20 Mart 2008 Perşembe

Güçleri Arnavutluk'a Yetti



1 hafta önce FIFA, politik müdahale gerekçesiyle Arnavutluk Futbol Federasyonu'nu kendi organizasyonu dahilindeki tüm aktivitelerden men etmiş ve UEFA'ya da tavsiye kararı bildirmişti.

UEFA bugün bu tavsiyeyi dikkate aldı ve Arnavutluk'un kulüp ve milli takım düzeyindeki tüm faaliyetlerini durdu. Arnavutlar uluslararası resmi maç oynayamayıp, bu müsabakalara hakem de göndermeyeceği gibi UEFA delegasyonunda da temsil edilmeyecek.

Arnavutluk'un 21 Yaş Altı Milli Takımı'nın Yunanistan ile önümüzdeki hafta oynayacağı maç iptal edildi bile.

28 Mart'ta Lihtenştayn'ın Vaduz kentinde yapılacak toplantıya kadar bu durum devam edecek. Bakalım FIFA ve UEFA'nın Arnavut hükümetiyle görüşmesinden ne çıkacak.

Etiketler:

19 Mart 2008 Çarşamba

İkram



Inter 1-0 öne geçip, ardından eksik kaldığı maçta skoru 45 dakika koruyabildi. Eski Milanlı Borriello'nun 85. dakikadaki golüyle 2 puan bıraktılar Genoa'da. Gözler haliyle Roma derbisine çevrildi. Roma öne geçip geri düştüğü maçta Perrotta ile umutlarını son dakikalara taşıdı ama Valon Behrami'nin son dakikada gelen golüyle sadece derbi değil şampiyonluk da gitti gibi.

Şampiyonlar Ligi mücadelesinde de Milan evinde Sampdoria'ya kaybetti, Fiorentina ise bu ikramı Napoli'ye 2-0 yenilerek geri çevirdi.

Bakalım La Liga misali sürüp giden bu ikram ne zamana kadar devam edecek.

Unutamadan Udinese'nin Pepe'nin golüyle Torino'da galip geldiğini ve Şampiyonlar Ligi'ne ortak olduğunu da belirtelim.

Etiketler:

Vincenzo Iaquinta



Şu an Roma'yı İtalya'nın tepesine oynatan teknik adamı Luciano Spalletti, 2000'li yılların başında da Udinese'yi İtalya'nın 4. büyüğü konumuna getirmişti. Udinese bu eşiği geçerken Vincenzo Iaquinta'nın payı yadsınamazdı ve o performans onu hem Azzuri formasına kavuşturdu, hem de Juventus'a götürdü.

Iaquinta'nın Juventus'taki pozisyonu ise aşağıda uzun uzun yazdığımız Semih'ten farklı değil. Tehlike anında direk kapısı çalınıyor Iaquinta'nın, en son Napoli maçında kurtardı takımını ama, babasının ricası üzerine mi bilinmez, ilk 11 başladığı Empoli maçında o kadar şanslı değildi. Maçtan ve Iaquinta'dan gol sesi çıkmadı.

Etiketler:

Fenerbahçeliler İçin Çok Değerli



Hem güvenilmeyen hem en çok güvenilen, hem inanılmayan hem en çok inanılan olmak ya da değersiz gibi görünüp aslında çok değerli olmak… Böyle bir diyalektik mümkün müdür?

Söz konusu futbol olunca mümkün olabiliyor.

Mesela tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale çıkma mücadelesine girişen ve kazanmak isteyen bir takımda sahaya doğrudan sürülecek kadar güvenilir ve değerli değilken, birden o mücadeleyi kazanmak için en çok güvenilen oyuncu, en değerli krampon olabilirsiniz.

O değerde olduğunuzu kanıtlamanıza rağmen mücadelenin ikinci ayağında konumunuz yine değişmeyebilir, sonradan güvenilen ve değerli olan olarak kalabilirsiniz.

Bakış açınıza bağlı ve doğrusu çok zor bir terazi.

Süreklilik arz ettiği takdirde hayli can sıkıcı olacağı açık. Haksızlığa uğradığınızı düşünüp agresifleşebilir, ya da hevesinizi kaybedebilirsiniz. Herkesin kolay kolay başa çıkabileceği cinsten değil, tarihteki örnekleri de sınırlı.

Yeni kuşağın rahatlıkla hatırlayacağı Ole Gunnar Solskjaer var mesela.

