30 Mayıs 2008 Cuma

Boulogne Boys'un Sonu ?



Fransa'da holiganizm ile ilgili tez yazacak olsanız gidilecek adres belli. Paris Saint Germain'den başkası değil. Grup farketmeksizin stad içi ve stad dışında ne vukuat ararsanız var Saint Germain taraftarının sicilinde. Say say bitmez,

En önemli grubu ise Boulogne diye bilinen kale arkasında konuşlanan Boulogne Boys. Zamanında Galatasaray taraftarı ile mevzusu olan grup. Kendileri gibi PSG'yi desteklemesine rağmen beyaz olmadıkları için karşı tribünün grubu Tigres Mystic ile kapışacak kadar manyaklar.

Artık yoklar, en azından kağıt üzerinde. Sebebi de fotoğraftaki pankart, ya da bardağı taşıran damla desek daha doğru olacak.

Bu pankartta her zamanki ırkçılıklarıyla kuzeyin takımı olan Lens halkı için pedofil, işsiz ve aslında bilimsel bir terim olsa da kast ettikleri ile şurda yazmaya terbiyemin yetmeyeceği bir yakıştırmada bulundular. Sonunda Bakanlık tarafından bu kaçıncı diyerek dağıtılınca şaka yaptık dediler.

Olan PSG'ye oldu, Lens'ı 90+3. dakikada attıkları golle yenerek kazandıkları Lig Kupasına rağmen sevinçleri kursaklarında kaldı. Son şampiyon, Boulogne Boys kurbanı olarak seneye Lig Kupasından men edildi.

Etiketler:

Haylazlar

Etiketler:

Batan Geminin Malları



Sezon içerisinde dahi sürekli konuşulan transferler, bu mevsimin en önemli futbol hadisesi olacak. Bazıları Euro 2008'i dahi geride bırakabilir. Onları zaten çarşaf çarşaf okursunuz, bir de küme düşenler var. Kafasını kullanan kulüpler o takımlardan hiç beklemedikleri iyi oyuncuları yok pahasına alabilirler. Ben olsam bunları kestirirdim gözüme;

Real Murcia: Henok Goitom (SWE), Fabian Carini (URU)
Levante: Alvaro (BRA), Miquel Robuste (SPA)
Real Zaragoza: Diego Milito (ARG), Pablo Aimar (ARG), Carlos Diogo (URU), Ricardo Oliveira (BRA), Francelino Matuzalem (BRA), Alberto Zapater (SPA), OScar (SPA)

Livorno: Amelia (ITA), Tavano (ITA), Bergvold (DEN), Knezevic (SRB)
Parma: Gasbarroni (ITA), Cigarini (ITA), Dessena (ITA)
Empoli: Pozzi (ITA), Vannucchi (ITA)

Duisburg: Tiffert(GER), Schlicke (GER)
Hansa Rostock: Zafer Yelen (TUR), Cetkovic (MON)
Nürnberg: Misimovic (BOS), Charisteas (GRE), Mintal (SLO), Vittek (SLO), Kristiansen (DEN), Pinola (ARG),

Birmingham: Forssell (FIN), LArsson (SWE), De Ridder (NET), McFaden (SCO), Kapo (FRA)
Reading: Shorey (ENG), Bikey (CAM), Rosenior (ENG), Matejovsky (CZE)

Metz: Pjanic (BOS), Bassong (FRA),
Strasbourg: Cohade (FRA)
Lens: Dindane (IVO), Sable (FRA), Nenad Kovacevic (SRB), Coulibaly (MAL), Keita (MAL)

Etiketler:

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Adeus



Santos bu sene bir türlü durulmamıştı. Taraftarlar hem başkanı hem de teknik direktör Emerson Leao'yu aylardır istemediklerini açık açık belli ediyordu ama krizden bir şekilde çıkmayı başarıyorlardı.

Lakin Libertadores'e çeyrek finalde veda ediş ve son lig maçında Cruzeiro'dan alınan 4-0 lık mağlubiyetin ardından Leao pes etti ve istifasını sundu. Üstelik sportif direktörün Luiz Antônio Ruas Capella'nın kalması yönündeki açık desteğine rağmen.

Leao'nun Santos ile kupa alamadığını, ve 32 maçlık karnesinde 16 galibiyet, 11 beraberlik ve 5 de mağlubiyet olduğunu hatırlatalım. İstifanın ardından Vila Belmiro'da oynanacak Sao Paolo maçına Cevat Güler'i göndermeli ami acep ?

