28 Haziran 2008 Cumartesi

Portsmouth Dockland Stadium



Alexander Gaydamak'ın sahipliğinde tepeye oynamaya başlayan Portsmouth'un yeni stadı bu resimdeki. Stadın yapımını Allianz Arena ve 2008 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak Beijing Stadı'nı da yapan Herzog & de Meuron üstleniyor. Horsea Adası'nda okyanusa nazır ve toplam 36,000 kapasiteli olacak stadın maliyeti 600 milyon £ yani neredeyse 1,2 Milyar $. Buna stadın olduğu kampüsün içerisindeki 10,000 kişilik eğlence ve şov merkezi de dahil. O merkezin içerisinde İngiliz Deniz Kuvvetlerine ait bir de dalış merkezi de olacakmış. Proje için öngörülen bitiş tarihi 2011.

Bir futbol stadı için en fazla ne kadar harcandı bilmiyorum ama sanıyorum bu en pahalılarından biri. Rus milyarderin bile finanse edebileceğinden fazla. Peki nasıl oluyor da yapılıyor ? Galatasaray'ın revize edilmemiş ilk Seyrantepe projesindeki yöntemle. Mevcut stadın olduğu araziye 750 konutluk bir site inşa edilecek, oranın satışından gelecek gelirle yeni stadın maliyetini amorti edecekler.

Etiketler:

Yüzde 55



Michel Platini'nin G-14+4 yapılandırmasını revize ederek UEFA ile bütünleştirmesinden sonra Avrupa futbolu için aldığı ilk yapısal karar bu. Ne zaman hayata geçecek, detayları ne olacak bilinmez ama bundan sonra Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası'na katılacak takımlar için liglerinde edindikleri klasmandan sonra ilk şey, gelirlerinin yüzde kaçını oyuncu maaşlarına ayırdıkları. Rummenigge'nin açıklamasına dayanarak bu rakamı % 55'i aşamayacağını anlıyoruz. Yani 100 milyon $ geliri olan bir kulüp oyuncu maaşlarına en fazla 55 milyon $ ödeyebilecek. Amerikalıların her türlü spor organizasyonunda uyguladıkları bir yöntemdir bu maaş üst limiti uygulaması. Karşılığında denk, rekabetçi ligler elde ederler. Parası olan da düdüğü bir yere kadar üfler. Abramovich sanırım bu karardan en çok zarar görecek isim olacak. Zira 190 milyon sterlin dolaylarındaki gelirin yaklaşık % 70'i yani 133 milyon sterlinini maaşlara ayırıyorlar. Platini bir de CL ile UEFA Kupasında dağıtılan ödül paralarını ve sıralamaya etki eden katsayıları düzenlerse tadından yenmeyecek.

Etiketler:

Burak Yılmaz Ne Oynar ?



Hoca konusunda alınabilecek en kötü risklerden biri olan Luis Aragones'in ardından transferde de bana göre karavana atmaya devam ediyor Fenerbahçe. Emre gibi müzmin sakat bir oyuncudan sonra Burak Yılmaz alındı. Nesi öne çıkar, neyle tanımlarsınız Burak'ı ? Mesela çok mu iyi şut çeker, çok mu iyi pas verir, çok mu iyi kafa vurur, çok mu tempoludur, çok mu hızlıdır, süper pozisyon mu alır ? Hiçbirşey diyemiyorum. Sadece genç ve yeteneği var. Aragones ne kadar uğraşır yetenek işlemekle, hiç. Üstelik bu tür oyunculara karşı kırıcı da olabildiği gibi, olmuş adam ister. Tigana gibi bu konuda ün yapmış bir teknik adam ile dahi bir üst seviyeye çıkamadı üstelik Burak Yılmaz. Peki nerede oynar Burak Yılmaz ? Santrfor değil, sağ açık değil, sol açık değil, ortasaha değil. Amiyane tabirle ne emmeye ne de gömmeye geliyor. Santrfor arkası free role, yani serbest oyuncu ona en uygun yer gibi. Deivid var zaten öyle oynayan Fenerbahçe'de. Ama Allah'ı var sahada çok şık duruyor, Kemal Aslan ile birlikte sezon öncesi ürün tanıtımlarında da çok iş yapar. Yine de hayırlı olması ve utandırması dileğiyle...