Sir Alex Ferguson 1996 yazında, son 3 sezonda Blackburn Rovers gibi hiç başa güreşmemiş bir takımın forması altında 96 gol atan Alan Shearer’ı almak istemiş; ama olmayınca yerine Norveç’ten kimsenin tanımadığı bir oyuncu olan Solskjaer’i getirmişti.

Andy Cole ve Eric Cantona’nın olmadığı ya da tercih edilmediği zamanlarda oyuna sonradan girerek ilk sezonuna 18 gol sığdırabilmişti; ama ertesi sezon Cantona’nın ayrılığına ve bu performansa rağmen Sheringham’ı izlemek zorunda kalmıştı Solskjaer. Bir sonraki sezon Trinidad Tobago pasaportlu Dwight Yorke’u, 2001’den sonra da Hollandalı Ruud Van Nistelrooy’u…

Nottingham Forest’a 10 dakikada, Everton’a 25 dakikada 4 gol atmasına; 1999 Şampiyonlar Ligi finali de dahil olmak üzere gitti denilen birçok maçı çevirmesine rağmen üstelik.

11 sene formasını giydiği Manchester United’da birkaç istisna dışında her zaman yazının girişindeki terazide gitti geldi; ama efsane olmayı başardı.

Futbolu 70 ve 80’li yıllarda izlemiş olanlar için Kevin Keegan ile John Benjamin Toschak’ın ardından beklemek zorunda kalan Liverpool’un efsane yedeği, kızıl kafa David Fairclough’u örnek verebiliriz. Ya da Bettega, Rossi, Graziani gibi oyuncuların ardından epeyce beklemek zorunda kalan ve Dünya Kupaları finallerinde oyuna sonradan girerek gol atan tek oyuncu olan İtalyanlar’ın meşhur iğnesi Altobelli’yi.

Bu oyuncuların hiçbiri unutulmadığı gibi, hepsi de büyük saygı gördüler. Hatta arkasında bekledikleri oyunculardan bile fazlasına mazhar oldu bazıları. Rollerini bildikleri ve büyük bir olgunlukla takımlarıyla beraber büyüdükleri için.

İlk golünü 2002-2003 sezonunda bir Adanaspor maçında, Sergei Rebrov’un yerine oyuna girdikten 9 dakika sonra atmış 18 yaşında bir oyuncu olan ve tam 5 sezondur aynı şeyi farklı oyuncuların yerine girerek yapan Semih Şentürk de tıpkı Solskjaer, Fairclough, Altobelli gibi unutulmayacak.

Hatta sonunda Baliç, Beschastnykh, Rebrov, Washington, Nobre, Serhat, Hooijdonk, Anelka ve Mateja Kezman’dan daha fazla saygı görecek. Ve şu an görüyor da.

Semih’in Fenerbahçeliler için çok değerli olmasının sebebi sadece rolünü bildiği, mızıkçılık etmeden o role kendini verdiği ve hem kendini hem de takımını büyüttüğü için değil; aynı zamanda Fenerbahçe’nin geleneklerine şu an için en hakim olan oyuncu olmasından. Son 7-8 yıldır yaşanan sportif büyümenin saha içerisindeki tek temsilcisi olmasından.

Semih kariyer planını yaparken bunu hiçbir zaman unutmamalı.

Fenerbahçeliler de fütursuzca eleştirmek ve polemik konusu yapmak yerine; böyle bir Semih’i izleten, Semih’i bu seviyede hazır tutabilen, soğukkanlılığını ve motivasyonunu kaybetmemesini sağlayan ve aynısını Kezman için de yapabilen Zico’ya hakkını vermeli.

Zira Zico’nun bu bağlamdaki emsalleri Sir Alex Ferguson, Bob Paisley ve Enzo Bearzot gibileri…

Etiketler: , ,

18 Mart 2008 Salı

Copa Libertadores 2008: 4. Hafta



Önümüzdeki 3 günde 9 maç oynanacak Copa Libertadores'te ve aşağı yukarıda grupların durumu da şekillenecek. Kupanın en albenisi yüksek takımlarından Flamengo ve Boca Juniors için çok kritik bir hafta bu hafta.

