İtalya'da 1994-95 sezonuna girilirken Juventus 8 sezondur şampiyon olamıyor, 4 sezondur İtalya Kupası kazanamıyor ve 10 senedir de Şampiyonlar Ligi'nde varlık gösteremiyordu. Tam da o sezon başında Juventus'un finansörü Fiat'ın sahibi Agnelli'nin bir kararıyla Juventus'un talihi tamamen değişecekti. Kulübe CEO olarak atanan Antonio Giraudo ile genel menajer olarak atanan Luciano Moggi ikilisi bir döneme damga vurur. Postun fotoğraflarında sorulan "Dünya'nın en güzel oyununun ne kadar çirkinleştirilebileceğinin" cevabı yıllar sonra yine bu adamlar tarafından verilir ve Juventus'ta saha dışındaki lobi sistemi ve yapılanması saha içerisindekinin önüne geçer belki ama esas konumuz bu değil. Moggi'nin telefonlarının gölgesinde kalan futbol işleri.
Giraudo ve Moggi 94-95 sezonunda takımın başına Lippi'yi getirir. Moggi ve Lippi'nin o seneki icraatları Ciro Ferrara, Didier Deschamps, Tacchinardi transferleri ile bir sezon önce alınan genç Del Piero'ya forma vermek olur. Postun başında belirttiğim kazanılamayanlardan Lig ve Kupa kazanılır. Milan hakimiyeti sarsılır. Ertesi sezon kadroya katılan Carrera, Lombardo, Jugovic, Padovano ve ezeli rakipten alınan Pessotto ile Hamburg zaferinden sonra askıya alınan Şampiyonlar Ligi, Süper Kupa ve Kıtalararası Kupa da kazanılır. Mutlak bir hakimiyet.
Bu oyuncuların transferinin ve 2 sezonda alınan başarıların geçici olmadığı sonraki 7 sezonda da görülür. Zidane, Iuliano, Montero, Birindelli, Inzaghi, Edgar Davids, Tudor, Zambrotta, Van Der Sar, Trezeguet, Buffon, Nedved, Thuram, Camoranesi, Cannavaro, Zlatan Ibrahimovic gibi nokta transferlerle oluşturulan takımlarla, Lippi ve Capello önderliğinde sonradan ikisi geri alınsa da 6 Serie A ve 4 İtalya Süper Kupası alınır. 2 de Şampiyonlar Ligi finali oynanır. Bu 1976-86 yılları arasında Giovanni Trapattoni teknik adamlığında yakalanan başarılardan sonraki Juve'nin en başarılı olduğu dönemdir. O dönemin oyun lideri Bettega'nın bu son döneme de yönetici yetenekleriyle katkıda bulunmasını da ayrı bir not olarak düşelim.
Peki şimdi ki başarısızlık neyin nesi ? Gelenekleri bu kadar güçlü olan bir kulüp nasıl oluyor da Calciopoli'den sonra sürekli karavana atıyor ? Payı muhakkak var ama bunu sadece Giraudo ve Moggi'nin telefon görüşmelerinin sonunun gelmesine bağlamak Fenerbahçe'nin bütün başarısızlıklarını sürekli Ulusoy'a yıkmasından farksız. Juve'nin en büyük sorunu şu an tepedeki kişilerin futbola uzak olmasından kaynaklanıyor. Eskiden Boniparti gibi oyunculuktan gelme Başkanları ve yöneticileri olan Juventus'un şuan ki başkanı Gigli bir işletmeci. Üstelik Chiusano gibi Agnelli ailesinin yanında büyümüş, kulübün seneler boyunca yönetim kadrosunda kalmış da değil. Genel menajer, yani Moggi'nin mevkidaşı, Jean-Claude Blanc bir Fransız ve Fransa'da futbol hariç ralliden tutun, tenise kadar ne spor varsa onların organizasyonuyla uğraşmış bir yönetici. Direktör Montali bir voleybol efsanesi. Sportif komitedeki bir diğer direktör Montanaro ise bir hukuçu. Şekip Mosturoğlu muadili. Hal böyleyken bütün futbol organizasyonu kala kala 38 yaşındaki toy futbol direktörü Alessio Secco'ya kalıyor. Onun da babası Sergio Secco'nun efsane başkan Boniparti'nin en iyi yardımcısı olması dışında futbolla ya da Juventus ile organik bir bağı yok. Bu görevden önce de basın sözcüsüydü zaten. Dolayısıyla bu ekibin Ibrahimovic'i 24 milyona ezeli rakiplerden Inter'e, Mutu'yu 3 kuruşa yine rakiplerden Fiorentina'ya satması şaşırtmıyor kimseyi. Tiago, Sergio Almiron, Sissokko, Poulsen, Mellberg, Salihamidzic, Knezevic gibi transferlerin kalibresi ise eskiye göre hayli sönük kalıyor. Ranieri de Lippi - Capello ayarında olmadığından hala Nedved ve Del Piero'ya bakıyor koca takım. Bu sezon Amauri bu gidişatı değiştirmeye yetecek mi göreceğiz.
Etiketler: Futbol