Etiketler: ,

Pedro Oldoni



Brezilya'daki transferler de Avrupa'ya endeksli. En büyük hareketlilik Avrupa'nın transfer sezonları açık olduğu zaman yaşanıyor. Şu an ulusal lig devam etmesine rağmen birçok oyuncu Avrupa'ya transfer oldu ve artık Brasileirao'dan ziyade transferler konuşuluyor. Flaş sayılabilecek söylentiler Diego Luis Santo'ya olan Arsenal, Hernanes'e olan Barca ilgisi. Henrique ise Barca'ya transfer oldu bile.

Pedro Oldoni böyle manşetlerde değil ama Avrupa'ya fiziğiyle ve tekniğiyle uyumu en kolay olacak santrforlardan biri. Pivot pivot diye arananlar için biçilmiş kaftan. Henüz 22 yaşında, 191 boyu var. Washington ile Hakan Şükür'ün formda dönemlerinin karışımı bir stili var. Oyunun her zaman içerisinde, ortasahasıyla bütünleşip onlara havadan ve yerden duvar olarak hücumların başlamasına yardım ediyor ve gerektiğinde çizgilere çıkıp topda taşıyarak alan yaratıyor. Hiç beklemediğiniz bir anda da cezasahasında biterek gol çıkarabiliyor. Boyu sayesindeki hava topu etkinliğini filan bir yana bırakıyorum, inanılmaz fırsatçı. Dönen toplarda, karambollerde hep doğru yerlerde ve hep olması gerektiği kadar çabuk. Gol vuruşları net, gol yüzdesi yüksek. Fizik gücü ve dayanıklılığı ile de Avrupa'nın her ligine uyum sağlayabilecek bir isim Pedro Oldoni. Yazılıp çizilenler doğruysa ve Betis alırsa daha fazla izleyebileceğiz.

Etiketler: , ,

Henrique



Coritiba'nın geçen sene Serie B'den Serie A'ya çıkışındaki en büyük payı 3 oyuncuya biçtiler. Keirrison, Pedro Ken ve Henrique. Keirrison takımın hücumunu, Pedro Ken ortasahasını, Henrique ise savunmasını yönetiyordu. Çok iyi bir kesici olmasının yanı sıra, topla da iyi bir oyuncudur. Haliyle Palmeiras'ın hocası Luxemburgo Henrique'yi havada kaptı 2 milyon € karşılığında. Bu parayı da kulüp veremediği için sponsorlarına ödettiler. Daha Palmeiras ile doğru dürüst maç oynamadan Heitinga'nın yerine Ajax'a alınacağı yazılıyordu ama 10 milyon € transfer bedeliyle Barcelona aldı 22 yaşındaki stoperi.

Onu Palmeiras'a alan şirket tam 4 kat kar ederken, taş atıp da kolu yorulmayan Palmeiras da transfer bedelinin % 20'si olan 2 milyon avroyu alarak, kendileri için çok önemli bir kaynak kazandılar. Bu arada belirtelim Henrique Palmieras ile sadece 5 maça çıktı ve 1 gol attı. Romalı Juan sakatlanınca Brezilya Milli Takımı'na da alındı ve yazın Olimpiyatlarda forma giymesi kesin gibi.

Etiketler: , ,

27 Haziran 2008 Cuma

Lampard Inter'de



Mourinho ilk adamını aldı Inter'e. Frank Lampard seneliği 7,3 milyon € karşılığında, 4 yıllığına Interli. Chelsea'nin kazancı ise 9 milyon €. Mancini'nin geçen sene epey şans verdiği Portekizli Pele ve Şilili Jimenez'den birine kiralık yolu gözükmüş oldu böylece. Scolari'nin Deco mesaisi de daha bir hızlanır artık.

Etiketler:

Önemli Olan Gelişmek



"Zor olacağını biliyorduk ama önemli olan kazanmaktı, bunu başardık. Bundan sonra önümüzdeki maçlara bakacağız." Türkiye'de aşağı yukarı her maçtan sonra, her yaş grubundaki futbolcunun verdiği, klişe demeçlerinden biridir. En önemli olandır kazanmak. Kulüplerimizin resmi sitelerinde miniklerden PAF ligine kadar her türlü galibiyet haberi verilir, şampiyonluk kutlanır. Yöneticiler, aileler, teknik adamlar vs... hemen hepsi için oyuncuların ne oynadığından ziyade ne kazandığı önemlidir. Ondan sonra da neden altyapıdan futbolcu gelmiyor denilir. Bu belki sadece Türkiye'nin sorunu değil, tüm ülkeler için geçerli ama kontrolü en çok kaybedenlerden biriyiz biz. Buna rağmen 8 Yaş Altı Liglerde puan tabelasını yasaklayan İngilizler oldu. Kazanma psikoloji ve baskısından sıyrılıp çocukların futbollarını, yeteneklerini ve teknikleri geliştirmesi için böyle bir karar alınmış. Çocuklar yine maçlarını yapacaklar ama bundan böyle puan ve sıralama olmayacak. Hasan Doğan'ın kulakları çınlasın.