Resimdeki Uruguay'ın Nacional takımının formasını giyen 1,95 boyundaki Richard Morales. İlk maçta Flamengo'ya 2 gol birden atmıştı, aynı şeyi Maracana'da da yaparsa Nacional'in bir üst tura lider olarak çıkması kesin gibi zira son 2 hafta maçlarını içeride oynayacak Nacional. Eğer işler Nacional'in istediği gibi giderse Flamengo'nun Peru temsilcisi Cienciano'dan deplasmanda galibiyet çıkarması gerekebilir.

4. grup için hayli önemli bir maç.

Haftanın bir başka önemli maçı ise 3.grupta oynanacak. Colo Colo ile Boca Juniors 1 haftada 2 kez karşı karşıya gelecek. Akıllara hemen 1991 yarı finali geliyor tabi. O zaman sevinen Şili olmuştu, bu kez de avantajlılar. Evlerindeki bu maçı kazanmaları halinde bir sonraki maça sadece 2 puanlık avantaj kazanmayacaklar ve fikstürdeki son 2 maçının evlerinde olması da anlamlanmış olacak. Tabi kaybetmeleri halindeki oluşabilecek 4 puanlık farkın baskısı bu avantajı dezavantaja da çevirebilir.

Bir başka Arjantin takımı Estudiantes'in de haftayı karlı kapaması olası. Zira grup sonuncusu Danubio ile evlerinde oynayacaklar ve grupta ilk 2 sırayı paylaşan Cuenca ile Lanus birbirlerini yiyecekler. Estudiantes kazanamazsa, geçen hafta deplasmanda kazanan tek takım olma ünvanları da boşa gitmiş olacak.

Benzer durum bir başka Arjantin takımı San Lorenzo için de geçerli. 1. Grup'ta ilk iki sırayı paylaşan Cruzeiro ile Caracas oynayacak ve San Lorenzo 1 hafta sonra grup sonunculuğuna 0 puanla demir atmış Real Potosi ile oynayacağı maçı kazanarak, ardından deplasmanda Cruzeiro ile oynayacakları maç için kredisini arttırabilir.

Bu hafta içinin programı şöyle;

Salı 18
Caracas (VEN) - Cruzeiro (BRA)
Estudiantes (ARG) - Danubio (URU)
Audax Italiano (CHI) - Atletico Nacional (COL)

Çarşamba 19
Flamengo (BRA) - Nacional (URU)
San Jose (BOL) - Santos (BRA)
Libertad (PAR) - Fluminense (BRA)

Perşembe 20
Deportivo Cuenca (ECU) - Lanus (ARG)
Colo Colo (CHI) - Boca Juniors (ARG)
Sportivo Luqueno (PAR) - Sao Paulo (BRA)

Etiketler:

Zidane Hayranları



Brezilya hatırası.

Etiketler:

Ver Bi Alt Dudak



Nihat öperdi Kovaçeviç'i böyle, sonradan anladı işin ehemmiyetini bıraktı. Bunlar iyice zıvanadan çıkmış, eller de hayli aktif...

Etiketler:

Lucio Ayrılıyor




Almanya'dan devam edelim.

Lucio Dünya'nın hücuma en iyi destek veren savunma oyuncusu, üstelik savunma becerisi de üst düzeyde. Doğrusu bu çaptaki bir oyuncunun Almanya sınırlarını neden terketmediğini merak ediyordum ki Abendzeitung gazetesinde sene sonunda ayrılmak istediğini söylediği bir haber okudum.

Gideceği ülke seçimi de hayli yerinde. İspanya. Kulüp ise Barcelona. Kendi demecine göre Barca ile 4 senelik bir kontrar için anlaşmış, Barca da Bayern'e 15-20 milyon € arasında bir teklifle işi bitirmek niyetinde.

Thuram'ın ayrılacağını, Milito'nun bir türlü istenilen seviyede olmadığını düşünürsek sanırım doğruluk payı yüksek bu haberin. Barca artık sadece hücum oyuncularıyla değil, savunmacılarıyla da epey gol bulacak gibi.

Etiketler:

Daum'un Suyu Isınıyor




Christoph Daum'un Fenerbahçe'den ayrılığı çok acı bir şekilde gerçekleşmişti. Bir süre çalışmadıktan sonra ilk göz ağrısı Köln'ü kurtarmak için işe koyuldu. Bu seneye de fena başlamadı ama devamında istikrarsız sonuçlar aldı ve şu an Bundesliga 2'de 5. durumdalar.

