Futbol ve Arjantin iki doğal çağrışım. Kazanmadık kupa bırakmamış ve her ülkeye futbollarıyla kafa tutan bir milli takımları var. Dünya çapında başarılar kazanmış marka kulüpleri ve onlarca uluslararası şöhrete sahip ve Avrupa'ya daha iyi uyum sağlayan futbolcuları var. Tribünleri de parmakla gösterilir ama Arjantin futbolu dendiği zaman aklıma yetenek ve mücadeleden başka bir şey gelmiyor. O yetenek ve mücadeleyi sistem içinde eğiten bir yapı kurulamamış. Ekol olunamamış. Menotti ve Bilardo ile vakti zamanında tarz sahibi olmuşlar ama şablon sahibi olmamışlar. O yüzden sürünüyorlar. Eskiden Maradona gibi olağanüstü bir yetenek ile yürünmüş ama artık bunlar kar etmiyor. Messi, Agüero, Tevez gibi inanılmaz yeteneklerin; Zanetti ve Veron gibi iki liderin olduğu takım hiçbirşey oynayamıyor zira şablon yok.Sözüm ona Brezilya doğaçlama oynar. Rahatlardır ve şablona yatkın değillerdir ama 1970 ve 1994 Dünya Kupaları ile iki büyük taktiksel trendin öncüsü olmuşlardır. Arjantin'in Avrupa'da saygınlığı olan teknik adamlarına rağmen böyle bir geçmişi yok. Bırakın trend yaratmayı kendi ekollerini bile oluşturamadılar. Jose Pekerman döneminde bu yolda önemli adımlar atılıyordu aslında ama Maradona ile başka bir yola girdiler. Avrupalı hocalar Türkiye'deki "elimde sihirli değnek yok" göndermesini David Copperfield ile yaparlar. Maradona'nın böyle deme lüksü de yok. Tanrı'nın eline sahip, reddetse de muamele öyle. Hemen başarı isteniyor. Çıkan kadroyu sahaya dizememek de şaşırtıcı olmuyor haliyle.Baktığınızda baklavalı bir 4-4-2 oynamak derdindeler. En ileride Tevez ve Messi. Forvet arkası Veron, önlibero Mascherano. Güzel, ama sağ iç ve sol iç Datolo ile Maxi Rodriguez. Zico'nun ilk Fenerbahçe günlerindeki Tümer ve Mehmet Yozgatlı canlandı birden gözümün önünde. Açık gibi oynadı bu iki oyuncu sürekli. Mascherano ne akdar küfrettiyse azdır, kırmızı kart görmemesi gerçek bir mucize. Üstüne sol bekte de Heinze stoperi üçledi. Asimetrik, çorba gibi bir takım oldu Arjantin. Bireysel parlamalar dışında birşey üretemediler. İkinci devre Maxi Rodriguez yerine giren Sergio 'Kun' Agüero ile 4-3-3'e evrildiler bir nebze ama Milito - Tevez değişikliğine kadar onun da hakkını veremediler. Ahmet Çakar gibi sesleneyim.Ey Maradona;Bu takım 4-3-3 oynar. İleri üçlüsü Agüero - Milito - Messi; orta üçlüsü sağlamken Gago - Mascherano - Lucho olur. Hazırlık maçlarında Otamendi - Dominguez ile tandem denemeleri yaparsın ama ciddi maçlarda ayakları kopmadıysa şayet Samuel - Burdisso - Demichelis - Coloccini dörtlüsünden ikisini sürersin sahaya. Aksi halde evinde paspas olursun. Bırak şu tişörtün hakkını vermeyi neredeyse Güney Afrika'nın yüzünü göremeyecek takım. Taktik diye ileride pres yapın, rakip çıkarken indirin demeyi en kötüsünden Mesut Bakkal da biliyor ayrıca. Dunga'nın biraz burnu sürtülsün diyordum; ama Amerikan futbolundaki kicker misali duran top kontenjanından sahaya sürülen ve oyunun içinde hiç gözükmeyen Elano'nun iki klas kesmesi yetti koskoca Arjantin'i dağıtmaya. Cücük kadar takım Arjantin, biraz boy takviyesi şart. Andre Santos da vasatın üstündeydi. Topuk yapmak yerine önü açıkken vursaydı unutulmaz olabilir ve değerini katlayabilirdi. Stoper Luisao ise maçın yıldızıydı. Yatacak yerin yok Maradona.Dunga ise dersine iyi çalışmış. Carlos Alberto Parreira'dan iyi feyz almış zamanında. Klasmandaki durumdan ötürü oyunu domine etmek gibi bir zorunlulukları yoktu zaten. İpleri de Arjantin'in eline verdiler. Takım halinde topun gerisinde durarak, sabırlı, sağlam, zaman zaman 4-2-3-1'e dönen klasik 4-4-2'lerini oynadılar. Kapılan toplarda dripling yeteneği yüksek oyuncularla çabuk çıkmaya çalıştılar. Duran topla öne geçtikten sonra bolca bu türden fırsat da yakaladılar ama laubaliliklerinden son hareketi yapamadılar. Neyseki Kaka gibi bir topçu var sahada. Robinho gibi şebeklik değil işini yapıyor. Luis Fabiano'ya pası enfesti, o gol vuruşu da PES oyunununda o kadar rahat yapılmaz. Güle oynaya kazandılar.
Maç umduğum gibi değildi, vasatın bile altında diyebilirim hatta. Oysa sürekli çemkirdiğim Datolo'nun çataldaki ağları alması seyirlikti. Brezilya bu galibiyetle 2010'u garantiledi. Maradona'nın şansı ise devam ediyor. Uruguay deplasmanda Peru'ya yenildi, keza Ekvador da Kolombiya'ya. Dört ayak üstüne düşüp 4.lük klasmanlarını korumaktalar hala ama işleri zor. Uruguay ve Paraguay deplasmanlarına gidecekler. İçerideki tek maç Peru ile. Aşağıdaki pankart da gecenin, hatta elemelerin Arjantin adına özetidir.
Argentina ( 1 ) : Mariano Andújar; Javier Zanetti, Nicolás Otamendi, Sebastián Domínguez, Gabriel Heinze; Maxi Rodríguez (m.46, Sergio Agüero), Javier Mascherano, Juan Sebastián Verón, Jesús Dátolo; Lionel Messi y Carlos Tevez (m.68, Diego Milito).
Brasil ( 3 ) : Julio César; Maicon, Lúcio, Luisao, André Santos; Elano (m.68, Daniel Alvez), Gilberto Silva, Felipe Melo; Kaká; Robinho (m.68, Ramíres) y Luis Fabiano (m.77, Adriano).
Goles: 0-1, m.24: Luisao. 0-2, m.31: Luis Fabiano. 1-2, m.65: Dátolo, 1-3, m.66: Luis Fabiano.
Árbitro: Óscar Ruiz (COL), que amonestó a Lúcio, Kaká, Luis Fabiano, Verón, Ramíres
Etiketler: Dünya Kupası 2010, Futbol