Etiketler:

Okocha'dan Veda



2007-2008 sezonunun devre arasında, Fenerbahçe'de bırakmasını hayal ettiğimi dile getirmiştim, fakat beklediğimden çabuk bıraktı Jay Jay futbolu. Amokachi, Kanu, Yobo, West, Babayaro, Muntari, Kalou, El Hadji Diouf, Kallon, Radebe, Toure, Ikpeba, Traore gibi oyuncuların sırtında, Nijerya Karması ile Dünya Karmasının yaptığı bir jübile maçında 20,000 kişinin alkışlarıyla veda etti yeşil sahalara. İsmi de Nijerya'da Delta Eyaletinde bir stadyumda yaşatılacak bundan böyle Jay Jay Okocha'nın.

Etiketler:

Johan Elmander Bolton'da



Anelka'yı Chelsea'ya sattıktan sonra ciddi gol sorunu çekiyordu Bolton. Abramovich'in paralarını kullanmak yerine Portekizli Vaz Te'yi takıma adapte etmeye çalıştılar ama o da tutmayınca transferi yaptılar sonunda. Benim çok daha büyük bir kulübe gitmesini beklediğim İsveçli Johan Elmander'i, Daniel Braaten + 9 milyon £ olduğu düşünülen bir bedelle Reebok Stadium'a çıkaracaklar yeni sezonda.

Etiketler:

Kirli Kupalar



İngilizlerin övünebilecekleri tek uluslararası başarı 1966 Dünya Kupası. Onda da Azeri hakem, çizgiyi geçti geçmedi derken daha çok konuşuldu. Bu yetmezmiş gibi bir başka şaibe iddiası daha atıldı dün. Eski FIFA Başkanı Joao Havelange 1966 ve 1974 yılında düzenlenen kupalar hakkında şike iddiası attı ortaya.

Senaryo şu: Zamanın FIFA başkanı Sir İngiliz Stanley Rous Dünya Kupalarını ev sahibi takımların kazanması ve kendi istediği finalistler için etik olmayan bir organizasyonda bulunur.1966'da İngiltere - Almanya finali için iki takımın çeyrek final maçlarına talimatla Alman ve İngiliz hakemler atar. Alman hakem Rudolf Kreitlein çeyrek final maçında Arjantinli Rattin'i kendisiyle tartıştığı için 35. dakikada oyundan atar. İngilizler maçı 1-0 alırlar. Kreitlein o maçtan sonra hakemliği bırakır. En büyük rakip Brezilya'nın 3 maçındaki 9 hakemin 7'si Alman ve İngiliz olur. O hakemlerden biri olan Kurt Tschenscher Pele'nin etkisiz kalması için gereken tek şart olan sakatlığın oluşmasındaki sert oyuna göz yumar. Pele sakatlanır, Brezilya Eusebio'lu Portekiz'e elenir.

1974 için de benzer iddaa var. Son şampiyon Brezilya yine Alman hakem Kurt Tschenscher'in yönettiği maçta bu kez Hollanda'ya yenilerek elenir. Finalde ise ev sahibi Almanya Hölzenbein'in cezasahası piyesiyle Hollanda'yı yenerek şampiyon olur. Aslında gayet başarılı bir senaryo ama arada 1970 var. Havelange buna da bir açıklama getirebilse Cihan Oskay'ın maskeli toplarından fazla satacağı kesin.

Havelange bir yana bu türden iddaalar başka yıllar için de mevcut. Mesela Arjantin'in darbeci askeri yönetim nezaretinde kazandığı 1978'de doping yaptığı ve Peru'yu Arjantin doğumlu kalecinin bağlanarak 6-0 yendiği; yine aynı sene Avusturya'nın Almanlara bilerek 1-0 yenilmesi ve Cezayir'in geri saf dışı kalması, 1954'te Mighty Magyars'ı finalde yenen Almanların soyunma odalarında bulunan şırıngalardan ötürü doping yaptıkları iddaaları bunlardan sadece birkaçı.

