11 Temmuz 2009 Cumartesi

Javier Pastore



Arjantin 2007 yılından sonra yapılan 21 yaş ve altındaki bütün uluslararası turnuvalarda dökülüyor, Brezilya'ya geçiliyor. U19, U17, U15 hepsinde süpürüldüler. Milli takımın nüvesini oluşturan oyuncular hala çok gençler ve uzun yıllar taşıyacak nitelikteler Arjantin takımını. Fakat yerel ligin kalitesi gitgide düşüyor aşağıdan beslenemedikleri için. Boca, River, Independiente'nin olduğu yerde borusu pek ötmeyen Lanus, Huracan, Velez gibi takımlar son turnuvalarda başa güreşiyor. Dikkat çeken oyuncu sayısı eskiye göre çok az. Javier Pastore de o birkaç adamdan biri. Henüz 20 yaşında ve Arjantin'in Kaka'sı gözüyle bakılıyor. NTVSpor Huracan'ın ne kadar maçını verdiyse o kadarını izleyebildik. O kadarı bile fiziğinin, tekniğinin ve yeteneklerinin Kaka'ya benzerliğini anlamak için kafi. Kaka gibi fazla gösterişli bir oyunu yok, o ne çalımdı dedirtecek hareketi de yok ama tıpkı Kaka gibi kısa mesafede çok rahat ivmeleniyor; top hakimiyeti, driplingi ve şut tekniği basit gibi gözükse de öldürücü. Yine de herşeyden önce büyük topçu olmak için beyin lazım. Var mı yok mu ? Ne kadarını kullanıyor ? Ne kadar olgun ? İtalya'da anlayacağız hepsini. 31 maçta attığı 8 golle Palermo'ya transfer oldu Javier Pastore. Kafasını kullanırsa 2014 yılında bitecek kontratından çok daha önce ayrılır Sicilya'dan.

Etiketler: ,

One Night In Istanbul



Şu tanıtımı istesen yapamazsın İngiltere'de ama kaç yetkilinin haberi var emin değilim. "One Night In Istanbul" yani "İstanbul'da Bir Gece" isimli tiyatro oyunu Liverpool sahnelerinde oynanmaya başlandı. Açılışına Steven Gerrard başta Liverpool topçuları da katılmışlar. 4 Liverpool taraftarının İstanbul'a gelişinden başlayarak o gece yaşadıkları gerçek hikayelerini anlatıyor oyun ve elbette Liverpool'un o muhteşem başkaldırısını. Bilet bulamadığımızdan maça gidememiştik ama bizim de var o maçla ilgili anılarımız. Nezaretten kurtarmıştı Liverpool ve Milan bizi Büyükçekmece'de. Conrad Oteli'nde Halil Özer ve UEFA yetkilisini ararken Microsoft yöneticileriyle lobide puro içmek de cabası.

Etiketler:

No Alla Tessera Del Tifoso

10 Temmuz 2009 Cuma

Benitez'den Masallar



Oldum olası ısınamadığım hocaların başında gelir. Abuk subuk İspanyolları alması, harcadığı paraya rağmen 2. sınıf kadrolar kurması, kimi oyunculara harcadığı irrasyonel çabalar ve motor gibi bir çene. Geçen sene transferde bütün enerjisini Aston Villa'nın ortasaha oyuncusu Gareth Barry'ye harcamış ama sonlandıramamıştı transferi. Bu transferin sermayesini de Xabi Alonso'yu satarak sağlamayı düşünüyordu, onu da ortalık malı yaptı. Juventus, Fenerbahçe derken elinde kaldı Alonso. Yine de Gerrard ile birlikte takımın en iyisi olmuştu İspanyol ortasahada. Geçen sene 22 milyon sterlini gözden çıkardığı Barry'yi bu sene haftalık 30,000 sterlin fazladan vermemek için 12 milyon sterline City'ye kaptırdı. Şimdi Barry'yi hedef alarak konuşuyor 'herşey para değildir' diye, arkasından da mesajı gönderiyor 'Alonso ve Mascherano herşeylerini Liverpool'a borçlular' diye. Geçen sene 15-20 arasına gözü kapalı bırakacağı Alonso için şimdi 30 milyon sterlinden fazla istiyor Benitez. Ben kendisine yaklaşık 1 sene evvel dediğim gibi "
bi çay koy gel" diyorum. Kebapçı çaycısı kılıklı herif...

Etiketler:

Mourinho Sezonu Açtı



Inter bugün ilk antrenmanını yaptı, Mourinho da sezonun ilk basın toplantısını. 1 hafta konuşulacak demeci de yapıştırmış gazetecilere."İngiltere'de çalışmak daha kolay çünkü futbolu sadece 90 dakikalığına düşünüyorlar. İtalya'da ise 60 milyon teknik direktör var"

Etiketler:

Rummenigge ve Maradona


Maradona eskiden şeker gibi çocukmuş.

Maradona ve Pele

Etiketler:

Çok Yönlü Fenerbahçe



Fenerbahçe Mehmet Topuz, Özer, Bekir ve Bilica gibi iç pazarda Fenerbahçe rotasyonuna girebilecek kaliteli oyuncuları birbir kadrosuna katarak çok hızlı başladığı transfer sezonunda şu an durgun. Galatasaray'ın Rijkaard, Keita, Leo Franco, Gökhan Zan; Beşiktaş'ın Fink, Ferrari, Nihat Kahveci, İsmail Köybaşı ve Rıdvan Şimşek hamlelerinden sonra ise Hasan Ali Atasoy'da bile başgösteren bir sabırsızlık var. Rakpleriyle nicel olarak aynı doğrultuda transfer yapmış olmasına rağmen böyle bir havanın oluşmasının en büyük sebebi ise yabancı transferde yönetimin Zico ve Aragones dönemlerinde alınması zor hedefler seçip, 3 ay süren transfer dönemini verimli kullanamaması; ve sonunda nitelik olarak düşük ya da düşüşte profil çizen Josico, Maldonado, Kezman, Deivid gibi oyuncuları transfer etmesi. Kalite olarak güven veren Edu ve Lugano gibi oyuncuları da bırakın sezon öncesi kampa ligin başlangıcına dahi yetiştirememesi. Hayalkırıklığından da öte güvensizlik var Fenerbahçe taraftarında yönetimine karşı. Taraftar artık kamp döneminde tam kadro bir Fenerbahçe görmek ve içindeki kurttan kurtulmak istiyor. Normal şartlarda ben de bu gruba dahilim elbette, ama takımın başındaki teknik adam Christoph Daum olunca rahatlıyorum.


