21 Eylül 2009 Pazartesi

Frank Rijkaard


"A good manager is an active manager"

by Mark Lawrenson / PES 2009 Commentator

45'te Guiza'nın çıkacağı günleri görecek miyim ?

Etiketler:

20 Eylül 2009 Pazar

Eurobasket 2009 Notları #2



* NTV yorumcusu İhsan Bayülken maç yayınında o kadar fazla detay veriyor, o kadar sık yorum yapıyor ki yazmak için birşey bırakmıyor. Yazacaklarım kendimde intihal hissi uyandırıyor. İlk iki maçta her parçasıyla çok speküle edilen 12 Dev Adam'ın farklı görüntüsüyle yine de zorlayarak yazdım. Sonra Sırbistan ve İspanya galibiyetlerinin yarattığı mutluluk yoğunluğu, ardından Slovenya ve Yunanistan mağlubiyetlerinin yarattığı hüznün yoğunluğu derken turnuva final gününe geldi. Bloga Eurobasket 2009 etiketi atıp, 3 post yazmak benim tarzım değil. Bu kez böyle oldu, kusuruma bakmayın.

* 4 takımlı gruplar oluşturup, 3 takımı üst gruba taşımak, çeyrek finale kadar 6 maç oynatıp madalya şansını tek maça bağlamak, o 6 maç yüzünden fikstürü sıkıştırıp takımların pestilini çıkarmak yılların FIBA geleneği. İlk defa olan birşey değil. Fransa ve Türkiye ciddi anlamda statü kurbanı oldular bu turnuvada. Felaket başlayan İspanya'ya ise statü piyangosu vurdu.

* Yarın Sırbistan ve İspanya final oynayacaklar. İki finalisti de yenmiş olmamıza rağmen madalya alamıyor oluşumuz bizim hayıflanma katsayımızı arttırıyor. Bu şansı uzatmalarda 2'şer sayıyla kaybetmiş olmamız sinirlerimizi de bozuyor ama üzülmesini bilmek lazım. Şu takıma zerre inanmayan, kılı dönse 3 gün rapor alacak adamların internette, sözlüklerde, medyada Hidayet ve koç Tanjeviç başta adam asmaca oynamak terbiyesizlikten başka birşey değil. Bizim bozulmadı mı arkadaşım sinirimiz ? 2 günde 2 yıl yaşlandım. 2 maçın ardından 2 saat Dikmen yokuşlarında yürüdüm. Siz de gidin azıcık hava alın. Sonra şu takımın mücadelesine, gösterdiği karaktere saygı duyun.

* Bu turnuva gösterdi ki biz savunma yapabildiğimiz ve oyun disiplininden kopmadığımız sürece varız ve her rakibimizle kafa kafaya oynayıp kazanabiliriz. Ama bu oyunda hücum da var. Kapasiten ve opsiyonların ne kadar sınırlıysa maçları kazanma marjinin de o kadar düşüyor. Bizim açımızdan gazozuna oynanan Fransa maçını saymıyorum, ama kendi ayarımızdaki takımlara karşı ya ufak nüanslarla kazandık ya da kaybettik. Seneye evimizde bir Dünya Şampiyonası oynayacağız. Aynı senaryoyu yaşamamak ve biraz daha rahat maç kazanabilmek için hücumda gelişmemiz şart. Ne var ki elimizde artık İbrahim Kutluay, Harun Erdenay, Serdar Apaydın ayarında istikrarlı şutörler yok. Bu kadar kısa sürede böyle bir oyuncu yetiştirme şansımız da yok. Devşirme hakkımızı kullanarak bu eksiğimizi kapatmamız lazım. 1-2 oynayabilen, takım için oynayabilen ve savunma düzenimizi bozmayacak bir oyuncuyu Tanjevic ve ekibinin bulması, Turgay Demirel ve arkadaşlarının da ikna etmesi lazım.

* Teodosic büyük oyuncu.

Etiketler: ,