Hepsi doğru bile olsa neye yarayacak ki ?

Etiketler:

Ronaldo Kanpanyası




Madrid basını yaza yaza getirecek Cristiano Ronaldo'yu. Sürekli sıcak tutmayı başarıyorlar transferi. Bu kez İngiliz tabloidlerini kullanmışlar. Anası, babası derken İspanyol sevgilisi Nereida Gallardo'yu da sokmuşlar araya. Başkan Calderon ve teknik direktör Schuster'in de yaşadığı Madrid'in Morajela bölgesinde ev bile tuttuğu söyleniyor Portekizlinin. United ise Ronaldo'dan planlandığı gibi 10 Temmuz'da kampa katılacağına dair söz almış. Söz senettir lafı çok geride kaldı artık. Ronaldo'nun menajeri Jorge Mendes kafaya takmış bir kere oyuncuyu götürmeye.

Etiketler:

Siesta, Flamenko, Gol



Ruslardan daha fazlasını bekliyordum doğrusu. Hollanda maçındaki oyun ya da yarı finale çıkmalarıyla da ilgisi yok bunun. 4-1 yenildikleri ilk maçın maçın ilk 30 dakikasını daha uzun bir süreye yayacaklarını düşünmemdi tek sebep. 10 dakika bile oynayamadılar o futbolu. Arshavin'in kaybolması bir yana, Rusya'yı esas etkisiz kılan Zhirkov'un Sergio Ramos karşısındaki her mücadeleyi kaybetmesiydi ve elbette İspanyol ortasahası.

Xavi ile Iniesta zaten Barcelona'dan tanışıyorlar. Deco yerine de belki ondaa daha iyi olan Silva'yı koyunca 3 sene önceki öldürücü Barcelona ortasahasını izler gibi olduk. Kupayı da kaldırırlarsa sadece Aziz Yıldırım'ın Aragones hamlesindeki elini güçlendirmiş olmayacaklar, aynı zamanda klasik olacaklar tıpkı İspanyolların 3 meşhuru gibi. İspanya'ya dair üç şey sayın desem sokaktaki adama siesta, flamenko ve boğa güreşi cevapları dışında pek az yanıt gelir sanırım. Siesta ve flamenkoyu 3 gün boyunca yine yapacak İspanyollar ama güreşecekleri boğa en az kendileri kadar aç ve moralli Almanya olunca bir çifte ihtimali de yok değil. Umarım Torres ok gibi bir şutla golünü atar, matador Aragones galip ayrılır da ablanın doyumsuz sevincini izleriz Almanların bira dolu kutlamalarının yerine.

Etiketler: ,

26 Haziran 2008 Perşembe

Wenger Usulü



Yenilik yapmak, o yenilikten hemen verim almak zor zanaattir. Hele futbol gibi takım performansı gerektiren bir alan ise söz konusu olan. Arsene Wenger yeniliği rutin hale getirdi artık. Belki bu yüzden öldürücü atışı yapamayabiliyorlar, en büyük olamıyorlar ama tecrübeli ya da genç farketmeksizin en gözde oyuncularını kaybettiği halde hep üst düzey kalabiliyor Arsenal. Vieira ve Henry gibi iki kıdemli süperstarın gidişinde bile sendelememişlerdi, Wenger usülü gençlik aşısı sayesinde. Bu sene de Flamini'den sonra Hleb'i kaybetmeleri olası ama Wenger hemen önlemini aldı Aaron Ramsey ve Samir Nasri'yi kapatarak. Muhtemelen Adebayor da Barcelona'ya gidecek ve hiç şüphem yok oranın da adamı da hazırdır. Bu adam, Nuri Şahin'in parladığı turnuvanın altın ayakkabısı Meksikalı Carlos Vela olabileceği gibi bambaşka bir isim de olabilir. Peki nasıl bu kadar çabuk ve isabetli olabiliyor ?