Bu rahatlığımın arkasındaki en büyük sebep; Daum'un Fenerbahçe'ye geldiği ilk dönemde karavana transferinin Fabiano dışında hiç olmaması, Koch ile beraber uyguladığı modern antrenman teknikleri ile aldığı oyuncuların hazırlanma ve uyum sürecini minimuma indirip üstüne de hemen verim verecek oyun şablonunu yerleştirebilmesi. I. Daum döneminde alınan Stjepan Tomas, Petkov, Nobre ve Copa America'dan ötürü 2004-2005 sezonunun 2. maçı olan Samsunspor maçına ancak yetişebilen ve hiç hazırlık dönemi geçirmeyen Alex De Souza aklıma bu minvalde gelen örnekler.

İçeriden alabildiğini aldı Fenerbahçe. Bundan sonra rotası başta Hamit Ve Halil olmak üzere dışarıdan alınabilecek yerliler ve yabancı transferler. Eğer Fenerbahçe o dönem kariyerinde zirve yapmış, ha deyince alınamayacak Alex, Appiah misali oyuncuları kovalıyorsa yabancı transferde, alternatiflerini hazırlayıp çıkmaz sokağa girinceye kovalayacaktır bu oyuncuları. Daum kendisini benden daha iyi tanıyordur şüphesiz ve konuşup yönetime bu garantiyi bizzat kendisi vermiştir. Önce listenin 1. sırasındaki oyuncuların alınmaya çalışıldığına eminim. Son zamanlarda popülarite Galatasaray'a kaymış olsa da yabancı transferde şaşırtmayı en çok seven yönetimdir Fenerbahçe ve Poulsen'in dahi birinci tercih değil alternatif olması muhtemeldir dolayısıyla.

Aziz Yıldırım yeni dönemde rakiplerini öpen bir Fenerbahçe olacak vaadini verdi kongre öncesi. Alınan teknik adam Daum olunca yeni sezonda dinamik, tempolu ve mücadeleci bir Fenerbahçe olacağı su götürmez. Oysa Fenerbahçe'nin yaratacağı fark bu değil, sadece Fenerbahçe için değil birçok takım için bunlar temel gereklilikler. Fark yaratabilmeniz ve yarışta 1 adım önde olmanız için daha fazlası lazım. I. Daum döneminde farkı duran toplar ile, ekstra meziyetleri ve birden fazla mevkide oynayabilecek oyuncular sayesinde, birden fazla dizilişi oynayabilecek kadro zenginliğiyle yaratıyordu Fenerbahçe.

Filmi geri saralım ve 2003 - 2004 sezonuna geri dönelim. Daum'un aldığı takım 51 puanla ligi 6. bitirerek dibe vuran bir takımdı. Daha vahimi mental olarak dağılmış, ve birlikteliğin zerre olmadığı bir takımdı. Büyük bir temizlik yapılarak 21 yaş altı milli takımın önemli oyuncuları alındı ve saha içi lideri olarak da Pierre Van Hooijdonk transfer edildi. PVH dışında alınan yabancı oyuncular Enke dışında hepsi düşük profil çizen ve maliyeti çok uygun oyunculardı. İtalya Serie B'nin Como takımından alınan Stjepan Tomas, Trabzonspor'dan alınan Marco Aurelio, İstanbulspor'dan alınan Petkov, Corinthians'tan kiralanan Fabio Luciano. Devre arasında da Cruzeiro'dan Nobre kiralandı.

Daum ilk senesinde Hollanda usulü bir 4-3-3 oynattı. Libero diye bilinen Ümit Özat'ı ortasahaya monte etti ve kariyerinin en verimli sezonunu yaşattı 7 gol 8 asist ile. Forvet diye alınan Serhat ve Tuncay'dan ülkenin en skorer sol ve sağ açıklarını yarattı. 27 gol ve 11 asistle oynadı bu ikili. Ortasahanın sağına alınan Marco Aurelio'dan Türk Milli Takımı'na da derman olacak bir defansif ortasaha yarattı. Fabio Luciano ülkeye Popescu'dan gelen sonra oyunkurucu stoperdi ve üstelik oyun sıkıştığında yıllar önce Beckenbauer'in yaptığını yapıyordu Fenerbahçe ölçeğinde. Yusuf Şimşek'in nasıl kullanılması gerektiğini de Mustafa Denizli'den çok daha önce keşfetmişti. Yeni kurulan takımın yaşayabileceği tıkanıkları da yaşadı Fenerbahçe. Mücadelesi, temposu iyi olsa da üretkenliği ve verimliliği aynı seviyede değildi. Onu da duran top taktikleriyle çözüyordu.

Devre arasında alınan Marcio Nobre ile ortasahasından bir oyuncuyu eksiltip 4-2-4 oynamaya başladı Fenerbahçe. İkinci devre performansına 6 puan fazladan ekleyerek 41 puan aldı ve toplamda da 76 puanla ligi şampiyon olarak kapattı. Ertesi sezon alınan Alex De Souza ile de içeride dominasyon kurulmaya başlandı. Şimdi sorun olarak gösterilen Alex De Souza ve 2-3 mevkide birden oynayabilen Deniz Barış ve Serkan Balcı transferleri sayesinde Fenerbahçe'nin oynayabildiği diziliş sayısı 5 olmuştu. 4-3-3 ve 4-2-4 sonrasında 4-2-3-1, 4-1-3-2, 4-3-1-2 dizilişlerinin tamamını efektif olarak oynadı Fenerbahçe.