Etiketler: ,

Brezilya 2008: 3. Hafta




Geçen hafta kırmızı kart haftasıydı Brezilya'da
. Bu haftaya ise beraberlik ve verilen/verilmeyen penaltılar damgasını vurdu. 10 maçın yarısı berabere bitti. Bu maçlardan Palmeiras - Portuguesa maçı ise tam anlamıyla zıvanadan çıktı.

Palmeiras'ın 1-0 öne geçtiği maçta Portuguesa'nın peşpeşe 2 penaltısı verilmedi, daha sonra Palmeiras isyan etti hakeme. 4. pozisyonda hakem penalıyı verse de Palmeiraslı Alex Mineiro file yerine direği seçti.

Penaltı kabusu yaşayan diğer takım ise geçen hafta evinde 2-0 kaybeden Fluminense oldu. Geçen hafta kaçırmışlardı, bu hafta da kaçırdılar. Karşılıklı atılan iki enfes frikik golünün ardından lambuja Sport'dan geldi. Gol net ofsayttı ve Fluminense için bir mağlubiyetten daha fazlası oldu bu gol. Sondan ikinci durumdalar sıralamada. Yıllar sonra Copa Libertadores'te oynadıklarını hem de final için Boca ile kapışacaklarını düşünürsek biraz daha böyle gider gibi Flu.



Bu hafta sevinemeyen bir başka büyük de son şampiyon Sao Paolo oldu. Açılış haftasında şampiyon adaylarından Palmeiras'ı yenen Coritiba bu kez de Sao Paolo'dan puan kupardı. Kaleci Edson Bastos'un gole sebep olan fahiş hatası olmasa onları da yenebilirlerdi.

Haftanın en büyük maçını ise Lig TV'den canlı izledik. Cruzeiro'nun evinde Santos'u dörtlük yaptığı maçın yıldızı 19 yaşındaki Guillherme oldu. Takımı da liderlik koltuğuna taşıdı. Toplu sonuçlar şöyle.

Atlético-PR 1-1 Atlético-MG
Sport Recife 2-1 Fluminense
Goiás 1-1 Ipatinga
Vitória 4-0 Figueirense
Flamengo 2-1 Internacional
Portuguesa Palmeiras
Cruzeiro 4-0 Santos
Botafogo 1-1
Vasco
São Paulo 1-1 Coritiba
Grêmio 2-0 Náutico

Etiketler: ,

27 Mayıs 2008 Salı

39. Maç Etkisi



İngiltere Futbol Federasyonu (FA) 2009/2010 sezonu için Sky Sports ve BBC'den 264 milyon sterlin alacak. Bu sadece ligin yerel hakları için anlaşılan rakam. Asıl vurgun İngiltere dışındaki yayın haklarından yapıldı. Geçen seneye göre % 300 artışla 6 yayıncıdan alınacak para toplam 24 milyon sterlin.

Sezon boyunca 39. maçın tartışılması. Olurdu, olmazdı diyerek hayli reklam ve pazarlama yapılmasının alınmışa benziyor. Bakalım aşağıdaki yayıncılar umduklarını bulabilecekler mi ?

IMG - Orta Doğu ve Afrika hariç tüm Dünya
Pitch International - Orta Doğu
Hi TV - Nijerya
Supersport - Afrika, Nijerya
GTV - Afrika
Perform - Bahis siteleri için online canlı yayın hakları

Etiketler:

Bir Zamanlar



Leeds United kadar olmasa da 90'lı yılların son zamanlarında İngiltere'nin en iyi çıkış yapan, en formda takımlarındandı Leicester City. Bir zamanlar Emile Heskey, Neil Lennon, Robbie Savage, Muzzy Izzet gibi oyuncuları ezberletmişlerdi. 36 sene sonra çıktıkları Avrupa arenasında pek isim yapamasalar da süksesi UEFA'nın hayli üstünde olan İngiltere liglerinde teknik direktör Martin O'neill ile büyüyüp, kupalar kazanmışlardı.

Resimdeki de onlardan biri. Matt Elliott'un öptüğü 2000 senesinde alınan Lig Kupası. Aynısını 1997'de de almışlar ve 1999'da final oynamışlardı. Daha sonra düşüne borç batağından Gary Lineker'in çabaları ve itibarı dahi kurtaramadı Leicester City'yi.



