25 Temmuz 2009 Cumartesi

Fenerbahçe 5 - 1 Boluspor



Maçın ilk yarısını kesintisiz izleyebildim. Kağıt üzerinde 4-2-3-1 olan diziliş en ilerideki oyuncu Deivid olunca, sahada 4-6-0 olarak gözüktü. 2 senedir alışmış yüzünü kaleye dönmeye ve ortasaha gibi oynamaya, o yüzden hep ceza yayı ile orta yuvarlağın arasında yüzü dönük top aldı. İlerideki yalnız adam görüntüsü ortadan kalktı. Ortasaha bir kişi fazlalaştı. Fenerbahçe de kaleye yüzünü döndü ve iyi çoğaldı ileride. Dolayısıyla takım hücumda daha iyi yardımlaştı, daha iyi varyete yaptı, daha iyi ve çabuk paslaştı. Epey de şut attı. Semih ve Guiza'nın hazır olmamasından kaynaklanan bu palyatif çözüm Fenerbahçe'nin oyunda dominasyonu sağlamak istediğinde başvuracağı çok iyi bir yol olabilir.

Sağda Kazım hiç görmediğim kadar mücadele etti. Kalitesi çok yüksek değildi ama Gökhan Gönül çıktığında kademesine girmeye çalıştı. Kazım için devrim sayılabilecek bir karakter değişimi bu. Andre Santos ilk maçında büyüledi. Bindirmeleri, driplingi, topu kullanması bir yana Roberto Carlos ile uyumları çok iyiydi. İkisi de bek oynamayı bildiğinden, basketbolda switching denilen yer değiştirme işini hem savunmada hem hücumda çok iyi yaptılar. Roberto Carlos'un da performansı arttı bu sayede. Andre Santos'un attığı goldeki vuruşu çok klastı. O yükseklikten daha çok şutunu ve golünü göreceğiz. Uğur Boral'a da iki tablet uyku ilacı göndermek farz oldu.

Boluspor çok hücum edemedi ancak Fenerbahçe savunmasının arkasına zaman zaman adam kaçırmayı başardılar. Bu kadar hücumcu bir takımın bu sorunu yaşaması normal; ama yine de stoper kalitesini arttırmak zorunda Fenerbahçe. Bilica'nın yanına muhakkak hamle çabukluğu yüksek, nispeten seri bir stoper şart. İsmi geçen Thiago Heleno tecrübesiz ama bu niteliklere uyuyor. İkinci yarı 70'den sona bütün takım değişmiş. Cristian, Mehmet Topuz ve Guiza gibi as takımda oynayabilecek oyuncular oynamış ama izleyemedik bu devreyi. Maçın tekrarını izledikten sonra güncelleriz yorumu. Fakat ilk yarıdaki Fenerbahçe Aziz Yıldırım'ın vaadlerine uyan; dinamik, fizik olarak çok diri, tempolu, iştahlı bir takımdı. Alex dahi hücum prese katıldı. Süreklilik sağlanırsa tribünü bu fiyatlara rağmen doldurur, taraftarını sevindirir, Varol'u da çakırkeyf yapar bu Fenerbahçe.

Etiketler: ,

Brezilya Ligi'ne Bahis Oynamak



Teşvik, paylaşma, azim ve takdir. Blog döngüsünün dört adımı. Sürekliliğini koruması için tek bir adımın dahi eksik olmaması lazım. Teşviği sevgili dostum
Hakiki Tosun Onur Erdem vermişti. Paylaşacak futbol malzemesi zaten çoktu. Yine de paylaştıkça eksilen bilginin yerine yenisini koymak v yazmak lazım. Ne durumda olursanız olun. En yorucu olan kısmı da budur. Bir hevesle başlanan blogların sonunun kıvılcımı böyle çakılır. Son adım ise takdir. Bu olmayınca loop başa dönmez. Dönmeyince yazılar seyrelmeye başlar, sonunda da kilidi vurursunuz. Küçük de olsa şart o takdir. Sizinkiler kocamandı. Hepinize yürekten ve sonsuz teşekkürler. Fuat Akdağ ve Mehmet Demirkol'un Spor Servisi programındaki yorumu işin kreması. Hoşuma gitti elbette, teşekkür ediyorum kendilerine. Oysa bunun önemi benim takdir edilmemden ziyade, blogların Türkiye'nin lokomotif takımlarından birinin yaptığı iki transfer için referans olabilecek düzeye çıkabilmiş olmasıdır. Alternatif değil medyanın ta kendisi olabilmiştir bir kereliğine dahi olsa. Ne yazık ki bunu farklı algılayanlar var. İki yazıyla Brezilya futbolunun gurusu ilan edildik o programdan sonra. Brezilya'da yaşamıyorum, aynı zaman diliminde yaşamıyorum, görsel medyasını takip edemiyorum, yazılı medyayı sadece internete verdikleri kadar izliyorum. Portekizcem okuyacak kadar, o da çok çok ileri seviye değil. Tek yapabildiğim bu seneden itibaren bütün maçları zaman ölçüsünde izleyebiliyor, en kötü ihtimalle arşivleyebiliyor olmam. Sarı yeşil formalarını, estetik oyunlarını çocukken sevdirdi Brezilya futbolu. Alex Bellos'un Futebol kitabıyla merakım daha da arttı. Eski kıtanın modern oyunu bir yana; oradaki doğaçlama oyuna olan merakım ve o futbolu oynayan, tutkuyla izleyen hayatları anlattığım bir yer bu blog. Daha fazlası değil. Bilirkişi meselesine kapılıp, işi elektronik posta ile bahis tüyosu istemeye kadar vardıranlaradır lafım. Israr edeceklere verecek tek tüyom var. Brezilya Ligi bahis oynanacak son lig. Ayda bir hocanın değiştiği, hocalardan habersiz ve sürekli oyuncu transferinin olduğu, şampiyon adayının dahi belirgin olmadığı bir lige sadece 'kaybetmek nasıl bir duyguymuş' diye bahis yapılır derim nacizane. Şampiyonluk sürprizimdi Fluminense. Şu anda sondan birinci ve 19. sırada. Bir halt olmaz dediğim Atletico Mineiro ise lider.

Etiketler: ,

Nilmar Villareal'de



Nilmar'ın Avrupa'yı bir daha deneyeceği geçen seneden belli olmuştu. İtalyanlar çok istiyordu, başta Napoli ve Palermo olmak üzere. Sonra da Wolfsburg ile Almanlar girdiler devreye ama parayı veren düdüğü çalıyor. Rakam resmi olmasa da Brezilya basını 15 milyon € bedelle Villareal'in işi bitirdiğini yazdı. Bu aynı zamanda Villareal'in kulüp rekoru. Nilmar ise senelik 2,1 milyon € alacak. Internacional formasıyla 38 maçta 25 gol attı. Nihat ve Guille Franco'nun ayrılıklarından sonra, Nilmar muhtemelen Villareal'in as oyuncusu olacak. Dunga'nın sadece kadrosuna değil ilk 11'ine girme şansı da artar eğer form tutarsa. Nilmar'ın çekirgesi Taison da fazla durmaz o ligde. Demedi demeyin.

Etiketler: ,

Rosso Come Il Cielo



Bu yaşamda hergün yapabileceğimiz ve yapabildiğimiz için sıradanlaşan binlerce şey var. Kaybetmediğiniz takdirde kıymetinin ve ne kadar muhteşem olduğunun farkına varamadığınız şeyler. Rosso Come Il Cielo onlardan biri üzerine çekilmiş gerçek bir yaşam öyküsü. Görme yetisini kaybeden İtalyan bir çocuk, görebilenlere hayal etmeyi öğretiyor. Bu kadar sıcak, bu kadar çarpıcı, bu kadar akıcı bir film uzun süredir izlememiştim. Yönetmen Cristiano Bortone ve çocuk oyuncu Luca Capriotti döktürmüş. Onlar ne muhteşem görüntüler öyle ayrıca. Hollywood hala sinema yapıyorum sansın.