Ligi tamamen domine eden, kalitesizleştiren ve Avrupa'da da adım adım ilerleyen sisteme çomağı sokan ise Aziz Yıldırım ve Hakan Bilal Kutlualp oldu. Galatasaray en büyük açığını Ribery'yi alıp kapatırken, Fenerbahçe sistemde hem kafa hem de oyuncu yapısıyla en büyük arızayı yaratabilecek yegane ismi, Anelka'yı transfer etti devre arasında. Anelka kesilemeyeceğinden Fenerbahçe asimetrik bir 4-2-2-2 oynamak zorunda kaldı. Güle oynaya alınacak şampiyonluk Galatasaray eğer öne geçtiği maçta Gençlerbirliği'ne kendi evinde yenilmese kaçıyordu 2004 - 2005 sezonunda. Anelka en büyük numarasını 1 sene sonra yaptı, ve gerçekleşti o senaryo. Galatasaray'ı içeride, dışarıda, kupada yenen ve 90 gol atan Fenerbahçe ligi 2. bitirdi 2005 - 2006 sezonunda. Daum gitti, kavga bitti.

Üç sezonda sırasıyla 76-80 ve 81 puan alıp, ortalama 83 gol atan takım; daha sonraki 3 sezonda 75 puan ve golü geçemedi. Şimdi aynı reçeteye geri dönüyor Fenerbahçe.

Yapılan transferler ve ismi geçen oyunculara bakıldığı zaman yine aynı yolun yolcusu olduğu görülüyor Fenerbahçe'nin. Hamit, Halil, Borowski, Vargas... Hepsi birden fazla pozisyonu oynayabiliyorlar. İsimler farklı olabilir elbette ama ortak özellikleri bu olacaktır alınan adamların. Alınan yerliler de maliyeti eskiye göre çok yüksek olsa bile bu düsturu karşılar nitelikte. Hepsi birden fazla mevkide oynayabilen, farklı özellikleri olan ve çok yönlü oyuncular.

Özer'i herkes formasyonda sağ açığa yazıyor. Kazım, Deivid, Mehmet Topuz ve hatta alınması muhtemel Hamit ile birlikte orada yığılma olacağını söylüyor. Oysa Özer Ankaraspor'da bu sezon genellikle sol açık oynadı. İnönü'de Beşiktaş'ı dağıttığı maçta da, Saraçoğlu'nda aldığı sarı karttan sonra oyun konsantrasyonunu kaybedip kenara alındığı maçta da sol açıktı. İleri ikilinin arkasında ve sağ açık da oynayabiliyor elbette. Deivid ve Kazım da çift santrforlu bir dizilişte ileri ikiliye alternatif olabilirler ha keza.


Mehmet Topuz sağ koridorun her yerinde ve forvetin arkasında oynayabiliyor. Daum muhtemelen şut tehdidi ve driplingi sayesinde ters kanatta da kullanacaktır Mehmet Topuz'u. Hatta devamlılığını ve fizik gücünü de düşünürsek Topuz'dan çok önemli bir ortasahaya oyuncusu da yaratabilir Aurelio'dan yarattığı gibi.

Bekir tam bir defansif joker. Size olarak kalın bir oyuncu değil. Hatta ortalama stoperlerden biraz daha ince ve atletik, ayağı ise daha düzgün. Önder'den daha iyi bir oyuncu bana göre ve en kötü ihtimalle stoper ve sol bek ( edit ) olarak rotasyona girecektir. Bir tek Bilica var mevki olarak tekdüze oyuncu, onun da frikik atma ve oyun kurma becerisi var.


Hülasa Köln döneminde Rinus Michels'den birebir feyz alma şansını yakalamış bir teknik adamdır Daum ve Fenerbahçe yine birden fazla dizilişle oynayacaktır yeni dönemde. Birçok da sürpriz göreceğizdir sahada oyuncu anlamında.

Üstelik bu kez daha şanslı Daum, zira elinin ilk dönemde en zayıf olduğu bek pozisyonu, bu kez Fenerbahçe'nin en güçlü olduğu mevki. Gökhan Gönül ve Roberto Carlos sayesinde daha korkusuzca yapacaktır denemelerini. Alex'in olmadığı klasik bir 4-4-2 dahi ekleyebilir diziliş çantasına; güçlendirilen yerli rotasyonu ve şayet ismi geçen oyuncular ya da ismi geçen mevkilere benzer nitelikte oyuncular alındığı takdirde.

Etiketler: ,

9 Temmuz 2009 Perşembe

Roberto Mancini'nin İngiltere Hayali



Roberto Mancini'nin futbolculuk kariyerindeki son kulüp Leicester City. 37 yaşındaydı Leicester'e imza attığında, doğal olarak fazla uzun sürmedi İngiltere kariyeri. Antrenörlük işine İtalya'da başladı. Lazio başarısı sayesinde kapağı Inter'e attı. Inter'de İtalya Kupası dışında bir numarası yoktu ki, imdadına Calciopoli yetişti. 3 Scudetto koydu koleksiyonuna. 4 sezon çalıştığı Inter'in son 30 yıldaki en başarılı hocası oluverdi. Yine de beklediği saygıyı göremedi ve Moratti'nin Şampiyonlar Ligi hayalinin kurbanı oldu, koltuğu da Mourinho'ya devretti. Senelik 6 milyon € olan kontratı tıkır tıkır ödeniyor gerçi 1 senedir takım çalıştırmadığı halde ama artık parayı pulu da düşünmeyip kariyerine devam edecek Mancini. Yarım bıraktığı işi tamamlamayı şiar edinmiş. Portsmouth ile görüşüyor. En büyük aday konumunda. Rakipleri ise bir zamanlar hocası olan Sven Goran Eriksson, yakın jenerasyonun topçularından Slaven Bilic ve Portsmouth'da daha önce direktör olarak görev alan Avram Grant. Yakın zamanda Arap sermayesinin eline geçen Portsmouth kariyer yapmak için iyi seçim. Eli açık Araplar istediği transferleri yapabilmesi için gereken sermayeyi verecektir. Portsmouth'un geçen sene ligi 14. sırada bitirdiği dikkate alınırsa, baskı da hissetmeyecektir pek. Inter'den de alışık baskıyla yaşamaya. Mancini'ye yakışır Portsmouth elbisesi. Zola ile girişeceği rekabeti izlemek de ayrı bir keyif olur.

Etiketler:

Disko Kralı Van Gaal



Bayern bu sene Nerlinger ve Louis Van Gaal yönetiminde kabuk değiştiriyor. Çekirdek kadrodan önemli bir oyuncu kaybetmediler, üstüne Mario Gomez, Pranjic ve Tymoschuk takviyelerini yaptılar ama Van Gaal işi her alanda sıkı tutmaya yeminli. Alman topçular biraya ve diskoya düşkündür. Oliver Kahn'ın Münih'in baba diskolarından P1'de çekilen fotoğraflarından 2 albüm çıkar. Bayrak kimde şimdi bilmiyoruz ama Van Gaal P1'e takılan çok topçu olduğu istihbaratını almış. Gerekirse kontrole gideceğim diyor. Disiplini ihraç eden ülkede rahatlıklarıyla nam salmış bir Hollandalı disiplin tedbirleri alıyorsa, Bayern Münih'in geçen sezon tek sorunu Klinsmann değil demektir.

Etiketler:

Tüplü Ferrari



Hazır olun bu sene bu esprilere. Sezon boyu atılabilecek hatta atılmaması gereken, akla hayale gelmeyecek onlarca Ferrari konulu manşet atılacak medyada. Beşiktaş'ın iyisi de kötüsü de bir şekilde Matteo Ferrari'ye bağlanacak. Ronaldinho gelse bu kadar sevinmezdim medya mensubu olsam. An itibariyle gazetecilerin en hoşuna giden transferdir. Bilhassa Mehmet Demirkol ve Fuat Akdağ gırgırın dibine vuracaklardır Spor Servisi'nde. Medyayı Ferrari konulu beyin fırtınasından kurtarmak isteyenleri yorumlara alalım. İleride telif isteriz...

Etiketler: , ,

Kapalı Gişe



Real Madrid bu sezon öncesi yurtdışında Shamrock Rovers, Borussia Dortmund, Toronto FC ve DC United ile 4 hazırlık maçı yapacak. Hepsini kapalı gişe oynayacak hatta kapasitenin de fazlasına. İlk maç 20 Temmuz'da İrlanda takımı Shamrock Rovers ile Dublin'de. Stad kapasiteleri 3,500 kişi, Real Madrid için bir o kadar daha tribün ekleyecekler. Eklemek zorundalar zira 7000 bilet sattılar. Geçen sene 'Messi'yi kim savunacak ?' en popüler soruydu, bu sene özne Cristiano Ronaldo. Eğer Pellegrini oynatırsa Ronaldo karşısında siftahı Ian Birmingham yapacak. Haftalık 300 sterlin alıyor ve part time futbol oynuyor bu eleman. Hayatının maçını oynayacak.

Etiketler:

810 Gün



Brezilya'da herkesin düşmanı olan bir adam Paulo Schmitt. Futbol maçlarında futbolun dışına çıkıldığı anda devreye girer, akıl almaz cezalar talep eder. Son kurbanı Andres D'Alessandro. Brezilya Kupası finalinde, Corinthians maçında, delirme emareleri göstermişti D'Alessandro. Yumruğu da tekmeyi de denk getirememişti ama Paulo Schmitt'e teşebbüs dahi yetiyor. 810 gün ceza istemiş. Duruşma Pazartesi günü yapılacak...

Etiketler: ,

Copa Libertadores Final Tribünleri













Finalin ilk maçı 0-0 bitti. Cruzeiro kalecisi Fabio dışında hatırlanacak tekşey de tribünlerdi. Setteki amcamda Amigo Adnan havası yok mu sizce ?

Etiketler:

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Ayrılamayanlar



Mevsim transfer mevsimi. Biz de gazetelerin mimli adamları vardır. İstisnasız her sezon isimleri geçer takımlarımız için. Bu oyuncular da kulüplerinden ayrılmak isteyip de kulüplerinde demirbaş olarak kalanlar. Sidney Govou 5 senedir Lyon'dan ha ayrıldı ha ayrılacak. Adının anılmadığı kulüp kalmadı, bu sene de Galatasaray, Bolton Wanderers ve Portsmouth ile ismi geçiyor ama hala kıpırdayabilmiş değil. Bu sene alışık olmadığı bir şekilde Ligue 1 şampiyonluğu da yaşayamadı. Marouane Chamakh'ın hikayesi ise Govou'nun tersi. Onun derdi şampiyonluk görmek. Lyon da Lyon diye tutturuyordu uzun süredir ama Bordeaux bırakmıyordu. Bu sezon Bordeaux şampiyon olunca ve Chamakh da kariyerinin en iyi sezonunu geçirince hedef değiştirdi. Daha göz önündeki liglerden birine gitmek istiyor şimdi. Jimmy Briand da takımını beğenmeyenlerden. Rennes gerçekten bu kalitedeki bir oyuncunun hedeflerine uygun değil. Doğal olarak her sezon bir arıza çıkarıyor ama ya sakatlanıyor ya da Rennes'i ikna edecek teklif gelmiyor. Fransa Milli Takımına seçildi, yeni Henry diyorlar ama Briand hala Rennes'de debeleniyor. Jonathan Zebina ise beyaz sayfa açanlardan. Bir türlü Juventus'un bankosu olamıyor. Bir dokun bin ah işit. Senede 10-15 civarı oynamaktan yakınır ve ayrılmaktan bahseder hep; velakin her sezon başında da yeni bir sayfa açar. Hala gidecek Juventus'tan. Didier Drogba'nın ismi de Mourinho Chelsea'den ayrıldıktan bu yana İtalya ve İspanyol kulüpleriyle geçiyor. Kendi demeçleri de var bu minvalde ve Mourinho da Inter'e gitmiş olmasına rağmen Londra'da takılmaya devam ediyor Drogba. Bunların ortak özelliği Fransızca konuşuyor ve Ligue 1 orijinli olmaları. Anelka ve Ribery misali 'gideceğim gideceğim' diye tutturup gömlek değiştirir gibi kulüp değiştirenlerle bu liste bambaşka bir hal alır. Rahatsız bu adamlar...

Etiketler:

Copa Libertadores Finali



Gece 4'te ayakta olmak için geçerli bir sebep 50. Copa Libertadores finalinin ilk maçı. Veron ve Bosellili Estudiantes ile Kleber ve Ramiresli Cruzeiro oynayacaklar. Aslında grupta da oynamışlardı birbirleriyle. Estudiantes deplasmanda 3-0 kaybetmiş, kendi evinde 4-0 kazanmıştı. Yalnız Cruzeiro bunu maç öncesindeki talihsizliğe bağlıyor. La Plata yolunda kayboldukları için stada geç gelmişler ve maça ısınmadan çıkmışlardı. Bu kez önlemi alıp GPS koymuşlar otobüse. Bahaneleri yok. Çok farklı iki takım olacak sahada. Cruzeiro iyi bir hücum takımı, Estuadiantes ise iyi bir savunma takımı. 14 maçta 7 gol yediler sadece. Finale nasıl geldiklerinin görseli aşağıda. Maç Meltem TV'den naklen.

Etiketler:

Riquelme Planı



Önümüzdeki sene 100.yılını kutlayacak olan ve Brezilya Kupası'nı kazanarak Copa Libertadores'e katılmayı garantileyen Corinthians'ın en büyük hedefi Juan Roman Riquelme. Ronaldo ile oluşturacağı hücum hattının hayaline şimdiden kapılmış durumda Corinthianslılar. En büyük hayalleri ise Copa Libertadores. Riquelme'yi de bu hedef için istiyorlar. Doğru da düşünmüşler zira 3 kere Copa Libertadores kazanmışlığı var Riquelme'nin Boca Juniors ile. 2000, 2001 ve 2007. Kontratı da 2010 yılınnda bitiyor ama esas sorun Boca sadakati. Eğer ayrılmak isterse onu getirmek için gerekecek mali kaynağı illa ki bulurlar.

Etiketler:

Felipe Melo Juventus'ta



İtalyan gazeteleri web sitelerine girdiler haberi. Juventus ve Fiorentina anlaşmışlar Reggio Emilia'da. Resmi açıklama yarın. Juventus 20 milyon € + Marchionni'yi verecek Fiorentina'ya. Marchionni'nin değerinin 5 milyon € olduğu yazılmış. Yani Diego parasına geldi Felipe Melo. Kendisi de net 2,5 milyon € alacak. Büyük bir kariyer patlaması bu Felipe Melo adına. Brezilya'da oynarken sıradan bir oyuncuydu. İspanya'nın sıradan takımlarına gitti. Racing Santander ve Almeria. Orada biraz kendini gösterdi ve Prandelli'nin oltasına takıldı. Şimdi Brezilya Milli Takımı'nın banko 5 numarası. Juventus kazık yese de bana göre aradığı defansif ortasahayı bulmuştur. Önümüzdeki sene Juventus maçları rahat 5 kiloya malolacak bana. İsmini duyunca karnım acıkıyor, marşmelo geliyor aklıma...

Etiketler:

7 Temmuz 2009 Salı

Dört Ayak Berkant



Tarık Daşgün ile birlikte Türk futbolunun en büyük kaybıdır gözümde. Biraz söz dinleseydi şimdi bambaşka yerlerde olabilirdi. 16 yaşında Bayern'de profesyonel olan, 17 yaşında Manchester United karşısında Şampiyonlar Ligi oynayacak kadar yetenekliydi ama Bayern Münih sonrası yaptıkları ve yapamadıklarıyla kayboldu gitti. Şu aralar İlhan Mansız'ın futbola dönmeye çalıştığı 1860 Münih ile bir aralar 37 maçta 20 gol atıp dönüş sinyali verdi; ama idrarında bulunan kokain sayesinde oradan da kapı dışarı edilmişti. 1 senedir boştaydı. Steffan Reuter sonrası göreve gelen Ewald Lienen ve 1860 Münih bir şans daha vermeye hazırlanıyor şimdi Berkant'a. "Herkes ikinci bir şansı hakeder hayatta" demiş Başkan Beeck. Bu Berkant'taki şans ben de olsa yediğim önümde yemediğim arkamda Karayipler de keyif çatıyordum şimdi. Yaşı 28 Berkant'ın, hala bir geri dönüş yapabilir. Hala...

Etiketler:

Bahisler Açıldı



Bu bahis işine en çok İngilizler ve Amerikalılar düşkündür. İddaa çıktı çıkalı tozunu attık hepsinin. Sorsan Fin Ligi takımlarının son 5 maçını, ilk 11'lerini sayacak adamlar türedi. Bir de bu merakı manipüle eden, suistimal eden çakma futbol otoriteleri ve bahis simsarları. İtalyanların kulağına kim kar suyu kaçırdı bilemiyorum ama fikstür çekilir çekilmez TSL'nin şampiyonluk bahislerini açmışlar.

Fenerbahce 2.75
Galatasaray 2.87
Besiktas 3.20
Trabzonspor 13.00
Sivasspor 21.00
Bursaspor 81.00
Kayserispor 101.00
Gaziantepspor 201.00
Ankaraspor 251.00
Eskisehirspor 401.00
Genclerbirligi 501.00
Istanbul BB 501.00
Manisaspor 501.00
Ankaragucu 601.00
Denizlispor 751.00
Antalyaspor 1001.00
Diyabakirspor 1001.00
Kasimpasaspor 1001.00

Etiketler: ,

Cissokho'dan Kontra



Aly Cissokho 'nun Milan transferi bu sezonun aslında en garip transfer maceralarından biriydi. Hem bir futbolcunun 1,5 senede Geugnon'dan böyle bir sıçrama yapması hem de Milan transferinin gerçekleşmemesi açısından. Milan 15 milyon € ödemeyi kabul etmişti Porto'ya. Dişlerindeki sorun kaslarının başına bela olur deyip vazgeçtiler. İki taraftan da bir yalanlama gelmemişti. Cissokho konuşmuş bugün. Diş sorununun bahane olduğunu, böyle bir rahatsızlığı olmadığını ve kontrolde de çıkmadığını, Milan'ın Porto ile anlaşamadığı için bu hikayeyi uydurduğunu söylemiş. Cissokho'nun söyledikleri daha mantıklı geliyor bana. Tarih bazen oyun oynar adama. Belki Cissokho için de bir kırılma noktasıdır bu olay. Zaman gösterecek.

Etiketler:

2009 - 2010 TSL Fikstürü



Değişen birşey yok fikstür çekiminde. Yine ortalama sıcaklığın 35 derece olduğu bir mevsimde lig başlıyor ve yine derbilerin tarihi önceden belli. Aynı stadı kullananlar dışında buna neden gerek duyuyorlar, biri rasyonel bir şekilde gerekçelerini anlatırsa sevinirim. İstanbul derbileri 5, 10 ve 13. haftalarda. İlk derbi Galatasaray ile Beşiktaş arasında. Fenerbahçe son 2 senedir olduğu gibi derbilerin tamamını ilk devre içeride, ikinci devre dışarıda oynamıyor ama yine derbiyle kapatıyor sezonu. 10. hafta Galatasaray ile Saraçoğlu'nda, 13. hafta İnönü'de Beşiktaş ile oynuyor ve içeride Trabzon maçıyla sezonu kapatıyor. Daum için de ironik bir şekilde lig Denizli deplasmanıyla başlıyor. Fenerbahçe Trabzon'u, Galatasaray Antep'i, Beşiktaş da Ankaraspor'u takip ediyor ligde. Fener'in son 13 hafta oynayacağı maçlar ya Ankara'da ya da İstanbul'da, Galatasaray da 27. haftadan sonra derbiyle uğraşmayacak.

İlk hafta maçları aşağıda, fikstürün tamamı burada. Kazasız, belasız, gürültüsüz bir lig olsun. Keyif alacağız derken huzurdan olmayalım.


Gaziantepspor - Galatasaray

Antalyaspor - Ankaraspor
İBB - Beşiktaş
Gençlerbirliği - Kayserispor
Bursaspor - Kasımpaşa

Manisaspor - Eskişehir
spor
Diyarbakırspor - Ankaragücü
Sivasspor - Trabzonspor
Denizlispor - Fenerbahçe

Etiketler: ,

Real Madrid Dalgası




Futbolun dengeleri hassas. Calciopoli skandalı patladığı zaman, yarattığı tsunami sadece Juventus ve Milan'ı etkilemedi. Bütün bir ligin ve ülke futbolunun kaderini değiştirdi. Inter şampiyon ilan edildi, küme düşen Messina kümede kaldı. Roma Şampiyonlar Ligi oynadı, Palermo - Livorno ve Parma da hiç hesapta olmayan bir şekilde UEFA'ya gittiler. Fakat hepsinden öte yılların kaybeden takımı Inter bu seneden sonra Serie A'yı domine etmeye başladı. Hem yarışa önde başladılar hem de Calciopoli'nin ardından darmadağın olan Juventus kadrosunun kremasını başta Ibrahimovic olmak üzere yemeyi bildiler.

Juventus sadece Inter'i değil yurtdışını da beslemeye yetmişti. Real Madrid hocasını ve stoperine, Barcelona da beklerine kavuşmuştu. Transferin o dönem en dominant aktörü Chelsea belki Şampiyonlar Ligi'nde önüne taş koyabilecek olabilecek bir kulüpten kurtulmuş ama diğerleri daha da güçlenmişti.

Buna benzer bir etkiyi şimdi Florentino Perez yaratıyor. Cristiano Ronaldo, Kaka, Benzema ve eldeki Hollandalıların paraya tahvil edilmesi ardından gerçekleşecek olası bir Franck Ribery transferinin bilançolardan öte etkisi bu. Perez gelir gelmez tahta oturdu, futbolun diğer ağır abileri şimdi kriz mriz demeden kalan köşeleri kapma peşinde. Futbol ve ligler kabuk değiştirmeye başlıyor, transfer piyasasında acayip rakamlar dönüyor.



Barcelona'nın sorunu Eto'o ve Henry. Bunların yerine David Villa ve Mata düşünülüyor. Lakin Valencia yönetimini yeniden alan Vicente Soriano engeli var önlerinde. David Villa bizzat görüşüyor Vicente Soriano ile ve meseleyi çözmeye çalışıyor. Başarısız olunursa Barcelona için stepnedeki adam Diego Forlan. Atletico Madrid'e 36 milyon € getiren ve Forlan'ı da ikna edebilen alır götürür Pichichi'yi. Keirrison rotasyonda kalacak ya da kiraya verilecek bu haberlere bakılırsa. Mata'nın alternatifi Arshavin. Sol bek de arıyorlar. Geçen sene Lahm ile yatıp kalkmışlardı, bu sene daha mümkün bir hedefin peşindeler. Deportivo'nun Brezilyalısı Filipe. Deportivo 20 milyondan 14'e kadar indi. Barcelona 8'den fazlasını vermem ve 2 gün mühlet size diyor.

Manchester United Valencia ve Owen transferleriyle Cristiano Ronaldo ve Tevez kayıplarının izlerini silmiş değil bana kalırsa. Bir santrfor daha alacaklar ve hedeflerinde ilk Agüero var. Atletico Madrid'e gelen teklif 52 milyon €. Gerekirse 10 daha ekleyip oyuncunun serbest kalma bedelini ödemeyi de kafaya koymuşlar. İş Agüero'da bitiyor ve bağlı olduğu menajerlik bürosu IMG'nin United ile arası iyi. Güney Amerika'dan alınan oyuncuları IMG izliyor United için.

Liverpool ise La Liga'nın bir diğer gözde adamı David Silva için bastırıyor. Babel'i harcadı Benitez, sezonu Benayoun ve Riera ile idare etti ama şampiyonluk için daha iyisine ihtiyaçları var. Orayı takviye ederken, bir yandan da Mascherano ve Xabi Alonso'yu ellerinde tutmaya çalışacaklar. Chelsea Zhirkov'u alarak Malouda'nın önünü açtı bana kalırsa. Keşke Fener'e gelse, ilgilenilmişti de daha önce. Ancelotti'nin transfer ajandasında yazan diğer mevkiler santrfor ve ortasaha. Deco'nun yerine Sneijder'i istiyor İtalyan. Real Madrid verdiği 27 milyon € bonservisi kurtarabildiği kadar kurtarmanın peşinde ama Sneijder'i de ikna etmek zorundalar zira gitmek istemiyor Hollandalı. Chelsea'nin bu transferdeki rakipleri Inter, Juventus ve Ribery'yi kaybetmek üzere olan Bayern Münih. Forvete düşündükleri isim de Pato. Bugünkü baskından sonra satılırsa cam çerçeve kalmaz Milanello'da.

