Foto Credit: SabahYeni adı TFF Süper Kupa olsa da, statüsünün geçmiş yıllarda oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası'ndan farkı yok. Devam niteliğinde bir organizasyon. Beşiktaş ve Fenerbahçe oynayacaklar. Derbilerin sonucunu kestirmek futbolun en büyük ama en doğru klişelerinden biri. Hele de iki takımın teknik adamları Mustafa Denizli ve Christoph Daum ise bu bilinmezlik daha da artıyor. Sürprizi ve farklılığı seven teknik adamlar. Bu yazı da sonucu kestiremeyecek ama iki takımın sezon öncesi hazırlıklarını referans alarak sahada neler olup biteceğine dair manzaraya ışık tutabilir.
Fenerbahçe'yi sadece Beşiktaş'tan değil Türkiye ligi takımlarının tamamından ayıran iki büyük saha içi faktör var. Gökhan Gönül ve Roberto Carlos gibi her dizilişe olanak sağlayan, Türkiye ölçülerinde emsalsiz iki komple beki ve son 5 sezondur oyunun hücum tarafında en büyük farkı yaratan oyuncu olan Alex. Bu akşam ki maçta bu üç oyuncudan biri kayıp, adelesindeki yırtıktan ötürü Roberto Carlos oynamayacak. Bunun Fenerbahçe'yi nasıl etkileyeceğini analiz ederek başlamak lazım.
Sol açık mevkiine yapılan Andre Santos transferinden sonra Fenerbahçe'nin hazırlık maçlarında görüldü ki, bu kanat Uğur ya da Vederson alternatiflerine göre Roberto Carlos ve Andre Santos ile kısa sürede çok büyük bir uyum yakaladı. İki oyuncunun da bek oynamayı bilmesi, yer değiştirerek oynayabilmeleri, ters kademe sezgisi ve hücumdaki yetenekleri sayesinde takımın hücumdaki motoru yeni sezonda bu bölge olacak. Daum, Honved maçında Roberto Carlos sakatlandıktan sonra Andre Santos'u beke çekip, önüne Deivid'i koymuştu. Bu hamleden sonra ilk 15 dakika boyunca rakibini soldan döven Fenerbahçe'nin hızı kesilmiş, Andre Santos etkisizleşmiş, akınların yönü sağ taraftaki Gökhan Gönül ve Colin Kazım ikilisine kaymıştı. Beşiktaş maçında da aynısını mı yapacağını bilemiyoruz ama gazetelerin verdiği kadrolarda Andre Santos'un önde, Vederson'un ise arkada oynayacağı yönünde bir birleşme var. Bunun Fenerbahçe'ye iki önemli getirisi var. Andre Santos belki Roberto Carlos ile anlaştığı kadar anlaşamayacak Vederson ile ama önde oynayacağından ötürü çalım, dripling, pas ve şut gibi iyi yaptığı işlerle, hücumda optimum katkıyı sağlayabilecek Fenerbahçe'ye. O imkanı bulacak en azından. Vederson'un defansta ne getireceğini ise Beşiktaş'ın ne üretebileceğine bakarak tartmak daha doğru.
Beşiktaş'ın hazırlık maçlarında da vazgeçmediği 4-3-3 dizilişinde sağ taraftaki üçlü blok genellikle Erhan Güven - Fink - Holosko şeklinde oluştu. 3'te 2 yeni oyunculardan oluşsa da tempolu, hızlı ve fizik olarak güçlü bir üçlü bu. Bilhassa en önde oynayan Holosko driplingi ve sürati sayesinde oyunu çok önde oynayan Roberto Carlos'un başına bela olabilirdi. Sol stoper oynayan Bilica'yı da birebir yakalama şansı daha fazlaydı. Bilica'nın Önder'den uzaklaşacak olması da zincirin devamında Yusuf, Bobo ya da ortasahadan gelecek trailer oyuncuya önemli fırsatlar doğurabilirdi. Savunmasına daha yakın oynayan Vederson bu avantajları törpüleyecektir. Ve o bölgeye gelecek Emre yardımıyla birlikte, bu yapıda Beşiktaş'ın sağ taragından etkili olabileceğini düşünmüyorum teoride. Pratikte ise Vederson düşük zekası ve oyundaki dalgınlıklarıyla meşhur bir futbolcu. Herşey beklenir. Eğer Daum bu bölgede Vederson yerine Andre Santos'u çeker, önünde de Uğur ya da Deivid ile oynarsa Fenerbahçe hem savunmada hem de hücumda kendisine ket vurmuş olur. Üstelik fizik olarak da düşer oyundan. Maçı baştan çöpe atar. Anadolu takımlarına denenebilir ama kupa finalinde Beşiktaş'a karşı değil.