Daum birkaç gün önce kendi yönetim kurulunu da hayli eleştirmiş, Ümit Özat'a yapılan eleştirilerden ötürü de medyayı faşist ve ırkçı olmakla suçlayarak epey tepki toplamıştı. Son maçta da Ali Güneş'in ekibi Freiburg'a iyi bir oyun çıkarmalarına rağmen 1-0 yenilip, rakibini potaya sokunca eleştirinin dozu hayli artmaya başladı.

Bundan sonra Daum'un tek çıkar yolu takımını Bundesliga'ya taşımak olacaktır, zira Almanya'da herkes onu tefe koyup çalmaya hazır ve nazır vaziyette bekliyor.

Etiketler:

SKY FM



Last FM'i de çok tutmuştum ama biraz karışıktı, arada bir crash oluyordu ve aranıp duruyordum ne dinlemek istediğimi bilmediğim zamanlarda imdadıma yetişecek bir hizmet için.

Sky Fm ilaç gibi geldi.

İstediğiniz tür müziği seçip dinleyebiliyorsunuz

Yatmadan önce de smooth jazz dinlemek gibisi yok.

Olympique Lyon Land



Fransızların Stad Atağına değindik kısaca. O stadlardan aurası en baba olanını yani OL Land'i tanıtalım kısaca. Aynı zamanda bir rugby takımı da olan Lyon kulübü, 2010 sezonunda Stade Gerland'dan, Decines banliyösündeki bu yeni arenasına taşınacak.

Bu kompleksin içerisinde 7000 araçlık bir otopark, 100 ile 150 oda kapasitesine sahip 2 otel, boş zaman geçirecek dinlenme tesisleri, alışveriş merkezleri ve kulübün lisanslı ürünlerinin satılacağı tam 3000 metrekarelik bir mağaza olacak.

Stad ise 6000 kişisi VIP ve 3000 kişisi misafir takım taraftarlarına ayrılacak alanlar dahil 60000 kapasiteye sahip olacak.

Toplam maliyeti ise 250 Milyon € civarında bu stadın. Aulas 150 milyon € tutarındaki bedeli şimdiden halletmiş bile. İsmi açıklanmadı ama stad Emirates misali bir dünya markasının adıyla anılacak.

Bu videodan
bu yeni stada dair bir fikir edinebilirsiniz.

Etiketler:

17 Mart 2008 Pazartesi

Ricardo Quaresma



Porto Başkanı Pinto Da Costa Record gazetesine Ricardo Quaresma'nın bonservis bedelini 40 Milyon € olarak açıklamış.

Liverpool ve Atletico Madrid'in onun için bu rakamın yarısını gözden çıkardığını duymuştuk, Arsene Wenger'in onun için 20 Milyon £ ödemeye hazır olduğu yazılıp çiziliyordu. Euro 2008 sonrası belli olur herşey.

Barcelona da dizini dövüyordur artık.

Etiketler:

Fransızlardan Stad Atağı



Euro 2008'e az bir süre kaldı, bütün Avrupa rotasını İsviçre ve Avusturya'ya kaydırmak üzere ama bu arada başka şeyler için çalışanlar da var. Fransa gibi.

Onlar sadece Euro 2008'de başarılı olmak için değil, Euro 2016'nin ev sahibi olmak için de şimdiden çalışmaya başladılar. Üstelik 2016'nın ev sahibi 2011'de açıklanacak olmasına rağmen. Burada stadlarla ilgili yapılacak çalışmalar hakkında özet bir takım bilgiler var. Gerek yeni yapılacak stadlar için, gerekse de renovasyona tabi tutulacak stadlar için hayli bilgi bulmak mümkün.

Çok fazla inceleme şansım olmadı ama şöyle bir tablo gördüm. Tabloda İngiltere, İspanya, Almanya ve Portekiz'in stadları için yaptıkları yatırımlar, yenilenen ve proje halinde olan stad sayıları, ülkedeki stadların ortalama yaşları ve kapasiteleri hakkında bilgiler var.

Bu basit tablo bile imrenmeme yetti açıkçası. Ve üzüldüm, ayıpladım bizi bu kadar çağdışı bırakanlara.

