi Brezilya'nın isim yapmış yerel oyuncuları ve Dunga'nın Canarinho formasını giyebilmesi için yurtdışı tavsiyesi verdiği ortasaha oyuncusu Ygor'u kattılar kadrolarına.

Fakat hepsinden öte eski bir dostu aldılar, Washigol'u ve Carioca'ya 3 gol ile başladılar. Thiago Neves ağları yine havalandırdı fakat Washigol Cicero'ya epey yardımcı olsa da ağları bulamadı. İlerleyen haftalar da o alıştığımız ama doyamadığımız gollerini sıralamaya başlayacaktır.

Fluminense'nin ezeli rakibi Flamengo da bir golünü yine eski bir dost olan Luciano'nun 1 gol attığı maçta rakibi Boavista karşısında 2-0 kazanmayı başardı fakat pek sevinemedi. Yakın zamanda Avrupa'nın yolunu tatacağına kesin gözle bakılan ve takımın en değerlisi olan Renato Augusto'yu kaybettiler. Bir çarpışma sırasında elmacık kemikleri kırılan Ranato Augusto tam 8 hafta sahalardan uzak kalacak.

3 saat süren bir operasyon sonucu yüzüne herbiri 1,5 milimetre kalınlığında 11 vidadan oluşan 3 adet titan plaka konuldu Renato Augusto'nun. Çarpışma pozisyonunu ancak yakalayabildim, gerçekten çok kötü bir andı.





Haftanın en önemli maçı ise Santos ile Palmeiras arasında oynandı. Derbi golsüz berabere bitti. Şöyle toplu sonuçları da verelim.

Paulista

Marília 4 x 0 Juventus-SP

São Caetano 3 x 1 Corinthians

Noroeste 0 x 1 Guaratinguetá

Guarani 0 x 2 Bragantino

Santos 0 x 0 Palmeiras

São Paulo 1 x 0 Rio Preto

Sertãozinho-SP 2 x 0 Mirassol
Paulista 1 x 2 Ponte Preta
Ituano 1 x 0 Portuguesa
Barueri 2 x 0 Rio Claro-SP

Carioca

Vasco 1 x 2 Madureira
América-RJ 2 x 5 Duque de Caxias
Friburguense 1 x 0 Americano
Flamengo 2 x 0 Boavista-RJ
Volta Redonda 0 x 0 Macaé

Cabofriense 3 x 0 Mesquita
Botafogo 2 x 0 Resende
Fluminense 2 x 0 Cardoso Moreira

Etiketler: ,

Jay Jay Okocha




Şu an Alex'in yaptığı işi o yapıyordu zamanında Fenerbahçe'de. 2 sezonda 30 gol atmıştı bu ligde. Bambaşka bir futbolcuydu çevikliği, zekası, tekniği, kırmızı kramponları ve PSG'ye transfer olurken kendisi için verilen para ile.

2 sene önce daha 32 yaşındayken futbolu bıraktığını açıklamıştı; ama önce Katar'da gözüktü şu an ise İngiltere Championship takımı Hull City'yi Premier Lig'e taşıyabilmek için Ada'da kendisi.

Hani Alex yokken Okocha'yı izlesek, o da kariyerinin son günlerini yeni Fenerbahçe'de geçirse ve kazanılacak kupalara katkıda bulunsa hiç fena olmazdı diye düşünüyorum.

Etiketler:

Ligue 1'de Sürpriz İhtimali




Ligue 1, 6 senedir Lyon hegamonyasında geçiyor. Tatsız tutsuz kısır bir ligdi bir de bu bilinmişlik eklenince daha da beter oluyor.

Fakat Lyon son 4 hafta aldıkları 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 1 galibiyetliklik rezalet performansına bu hafta, Lens deplasmanından aldıkları 3-0 mağlubiyet ile bir yenisini ekleyince ikinci Bordeaux ile puan farkı 3'e indi.

Artık daha dikkatli takip edilmeli Fransa Ligue 1, bir şampiyonun devrilişine şahit olma ihtimalimiz hiç de azımsanacak değil nitekim...

Etiketler:

20 Ocak 2008 Pazar

Unutmadık



Bugün güncelden çok eskiye götürdük okuyanları, tarih öyle gerektiriyor nitekim..

1989-90 sezonunda Malatya deplasmanına giderken, 20 Ocak tarihinde trafik kazası geçirmişti Samsunspor.

O sezon ki takımın bir posteri yazının fotoğrafı.

Samsunspor camiasının başı tekrar sağolsun, Allah gani gani rahmet eylesin.

Etiketler: ,

Garrincha



Salvador Reyes ile başladık nostaljiye, Garrincha ile devam ediyoruz.

Film gibi ve zaten filmi de çekilmiş hayat, kısa ve çarpık bacaklar ile düşük bir zekaya rağmen çizdiği muhteşem bir kariyer. Tam 131,551 kişi izlemişti onun Maracana Stadı'ndaki futbola vedasını. 1982 yılında hayata veda ettiği zaman ise cenazesinde milyonlar vardı.

Bugün 25.yıl dönümü Garrincha'nın ölümünün. Biz ülke için aynı derecede önemli olan futbolculara bazen kabri başında anılmayı bile çok görürken, Brezilya ülke olarak özlemle ve törenlerle andılar Garrincha'yı.

Biz de buradan hatırlatalım dedik, imkanı olanlar da aşağıda afişini koyduğum filmi izlemeliler.

Etiketler: ,

Raul Fişi Çekti



Biri teknik direktör, diğeri futbolcu olan iki eski Atletico Madridli maçı Real Madrid'e getirdi.

1. dakikada Raul'un golü gelince işin tadı da kaçtı. Sinir harbi, kartlar filan derken RVN de sallayınca bir tane bitti maç orada. Atletico Madrid'in El Derbi Madrileno galibiyet hasreti ise uzun süreceğe benzer.

Schuster için ayrı bir yazı yazmak da farz oldu bu arada.

Etiketler:

Schuster ve Derbileri



Bernd Schuster izlemeye doyumu olmayan bir maestroydu, Almanya'dan çok İspanya'da izledik Schuster'i. İspanya'da oynanabilecek en büyük iki derbi olan El Derbi Madrileno ve El Classico'da forma giydi.

Artık bu derbilerde hoca olarak da sahne alıyor. İlk 2 derbisinde 8 yıl formasını giydikten üye de olduğu ilk göz ağrısı Barcelona'yı Nou Camp'ta yenmiş ve 3 sene formasını giydiği son göz ağrısı Atletico Madrid'e karşı da galip gelmeyi başarmıştı Bernabeu'da.

Bu kez eski yuvası Vicente Calderon'a çıkacak. Atletico Madrid ile o stadyumda yaşadığı unutulmaz anıları vardı Frente Atletico ile birlikte, bu kez onları üzmek zorunda.

İlginç olacak...

Etiketler:

Salvador Reyes



Salvador Reyes Meksika futbolunun efsane isimlerinden biri. 1958, 1962 ve 1966 Dünya Kupası'nda Meksika'ya hizmet etmiş, fakat bu yazıya konu olma sebebi 15 sene giydiği Chivas formasıyla yaptıkları ve Chivas'ın onu onore etmesi.

1952 - 1967 yılları arasında formasını giydiği Club Guadalajara ( Chivas ) ile 7 şampiyonluk yaşamış, 122 gol atmış ve kulüp tarihinin en golcü oyuncusu olmuştu Reyes ve gol kralı da...

Chivas dün onu Pumas UNAM ile yaptıkları maçta, tam 71 yaşındayken sahaya sürdü. Reyes başlama vuruşunu yaptıktan ve 50 saniye kadar oyunda kaldıktan sonra yerini ardından gelen Chivas efsanesi olan Omar Bravo'ya bıraktı. Chivas bu uygulamayı devam ettirecek, 50 ve 60'lı senelerde sürekli şampiyon olan kadrosundaki efsanelerini bu şekilde onurlandıracak.

Futbola, futbolcusuna, efsanesine saygı göstermek ve değer vermek böyle birşey.

Darısı bizim başımıza...

Etiketler: ,