Steve Rowler sayesinde. Arsenal'in oyuncu izleme ekibinin başındaki adam Rowley. Arsene Wenger'in gelişiyle birlikte müthiş bir ağ kurdular Dünya çapında. Sadece İngiltere içerisindeki profesyonel scout sayısı 12. Yurtdışını da belirledikleri alanlarda izleyen kendi çalışanları var. Herhangi bir aracı ya da menajer değil, kendi personelleri. Mesela Sandro Orlandelli. Brezilya'yı tarıyor yardımcıları Pablo Budner ve Everton Gushiken ile birlikte. Bu sene Brezilya Serie A'ya çıkan Portuguesa'nın santrforu, Diogo Luis Santo'nun peşindeler 2 yıldır. Denilson ve bu sene alınıp Salamanca'ya kiraya verilen Botelho'yu o getirdi. Bobbey Benneth tam 8 yıldır İskandinavya'yı tarıyor.



Danimarka'nın bel bağladığı santrfor Nicklas Bendtner'i 16 yaşında aldı getirdi Arsenal'e. Sonrasında Birmingham'a kiralık ve şimdi kadroda düzenli olarak yer bulan kalburüstü bir santrfor. Fabregas ve Reyes'i izleyip getiren Francis Cagigao. Van Persie'yi getiren Peter Clarke. Daha sürer gider. Hiçbirini ilk Wenger izlemiyor. Wenger son kararı veriyor. Yarın belki de bir başkası verecek ama Wenger'in bıraktığı bu miras belki de alınan bir çok kupadan daha değerli.

Etiketler:

Denge



Buraya kadar alınan galibiyetlerin, geçilen turların arkasına futbola dair birşey koyamadık. Hep mucize, yürek, hırs ile anıldık; oysa Almanya maçını kazansaydık başka türlü anılacaktık. Futbol oynayan, hücum oynayan Türkiye olarak. Ama olmadı. Eskiden hayat bilgisi derslerinde söylenirdi doğada herşeyin kendi içerisinde bir dengesi olduğu. Futbolun da öyleymiş, başka türlü açıklayamıyorum. Çünkü oynamadan kazandıklarımızı, oynadığımızla kaybettik.

Etiketler: , ,

24 Haziran 2008 Salı

Dunga'nın Dudakları



Elinde çok zengin ve bildik Brezilya futbolunu oynayacak tonla oyuncu var Dunga'nın. Buna rağmen Gilberto Silva, Josue ve Minerio gibi 3 defansif ortasahayı ve ABD 94 benzeri bir oyun anlayışını tercih ettiği için çok eleştiriliyor. Haksız da değiller hani. Tatsız, verimsiz bir Brezilya izliyoruz göreve geldiğinden beri. 2010 elemelerinde de aynı keçiboynuzu oyun devam ediyor. Son Arjantin maçındaki dudak okuma hadisesiyle iyice alevlendi tartışmalar. Adriano, Robinho ve Baptista için yardımcısı Jorginho ile giriştiği eleştirel diyaloglar hayli ilginç. Ama asıl bomba Arjantinli Heinze için Jorginho'ya sorduğu "
o savunma oyuncusu mu ? " sorusu. Jorginho'dan gelen cevap ise "bilmiyorum". Gözü hala savunmacılarda yani Dunga'nın. Eğer Olimpiyat altını gelmezse basının ilgisi Dunga'dan ziyade Teixeira'nın dudaklarına kayacak. Luxemburgo da hazırkıta bekliyor.

Etiketler: ,

23 Haziran 2008 Pazartesi

Amara Diané



Fildişili Amara Diané'nin Galatasaray'a transfer olacağını çok emin bir dille yazmış Le Parisien. Bu sene PSG'nin küme düşmeme maçında attığı 2 gole rağmen Le Guen onu seneye takımda düşünmüyor. Oyuncunun 8-10 milyon avro civarında konuşulan bonservisiyle şahsen Premier Lig yolcusu olduğunu düşünüyordum ama yıllık ücret konusunda pürüzler kaldığı yazılmış Le Parisien tarafından. Bu bonservisle mali durumu aşikar olan Galatasaray onu alabilir mi diyeceksiniz. Sanıyorum iki tarafın da birbirin istememesinden ötürü hayli düşecek bu bonservis.

Beğendiğim bir adamdır. Galatasaray'ın oyun anlayışına da uyar Nonda ile birlikte oynarsa. İyi driplingi olan, kolay adam geçen, sprinter ve mücadeleci bir tarzı vardır. Gol konusundaki verimliliği de zaman zaman tatminkar olabiliyor Fildişi'nin oyuncu fabrikası olan ASEC Abidjan kökenli, 25 yaşındaki oyuncunun. Milli Takımda da oynamaya başladığını da ekleyelim.