Etiketler:

Zlatan Ayrıldı, Gider Zamanı



Türklere en çok kim benzer diye sorsalar listenin tepesine İtalya'yı ve Yunanistan'ı koyarım. Inter 4 senedir Serie A'yı şampiyon olarak kapatıyor. Inter hariç bütün İtalyanlar ama Milan ve Juventus yoktu diyorlar. Olduklarında eski güçlerinde değillerdi yorumu geliyor. Bahane üstüne bahane. Sonuncusu da ama Ibrahimovic vardı. İsveçlinin Barcelona'ya gideceği kesinleşir kesinleşmez Fiorentina hocası Prandelli "göreceğiz Mourinho'yu" demiş. Görseler de bu bahane zinciri bitmez. Seneye Kaka yoktu denir. Ferrara çaylaktı denir. İtalya dışından birilerini başarısı hele Mourinho gibi kibirli olanların ki çekilecek dert değil tabi. Postu meşhur takasla bağlayalım. Mourinho memnun takastan. Kendisine göre 100 milyon €'luk bir takas bu ve Eto'o da en az Ibrahimovic kadar değerli. Barcelona'dan gelecek 48 milyon € nakit paranın bir bölümü Cassano transferinde kullanacaklar. Basında geçen rakam 18 milyon €.

Etiketler:

Sözünün Eri Başkan



Lazio bir aydır Goran Pandev ile uğraşıyor. Oyuncu ayrılmak, Lazio 19 milyon € kazanmak istiyor. Napoli, Zenit ve Lyon'un teklifleri bu rakama yaklaşamadı. Pandev'in sözleşmesi seneye bitecekken bu parayı verecek kulüp çıkmaz. Başkan Lotito da farkında, sözleşmeyi koyuyor Pandev'in önüne. Makedon imzalamıyor. Lotito seni yedek kulübesine çivilerim diye nota gönderiyor medyadan ve dediğini de yapıyor. Çin'de oynanacak İtalya Süper Kupa maçı kadrosuna alınmadı Pandev. Corriere Dello Sport'un yalancıyısım. Salı günü resmi olarak açıklanacak Lazio kadrosu.

Etiketler:

Jorge Andrade ve MR Sedyesi



Jorge Andrade 1 sezon önce Juventus antrenmanında o zamanlar dahi helva gibi olan sol dizinden sakatlanıp sezonu kapatmıştı. 1 seneyi doldurdu ama hala MR sedyesinden kalkabilmiş değil Andrade. Yatıran bu kez Malaga kulübü. Portekizli stoperi önümüzdeki sezon oluşturacakları kadro için denemeye aldılar, eskiden paylaşılamazdı halbuki. Bakışlardaki korkuya bakın, hey gidi...

Etiketler:

24 Temmuz 2009 Cuma

Wikipedia'nın Bilmediği Kulüp



Fransa'nın Lille takımının UEFA Avrupa Ligi 3. öneleme turunda oynayacağı takım belli oldu. Sırbistan'ın FK Sevojno takımı. Sırbistan ikinci liginde orta sıralarda mücadele eden bir takım. Geçen sezon oynadıkları Sırbistan Kupası finali onları UEFA Avrupa Ligi'na taşımış. Finali Partizan'a kaybettikleri halde Partizan ligde de şampiyon olunca UEFA Avrupa Ligi'nde oynamaya hak kazanmışlar. İlk turda Litvanya'nın FBK Kaunas takımını 0-0 ve 1-1 biten maçların ardından deplasman golü sayesinde elemişler. Marko Maric kulüp tarihinde Avrupa Kupalarında gol atan ilk Sevojno oyuncusu olarak da tarihe geçmiş bu turda. Fransa'nın önemli futbol dergilerinden SoFoot'un bu takımı tanıtırken kullandığı tabir "Wikipedia'nın bilmediği kulüp". Stad kapasitesini verirken de Wiki'nin İngilizce ve Fransızca sürümlerinin arasında kalmışlar. 2000 - 4350 demişler. Takımdaki bütün oyuncuların isminin -iç ile bittiğini ekleyerek sonlandırmışlar haberi. Sevojno'nun hocası olsam alır yapıştırırım bu küpürü soyunma odasına, 'tanıtın kendinizi koçlarım' derim. Başka türlü kazanma ihtimalleri var mı ki zaten ?

Etiketler:

Lulinha



2007 Güney Amerika U-17 Şampiyonası'nda 12 gol attıktan sonra Brezilya'nın gözbebeği oldu, Avrupa'dan talibi de çok oldu. Corinthians oyuncusunu ucuza kaptırmamak ve okkalı bir tazminat koyabilmek için sözleşme uzatma yolunu seçti. Sıcak parayı da oyuncunun haklarının % 25'lik bölümünü Wagner Ribeiro'ya satarak buldu. Lulinha 2007'de ilk kez Corinthians formasıyla boy gösterdikten sonra kötü giden Corinthians taraftarınca kurtarıcı olarak görülmeye başlandı. Corinthians'ı kurtaramayıp, takımın küme düşmesine engel olamayınca da neredeyse her maç yuhalandı. Serie B'de kendini daha fazla göstermesi bekleniyordu, Dentinho diye bir çocuk çıktı bu sefer. 48 maçta sadece 4 golü var Lulinha'nın ve hala patlayacak, ama bunun Brezilya'da olmayacağı açık. Portekiz 2.lig takımı Estoril'e kiralandı 10 aylığına. Bizim Bank Asya'ya gelseydi ya...

Etiketler: ,

Kurtlu Luciano



Futbolu bıraktıktan sonra ya keyfine bakarsın ya da kurtlanıp varsa özdeşleştiğin veya sevildiğin kulüpte futbolla ilgilenmeye devam edersin. Luciano kurtlulardan çıktı. Mayıs ayında futbolu bıraktıktan sonra Rio'da kaldı ve Flamengo'yu unutmadı. Flamengo da 2 sene gibi kısa bir süre zarfında efsaneleşmiş kaptanını unutmuyor. Luciano'ya teknik kadrolarında asistan ya da koordinatör olarak yer verecekler. Fenerbahçe şanslı kulüp. Brezilya futbolunun en büyüklerinden Flamengo'nun gelmiş geçmiş en büyük kaptanı Zico ve son kaptanı Fabio Luciano ile çalışmasının avantajlarını göreceği gibi, bilhassa da kullanmaya özen göstermelidir. Hele de transfer pazarı olarak Brezilya'yı seçmişken.

Etiketler:

Anlaştık Mı Sven ?

İstanbul'da okurken Sultanahmet'e dede nargilesi içmeye giderdik arkadaşlarla. Köfte-piyazın üstüne. Harçlık için anketörlük ile birlike en iyi yarı zamanlı işti Sultanahmet'te rehberlik. Dil bilen öğrencilere elbette. Ben tembel adamın tekiyim, ama üniversiteden arkadaşım bir süredir yapıyor. Akşam üzeri buluşup, Galata köprüsünün altındaki meyhanede demleneceğiz. Planda kolumuza turist bir çıtır takmak da yok değil. Tur uzun sürmüş, geldiğimde Gülhane'de moladalar. Surüstündeki çay bahçesinde, ceviz ağaçlarının altında, önde semaver demlik elde çay soluklanıyor kafile ile birlikte. Kafile yormuş, sıkılmış da aynı şeyleri anlatmaktan. Alper biraz idare et grubu, çene çal dedi. İsveçli Sven ile öyle tanıştık. Dün mail atmış. Orta Amerika'da kriz vurmuş, işinden olmuş. Eskisi kadar formda da değil ama çok kariyerli, işinde uzman ve de ünlüdür. İngiltere Nottingham ve Türkiye Trabzon'dan iş teklifi aldım diyor. İstanbul'u biliyorum, imkanları ve şehir çok güzel. Peki Trabzon nasıl ? Gezilecek görülecek yerler, insanlar, şehir hayatı, profesyonellik...



Trabzon küçük ama yeşil-mavi bir şehir Sven. Emsalsiz bir doğa harikası. Yağmur yağmıyorsa en güzel manzara fotoğrafını da Boztepe Su Kulesi'nden alırsın. Çay bahçeleri meşhurdur. Oradaki kahvaltının tadı çok az yerde alınır. Nargileyi de unutma, hani içmiştik Sultanahmet'te. Eşinle yürüyüş yaparken gün batımında deniz sana en sevdiğin şarkıyı söyler. Bu çok ortayaş muhabbeti, genç işi romantizm arıyorum dersen adresin Ganita. Kuytusu çoktur, gizlene gizlene bira içmenin tadı başkadır. İstanbul'da İstiklal'i ve Taksim'i biliyorsun. Trabzon'un da Uzun Sokak'ı var. Daha kısa, daha küçük, biraz mazbut. Karaköy'ü de Maraş Caddesi. Alışverişini de buralarda yaparsın ve Rus pazarında. İstanbul'un gece hayatı, konserleri, kültürel ve sanatsal canlılığı ? Kusura bakma.



Tarih deyince akan sular durur Trabzon'da. Atatürk Köşkü ve Ayasofya Müzesi'ni ilk sıraya koy. Peşinden Kızlar, Kuştul, Vazaleon manastırlarını gezersin. Sümela Manastırı ile de finali yaparsın. Fotoğraftaki insanlık harikası. Tek sıkıntın bu eserlerin bazılarını sıvasız binalar, çirkin apartmanlar, gecekondular arasında saklamayı ve korumayı şiar edinmemiz. GPS al muhakkak yanına.



Trabzon'daysan yemek ve mutfak en son endişeleneceğin şey. Karnın doyar gözün doymaz. Sakın unutma Trabzon'da balık değil hamsi yenir. Sebze denildiğinde de karalahana anlaşılır. Hamsi ve karalahana yaratıcılığını gördüğünde ağzın açık kalacak. Turşu kavurma, laz böreği, kuymak, kaygana, malez, zilihta yöre mutfağının en özel tatları. Zor bir ihtimal ama olur ya hoşuna gitmez; Akçaabat'ta köfte yemeye gidersin. Cemil Usta'yı kime sorsan gösterir. Enfestir. Et yemeklerinin diğer çeşitleri için istikamet Zigana Pervanoğlu Tesisleri. Şehir merkezinde de Körfez Restaurant var. Memleketini özledin, uluslararası lezzet peşindesin. Trabzon'da Trabzon yemekleri yenir adamım. Ekmeği bile benzemez başka yerdekilere.



Şehir hayatının yorgunluğunu Uzungöl'de atarsın. Tolkien'in orta dünyasından fırlamış bir cennet, belki daha da güzel. Birleşmiş Milletler'i kınıyoruz enfes mimarimizin izini buradan sildikleri, kalkındırdıkları için. Trabzon'da balık değil hamsi yenir demiştim, ama burası Uzungöl. Tereyağında alabalığın kokusu vadiye inerken saracak seni daha. Yanında şarap iyi giderdi değil mi ? Sağlığını düşünüp yasakladık.

Profesyonel yaşam ? Avrupa ile dirsek temasındayız hep. İyi de para veririz Sven hem de çok iyi. Hemen severiz seni, havaalanına indiğin an anlarsın ama sevmek öldürmektir bizde ara sıra. İstanbul'a da gelsen farketmez. Başarmak için zamanın az, Trabzon'da daha da az. Tik tak... Senin işini en az senin kadar iyi bilir ve bunu sana söylemekten de çekinmeyiz üstelik.

Anlaştık mı Sven ? Ne diyorsun ?

Ortalama bir İngiltere kenti ve 4.sınıf bir iş mi, Trabzon'dan bu şartlarla Avrupa'ya yeniden açılmak mı ?

Etiketler: ,

23 Temmuz 2009 Perşembe

Ligue 1 ve Arjantinliler



İki Arjantinli Lisandro Lopez ve Lucho Gonzalez'e 42 milyon € yatırım yaptı bu sene Fransızlar. Marsilya'nın Arjantinli oyuncularla arası pek iyi değil. L'Equipe genel bir değerlendirme yaparak ligin en iyi 5 Arjantinli oyuncusunu seçmiş. Osvaldo Piazza listenin başında. Arjantinli stoperin Saint Etienne ile 4 lig ve kupa şampiyonluğu + Şampiyon Kulüpler Kupası finali var. 7 senelik Fransa kariyer performansı 244 maçta 16 gol. Boca Juniors'un nöbetçi teknik direktörü Carlos Bianchi 2.sırada. Oyunculuğunda santrfordu. 8 sene top koşturduğu Fransa liginde 220 maçta 179 golü var. Ligin gelmiş geçmiş en çok gol atan 9. oyuncusu. 70'li yıllarda 3 kez Stad Reims, 2 kez de PSG ile ligin 5 kez gol kralı. Şampiyonluk madalyası ise hiç yok Bianchi'nin. Delio Onnis 15 sene süren Stade de Reims, Tours, Monaco ve Toulon kariyerinde oynadığı 449 maçta attığı 299 golle ligin gelmiş geçmiş en golcü ismi. Biri 1975 yılında, dördü 80'li yıllarda olmak üzere 5 gol krallığı var. 78 yılında da Monaco ile şampiyonluk yaşadı. Detaylı profili blog arşivinde. Jorge Burruchaga 86 finalinde Arjantin'e Dünya Kupası'nı getiren golün sahibi. Toplamda 8 sene süren Nantes ve Valenciennes kariyerinde 172 maçta 37 golü var ofansif ortasaha oyuncusunun. Fransa kariyerini bitiren olay Valenciennes forması giyerken Marsilya maçında karıştığı şike sebebiyle aldığı 6 aylık hapis cezası. Alberto Marcico Toulouse tarihinin en özel yıllarının baş aktörü. 1985 -92 yılları arasında top koşturduğu 7 senede toplam 227 maçta 62 golü var. 86-87 sezonunda vatandaşı Maradonalı Napoli'yi UEFA Kupası 1. turunda evine gönderen performansın da sahibi.

Etiketler:

İngiliz Acımıyor



Daha bir çok olay gibi bizim temiz ayaklar operasyonumuzun başlangıcı olabilirdi Gökdeniz Karadeniz'in de bulaştığı bahis şikesi. O mafyanın üzerine gidemedi TFF ve Türk savcıları, buradaki bağlantılarını ve işbirlikçilerini ortaya çıkaramadılar. Cezayı birkaç gariban topçu ile Gökdeniz'e kestiler. Mahkemedeki iyi halinden ve basınımızın evladımız muamelesinden ötürü o cezayı da unufak etmeyi başardık. Bir de Yunanistan maçındaki performansla kahraman olarak ülkeden ayrıldı Gökdeniz. İngiliz acımıyor oysa. Bırakın uluslararası bir mafyanın maşası olmayı, sadece kendi takımlarına cüzi miktarda bahis oynadıkları için İngiltere lig piramidinde 3. sırada olan Coca Cola League Two'dan 4 oyuncuyu 8 ve 12 aylık sürelerle futboldan men etti ve para cezası verdi.

Etiketler:

Keirrison ve Barcelona



Barcelona ihayet Keirrison'a sözleşmeyi imzalattı. Kendisinin ne alacağı belirtilmemiş açıklamada ama ödenen bonservis 14 milyon € + 2 milyon € performans bonusu. Tam değeri, ama paranın büyük bir kısmından Palmeiras'tan ziyade Traffic isimli menajerlik şirketi sebeplenecek. Keirrison ne yapar Barcelona'da ? Bu sorunun cevabını ilk sezonunda bilemeyeceğiz. Gol garanti diye alınan oyuncu Ibrahimoviç transferinden sonra fazla şans bulamayacağı için kiralık gönderilecek. Geçen sezon Palmeiras'tan alınan Henrique de kiralık olarak hemen Bayer Leverkusen'e verilmişti. Keirrison'u isteyen Alman ve İtalyan kulupleri var ve tercihi çok önemli. Keirrison sezgileri ve son vuruş kalitesi çok yüksek bir cezasahası bitiricisi. Driplingi ve hızı vasat. Kendi pozisyonunu hazırlayıp gol atan bir santrfor değil. Bu yüzden gideceği takımın hücum ağırlıklı ve ceza sahasına çok iyi top getirebilen takımlar olması şart. Brezilya standartlarında fizik gücü, dayanıklılığı iyi olsa da Avrupa'da olduğu kadar temasa alışık değil. Serie A ve ismi geçen Roma bu sebeplerden felaket bir tercih olacaktır. Bundesliga ya da La Liga'dan bir takım yeteneklerinin gelişmesi ve sergileyebilmesi açısından çok daha doğru bir tercih olacaktır.

Etiketler:

Alessandro Riedle



Alessandro Riedle baba-oğul futbolcu ekolünün son model temsilcilerinden. Karl-Heinz Riedle'nin oğlu. Babası hangi kulübe transfer olduysa o kulübün altyapısına oğlunu yazdırmış. Liverpool, Fulham ve sportif direktörlük yaptığı Grasshopper. Profesyonel olduğu kulüp de Grasshopper. Aleessandro Riedle bu yaz sessiz sedasız Stuttgart'a transfer oldu. Babası gibi santrfor oynuyor. İzlemedim ama yazılanlara göre tarzı da benziyor babasına ve Alman Genç Milli Takımı kadrosunda. Şu anki Alman futbolcu neslinin kalitesini düşünürsek, kariyerinin devamında babasından daha şanslı olacağı kesin. Yeni transfer mutlaka gelecek ama Mario Gomez kadar sıkı bir rakibi de olmayacak Stuttgart'da. Rotasyonda şans bulabilir. 19 yaşında. Ale diyorlar kısaca. Peder Bey Lazio da oynarken bu İtalyan ismini çok sevmiş. Haklı, güzel isim...

Etiketler: ,

Bir İstanbul Masalı



Her mucize kupa kazandırmaz, her kupa finalinde de mucize olmaz. 2005'te hepsi oldu. Liverpool kazandığı 2005 Şampiyonlar Ligi finalinin ardından kaç tematik ürün çıkardı ? Kaç özel prodüksiyon, kreasyon hazırladı ? Bakmak lazım ama durdurak bilmiyorlar. En son One Night In Istanbul ismiyle bir tiyatro oyunu sahneleniyordu şehirde. Enes Özbey mail atmış, şimdi kısa film çekecekler. Filmde Gerrard, Carragher gibi oyuncular kendilerini oynayacaklar ama yapımcılar Milan Baros, Harry Kewell, Igor Biscan, Djibril Cisse, Vladimi Smicer gibi su an takımda olmayan isimler için benzerlerini arıyorlar. Çekimlerin başlayacağı 3 Ağustos'a kadar süre var. Filmin ismini bilmiyorum; ama içinde yine İstanbul geçerse, bizim Kültür ve Turizm Bakanlığı'mızın ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Liverpool'u kardeş şehir ilan edip, özel bir teşekkür etmesi şart artık.

Etiketler:

Ronaldo İçin T-Shirt


Ronaldo'nun geçen sezon Flamengo'nun kapısından dönüp Corinthians'a imza atmasının ardından Flamengo taraftarı delirmişti. 6 hafta sonra Maracana'da olmayı iple çekiyor taraftar zira Ronaldo sahaya çıkacak. Karşılamada kullanılacak kreasyonu satışa çıkarmışlar. Sırt bölümünde 9 numaranın üstüne hain yazmışlar, ön tarafta ise Brezilya'da ünlü bir şarkının sözlerini değiştirerek "sevgimizi verdik, hıyanetle ödedin" yazmışlar. Sevgi ve hıyanet kelimeleri kırmızı ile öne çıkarılmış. Havaalanında ayrıca organizasyon olacak. Ronaldo da belasını arıyor gerçekten. Barcelona - Real Madrid, Inter - Milan ve Brezilya'da en çok taraftara sahip iki kulüp Flamengo - Corinthians.

Etiketler:

Fenerbahçe 2009 - 2010 Formaları



Resmi site telgrafın tellerinden fırsat bulup doğru dürüst detay fotoğrafı koymadığı için başlık fotoğrafında bununla idare etmek zorundayız. FBTV'de canlı yayınlanan defile imdadımıza yetişti neyse ki.

Yüreğimdeki sevdan çubuklu forman. Renkleri, tonları, canlılığı, dinamizmi, yakası ve kesimi... Tek kelimeyle muhteşem olmuş. Çok da şık duruyor. Göğüs reklamının çubukları bölmemesi ya da çerçeveye alınmaması en güzel bir detay. Lacivert ya da sarı yerine kulübün geçmişine bağlı kalınarak beyaz şort ve beyaz konçla tamamlanması ayrı bir mutluluk vesilesi.

Kuruluş olarak lansmanı yapılan sarı-beyaz, papatya forma bana 2007 - 2008 sezonunu hatırlatıyor, o güzelim takıma ve Zico'ya özlem duyuyorum. Baktıkça içim acıyacak, hüzünleneceğim, Varol ile şişenin ve mezenin dibini göreceğim. Yeri bambaşka. Bunların dışında kuruluş forma ile çubuklu forma yaka detayı dışında aynı tasarıma sahip. Polo yakayı severim ama ortasındaki lacivert formanın bütünlüğünü bozmuş. Sonradan yamanmış gibi duruyor sanki yaka. Bembeyaz ya da tek renk bir yaka tercih edilse daha iyi olurdu bana kalırsa. Teselliyi omuzlardaki şeritlerin lacivert olmasıyla buluyorum. 2007 - 2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde lacivert şeritli kuruluş forma giyilmesine rağmen, ligde giyilen ve taraftara satılanlarda sarı şerit kullanılmıştı.

Önceki senelerde turkuaz ve neon sarının tercih edildiği alternatif formada bu sene koyu griye çalan tok bir lacivert var. Filigran bir arma işlenmiş formaya, asimetrik ve karşıdan bakıldığında sağa gelecek şekilde. Forma ile aynı renkteki polo yaka, neon şeritler ve neon göğüs reklamı ile tapılası bir tasarım olmuş. Bu sene ilk kez satışa çıkacak kaleci formalarında da aynı temel renk var; ancak şeritler ve göğüs reklamı turkuaz. Onlar da şık.

Şimdi keşkelere gelelim. Çubuklu tasarımlarda UEFA'nın standartlarından ötürü formaların arka yüzleri tek renk olmak zorunda. TFF düzenlemelerinde böyle bir zorunluluk olup olmadığını bilmiyorum ama eğer yoksa çubuklar formanın arka yüzünde de devam etsin. En azından taraftara satılanlar böyle olsun. Formaların arkasındaki diğer detay Ülker reklamı. Patatesin üstüne ketçap sıkmayan endüstriyelleşmemiş fanatikleri düşünmüşler ve lütfedip orjinal kırmızı logo yerine sarı ve laciverte uyarlanmış logo kullanmışlar sırt reklamında. Yine de arkadan bakıldığında sahada 11 adet Çokonat gördüğümü değiştirmeyecek bu detay. Cihan Kamer de seneye göğüs reklamına Atasay yazdırırsa, herhalde iki kat daha övünürüz Atatürk'ün Fenerbahçe sevgisiyle, kulübü ziyaretiyle. Taraftar formalarında da varsa bütün güzelliklerine rağmen pas geçeceğiz demektir bu sene ki formaları.

Sarı forma özlemim de devam ediyor. 2004 - 2005 sezonundan beri çıkmıyor sapsarı bir forma. Alerji yapıyor sanırım Fenerbahçe yöneticileri ve tasarımcılarında. Yılların özlemi sapsarı tribünler için antrenman takımlarını alacağız artık.

Etiketler: ,

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Ashley Young Liverpool'a



Rafael Benitez David Silva'nın ancak havasını alabildi, artık başka kapıları açmanın peşinde. Middlesbrough'dan Stewart Downing'i alan Aston Villa'da dedikodular zaten alıp yürümüştü. Ashley Young'un takımdan ayrılma ihtimali ayyuka çıkmıştı. Bugün İngiliz basınında Liverpool'un 25 milyon € tutarında bir paketle Aston Villa'nın kapısını çaldığı yazılıyor. Babel'e üzülmemek elde değil gerçekten. Transfer gerçekleşirse Türk medyası bir süredir ara verdiği Galatasaray - Babel gündeminden yine ekmek yemeye başlar.

Etiketler:

El Clasico'nun Fiyatı



La Liga'nın en merakla beklenen El Clasico'su bu sezon oynanacak. 29 Kasım 2009 ve 11 Nisan 2010 tarihlerini ajandasında rezerve etmeyene erkek demiyorlar bu sezon. İki derbide de satışa çıkacak az sayıda biletin karaborsada kaça alıcı bulacağını ise tahayyül dahi edemiyorum. Cristiano Ronaldo'ya göre ise El Clasico biletinin değeri; kendisi ve arkadaşları için Oasis'in bir akşam özel konser vermesi. Noel Gallagher'ın cevabı; "müzik zevkini takdir ettim ama bu konserin bedelini karşılayabileceğini sanmıyorum". Ezeli rekabette ayarın zirvesi budur.

Etiketler:

16 Günde Barcelona



UEFA ve İspanya Süper Kupa maçları öncesinde 24,167 kilometre yol tepecek Barcelona, 16 günlük sezon öncesi yurtdışı hazırlık döneminde. Önce İngiltere'de Wembley Cup'a katılacaklar. Wembley Stadı'nda Al Ahly ve Tottenham ile iki hazırlık maçı oynayacaklar. Xavi, Iniesta, Busquets, Eto'o, Puyol, Dani Alves ve Milito'nun yokluğunda, Guardiola 28 kişilik kamp kadrosuna 11 altyapı oyuncusunu aldı. İspanya pasaportunu yeni eline alan ve ağabeyinden daha yetenekli olduğu söylenen Jonathan Dos Santos da kadroda. Tottenham maçında biraderinin adını çakmaya çıkarabilir. Sonra Amerika'ya geçecek Barcelona. Los Angeles Galaxy, Seattle Sounders ve Chivas ile 3 maç yapacaklar. 16 günde toplam 5 maç. Maçların oynanacağı en küçük stad 67.000 kişilik Qwest Field. İngiltere ve Amerika'da kaç gurbetçi Katalan var ?

Etiketler:

21 Temmuz 2009 Salı

Mourinho'nun Manevi Oğlu



Jose Mourinho yardımcı antrenörlük kabuğunu delip, teknik direktörlük kariyerinin ilk adımını atmış. 2000 yılı, henüz 37 yaşında. Başına geçtiği takım Benfica. Kulüp karışık, başkanlık seçimi var. Görevi yarım sezon da sürebilir, iki buçuk sezon da. Hangi makasa gireceği belli değil Mourinho'nun. Elinde kaybetmeye alışmış, birlikte hareket etmeyen, iyi oyunculardan oluşan ama performans istikrarları olmayan bir takım var. Benfica'da oynayacak kalitede ve zihin olarak hazır olan oyuncusu sadece 4. Marchena ve ileride yolu Türkiye'ye düşecek olan Fernando Meira, Pierre Van Hooijdonk ve Robert Enke. Kalan oyuncular kararlılık ve azimden uzak ama kaliteli oyuncular ile taktik olarak gelişmemiş saf ve genç yetenekler. İlk antrenmanına bu takımla çıkar Mourinho ve gördüğü manzara rekabet etmeyen, tekmelik takmayan ve kızlar kadar narin çalışan, kendi tabiriyle, 'bir grup iyi çocuk'tur. Reçetesi, B takımdan uç kuruş paraya oynayan, fakir ama iştahlı çocukları antrenmanlara katmak. 2 ay içinde aslarla yedeklerin yer değiştirdiği bir takım olur Benfica bu metodla. Birgün antrenmanda B takımıyla A takımını ayırıp gerçekçi, korakor bir çift kale oynatır, hakeme de ciddi olmasını söyler. Kendisi de Luz Stadı'nın en üst noktasına çıkarak maçı izler. A takımın genç, yetenekli ama bireysel taktiği gelişmemiş oyuncularından biri B takımından arkadaşına sert girer. Hakem de oyundan ihraç eder genç oyuncuyu. Yukarıdan yardımcısına devre bitene kadar oyuncunun sahanın etrafında koşaral tur atmasını söyler. Oyuncu 8 dakika sonra koşmayı bırakıp soyunma odasına gider.

Jose Mourinho ertesi gün antrenmanda genç oyuncusunu kapıda karşılayıp, "dün 800 metreyi koşman 8 dakika aldı. Bu iki anlama geliyor; çözmen gereken zihinsel ya da fiziksel bir sorunun var. Sorununu çözene kadar B takımı ile antrenman yapacaksın. Çözünce bana gel" der. 4 gün sonra 1000$ cezasını da ödeyip, profesoynel davranmadığı için özür diler Mourinho'dan bu genç adam ve tekrar takıma döner. Kısa bir süre sonra da takım kaptanı olur ve Mourinho nereye gittiyse manevi oğlu olarak o da yanında gelir yıllar boyu. Porto, Chelsea, Inter.

Bu anektodlar Luis Lourenço'nun Jose Mourinho isimli kitabından aklımda kalanlar. Bu kez ayrı düştü manevi baba-oğul; ama kıyağını geçti yine Mourinho manevi oğluna. Yakın arkadaşı ve menajeri Jorge Mendes sayesinde Köln'e gönderdi Maniche'i. Kendisinden hemen sonra Benfica tedrisatından geçen halefi ve vatandaşı Petit ile Bundesliga'da ter dökecek Portekizli. Hocası yine bir yeni yetme. 41 yaşındaki Zvonimir Soldo, oysa Maniche artık 23 yaşında toy bir futbolcu değil, 32 yaşında herşeyi görmüş geçirmiş bir tecrübe. Son kurşununda hedefi neresinden vuracak bakalım.

Etiketler:

Fabiano'nun Halefi Fred



Santrforun kralıdır Fred. Yeniden doğmak için Fluminense'ye gitti Lyon'dan ama Ronaldo kadar dahi atamadı. 9 maçta 4 golü var sadece. Başkan Horacedes ile de papaz durumda. Luis Fabiano Milan'a giderse Sevilla tutup kolundan getirecek Fred'i. Sözleşmesinde özel maddeler olduğundan transfer Sevilla'ya pahalıya da patlamayacak. Porto'da çürüyen Fabiano'yu sistem içerisinde Milan seviyesinde topçu yaptılar, Fred de bu kadar şanslı olursa nazar boncuğu yollamak lazım Pizjuan'a.