Arsene Wenger ortasahasına adam arıyor. Felipe Melo, Matuidi ve Lorik Cana ile ilgileniyorlar. Adebayor'un Milan'a satılması durumunda - menajeri kalacağını söylüyor - Flamini'nin geri döneceği dedikoduları da var. Wenger'in bu ortasaha iştahının arkasında ise Cesc Fabregas'ın ayrılma ihtimali var. Arsenal yetkilileri 45 milyon € üzerindeki bir bedelle ancak satılabileceğini söylediler Fabregas'ın. Gallas da ıskartaya çıktı Arsenal'de. Stoper arayanlara duyurulur !

Manchester City'nin yazmadığı süperstar stoper kalmadı. Terry, Puyol, Lucio. Terry için üçüncü teklifi yapacaklar Chelsea'ye. Ancelotti parayla alınamaz Terry diyor ama iddialara göre Ancelotti yazılı bir ayrılmak istiyorum talebi bekliyor Terry'den. 45 milyon sterline de bırakabileceği konuşuluyor. Puyol zaten şaka olmalı ama Lucio işi ciddiye bindi. Wesbter yasası gereği 7 milyon € yeterli olacak Lucio için. Inter Milan bu transferde City'nin rakibi. Eto'o bekleyişleri de sürüyor halen. Güiza'yı alırlarsa ömür boyu dua edeceğim Mark Hughes'a.



İtalya'da işler kesat. Transferin kralı Napoli, tablonun vehametini anlamak için yeterli. Inter transfere Motta ve Milito ile girdi. Sonrasında Deco ve Carvalho ikilisini kovaladılar bir süre ama vazgeçtiler. Lucio ve Hamsik isimleri geçiyor şimdi. Hamsik için 15 milyon € ve Mancini'nin teklif edildiği haberleri var İtalyan basınında.

Juventus'ta Diego ve Cannavaro alındı ama ortasaha hala eksik. Peşinde oldukları adam Udinese'nin bu sezon döktüren adamı D'Agostino. Stajyer Secco bu transferi yüzüne gözüne bulaştırdı. Mehmet Topuz hikayesine dönmek üzere. D'Agostino ile anlaştılar ama Udinese ikna olmuş değil. Oyuncunun insiyatifi kozunu kullanıp 1 aydır parayı kırmak niyetinde Secco ama becermiş değil. Hergün fırçalaşıyorlar Udinese Başkanı Pozzo ile.

Milan'ın öyle bir kadrosu var ki 3-5 transferle yenilenecek gibi değiller. Galiani ve Leonardo'nun mesaisi epey yoğun olacak. Hedefteki ilk mevki santrfor. Luis Fabiano, Huntelaar ve Edin Dzeko medyada geçen isimler ama icraat yok Milano kulübünde. Avrupa devleri arasında açık ara en durgun takım durumundalar.

Roma satış meselesiyle uğraşıyor. Fio Grup kulübü alırsa transfer hareketlenir Roma'da. Diğer türlü 2 ıskarta topçu Shevchenko ve Cruz ile genç oyuncularla yetinecek gibiler.

Lyon da Lisandro Lopez'i bitirdi. Benzema'dan gelen paranın 24 milyonu bu transfere verildi. 4 milyon € daha alabilir Porto performansa göre. Aulas yaşlanıyor artık.

Etiketler:

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Hain Larrivey



Arjantin Clasura'nın özeti şu iki kare. Kahramanı kaleci Monzon'u deviren Joaquin Larrivey. Cagliari'den kiralık geldi Velez Sarsfield'a. Cagliari'ye gitmeden önce Arjantin'de futbola başladığı ve son oynadığı kulüp Huracan. Umurunda mı peki ? Değil, Velez'e borçluydum diyor ve soluğu Arjantin'in en sansasyonel hatunlarının birinin yanında alıyor. Maria Del Lujan. Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez Kirchner'in seçim kampanyası için gönderdiği 800,000 $ tutarındaki yardım parasıyla dolu bavulu, Buenos Aires havaalanında ortaya çıkaran kadın. Eskiden hemşireymiş, sonra havaalanı güvenliği, şimdi playboy kızı. Daha fazlası burada. Y.Demirören birkaç seneye keşfeder kesin...

Etiketler:

Ne Olacak Milan'ın Hali !



Milanello baskın planı forumlarda kalmadı, Milan tribünlerinden 100 kişi Milanello'yu bastılar. "Bizi durdurmaya çalışan kendini hastanede bulur" diye bağırıyorlar. Kaka'nın satılması başta, ayrıca yapılmayan transferlerin hesabını soruyorlar. Galiani ortalarda yok, 15:00 gibi gelmesi bekleniyor. Berlusconi uzaklardan konuşmuş. Söylediğini beşikteki Milanlı yemez. "Ronaldinho, Pato, Pirlo gibi üç şampiyon oyuncumuz var, Inter'den kötü değiliz" . San Siro'da şu ana kadar satılan kombine bilet sayısı 1000'den biraz fazla. Geçen sene sırf Ronaldinho 1 günde 3000 sattırmıştı. Galiani transferde elini çabuk tutmazsa sadece paradan değil huzurdan da olacak Milan. San Siro zıvanadan çıkmak için fırsat kolluyor. Bu arada eski Milanlı Ancelotti bu sabah İngiliz medyasına tanıtıldı, akşama doğru da Zhirkov imzayı atacak.

Etiketler:

Kim ?



Andres D'Alessandro

Etiketler:

Marsilya'da Tango



Lucho Gonzalez transferi ile Marsilya tarihindeki 16. Arjantinli futbolcuya kucak açtı. Anormal şeyler olmazsa Lucho Gonzalez gibi bir topçu Marsilya'da başarılı olur, oradan da daha büyük liglere gider; ama tarih Marsilya'ya yolu düşen Arjantinliler için pek iyi şeyler söylemiyor. Sahada değil Marsilya operasının önünde yapabilmişler anca tangoyu.