Beşiktaş tarafında ise İsmail'in ne yapacağı merak konusu. Tam saha dergisindeki röportajında 10 numaradan bek olarak evrildiğini ve atık oyununu beke uyarlamaktan zevk aldığını, yerini yadırgamadığını söylüyordu. Bu işi Antep'te iyi yapabildiğini gösterdi. Topa olan yatkınlığı ve hücum katkısı sayesinde de daha ligdeki ilk yılının ardından okkalı bir bedelle Beşiktaş'ın yolunu tuttu İsmail. Benim gözümde en büyük eksikliği ikili temaslardaki zayıflığı ve 90 dakikadaki temposunun büyük iniş çıkışlar göstermesi. Denizli tecrübeyi sever ve bu kadar güçlü bir geleceği olan oyuncuyu böyle bir derbide heder etme riskini göze almaz. Ben bu maçta İbrahim Üzülmez'in oynayacağını düşünüyorum. Oynamazsa ve İsmail sahada olursa, önünde de birinci tercih olan Yusuf oynarsa Fenerbahçe zaten Gökhan ve Kazım ile her yönden daha baskın olduğu bu bölgede ipleri iyice eline alır diye düşünüyorum.
Ortasahaya yani oyunda genel olarak dominasyonu kimin kuracağını belirleyecek bölgeye gelelim. Ernst - Fink - Tello üçlüsü çok değerli ve 4-3-3 dizilişi için kadrodaki en ideal üçlü. Barış Kupası maçlarında Sivok ve Ferrari ile birlikte Beşiktaş'ın en oturmuş bölgesi olarak gözüme çarptı. 4-3-3 şablonun kitabını yazmış Porto karşısında bilhassa çok etkililerdi. Fenerbahçe maçında karşılarında Alex - Emre - Cristian üçlüsünü bulacaklar. Çok daha pasör, çok daha teknik, çok daha hücumcu bir üçlüye sahip Fenerbahçe ama Ernst - Fink - Tello tempo ve fizik kalitelerinin yanı sıra daha dengeli ve defansif olarak da daha üstünler. Fenerbahçe'nin hazırlık maçlarında baya aşama kaydettiği tek top organizasyonunu bozarak, pas bağlantılarını keserek; Fenerbahçe'yi geriden beklerin ve Bilica'nın atacağı ters toplara ve uzun menzilli şutlara mahkum edebilir, topallaştırabilir Beşiktaş.
Ki Beşiktaş'ın oyundaki ilk amacı da bu olmalı. Teknik olarak becerilemezse bile, sertliğe prim tanıyan ve kart göstermeyen hakem ünvanlı Yunus Yıldırım'ı kullanabilir pekala. Bilhassa maçın başında ortasahada, tehlike hunisinin dışındaki bölgelerde yapılacak faullerle Fenerbahçe'nin oyun oturtmasını engelleyebilir Beşiktaş. Maçın kaderi ve Beşiktaş'ın hücum üretkenliği de buna bağlıdır kanımca. Tabi Denizli şapkadan tavşan çıkarmayı deneyip İnceman'ı ortasahaya monte etmez ve Tello'yu sol fervete atmazsa...
Hülasa, Fenerbahçe ortasahada oyununu oturtursa kanatlarını da canlandırır. Dominasyonu kurar, Beşiktaş'a kontradan başka çare bırakmaz. Sadece savunmakla kalır. Fenerbahçe kanat oyunu sayesinde Türk kalecilerin ve Rüştü'nün en büyük zaafı olan yan toplardan ya da ribauntlarından gol bulabilir. Aksi durumda da Beşiktaş en uçtaki Nobre'yi duvar olarak kullanarak Önder'in bütün zaaflarından faydalanır, çıkarken kapılacak toplarla Bilica ile Önder'in arasında sürpriz oyuncular sokabilir ve Volkan Demirel'i hayatının en sert antrenmanıyla karşı karşıya bırakabilir.
Neyin olup neyin olmayacağını akşam 21:00'da göreceğiz. Ama ben bu maçın her halükarda tempolu ve gollü geçeceğini düşünüyorum. Gönül Fenerbahçe'den yana muhakkak. Ama sarı-lacivert kazansa da kaybetse de bol skorlu bir maç olsun, Fenerbahçe en azından savunmasına takviye yapsın. Önder'den kurtulsun.
Etiketler: Futbol, Türkiye