Etiketler:

Adeus II



Fenerbahçe'nin iki transferine Corinthians taraftarının nasıl gülegüle dediğinin resmi buydu, bu da oyuncuların taraftara nasıl hoşçakalın dediklerinin fotoğrafı. Cristian ile taraftar arasında özel bir bağ olduğunu transfer açıklandıktan sonra detay aradığımda yavaş yavaş görüyordum. Bu kadarını ise beklemiyordum. Basın toplantısında salya sümük ağladı Cristian. Sadece taraftarları ve takım arkadaşlarını değil kulüpteki dolabından tutun kapıcı ve güvenlik görevlisine kadar bu kulübü çok sevdiğini söyleyerek koyverdi kendini dağ gibi adam. Videosu burada. Andre Santos nispeten daha olgundu.Transferin perde arkasına geçelim. Ben para pul işine meraklı değilim, hesabını verecekler düşünsün ama meraklı olanların bilgisine.

Cristian'a daha fazla bonservis verilmiş resmi olarak. 7 milyon € ödeyecek Fenerbahçe Cristian'ın 3 parça olan bonservisine. Corinthians, Flamengo ve Atletico Paranaense eşit oranda paylaşacak bu parayı . Werder Bremen'in 6 milyon € tutarındaki teklifinin etkisi muhakkak vardır fiyatın bu seviyeye gelmesinde. Oyuncunun futbol karakteri hakkında 8-10 maçlık izlenimlerim ve Brezilya basınından gelenler tutmuyordu. Klaus Allofs ve Tomas Schaaf'ın ısrar ettiği bir futbolcunun muhakkak ofansif olarak bir seviyenin üzerinde olduğunu düşünerek biraz daha iyimser olunabilir. Andre Santos'un da bonservisi üç parçaydı. Corinthians % 37,5, Turbo Sports % 40, Grupo DIS % 22,5 oranında hak sahibiydi. Doğrulanmış bilgi değil ancak Andre Santos'un daha ucuz olma sebebinin altından muhtemelen Turbo Sports ya da Grupo DIS'in sahip olduğ paylarlardan bir tanesinin alınamamış olması yatıyor. 5 milyon € bonservisin karşılığı oyuncunun % 77,5 ya da % 60'lık hakkı için. Başta İtalya'nın babaları olmak üzere Barcelona ile dahi adı anılan bu oyuncunun bu kulüpler tarafından tercih edilmeyip Fenerbahçe'ye gelmesinin sebebi; AB pasaportunun ancak bu sene sonunda hazır olacak olması ve Fenerbahçe'den alacakları dolgun maaş. Oyuncunun kendi ağzından açıklaması bu. İki oyuncu yarın Fenerbahçe kampına katılacak Brezilya basınına göre. Mukaveleler 5 senelik. Son olarak; iki oyuncunun da Juan Figer ile bir alakası yok ne bonservis ne de temsilcilik anlamında.

Etiketler: , ,

Spartaküsler İsyanda



Roma'yı hala satamadı Sensi'ler. Sanırım satmak da istemiyorlar, üsreç bu kadar uzun sürdüğüne göre. Bu iş bitmediği için kadroya girebilecek tek bir oyuncu dahi transfer etmedi Roma henüz. Spalletti geçen senenin kadrosuyla en fazla CL vizesi alır. Taraftar da bunun farkında, artık kaderini merak ediyor. Dün Trigoria'yı basmaya çalıştılar 100 kişi ile ama üç araba polis tesisin etrafını çevirerek kapıya yaklaştırmadı taraftarı. Geride de bu isyanın henüz bitmediğini söyleyen bu pankart kaldı.

Etiketler:

Adeus



Brezilya'da topçular genellikle teşekkür edilip, başarılar dilenerek duygusal bir tavırla uğurlanmazlar ama Corinthians taraftarı Fenerbahçe'ye sattıkları Andre Santos ve Cristian'a bunu layık görüyorlar. Kulübün Serie B'den Serie A'ya yeniden çıkmasındaki rollerinin etkisi büyük bu sıcak uğurlamada. Görsel Globo'da blog tutan Yule Bisetto isimli bir taraftara ait. Onlarca da destekçisi var. Transferin detayları da yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Fenerbahçe bilhassa Andre Santos transferinde işleri sıkı tutmuş. İki oyuncunun da bonservisi üçer parça ve teknik direktör Mano Menezes'in haberi dahi olmamış bu transferlerden imza atılana kadar. Dünkü maçta Cruzeiro'ya karşı oynamaları bir yana, takımın Andre Santos'un arkasında bekleyen 2 sol kulvar oyuncusunu elden çıkarması da bu haberi doğrular nitelikte. Kupa finalinde Internacional karşısında bir kez izleyip çok beğendiğim 22 yaşındaki Marcelo Oliveira'yı Dinamo Kiev'e satmışlar. Saci de Mineiro'ya kiralanmış. Santos'un yedeklerinden Bertucci de Brezilya U-20 takımında. Sol beksiz kaldı koca Corinthians. Benim umurumda değil ama transferin Fener'e kaça patladığı da Brezilya basınında yer almaya başladı. Sao Paulo yerel medyası Fenerbahçe'nin iki oyuncuya toplam 12-13 milyon € ödediğini yazıyor. Türk Milli Takımı'nda direk oynamayan Özer ile Mehmet Topuz için 14 milyon € + 3 oyuncu ödendiğini düşünürsek; biri kendi milli takımında düzenli oynayan, diğeri de aday olan iki Brezilyalı için bu para anormal değil derim ben kıt finans bilgimle. Bu paradan aslan payını alan ise tahmin edilenin aksine Cristian yazılanlara göre. Taraftarın özel bir sevgisi var Cristian'a.

Etiketler:

Lyon'un Sol Kanadı



Sezon başında Grosso'nun sakatlığı, sezon içerisinde Kallström'ün formsuzluğu teknik direktör Puel'i çok uğraştırmış ve sol kanat bir türlü oturmamıştı geçen sezon Lyon'da. Juninho gidince planı olan Ederson devşirilip sol açık olarak kullanıldı koca sezon ve 4-4-2 verimli olarak uygulanamadı. Ara sıra mecburen 3'lü bloğa döndü Lyon ve o istikrarsız performans ortaya çıktı. Sonunda da şampiyonluk kaçtı. Juninho'nun ayrılmasıyla Ederson bu sezon gerçek yerine, Nice'de parladığı ortasahanın ortasına ya da forvetin arkasına geçecek. Grosso'nun ayrılacağı da kesin gibi. Aulas ve Puel'in transfer piyasasına dalışının sol kenar oyuncuları olmasına şaşmamak gerek bu resimde. Milan'ın dişlerini bahane edip almadığı Aly Cissokho ve Lille'de döktüren Brezilyalı Bastos'a ödedikleri toplam bedel 33 milyon €. Lyon alınca süper transferler bunlar, bizimkiler saysaydı bu yuroları kıyamet kopardı. Messi'yi Yeşilköy'e indiren katıksız 5 futbol yorumcusu da cabası...

Etiketler:

La Gazzetta Yine Atlattı



Corriere Dello Sport ve Roma, Tuttosport ve Torino, La Gazzetta Dello Sport ve Milano. İtalya'nın en önemli 3 spor gazetesinin basıldığı ve istihbaratının güçlü olduğu şehirler bunlar. Geçen senenin Mayıs sonunda Mourinho ve Moratti'yi aynı karede ilk yakalayan ilk medya organı olmuştu La Gazzetta Dello Sport. Paris'te avlamışlardı ikiliyi.



Bu sene gündem Eto'o ve Ibrahimovic takası. Ibrahimovic ve Barca anlaşmış durumda. Sorun Eto'o ve Inter arasında. Eto'o 5 senelik sözleşme ve yılda 12 milyon € istiyor. Inter ile aralarında senelik 3 milyon € fark var. Inter direktörü Marco Branca ile bunu görüşmek ve bugün imzaların atılması için Kamerunlu'nun menajeri Josè Maria Mesalles'in Milano'da olduğu istihbaratı her yerdeydi ama geceye damgasını vuran Milan'ın da Eto'o ile ilgilendiği dedikodusuydu. Messalles'i, Milano'da Milan'ın transfer danışmanı Ernesto Bronzetti ile görüntüleyerek La Gazzetta Dello Sport dedikoduyu belgeledi ve yine herkesi atlattı. Bu kel ve tıknaz Ernesto Bronzetti transferin kitabını yazmıştır İtalya'da, şimdi de caffebronzetti isimli blogunda karalıyor. Maharetini en iyi Bülent Timurlenk anlatır bize.

Etiketler:

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Andre Santos ve Cristian Fenerbahçe'de



Hernanes'ten sonra ikinci alternatif olarak Mauricio'nun ismi gelmişti. Ancak daha defansif bir ortasaha olan Corinthians'tan Cristian ve aynı takımdan arkadaşı, Konfederasyon Kupası'nda Brezilya Milli Takımı ile sol bekte izlediğimiz Andre Santos ile imzaladı Fenerbahçe an itibariyle.

Andre Santos ile başlayalım. 25 yaşında, 1.80 boyunda. Figueirense ile başladığı profesyonel kariyerinde 4 takım var. Hepsi de kendi eyaletlerinin en sözü geçen takımlarından. Flamengo, Atletico Mineiro ve Corinthians. Kiralık olarak oynadığı Flamengo kariyeri pek parlak değil. Sadece Brezilya Kupası kazanabildi ve çok da aktif bir rolü yoktu. Atletico Mineiro ve Corinthians ile Serie B'de oynarlarken buluştu. İki takımın da Serie A'ya çıkmasında önemli rol oynadı. Bu iki takımda toplam 122 maçta 25 golü var. Bu iki kulüp arasında formasını giydiği Figueirense performansı ise 47 maçta 11 gol. Brezilya'da açık kültürü olmadığı için, bu rakamlara bek olarak ulaştığını açıklayalım Andre Santos'un. Bütün sol koridoru kullanacak yeteneklere sahip. Fakat oyun karakteri açık mevkisi için daha uygun. Zira bek için gereken defansif özelliklerden ziyade açık oynamak için gerekli hücum özelliklerine sahip Andre Santos. Mükemmel bir fizik, ortalama üstü bir sürat, kadife gibi bir sol ayak, dripling, adam eksiltme ve şut gibi teknik becerilerinin yanı sıra dayanıklılık, devamlılık ve oyun zekası. Uğur Boral'dan sonra ilaç gibi gelecek o bölgeye. Nokta transferdir. Roma, Milan, Juventus gibi İtalyanlarla adı geçen ve Brezilya'da bölgesinde en iyisi olan bir oyuncuyu, hem de Brezilya Milli Takımı'nda düzenli olarak oynuyorken almak büyük başarıdır. Varol Döken'den müjdemizi isteriz artık...



Cristian ise sanıyorum Hernanes ve Mauricio'dan sonra 3. tercihti Fenerbahçe adına. Ben daha ofansif bir ortasaha oyuncusunu tercih ederdim hedefin Türkiye Ligi olduğu bir Fenerbahçe'de; ancak Selçuk'un oynadığı bölgeye oynadığı asıl rolü savunmadan ilk topu almak ve rakibi karşılamak olan defansif bir oyuncu alındı. Ofansif yetenekleri vasat olan, hücumda fazla sorumluluk almayan, Maldonado'dan biraz daha geniş alanda oynayan ( bu noktada Brezilya'dan referans istediğim Globo TV yorumcusu Jon Cotterill'den tersi bilgi geldi, oyuncunun hücuma çıkmayı sevdiğini söylüyor ), fizik ve boy olarak daha üstün, savunmada işini iyi ve biraz da sertçe yapan bir görev adamıdır Cristian izledigim kadarıyla. Arıza da çıkarır maçlarda. Hafif çirkeftir saha içinde, öpen oyuncu tanımına uygun transferdir. Gol sevincini fotoğraftaki gibi kutlayabilir. Ekstraları ise çabukluğu, dinamizmi, iki ayağını da iyi kullanması ve şutlarıdır. 20 - 30 metre arasından iyi şut atar, sağ ayak üstünü bilhassa iyi kullanır. Çoğu uzaktan şut ya da frikikten olmak üzere Corinthians ile çıktığı 51 maçta 8 golü var. 25 yaşında, 1.83 boyunda. Takımının bankosu. Bremen ile adı geçiyordu ve Brezilya'da şu an defansif ortasaha mevkisinde kalite sorunu çekildiğinden ötürü milli takım şansı olablir şayet oyununa biraz hücum eklemeleri yaparsa.

Profil olarak daha geniş bir yazı gelecek haklarında ama takımın en zayıf halkaları Selçuk ve Uğur'u yerlerinden edecek ve mevki açısından son derece doğru iki transfer Andre Santos ve Cristian Fenerbahçe adına. Bu zamana kadar Brezilya dışına çıkmamış olmaları ne kadar düşünüdürüyor ise; 25 yaşında, fizik ve oyun olarak en olgun seviyelerinde seyreden, son kulüpleri Fenerbahçe olmayan, hedef sahibi oyuncular olması bir o kadar umut veriyor bana. İyi bir stoper alındığı takdirde, as kadro için geç ama başarılı bir transfer dönemi geçirmiş olur Fener. Maliyetleriyle muhasebeciler uğraşsın. Brezilya nefretinden kavrulanlara da soda limon iyi gelir. Hayırlı olsun.

Etiketler: ,

Hernanes Transferi



Hernanes işini Milan bir türlü bitiremiyor. Kaka'dan zamanında feci kazıklanan Sao Paulo işi sıkı tutuyor. Fenerbahçe'nin devreye girdiği de sır değil artık bu transferde. Brezilya, İtalya ve Türk basınında hergün bir haber patlıyor Hernanes'in transferiyle ilgili. Geçen sene Hernanes'in % 75'i için Barça'ya kapıyı 25 milyon € ile açmışlardı. Bu sene Milan'a 30 dedi Sao Paulo. Basında geçen rakamlar ise 18-20 civarıydı. Bugün iki açıklama geldi. Bir tanesi Sao Paulo'nun fubol direktörü João Paulo de Jesus Lopes'den. Belirledikleri fiyata yakın bir bedelle elden çıkarmak istediklerini ama müzakereye hazır olduklarını söylemiş Brezilya basınına Lopes. Diğeri de oyuncunun menajeri Federico Pena'nın İtalyanlara yaptığı açıklama. Sao Paulo'ya 12-13 milyon € getiren Hernanes'i alır diyor. İki açıklamayı birleştirince bu transferin an meselesini anlıyoruz artık. Hele de Sao Paulo'nun resmi teklif yok zırvasından sonra. Serie A'da sezonluk sadece 1 tane Avrupa Birliği dışından oyuncuya imza attırabiliyorsunuz, eğer o oyuncu İtalya liglerinde forma giymiyorsa. Fluminense'den alınan Thiago Silva bu nedenle Milan'da oynayamamıştı geçen sezon. Milan eğer Luis Fabiano'yu alırsa, Hernanes'in 1 sene turşusunu kurmak zorundalar. Fenerbahçe'nin ise böyle bir sıkıntısı yok. En büyük şansı da bu. Cuma günü listeler verilecek UEFA'ya. O zamana kadar kokusu çıkar bu işin. En azından ön eleme oynayacak Fenerbahçe'de, ortasahada hangi Brezilyalı oynayacak netleşir.