Ortalama stad kapasiteleri 40 Bin rakamını aşan, sadece stadlar için 1,5 milyar dolar civarında yatırım yapan ülkelere karşı sadece laf salatası yapan, vatan-millet-gözyaşı hamasetiyle kendini başarılı gören, Euro 2008'e zerre proje üretmeden aday olan geçmiş Federasyon Başkanlarımız olduğu için, mülkiyeti kendisine ait olduğu halde ve dünyanın kira parasını kulüplerden aldıkları halde ülkenin en çok takip edilen oyununu Konya Stadı'nın zemini gibi zeminlere mahkum eden bir devlete sahip olduğumuz için.

Etiketler: ,

Raymond Kopa



Soldan sağa Raymond Kopa, Alfredo Di Stefano ve rahmetli Ferenc Puskas. Bizler izleyemesekte şöhretleri ve oyunları hala yaşatılan bir takımın dillere destan üçlüsü ve ilginçtir hiçbiri İspanyol değil. Fransız olan Raymond Kopa bu üçlü arasında en sönük ilgiye mazhar olan isim.

Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğundan Pele'nin önünde 1858'in en iyi oyuncu seçilmesine; İspanya ve Fransa Lig şampiyonluklarından France Football'un Altın Top ödülünü alan ilk Fransız olmasına kadar kariyerinde sayısız başarılar var.

O başarılardan ötürü bir kez daha onurlandırıldı Kopa.

1970 yılında Fransızların Légion d'honneur nişanını almıştı. Chevalier, Officier, Commandeur, Grand Officier ve Grand Croix olmak üzere toplam 5 kademede verilen bu nişanda seviye atlayarak Officier oldu Raymond Kopa.

Vefa, saygı dediğiniz böyle gösterilir ama mağruru ve vakur olana, prim pazarlığı yapanlara değil. Arif olan anlamıştır çoktan...

Etiketler: ,

16 Mart 2008 Pazar

Zizou Brezilya'da



Sao Paolo eyaletinde düzenlenen bir dizi etkinlik kapsamında, Brezilya devlet erkanının davetlisi olarak gitmiş Zizou Brezilya'ya. Her nekadar Heliopolis favelasındaki birkaç kişi 1998 Fransa'yı hatırlayıp sözlü tacizlerde bulunsa da, yöre halkıyla top oynamış, moral vermiş.

İşçi Partisinin kurucusu ve şu an Brezilya Devlet Başkanı olan Luiz Inácio Lula da Silva düzenlenen etkinliğe katılamasa da, Sao Paolo senatörü Eduardo Suplicy ile penaltı atmışlar karşılıklı.

Geliri yoksul insanlara bağışlanacak bir de maç yapacak Zizou; kendisi gibi emekli olmuş eski Brezilyalı Aldair, Marcio Santos, Mauro Silva gibi oyuncularala.

Bu arada söylemedenm geçemeyeceğim Zidane'ın sırtındaki ceketi çok beğendim. Adidas mağazalarında gören, bulan ya da elinde XL beden olan varsa haber versin :)

Etiketler: ,

Ceni ve Marcos



Brezilya'da bayrak adam bulmak, hele hele başarılı olanını bulmak çok zordur. Bu çaptaki oyuncular ya Avrupa'ya gider ya da kendisine daha fazla para veren başka bir yerel takıma. Kısacası oyuncu sirkülasyonu hayli fazladır.

Kaleciler Ceni ve Marcos bu yüzden çok değerliler. Ceni 18 senedir Sao Paolo forması, Marcos da 16 senedir Palmeiras forması giyiyorlar. Fakat Ceni'nin oynadığı maç sayısı Marcos'un 2 mislinden fazla. Ceni 788, Marcos ise 361 kez forma giymişler takımları için.

Bu akşam da karşı karşıya gelecekler.

Maç da hayli önemli iki takım 1 puan farkla klasmanda 5 ve 6. sıradalar ve galip gelen takım bu hafta berabere kalan Corinthians'ı geçip 2. liğe yükselecek.

Etiketler: ,

Şişe









Geçen sezon Kral Kupası maçında Juande Ramos nasibini almıştı Ruiz Lopera'nın şişesinden, bu kez Atletico Bilbao kalecisi Armando. Betis'e karşı deplasman galibiyeti almak istiyorsanız şişeyi göze almak şart.

Ruiz Lopera geçen seneki Ramos hadisesinden sonra 3 maç kapatılmıştı, bu kez sanırım daha ağır bir ceza gelecek. Maç bu hadiseden sonra ( 72. dakika ) hakem Gomes tarafından oynatılmadığı için Betis'in hükmen mağlubiyeti zaten kaçınılmaz.

Etiketler: