UEFA Avrupa Ligi Kuraları
İlahi midir, yoksa gizli eller mi ayarlıyor bilemiyorum; ama futbolun da kendi içinde bir dengesi olduğu kesin. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın grup kuraları tahminlerin ötesinde iyiydi. Kuraya birinci torbadan girmedikleri halde 5 büyük ligden bir takım çekmediler. Birinci torbanın da kağıt üzerinde en kolay takımlarıyla eşleştiler. Tahmin edilenden çok daha iyi puanlarla, maçlar daha bitmeden liderliği garantilediler. Yeni rotalarında ise organizasyonun kağıt üzerinde en güçlü takımlarından birkaçını ziyaret etmek zorundalar. Atletico Madrid - Everton/Sporting Lizbon ve Lille OSC - Urziceni / Liverpool güzergahı yarın ki gazetelere lokum, şeker vb. başlıklar attıracak kuralar değiller.
Şubat ayına kadar hem Lille hem de Fenerbahçe'de şimdiki durumlarında olmayacağından taktik, teknik ahkam kesmek yersiz olur. Daha genel bilgiler geçelim.
Lille bir sanayi şehri. Belçika sınırında, Fransa'nın kuzeyinde. Köklü bir futbol gelenekleri yok belki ama 7-8 yıldır Fransa'nın en istikrarlı takımlarından. Şimdilerde Lyon'un boynuna ilmiği geçirmek üzere olduğu Claude Puel ile 6 sene boyunca Avrupa kupalarına düzenli olarak katılıp, gelenek sahibi olmaya başladılar. İyi bir şablon takımı oldular. Şampiyonlar Ligi'nde Manchester United'ın önünde gruptan çıkmışlıkları var. Altyapısı ve gözlemcileri de iyi çalışır. Pascal Cygan, Cheyrou biraderler, Eric Abidal, Mathieu Bodmer, Matthieu Delpierre, Jean Makoun, Kader Keita, Michel Bastos ilk aklıma gelen ve Lille'in parlattığı kalburüstü oyuncular. Lyon'dan iyi ekmek yediler.
Mevcut kadrolarında da önemli oyuncular var. İtalya macerası sönük geçen Tulio de Melo ve Almanya'dan alınan Robert Vittek forvetteki yedek güçler. Esas oğlanlar Gervinho, Frau ve Obraniak şu an Fransa'nın en sıcak hücum hattı. İstim üzerindeler. Şubat ayına kadar kim öle kim kala; ama son 4 haftada Monaco, St. Etienne, Lyon ve Valenciennes'i üstüste koyup 4'lediler. Fransa'da sanıyorum bunu yapabilmiş başka bir kulüp yok. Bu performans felaket başladıkları ve 10-15. sıra arasında gidip geldikleri Ligue 1'de 5.liğe yükselmelerini sağladı.
Hücumdaki bu üçlüye destek ortasahadaki Yohan Cabaye ve Rio Mavuba'dan geliyor. Belçikalı süper yetenek Eden Hazard'ı da rakibe ya da oyunun durumuna göre kullanıyorlar. Beria - Rami tandeminin önünde bu sene transfer edilen Kamerunlu Chedjou oynuyor. Debuchy, Balmont, Dupont ortasaha rotasyonundaki diğer oyuncular. Landreau ve Butelle gibi Fransa futbolunun iki önemli kalecisine sahip olmaları da cabası. Köy takımı muamelesi yapacaklar ağır gelsinler.
Atletico Madrid'i uzun uzun yazmanın lüzumu yok. Neredeyse her hafta izliyoruz. O kadroyla La Liga ve Şampiyonlar Ligi'nde havlu atmış olmaları büyük hayalkırıklığı ama bu kulüp yıllardır ne yapacağı en kestirilemeyen takımlara sahip olmaktan gurur duyuyor gibi. Ekonomileri de iyi değil. Agüero & Forlan'ı sezon başında satmadığına pişman Gil ailesi. Başta Agüero & Chelsea olmak üzere hala talipleri var bu oyuncuların. Bu tür bir değişim Galatasaray için büyük avantaj olur. Rakibin en büyük avantajı bence Vicente Calderon. Orası çıkılması çok zor, efsane bir stad. Skor ne olursa olsun o stadda maçı bırakmıyorlar ve alabildiğine zorluyorlar. Rakibin hücum silahları ve Galatasaray'ın savunması da düşünüldüğünde ilk maçın orada olması bence Galatasaray için dezavantaj.
Hem Fenerbahçe'den hem de Galatasaray'dan gollü maçlar bekliyorum. Fenerbahçe'nin şansı Galatasaray'a göre daha fazla bence; ama turlar ortada. Rakiplerin durumundan bağımsız olarak devre arasında yapılacak bir santrfor transferi Kadıköy'ü, bir stoper takviyesi de Mecidiyeköy'ü öne çıkarır gibime geliyor.