Etiketler: ,

Alman Futbolcular ve Köpekleri



İnsanın kendine en yakın gördüğü hayvandır derler köpek için. Derler diyorum çünkü benim bildiğim bir his değil. Olmadı hiç köpeğim, olmasını da istemedim. Hayvan severim ama köpekler uzaktan bana o kadar da sevimli ve cana yakın gelmediler. Köpeklere duydum yakınlık Amores Perros filmindeki merhametten ibaret sadece. Alman futbolcular içinse bir köpekten daha fazlasını ifade ediyorlar sanırım. Felix Magath ne zır deli olduğunu şu fotoğraftan anlamak mümkün. El kadar çocuğun yanına zebellah gibi şu iki köpeği hayatta sokmam ben. Lessie bile olsa.




Berti Vogts'un yaptığı da iş değil. Boku var, tüyü var, pençesi var. Güzelim Porsche'un içine sokulmaz o köpek.



Dieter Höttges pek kimsenin bilmediği, ama zamanın iyi kanat beklerinden biridir. Demirayak derlermiş sert oyunu, dayanıklılığı, gücü sebebiyle. Seçtiği köpekle içindeki sevecen çocuğu dışavuruyor sanırım.



Eşi ördek beslemek derdinde, Litti'nin gözü kurt köpeğinde. Höttges ve Litti'nin fotoğraflardaki yerini de değiştirmek lazım karakter itibariyle.



Arkada Mao portresi, sandalyede oturuş, dizinin dibinde el pençe duran bu yırtıcı köpek. Bütün haşmetini, karizmasını sergilemiş Paul Breitner; ama Effenberg olmak, korkusuz başka birşey elbette. Köpek kesmemiş Effenberg'i.

Etiketler:

Spice Boy'a Ayar



Amerika güzel ama futbolu değil. 5 aylık kiralık Milan macerasından sonra su koyvermeye başlamıştı David Beckham. Dün oynanan Milan maçında Galaxy taraftarları verdi ayarı Beckham'a. Pankartlardan belliydi protestonun geleceği ama santradan itibaren topa dokunduğu her an Avrupa usulü ıslıklanması, organize olarak yuhalanması beklenmedikti. Beckham da beklemiyormuş. Aşağıdaki fotoğraf devre arasında ipin ucunu kaçıran ve sahaya atlayan birkaç taraftarla ağız dalaşına girdiği devre arasından. Fayda yok tabi, güvenlik eskortuyla soyunma odasına gitmiş Beckham. Karlı çıkan ise Ronaldinho, imzaları dağıtan ve alkışları toplayan adam...

Etiketler:

Platini'ye Teşekkür



NTVSpor 5'te 5 programında sorsa kaç kişi bilir acaba Michel Platini'nin hangi kulüpte ilk lisansını aldığını ? Büyük futbolcu olmak sadece kupa kazanmakla olmuyor. Platini gibiler 11 yaşında kendisini futbolcu yapan kasaba takımı AS Joeuf kulübünü unutmuyor. Kulübün 100. yılı anısına formasını ıslattığı AS Nancy ve Juventus arasında hazırlık maç ayarlamış Joeuf'un sahasında. Del Piero başta hayatlarında o sahada izleyemeyecekleri futbolcuları izleyip, resim ve imza almış Joeuf sakinleri. Bu da teşekkürü.

Etiketler:

Gece Tornacı Gündüz Futbolcu



São Cristóvão Dünya'da tek forma giyme ayrıcalığına sahip tek kulüp. Beyaz forma, beyaz şort, beyaz konç. Nereye giderlerse gitsinler, nerede maç yaparlarsa yapsınlar bunu giyiyorlar. Renkler aynıysa formasını değiştirmesi gereken kulüp São Cristóvão değil, diğer takım. FIFA, UEFA hepsi eyvallah diyorlar bu kulübe. 1992 yılında bu küçük Rio kulübünde, bu ayrıcalıkta, beyazlar içinde döktüren bir çocuk var. Fırtına gibi. Methini duyanlar çok. Kuzeyden izlemeye geliyorlar bir gün. Tek maç yetiyor. Alıp götürecekler Belo Horizonte'ye. Ama kanun diyor ki; bu yaştaki futbolcu sadece okul ya da iş durumundan ötürü oynadığı takımı değiştirebilir ve profesyonel olabilir. Kulübün danışmanlarından birini kafası çalışıyor ve kendi şirketine tornacı olarak giriş yaptırıyor çocuğu ayda 380 real asgari ücrete. İşin federasyon kısmını çözüyorlar. 1993'ün Şubat ayında kontratı imzalatıp, lisansı da çıkarıyorlar. 1 ay sonra ilk maçında kendi yaşıtları arasında ilk kez sahaya çıkıyor tornacı çocuk. Takımı 4-1 kazanıyor, çocuk 2 gol atıyor. 2 ay sonra da A takım kadrosuna giriyor. Yazın Porto'da özel bir turnuvaya katılacak takımı. İki as forvet sakat. Götürüyorlar bizim tornacıyı. Benfica maçında tırmalıyor ama golü Porto maçında atıyor. Brezilya'ya dönüşte radyoya bağlanıyor. Gündüz futbol, gece torna. Para az diyor. Kulüp 2 gün içerisinde tornacı futbolcuya kalacak daha iyi bir yer ayarlayıp ve daha pazla veriyor. Karşılığını da fazlasıyla alıyorlar. 1993 - 1994 sezonunu 29 maçta 28 golle kapatıyor çocuk ve Piet de Visser'in radarına giriyor. 6 milyon $ karşılığında PSV Eindhoven'e gidiyor sezon sonunda. Rose Bowl'da da topa dokunmasa bile Dünya Kupası'na dokunuyor. Çocuğun adı Ronaldo. Dün bu eski takımına, Cruzeiro'ya acımadı, attı yine golünü. Torna mı ? Hikaye elbette, tezgahını bile görmemiştir.




Etiketler:

19 Temmuz 2009 Pazar

Cruzeiro Lige Dönüyor


Avantajlı olduğu Libertadores finalini acemice kaybetti Cruzeiro. O Libertadores için ligi de fena boşlamışlardı. 10 puanla 16.sıradalar şu an. Brezilya Kupası'nda da yoklar. Libertadores'te önümüzdeki sene varolabilmeleri için ligde sağlam bir çıkış lazım. Bunun için Porto'dan Leandro Lima'yı kiraladılar, Tottenham'dan da daha çok Hertha'da oynarken Beşiktaş'ın gündemine gelmesiyle tanıdığımız Gilberto'yu aldılar. Taraftar desteği de hat safhada. Nadirdir Brezilya'da böyle hep destek tam destek manzaraları. Bu gece Corinthians ile oynuyorlar.


Ligin diğer büyük takımı ve sezon başında şampiyonluk sürprizi yapabileceğini düşündüğüm Fluminense'de işler arapsaçı. 4 yediler Maracana'da Brezilya Ligi'nin sıra takımı Goias'tan. Taraftar Başkan Horcades'i istifaya çağırıyor, oyunculara da sağlam protesto var. Ligde sondan 2. durumdalar. Fener'in gündemindeki Mauricio oynamadı bu maçta. Hernanes ve Fenerbahçe hakkında Brezilya ve İtalya sitelerinde çıkan haberlerin hepsi de Türk basınına dayandırılmakta. Bunu da dipnot olarak verelim.

Etiketler: ,