Etiketler: ,

Rus Zico



Avrupalılar "yeni x" yaratmaya bayılırlar ama söz konusu Brezilyalılar ve idolleri ise bu tavır kızgınlığa yol açmaktan başka birişe yaramaz. Çok enderdir futbol idollerini başka oyunculara benzettikleri anlar. Arshavin bu övgüyü almış bugün Brezilya basınından. Rus Zico demişler kızıl yanaklıya. Seneye hangi top-class takımda göreceğiz bakalım. Hernanes, Moutinho ve Hleb'den eli boş döneceğe benzeyen Barcelona en güçlü aday gibi.

Etiketler:

Mourinho'nun Adamları



Eski takımından yeni takımına oyuncu transfer etmeyi seven bir adamdır Mourinho. Leira'dan Porto'ya giderken birçok oyuncu götürmüştü Nuno Valente başta. Ricardo Carvalho ve Paulo Ferreira da Porto'dan Chelsea'ye gelmişti. Şimdi de herkes onun Drogba'yı Inter'e getireceğini konuşuyor ama sürprizi sever seçilmiş kişi. Onun tercihi, eğer dedikodular doğruysa, Porto ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandığı sezon, Derlei'nin sakatlanması üzerine Fluminense'den aldığı Brezilyalı Carlos Alberto olacak. Şu an Werder Bremen'in oyuncusu C.Alberto ve dikiş tutturamadığı için Botafogo'ya kiralık verildi. Mourinho onun tekrar diriliş umudu olabilir.

Luis Lorenço'nun kitabında Mourinho'nun şu sözleri aktarılmış oyuncu hakkında.

"Hem Portekiz'de hem de yurtdışında oynayabilecek bir futbolcuya ihtiyacım vardı. Maciel Avrupa maçında Leira ile sahaya çıktığı için bizimle oynayamazdı. Araştırma Departmanı'ndan Luis Gonçalves Fluminense'de oynayan Carlos Alberto'yu görmek için Brezilya'ya gitmemi tavsiye etti. Karar vermek için tek maçını izlemem yetti"

Etiketler: ,

22 Haziran 2008 Pazar

Futbol, Bilet, Biber Gazı



Fluminense 20 küsür sene sonra ilk kez Copa Libertadores'e katılmaya hak kazandı. Ve bu kupayı öylesine önemsediler ki Brezilya Serie A'da sonuncu durumdalar fakat Libertadores finaline çıkmayı başardılar. İlk finalleri olacak, yıllar boyunca ezeli rakipleri Flamengo'ya karşı bu alanda yaşadıkları ezikliği üzerlerinden atma fırsatı yakaladılar. Rakipleri de kendileri gibi ilk kez final oynayacak olan LDU. İlk maç 25 Haziran'da 95.000 kişilik Maracana'da oynanacak ve bilet satışı eski tribüncülerden dinlediğimiz sabahlama dönemlerini kıskandıracak seviyede. Şenlikli başlamışlar geceye Flu taraftarları. Tezahüratlar, danslar, meşalaler derken sabahı etmişler kuyrukta.



Sonrası ise tam bir kepazelik. 3 saatte bitmiş koskoca Maracana'nın biletleri. Taraftar delirmiş. Kimi yerinde kimiyse kulübe giderek protestoya başlayınca polis müdahale etmiş. Kullanılan teçhizat yıllarının copu bir yana göz yaşartıcı bomba, plastik mermi ve biber gazı. Sözü bu noktada 23 yaşındaki Fluminense taraftarı Bruno Araujo bırakıyoruz. "Sene boyunca tüm maçlara gidiyoruz, sadece kulübün lisanslı resmi ürünlerini satın alıyoruz, karşılığında bunu alıyoruz"

Ne kadar tanıdık değil mi ?

Etiketler: ,

Rus Balesi



Turnuvanın en underrated takımı Rusya şu ana kadar. Daha önce de dediğim gibi turnuva sürprizini onlardan bekliyordum ve yaptılar da. Bizim ki gidiş yolundan daha çok ses getirdi belki ama hem futbol olarak hem de sonuç olarak en sansasyonel takım durumundalar.
Üçü gol olan tam 24 şut attılar Van Der Sar'ın koruduğu kaleye. Ceza sahasına bu kadar korkusuz ve rahatça akan, üstüne orada adeta dans bir takım uzun süredir görmemiştim. Arshavin önderliğindeki Ruslar, Zico'nun 82 yılındaki Brezilyasındaki gibiydi. Ayaklarına sağlık...

Etiketler: ,