Artan borçlar, kulübün satışı ve kötü yönetim derken kendilerini İngiltere'nin 3.liginde buldular. Daha önce Standard Liege ve OGC Nice maceralarından istenilen sonucu alamayıp Portsmouth'a sarılan ve fena işler yapmayan sırp iş adamı Milan Mandaric bu işin baş sorumlularından biri. Yazık oluyor 125 yıllık kulübe.

Etiketler:

Marcelo Moreno



Şu surata bakın. Latin Amerika'nın sıcaklığı akıyor. Ayrıca gayet temiz ve futbola aşık bir yüz. Çakallıktan eser yok. Dalyan gibi bir fizik, koşarken rüzgarla taranan saçlar da cabası. Gol sevinci de gayet başarılı. Gökyüzüne bakarak yere diz çöküyor, sonra Kaka misali işaret parmaklar yukarı doğru.

20 yaşındaki, 188 boyundaki Bolivyalı Marcelo Moreno, Cruzerio ile çıktığı 36 maçta tam 21 kez bu sevinci tekrarladı. Sağ ayak, sol ayak, kafa; gol atılabilecek her türlü uzvunu etkili kulanabiliyor. Her yerden bitme ve bitirme becerisine sahip komple bir santrfor.



Uzun süredir İngilizlerin takibindeydi ama son senelerde Elano, Matuzalem, Jadson, Ilsinho, Fernandinho gibi Brezilya'daki önemli potansiyelleri kapatan Lucescu'nun Shakhtar'ına gitti. 7 milyon avrodan pazarlık yapılıyordu ama açıklanan resmi rakam 9 milyon avro. Ancak bu paranın sadece %40'ı Cruzeiro'nun kasasına girecek. % 50'si Vitoria'da oynarken onun bonservisine yatırım yapan bir iş adamının olacak.

Moreno ise 5 senede 6 milyon avro alacak. İspanyol vatandaşı olması sebebiyle birkaç seney Skakhtar'dan La Liga'ya zıplaması da hayli olası.

Etiketler: , ,

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Rezaletin Bedeli



Soler başkanlığa geldiğinde Valencia kıtanın en iyi top oynayan takımıydı. La Liga'da şampiyon olunmuş, UEFA Kupası alınmış ve planlar artık kulübün 2 defa final oynayıp da kaybettiği Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak yönündeydi.

Soler gelişiyle birlikte ilk icraatını gerçekleştirdi. Zamanın teknik direktörü Rafa Benitez ile yolları ayırdı. Rafa Benitez istifa etmek zorunda kalsa da asıl sebep oyuncu transferi konusundaki anlaşmazlıktı. Rafa Benitez'in benzetmesiyle Soler masa isteyen teknik adamına abajur öneriyordu.



Soler'in ekürisi de sportif Jesus Garcia Pitarch olunca Benitez mecburen istifa etmek zorunda kaldı ve soluğu Liverpool'da aldı. Benitez'in sonunu hazırlayan bu ikili Chelsea'den kapı dışarı edilen Ranieri'ye sarıldı. Kulübe zamanında Mendieta, Angulo, Albelda gibi genç oyuncular yetiştirdiği için fena bir seçim gibi gözükmese de, Ranieri Chelsea'deki formsuzluğunu Valencia'da da sürdürdü.

Benitez'in kuyusunu kazan Pitarch da layığını bularak Ranieri ile birlikte Soler'in hışmına uğradı. Yerlerine ise kulübün aktif oyuncusu Carboni ve Getafe'nin el üstündeki hocası Quique Sanchez Flores geldi. Flores takımı 3.lüğe taşıdı, Şampiyonlar Ligi'nde Essien'in son saniye golüyle Chelsea'ye çeyrek finalde eğilmesine rağmen başarılı bir sezon geçirildi. Ama Valencia'nın derdi bitmek bilmedi. Yine bir sportif direktör krizi başgösterdi. Aziz Yıldırım'dan beter adı çıkan Soler bu kez teknik adamını korur gibi göründü. Oysa ilk fırsatta Flores'in defterinin dürüleceği yazılıyordu.



3 haftada alınan 1 La Liga mağlubiyeti ve Şampiyonlar Ligi'ndeki Rosenborg yenilgisiyle fırsatı bulan Soler rahmetli Jesus Gil'e nazire yaparcasına Flores'i de harcadı. Sonunda Koeman'ı getirerek kendisini de. Harcadıkları sadece isimler de değildi üstelik Soler'in; 4 senede alınan 1 Kral Kupası karşılığında çoğu Koeman dönemine ait olmak üzere Valencia'nın tam 208 milyon avrosu uçup gitti.