Pablo Calandria 1999 yılında Arjantin'in Huracan takımından, David Trezeguet pırıltısı görülerek alındı. Marsilya kariyeri 32 dakikadan ibaret, sahada çekilmiş fotoğrafı yok ama 3 senelik sözleşmesini doldurmayı başardı. Marsilya'dan sonra 5 sezon İspanya turu attı Arjantin'e geri döndü. Eduardo Berizzo da aynı sene Marsilya'ya gelenlerden. Inter'e transfer olan Laurent Blanc yerine River Plate'den alındı. 1 sezon kaldı Marsilya'da, oynadığı maç sayısı 13. Sezon sonunda Buenos Aires'in yolunu tuttu. Gittikten sonra "Marsilya'dan ayrıldım çünkü takımda çok fazla homoseksüel vardı" demeciyle son kazığını attı Velodrom'a. II. Eduardo'nun geldiği takım ise San Lorenzo. 2001 yılında İsviçre'nin Servette takımı üzerinden transferi gerçekleşti Eduardo Tuzzio'nun. İki sene takımda kaldı, 19 maçta forma giyebildi. Oynadığı zaman sıradan bir rol oyuncusuydu ama sadece sahada rol kesmiyordu Tuzzio. Menajeri Gilbert Sau'nun suflelerini harfiyen riayet ederek yarım milyon dolardan fazla kazıkladı Marsilya'yı Lebouf ile birlikte. Hapis cezası alacağı belli olunca soluğu yurtdışında aldı. Christian Gimenez de İsviçre üzerinden Marsilya'ya gelenlerden. Bamogo ve Luyindula'nın ayrılmasından sonra Basel'den alındı 2005 yılında. İlk maçında Ajaccio'ya gol attı. Bu ilk ve son golü oldu Marsilya formasıyla, kalan 37 maçta 0 çekti. 13 numarayı giyerdi. Formanın hakkını vermiş ! Hertha Berlin'e kiralandı daha sonra. Oradan Meksika ve şimdi tekrar İsviçre'de. Gimenez ile aynı sezon gelen bir diğer Arjantinli Renato Civelli. Oynayamadan Gimnasia'ya kiralandı, geri döndükten sonra ağır sakatlık geçirdi. 8 ay topa vuramadı. Sonra Eric Gerets ile kendine geldi. Geride kalan sezonun ikinci devresinde forma şansı bulmaya başladı ama Deschamps'ın kadrosunda yer yok Civelli'ye. Gidicilerden. Juan Angel Krupoviesa ise Lucho Gonzalez'den önceki son Arjantinli transfer edilen. Geçen sezonun ortasında Boca Juniors'tan kiralanmıştı. Arjantin içerisindeki en itibarlı solbek oyuncularından biriydi. 6 maçta forma giyebildi. Onlarda da gereksiz agresifliği, sertliği ve kötü oyunuyla bir türlü sevilemedi. Sezon sonunda La Bombonera'ya geri döndü. Sona sakladığım Arjantinli ise Lucas Bernardi. Monaco'nun oh Marsilya'nın ah dediği oyuncudur. Newells'den Deschamps'a benziyor diye almışlardı 2001 yılında. 8 maç sonra Monaco'ya postaladılar. Monaco'da 200'den fazla maça çıktı. 2004 yılında Şampiyonlar Ligi finali oynayan takımın bankosuydu. Arjantin ile Konfederasyon Kupası finali de var.

Etiketler:

Steve Savidan Bıraktı



Steve Savidan kariyerinin sonunda futbolunu parlatabildi, 2. lig golcüsü titrinden kurtulup Caen performansı ile sivrildi ve Fransa Milli Takımı'na kadar yükseldi. Bu sezon Monaco'ya transfer oluyordu ama sağlık kontrolünde kalbinde sorun olduğu anlaşıldı. Dün apar topar emekliliğini açıkladı Savidan. Kahpe felek ! Thuram, Sommeil, De La Red. Son 1 yılda futboldan kalbi yüzünden kopan oyuncular. Puerta, Feher, Foe milenyumun diğer kurbanları. Çok sık teklemeye başladı kalpler. Bir ara listelemek lazım futboldaki kalp vakalarını.

Etiketler:

Kezman Aynı Kezman



Fenerbahçe'nin güzelim 2007-08 sezonunda en zayıf halkaydı Kezman. PSG isteyince düşünmeden gönderildi. Kağıt üzerinde kazan-kazan hamlesiydi ama kazanan sadece Fenerbahçe oldu. Kezman'ın Paris günleri İstanbul günlerinden de kötü geçti. Fenerbahçe'de 46 lig maçında 20 gol atmıştı, PSG performansı 21 maçta 3 gol. Fransızların France Football'dan sonra en itibarlı futbol dergisi So Foot'un sezonun en kötü 11'ine kafadan giriş yapmış Kezman.

Butelle

Helder - Mensah - Calve - Placente

Pjanic - Adu - Matsui

Santos - Kezman - Pieroni

TD: Yves Bertucci

Etiketler:

5 Temmuz 2009 Pazar

Milanello Baskın Planı



Pazartesi sezonu açıyor Milan. Gelenektir, sezonun ilk antrenmanı taraftara açılır Milanello'da. Kaka'nın satılması ve daha dişe dokunur hiçbir oyuncunun alınamamasından dolayı protesto olabileceğini yazıyordu yerel basın. Doğru tahmin etmişler. Kaka fanları şimdiden organizasyona başlamış. Mesajı yazan Milano'ya 40-50 km mesafeden, Bergamo'dan yazmış. Yarın şenlik var Milanello'da. Adriano Galiani de güvenliği arttırmakla meşgul.

Etiketler:

Adriano Trilogy



Adriano'nun bira düşkünlüğünü biliyorduk da, neyle götürdüğünü bilmiyorduk kutu kutu biraları. Ancelmo Gois Brezilya'nın Korkut Göze'si. Yazdığına göre hot-dog dedin mi akan sular duruyormuş Adriano için; ama bu kez yaramamış İmparator'a. Cırcır olmuş dağ gibi adam, antrenmana çıkamamış. Geldiğinden beri kaçırdığı 3. antrenman bu. At başı gidiyor çıkmadığı antrenman sayısı ile çıktığı maç sayısı. 4 maçta 4 golü vardı, dün sezonun flaş takımı Vitoria karşısında 5. maçına çıktı. Paspas oldu sahada. Cırcıra vermek lazım...

Etiketler: ,