Chelsea 2 - 1 Hull City
Premier Lig'in açılış maçı tahmin ettiğim gibi hızlı başladı. Savunmasını ceza sahasının hemen önünde kuran ve ortasahasıyla da baskı yapmayan Hull City'nın ceza sahası etrafında Drogba at koşturdu. Yakaladığı iki pozisyonda ayağını yatırabilse ilk 5 dakika sonunda 2-0 galip olabilirlerdi. Oysa Drogba çerçeveyi bulamadı.
Hull City maçın başında yaşadığı bu tökezlemenin ardından toparlandı. Savunmasını biraz daha ileriye çıkardı, 2. bölgede en uçtaki Folan'ın da katılımıyla Chelsea ortasahası ve savunmasına rahat top kullandırmadılar. Boateng'in liderliğinde de ileriyi zorlamaya başladılar. Oyun dengelenmekle kalmadı, temponun direksiyonu da Hull City'nin eline geçti. İlk 5 dakikalık baskıdan sonra oyun 30 dakika böyle geçti. Hull üretkenliği düşük bir takım. Boateng dışında oyunu iyi okuyabilen bir oyuncuya sahip değiller ama taktik disiplinleri ve mücadele azimleri sayesinde oyuna tutunuyorlar. Bu bağlılık sayesinde Chelsea savunmasının uzaklaştıramadığı bir topu değerlendirerek 28. dakikada Stamford Bridge'ın hepbir ağızdan yuhaladığı Hunt ile öne geçtiler.
Oysa küçük takımların büyük takımlara karşı öne geçmesi değil, o golü getiren oyunu genele yaymaları ve skoru aynı alışkanlıklarla koruyabilmeleri esas mesele. Hull ise golden sonra maçın başındaki görüntüsüne geri döndü. Doğal olarak da Chelsea'den dayak yemeye başladılar. Hunt ve Mendy tehdidi sayesinde Chelsea'nin oyunda pek gözükmeyen iki kanat beki, oyunu zorlamaya başladı. Bilhassa da Bosingwa. Hem organize hem de yoğun geldiler. Birçok tehlike üretilmesine rağmen gol Drogba'nın frikikteki ölü yaprak vuruşundan geldi. Chelsea durmadı, devre sonuna kadar aynı baskıyı sürdürdü ama 2. gol gelmedi.
Bu baskı ikinci devrenin başında yapılan Ballack - Mikel Obi değişikliğiyle daha da arttı. Mikel Obi fiziksel olarak kusursuz bir oyuncu. Mücadelesi, devamlılığı ve tekniğiyle de bunu destekliyor. Ve savunmanın önündeki ilk oyuncu profiline bu açıdan tam bir uyum gösteriyor. Fakat o bölgenin adamının oyuna çok hakim olması ve oyunu iyi okuması lazım. Sahip olduğu niteliklerin sahaya tam olarak yansıması için bu şart. Oysa Mikel'de o zeka yok. Chelsea'nin yediği golde topu uzaklaştığı yer orada oynayan oyuncunun en son yapacağı şey olmalı. Sadece bu da değil kusuru. Savunmanın arasına çok giriyor, zamanında çıkamıyor ve kompakt olmaktan uzaklaşıyor Chelsea. Ayrıca takımın hücumdaki hızını da törpülüyor.
Ballack'ın girişiyle Essien ve Ballack o bölgeyi değişmeli olarakdaha iyi doldurdular ve ileride daha çok gözükerek takımın hücumdaki tempoyu arttırdılar. Beklerin de devrenin ilk 15 dakikada açık gibi oynaması oyunun uzun süre Hull City cezasahasında gözükmesini sağladı. Anelka iki net gol kaçırdı, Lampard ve Drogba da önemli pozisyonlardan yararlanamadılar. Uzaktan atılan şutlar da cabası. Yine de bu yoğun baskının harcı 4 pozisyon değildi. Chelsea'nin çok daha üretken olması lazımdı, olamamalarının sebebi Lampard'ın henüz forvet arkası rolüne alışamamış olması.
Lampard eski rolünde iki cezasahası arasını domine ederek oynuyordu. Oyunun hep içindeydi, Chelsea'yi ileriye iten adamdı ve bunu topla çok daha geniş bir alanda yapıyordu. Şimdi topun kendisine gelmesini bekliyor. Gelmediğinde oyundan kopuyor. Üstelik oynadığı mevki daha dar ve daha ince işler yapmaya zorlayan bir mevki. Doğru zamanda doğru yerde topla buluşup çok hızlı karar vermesi lazım. Henüz olması gerektiği gibi yapamıyor. Ancelotti bu soruna çözüm getirmek için 70.dakikada Deco'yu oyuna aldı, Lampard'ı da Malouda'dan boşalan sol içe çekti. Maçın sonunda Drogba'nın attığı maç kazandıran golü direkt etkileyen bir değişiklik oldu. Moral veren bir galibiyet.
Chelsea ve Ancelotti sezonu böylece iyi açtılar. İstatistik kağıdındaki 32 şut ve 38 kanat bindirmesi muhteşem ama verim yerlerde sürünüyor. Kendileri gibi oynamaya çalışan takımlar karşısında işleri biraz daha kolay olacaktır. Velakin 4-1-2-1-2 değişmeyecekse, Lampard rolüne alışana kadar, bilhassa da böyle cezasahasının önüne duvar ören takımlara karşı üretkenlik sorunu çekmeye devam edecekler gibi. Telafisi için beklerin daha fazla oyuna katılması şart. Dizilişin gereklerinden biridir zaten. Hem FA Community Shield hem de bu maçta Bosingwa - Cole ikilisi kopuk kopuk gelebildiler. O yüzden de 20-30 arasından attıkları şutların insafına kaldılar. Ne zaman bu ikili hücuma katıldı chelsea başka bir oyun oynamaya başladı. Maçta atılan goller mükemmeldi. Sezon öncesi hazırlıklarından bu yana izliyorum ve Drogba şu an yeryüzünün uzak ara en formda santrforu. Bu maçın da adamı.
Hull City'nin 4-3-3'ü etkili oynayıp, bu ligde kalabilmesi için Marney'i Boateng ayarında bir ortasaha oyuncusu ile değiştirmesi lazım. Boateng bu kadar uzun süre bu takımı taşıyacak kadar sağlam sinirlere sahip bir adam değil. Savunmanın hemen önünde oynayan Olofinjana ise kendi kalibrelerine göre iyi bir transfer. Stoper oynayan Turner'ı da çok beğendiğimi belirteyim. Hem uzun hem de çabuk. 26 yaşında. Biraz araştırdım ve genel formu da bu seviyelerde. Stoper arayanlara duyurulur.
Etiketler: Futbol