Bu paranın 22 milyon avrosu alınıp da fayda sağlanamayan oyuncuların elden çıkarılma ve tazminat bedellerine gitti. Koeman ve yardımcılarına 6 ay boyunca 7,5 milyon avro ödendi. Aynı dönemde yuncu satışlarından elde edilen gelir ise sadece 43 milyon avro. Daha kötüsü olamazdı sanırım.



Şimdi bütün bunların ceremesini çekecek kişi ise çiçeği burnunda genç teknik adam Unai Emery. Sadece para harcayamayacak olması değil mesele, birkaç starını da satmak zorunda. Eh Almeira ile başardıklarını düşünürsek Valencia'nın bu şartlarda yapabileceği seçim bundan daha iyi olamazdı doğrusu.

Etiketler:

Bu Savunmayla Olmaz



Türkiye hücum oyuncusu havuzu geniş bir ülke. Euro 2008 kadrosunda olanlar bir yana Ümit Karan, Mehmet Yıldız, Gökhan Ünal, Mehmet Topuz gibi dışarıda kalan bir çok oyuncuya sahibiz; oysa aynı zenginlik savunmada yok. Hazırlık maçları gösteriyor ki bunun sıkıntısını turnuvada hayli acı bir şekilde çekeceğiz.

Cam adam Gökhan Zan, Fatih Terim kontenjanından milli Emra Aşık'ı geçtim savunma ikilisi olarak sezonun en formda ikilisi olan Servet ve Emre Güngör dahi bu seviyedeki bir turnuva için yeterli değiller. Zira Euro 2008'den çok daha aşağıda olan UEFA Kupası'nda buna şahid olmuştuk. Hatta örnek olarak Emre'nin Suarez'i indirdiği pozisyonun benzerini Servet Leverkusen maçında yaşamasını da gösterebiliriz.

Buna bir de çizgi savunmada sürekli kademe hatası yapan, savunma pozisyonu alma konusunda yetersiz ve ofsayt bozan sağ bek eksikliğimize derman olacak Gökhan Gönül'ün eksikliğini de ekleyince karşımıza rakibin her akınında pozisyon veren bir Türkiye çıkıyor.

Böyle savunma dörtlüsü olan bir takımın tek ön libero ile oynaması hayli lüks. Emre diyecekler onun Mehmet Topal veya Aurelio'ya uzak oynadığını, sadece oyunun hücum olarak sıkıştığı anlarda top almak için bu oyunculara yaklaştığını unutmamalılar.

Terim muhakkak burada iki oyuncu kullanmalı. Sadece bu da yeterli değil. Sağ bekte Sabri, Hamit türündeki oyunculardan kurmak yerine oraya stoper kılıklı bir oyuncu koyarak hem boy handikapımızın önüne geçebilir, hem de daha sağlam bir dörtlü elde edebiliriz. Tabi hücum üretkenliğimizden biraz kaybetmek zorunda kalacağımız da gerçek.

Burası için en uygun isim mevcut kadroda İbrahim Kaş gibi. Sezon boyunca o bölgede rüştünü ispatlamış, alan savunmasını bilen Gençlerbirliği Oftaşlı İlhan Eker bana kalırsa daha iyi olurdu. Doğrusu Terim'in turnuvadaki tercihlerini çok merak ediyorum.

Hele de karşımızda kendisinin ekol olmasını sağlayan, oyunu bozarak oynama ve pivot alışkanlığından vazgeçerek birden oynamaya çalışan ve bunu yerden yapmaya niyet etmiş bir Fatih Terim varken.

Etiketler: , ,

Roma Roma Bella



Bu sezon iyi olmalarına, haketmesine rağmen sezonu kupasız kapayan takımlar var. Chelsea, Getafe, Fenerbahçe gibi. Inter'e sempati duysam da Roma'nın da bu kategoriye dahil olmasını istemiyordum doğrusu, adil olmayacaktı. Hele de başlarında Spalletti gibi futbolun güzel tarafına daha çok kendini kaptırmış bir adam varsa.

Inter kaybetmeye dünden razı olsa da, Roma ciddiye aldı maçı. Çok daha iyi başladı, birçok pozisyon buldu ve 2-0 öne geçti. Inter'in primavera yıldızları sahaya Inter adına biraz karakter ve 1 gol koysa da Roma'yı devirmeye yetmedi bu çaba.

Kaptan Totti ve takım arkadaşları çocuklar gibi eğlendiler. Seramonide giydikleri formalar da Yıldırım Demirören'i kıskandıracak cinstendi doğrusu...

Etiketler: